1. BÖLÜM

282 5 1
                                    

Yazar : Hayalet Yazar M.T

Kral Vanca ya mektup ...

Sevgili Kral Vanca ;

Bu mektubu size yazıp yazmamakla çok tereddüt ettim , ancak gerçeği bilmenizin gerektiğini düşünüyorum.Ben şuanda ölüm döşeğindeyim , yakında hayata gözlerimi yumacağım torunumun benden başka kimsesi yok o yüzden bunları size anlatıyorum.Kızım sizden bunu yıllarca gizledi ama ben bunu daha fazla gizleyemeyeceğim size ve torunuma bu kötülüğü daha fazla yapamayacağım . Kızım sizden boşandığında henüz bir aylık hamileydi sırf size daha fazla sıkıntı vermemek için bunu yıllarca sizden gizledi . Kızım artık yok ve bende artık ölüm döşeğindeyim . Torunumu size öz babasına emanet edip öyle bu dünyadan göçmek istiyorum . Aksi takdir de gözlerim açık gideceğim . Umarım kızımın yaptığını anlarsınız ve ona kızmazsınız .Bu arada torunumun adı Sona yani kızınızın.Sizin ondan haberinizin olmadığı gibi onunda sizden haberi yok , sizi öldü biliyor , biliyorum sizin için büyük bir şok oldu ama malasef hayat bize bunu yapmamızı gerektirdi.Size adresimi yazdım...Umarım bir an önce gelirsiniz ve torunuma yani kızınıza sahip çıkarsınız ...

Mine'nin annesi Fatma ...

********************

Prenses Yona ( kongcu yona ) annesi Kraliçe Haynan'a ( yowang Haynan ) yönelerek ;

- '' anne ( eomoni ) babamın nesi var öyle çalışma odasından fırladığı gibi koşuyordu beni görmedi bile yüzü de kül gibiydi anlamadım ( anihae ) gitti benim bilmediğim kötü bir şey mi oldu ? ( nappın irioddago ? ) ''

Kraliçe haynan da

- '' öyle mi ? ( kıreyo ? ) Hayır neler olduğunu bende bilmiyorum ( nado morıgessoyo ) merak ettim şimdi ( nanın kunkımheso çigım )

Gidip neler olduğunu öğrenelim '' der .

Kral Vanca özel koruması Min hoo ile birlikte Türkiye'nin yolunu alır ... Sürekli nasıl olur , böyle bir şeyi Mine bana nasıl yapar diye söylenip duruyordu Kral Vanca ...

Minhoo olup biteni anlamaya çalışıyordu fakat olan biteni kestiremiyordu . Ancak Türkiyeye gittiğinde öğrenebilirdi .

Sona büyükannesinin başında süreki ağlıyor '' lütfen büyükanne sende beni bırakıp gitme ne olur '' diye yalvarıyordu.

Büyükannesi '' seni böyle ağlarken görmek yüreğimi parçalıyor Sona lütfen ağlamayı kes ve beni dinle '' der demez odaya bir adam girer . Odayı bir anda büyük bir sessizlik kaplar . Sona şaşkın bakışlarla daha önce yüzünü hiç görmediği bu yabancı adama , öylece baka kalır . Yabancı adamda Sona'ya ...

**********************

Yabancı adam Kral Vancadan başkası değildi . Kral Vanca Sona'ya sesi titreyerek '' sen Sona mısın ? '' der.

- '' evet ama siz adımı nerden biliyorsunuz ayrıca dilimizi de konuşabiliyorsunuz ? ''

Büyükannesi Sona ' ya ; '' sona bak yavrucuğum o karşında duran adam senin baban bunu senden yıllarca gizledik , lütfen bizi affet ( çebal uri yongseo ) ... ''

- '' Büyükanne benimle dalgamı geçiyorsun sen , bu yabancı adam benim babam nasıl olur , sen ne dediğinin farkında mısın ?

Kral Vanca lafa girmek ister ancak dili tutulmuşçasına birşey söyleyemez sadece izlemekle yetinir.Büyükannesi bütün hikayeyi başından sonuna kadar Sona'ya anlatır.Sonra da hayata gözlerini yumar . Sona şaşkına döner , başını büyükannesinin yatağına koyarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar . Daha sonra da yayından fırlamış bir ok gibi odadan çıkıp gider . Kral Vanca arkasından seslense de işe yaramaz hemen Minhoo ya işaret ederek takip etmesini söyler . Minhoo Sona nın arkasından koşar ve Sonayı kolundan tuttuğu gibi hastanenin bahçesin de yakalar.

- '' bırak kolumu kimsiniz nesiniz bilmiyorum , rahat bırakın beni '' dedikçe Minhoo kolunu daha da sıkı tutuyordu . Sona iyice deliye döner bütün gücüyle onu itmeye çalışır ama gücü buna yetmez , iki dizinin üstüne çökerek tekrar ağlamaya başlar . Minhoo donup kalır , öylece Sona ' ya bakar , daha önce hissetmediği acıma duygusunu hisseder . Teselli etmek istese de bunu yapamaz sadece '' lütfen benimle gelin sizi götürmem gerekiyor '' der ... Sona kızgın bir bakış atarak

- '' nereye nereye ? ben hiç bir yere gitmiyorum , burda oturacağım , git başımdan ''

Minhoo Sona' yı yerden kaldırarak omzuna alır .

- '' manyak mısın sen ? ( no miçyonni ? ) ne yapıyorsun ( mo hanıngoya ) indir beni aşağıya ''

Sona bir yandan bağırıp bir yandan da Minhoo ' ya vurur ...

Birkaç gün sonra :

Sona nın büyükannesi taprağa verilir kızı Mine'nin yanına gömülür . Sona hem annesinin hemde büyük annesinin mezarları başında öylece ağlar durur ... Kral Vanca da uzun bir aradan sonra eski aşkını hatırlar ve acısı bir kez daha depreşir . Gözlerinden yanağına doğru yaşlar süzülür . İlk karısının mezarının başında - '' sana söz veriyorum ( nega tangşinıl yagsog ) kızımıza çok iyi bakacağım onun bir daha üzülüp ağlamasına asla izin vermeyeceğim kalan ömrümü ona adayacım '' der.

Kızını yerinden kaldırarak ona sarılır birşey söylemez sadece sarılır Sona ise tepkisiz bir şekilde kalır . Onu babası olarak görmez bir yabancı gibi soğuk davranır . Kral Vanca bin bir türlü laf ile ikna eder ve Sona 'yı Kore 'ye götürür ... ( daha doğrusu zorla )

ve Sona Kore 'de .... :))

İki PrensesWhere stories live. Discover now