Hazan Vakti| 50

32K 1.8K 1.1K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın..

50.Bölüm

Hazan Eraslan Türkoğlu'nun anlatımından,

Her şeyi telefi etmeme izin ver, o aile özlemini sana unutturmam için bana izin ver demişti Kartal. Sessiz kalmıştım. Benim sessiz kalmamla birlikte bakışlarındaki üzüntüyü görmüştüm. Benim sessizliğimle birlikte 'sen istediğin kadar düşün, ben her zaman seni bekleyeceğim.' diyerek evden çıkmıştı. 

Onu da anlamaya çalışıyordum. Aslında aynı durumdaydık. Benim annem babam dediğim adamı aldatmıştı, onun babası annesini aldatmıştı ve ikimizde yıllar sonra bir kardeşe sahip olduğumuzu öğrenmiştik.

Buraya geleli neredeyse 6 ay olmuştu. 6 aydır biliyordu benim onun kardeşi olduğumu. Hastanedeki ilk tanışmamız da bana olan bakışları düştü aklıma. Alparslan ile yan yana durup beni izlerken onun Semih gibi olmaması içimden dua etmiştim ve zamanla öyle biri olmadığını anlamıştım.

Aslında haklıydı, benim yanımda olmaya çalışmıştı ama bunu bir yabancı gibi yapmayı tercih etmişti. Alparslan'dan haber alamadığımda bana destek oluşu, hastane koridorlarında iyi haber beklerken yanımda oluşu hatta benimle derdimi paylaşması gerçekten yanımda olmaya çalışmıştı. 

Keşke bunları abim olarak yapsaydı, keşke ben Alparslan için ağlarken ona sarılabilseydim. Keşke düğünümde öyle yabancı gibi durmak yerine yanımda olsaydı, keşke beni ondan isteselerdi. Keşkelerim daha böyle uzayıp giderdi.

Düşüncelerimle boğuşurken duyduğum adım sesleriyle bakışlarımı yerden kaldırarak kapıya doğru çevirdim. Kartal gittiğinden beri Alparslan da gelmemişti yanıma. Salonda öylece düşüncelerimle baş başa kalmıştım. Bakışlarım kapıdan giren Alparslan ile buluştuğunda elindeki kahve kupalarını gördüm.

Yanıma doğru yaklaşıp elindeki kupayı bana doğru uzattığında kupayı alarak dudaklarıma götürdüm ve bir yudum içtim. Çok iyi gelmişti. Alparslan yanıma oturup yüzünü bana doğru dönerken aklımdaki sorularla bende ona doğru döndüm.

"Nasıl öğrendin gerçekleri, Kartal mı anlattı?" dediğimde Alparslan başını salladı. "Odasında seninle ilgili birkaç dosya ve birçok fotoğraf görünce doğal olarak hesap sordum, o da anlatmak durumunda kaldı." dediğinde derin bir iç çektim. 

"Bu yaşadıklarıma inanamıyorum, yaşadığım tüm hayatım yalanmış gibi hissediyorum. Yıllarca annemin babamın özlemini çektim ben. Ne kadar da salakmışım." diyerek bakışlarımı yere doğru eğdim. "Her seferinde annemin yeni bir yüzünü görüyorum. Benden, öz babamdan gerçekleri nasıl saklar?"

Alparslan elini elimin üzerine koyduğunda sesini duydum. "Bir açıklaması vardır belki." dediğinde başımı iki yana salladım. "Hangi açıklama bizden çaldığı yılları telafi edebilir ki? Kendisi yanımda olmadı, babamın da abimin de yanımda olmasına izin vermedi."

Abi demek garip geliyordu hala bana. Ama benimde kanımdan birinin olması, benimde ailemden birinin olması hoşuma gitmişti, sanki eksik kalan yanım tamamlanmış gibiydi.

"Babanla belki tanışamadın ama abin hayatta, burada." dediğinde bakışlarımı Alparslan'a çevirdim. Tepkimi ölçer gibi yüzüme bakarken başımı salladım. "Biliyorum, biliyorum ama yapamıyorum. Bunca aydır bana tek kelime etmedi, bu beni çok kırdı galiba."

Hazan Vakti| Asker&DoktorWhere stories live. Discover now