12. BÖLÜM

3.9K 193 62
                                    

Bölüm Şarkısı:
Olivia Rodrigo - Vampire

İyi okumalar!!! <333

Bana ulaşmak için;;
ig: sevgleal / x: leyalchase

-----------------------------------------

Çınar ve o kadını birlikte gördükten sonra gerçekten keyfim kaçık bir şekilde masada oturuyordum. Benim ruh halime karşı halay müziği çalarken boş bakışlarla halay çeken arkadaşlarımı ve küçük kızımı izledim. Derin bir iç çektiğimde bunu farkeden Gökhan abi, Esra ablanın eşi bana baktı. "Hayırdır Umay? Bir sorun mu var?" Var, demek istedim. Tam on yıldır hayatımdan eksik olmayan bir sorun var. Yaklaşık bir doksandan uzun, mavi gözlü, gerizekalı bir sorunum vardı. Yine de bir şey demedim, yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. "Sorun yok Gökhan abi. Her şey yolunda. Sadece bir şey düşünüyordum." Bana başını hafifçe salladı. Ardından yanında oturan Tahir ile derin sohbetine geri döndü.

Gözlerimi yeniden dans pistine çevirdiğimde Çağrı'nın halaya yeni bir soluk getirdiğini farkettim. Yılların halayını değişik bir hâle sokan Çağrı'yı herkes hayranlıkla izliyordu. Her ne kadar canım sıkkın olsa da bu görüntü benim biraz gülmemi sağladı. Telefondan bir mesaj sesi geldiğinde telefonumun ekranına baktım. Ekranımdaki fotoğrafa kendi kendime gülümsedim.

Nisan'ın geldiği günün akşamında birlikte çektiğimiz o mistik fotoğraf ekranımdaydı. Hepimizin yüzünde hayvan desenli maskeler vardı -ki bunlar Aybüke'nin fikriydi- ve dudaklarımızı büzmüştük, hem komik hem sevimli bir bir fotoğraftı.

Mesaja bildirimlerden baktım.

Çınar:
Umay
(19.54)
Çınar:
Kesinlikle yanlış anladın
(19.54)
Çınar:
Bizim aramızda hiçbir şey
yok
(19.54)

İçimden cevap yazmak geliyordu, ama bunun yerine sadece görüldü attım. Halay çekenleri izlerken halay başı olan Aybüke koşarak benim yanıma geldi. "Anne! Halay!" Benim elimden tutup halaya kaldırdığında ona itiraz etmek istemediğim için kabul ettim. Aybüke yeniden halayın başına daldığında kendimi Elif ve Çağrı'nın arasında buldum.

Halay normal seyrinde, tabii biz varken ne kadar normal olabiliyorsa, devam ederken dışarıdan gelen silah sesleri ile müzik kesildi. Mermilerden biri salonun penceresinden içeri girip duvara saplandığında herkes paniklerken ben Aybüke'nin üzerine eğilip onu koruma altına almaya çalıştım, belimde gizli bir şekilde duran silahı çıkarıp elime aldım. Elif'e ve Nisan'a seslenip Aybüke ve onları güvenli bir şekilde salondan çıkarıp gelin odasına soktuğumda Aybüke'nin korku dolu bal gözlerine baktım.
"Korkma bebeğim, burada teyzelerinle güvendesin. Buradan ayrılmayın, tamam mı?" Nisan ve Elif onu kendilerine çektiler, kollarını ona dolayarak sarılır pozisyona geçtiler.

Kapıyı kapattıktan sonra silahımdaki mermileri kontrol ettim. Yeterli sayılırdı, yeniden salona girdiğimde timinin silahlarıyla çatıştıklarını gördüm, gerçekten iyi iş çıkarıyor gibilerdi. Çağrı'nın yanına, bir masanın arkasına geçip silahımı dışarıdan ateş edenlere doğrulttum. Çağrı silahını ateşlerken neşeli bir gülümseme sundu. "Oo, komutanım hosgeldiniz. Kaynananız seviyormuş valla." dedi. Resmen olanlardan keyif alıyordu. Onun bu sözüne karşılık olarak güldüm, bir adamın silah tutan eline kurşun attığımda ona cevap verdim. "Milletin düğünü de berbat oldu ya"

Miraç yan taraftan yanımıza geldiğinde bana baktı, ardından etrafta gezdirdi mavi gözlerini. "Komutanım, Nisan, Aybüke ve Elif nerede?" diye soruverdi. Sesi endişeli gibiydi. "Güvenli bir yerdeler." dediğimde başını salladı ve yeniden ateş etti. Mermi sesleri yaklaşık on beş dakika sonra sona erdiğinde etrafı kolaçan etmek için siper olarak kullandığımız masanın arkasından çıkmaya karar verdim.

Asker Hanım | Yarı TextingWhere stories live. Discover now