Hazan Vakti| 2

96K 4.1K 1.4K
                                    

🖇️Herkese merhabalar!

🖇️Umarım bölümümüzü severek okursunuz. Keyifli okumalar..<3

🖇️Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum..

2.Bölüm

Annem hiçbir zaman beni işini sevdiği gibi sevmemiştir. Onun için varsa yoksa işi önemliydi. Hastaları, hastanesi.. Beni dadım büyümüştü. Her anımda yanımda olmuş beni bu yaşıma getirmişti. Karne aldığımda, yeni bir yaşa girerken, hastayken, düştüğümde hep yanımda dadım olurdu. O bana öz annemden daha çok annelik yapmıştı. Ancak geçtiğimiz yıllarda onu da kaybetmiş hepten yalnız kalmıştım.

Annemi Tıp fakültesinden mezun olduğumda memnun edebilmiştim bir tek. Ondan önce ve sonra yaptıklarım onun hiç umurunda değildi. Duygularım, hissettiklerim hiç değildi. Hakkımda kararlar verirken bana sormamıştı hiçbir zaman. Buraya gel Hazan, şuraya git Hazan, şunu yap Hazan. Hep kendi istediği olsun istemişti.

Onun isteklerini hep yerine getirmeye çalışmıştım belki gözüne girer azıcıkta olsa sevgi kırıntısı görürüm diye. Ancak hiçbir şekilde karşılık alamamıştım. Onun istekleri artık benim için önemli değildi. Ben buraya gelerek her şeyden vazgeçmiştim. Her şeyin üzerine bir çizgi çekmiştim. Para, pul, tanınmak, şan bunlar bana göre değildi. Kaç kere annemin isteği üzerine davetlere katılmıştım ama hiçbirinde kendim gibi hissetmemiştim.

Ama şimdi kendim gibi hissediyordum. Ben buydum. Olmak istediğim yer de olmak istediğim kişi de buydu. Burada mutlu olacaktım. Buna çok inanıyordum.

Sabah uyandıktan sonra ufak bir kahvaltı yapmıştım. Ardından da hızlı bir şekilde hastaneye gelmiştim. Eren'den nöbeti devralarak bugün hastalarla ben ilgilenecektim. Üzerime önlüğümü geçirerek saçlarımı at kuyruğu yaptım.

Eren hastalarla ilgili gerekli bilgileri vererek hastaneden çıkmıştı. Bense sırasıyla hastalara vizite çıkacaktım. Öğrendiğim kadarıyla dün getirilen askerin durumu iyiydi ancak bir süre burada tedavi olması şarttı. Aldığı yara basit değildi.

Adımlarımı onun odasına doğru atarak kısa sürede odaya vardım. Kapıyı açtığım anda ilk olarak yatakta yatan Emre Bey görüş açıma girdi. Ardından da yatağın yanındaki kanepede oturan Alparslan üsteğmen. Benim içeri girmemle Alparslan üsteğmen toparlanırken bakışlarımı ondan çekerek hastama çevirdim.

"Günaydın, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" dedim enerjik bir sesle. Yaptığımız her hareket, ses tonu hastayı etkiliyordu. Bu yüzden ben her zaman hastalarıma morallerini yükseltecek şekilde yaklaşmaya çalışırdım.

"Sağ olun doktor hanım, iyiyim çok şükür." diyen Emre beyle birlikte başımı sallayarak onu onayladım. Yatağının hemen ayak ucunda asılı olan dosyasını alarak yapılmış olan tahlillerine baktım ve Emre Bey'e bakarak konuştum. "Sonuçlarınız iyiye gidiyor, beklediğimden hızlı iyileşiyorsunuz."

Odadan kimse bana cevap vermezken ben dosyayı yerine takarak Emre Bey'e yaklaştım. Odada bulunan eldiven kutusundan eldiven alarak ellerime giydim ve hastane önlüğünün düğmelerini açarak karnındaki yaranın sargısını canını acıtmamak için yavaşça açtım ve yarasına baktım. Gayet iyi duruyordu. 

"Yaranız da gayet iyi durumda ancak siz hızlı hareketlerden kaçının lütfen." dedim sargıyı tekrar kapatırken. Ardından da ekledim. "Size bir hemşire yönlendireceğim sabah akşam yaranıza pansuman yapacak." Serumuna da kısa bir göz attıktan sonra tekrar konuştum. "Ağrınız var mı?"

Hazan Vakti| Asker&DoktorWhere stories live. Discover now