18. BÖLÜM

2.6K 146 54
                                    

Piyade Sözleşmeli Er Yasin Karaca
Piyade Uzman Onbaşı İsmail Yazıcı
Piyade Sözleşmeli Er Emre Taşkın
Piyade Teğmen Ramazan Günay
Piyade Uzman Çavuş Mehmet Serinkan
Gazi Sözleşmeli Er Çağatay Erenoğlu
Piyade Uzman Çavuş Abdulkadir İyem
Piyade Uzman Çavuş Ahmet Arslan
Piyade Sözleşmeli Er Semih Yılmaz
Piyade Sözleşmeli Er Kemal Aslan
Piyade Sözleşmeli Er Cebrail Dündar
Piyade Sözleşmeli Er Enis Budak

Vatan size minnettar, ışıklar içinde uyuyun aslan abilerim. 🇹🇷

İyi okumalar dilerim <3

Bana ulaşmak için;;
ig: sevgleal & leyalchase
x(twitter): leyalchase
-------------------------------------------

Kışlaya geldiğimde arabamı park ettim, hiç oyalanmadan giyinmeye gitmek için arabadan inip kapıdan içeri girdim. Koridorda yürürken önümün kesilmesini beklemiyordum elbette ki.

"Sorun mu var?" Karşımdaki uzun boylu adama baktım. Uzun, siyah kirpiklerin çevrelediği kahverengi gözleri vardı, yüzü sakalsızdı. Yakışıklı bir adamdı, kendisini tanımıyordum. "Başçavuş Aydın?" Sesi derindi, hoştu ama beni ilgilendiren bir şey değildi bu.

"Evet, tanışıyor muyuz?" diye sorduğumda başını iki yana salladı. Tanışmıyorduk. Görsel hafızam oldukça kuvvetliydi, eğer tanışsaydık hatırlardım. "Başçavuş Demir Soykan."

Soykan.

Elif'in soyadı.

"Ve evet, tahminde bulunduğunuz gibi, Soykan ailesindenim. Elif'in kuzeniyim." Sormadığım sorunun yanıtını aldığımda başımı hafifçe salladım, Elif böyle bir kuzeninin varlığından bahsetmemişti. "İlhan Yarbay sizi gördüğüm anda yanına götürmemi emretti, konuşmak istediği bir şey varmış."

Yine cevap vermedim, başımla onayladıktan sonra birlikte sükunet içinde İlhan Yarbay'ın odasının önüne ilerledik, yavaşça kapıyı tıklattım, gel emrini duyunca kapı kolunu çevirdim ve açtım. İçeride Esra abla ve tanımadığım başka bir kadın vardı. Selam verip içeriye adımladık. İlhan Yarbay bir haritanın önünde duruyordu, ciddi bir mesele vardı belli ki.

"Umay, Demir Başçavuş ile tanıştığını düşünüyorum." dediğinde başımı onaylarca salladım, o da sözlerine devam etti. "Bu da Leyla Başçavuş, size vereceğim göreve iki tim olarak çıkacaksınız."

İki tim demek... Ekstra önemli bir görev olacaktı sanırım. Başımla yeniden onayladım. "Şimdiki göreviniz sınır ötesinde. Sevdiklerinizle vedalaşın, gidip de dönememek var."

Sözleri boğazımda yumru bıraktı. Haklıydı, gidip de dönememek, dönüp de bulamamak vardı.

"Gidin. İki saat sonra geri gelin, görevin detaylarını açıklayacağım." dediğinde sanki anlaşmış gibi aynı anda cevapladık. "Emredersiniz komutanım."

Odadan çıkarken Esra abla yanımdaydı. "Bunu beklemiyordum." deyiverdi birden. Onun sesi beni kendime getirmişti, gözlerimi ona çevirdim. "Ben de öyle."

Kışladan çıkmadan önce ortak alanımıza gittik, bizim timin erkekleri oradaydı, her zamanki gibiydiler. Engin Çavuş gazete okuyor, Miraç ve Çağrı birbirleriyle uğraşıyor, Arda telefonuyla uğraşıyor, Tahir ve Yusuf ise tavla oynuyordu.

Asker Hanım | Yarı TextingWhere stories live. Discover now