Hazan Vakti| 3

86.1K 4K 932
                                    

🖇️Umarım keyifle okuduğunuz bir bölüm olur. İyi okumalar:)

3. Bölüm

Kolumdaki saate bakarak iç geçirdim. Nöbetimin bitmesine bir saat kalmıştı yalnızca. İlk nöbetime göre gayet güzeldi her şey. Tabii akşam olan olayı saymadığımız sürece. Olayı düşündükçe hala sinirleniyordum. Ne yazık ki ülkemizde böyle şeyler çok doğal karşılanıyordu. O yüzden insanlarda çekinmeden böyle hareketler yapabiliyordu.

Yaşadığım şeyden sonra konuşmak, biraz da olsa kafa dağıtmak adına Zeynep'i aramıştım ancak ulaşamamıştım. O benim tek yakınımdı ve o da olmayınca ben düşüncelerimle baş başa kalıyordum. Aslında alışmıştım da bu duruma. Yine de bazı zamanlar insan sevdiklerini yanında istiyordu.

Gece boyunca hiçbir olumsuzluk yaşamamış acile gelen birkaç hastaya müdahale etmiştim yalnızca. Bugün için son kez acilden çıkarken hastanenin kapısından giren Erenle gülümsedim. Hastaların durumunu birlikte değerlendirdikten sonra otele gidip biraz da olsa dinlenmek istiyordum.

"Hoş geldin." dedim yanına ilerlerken. Eren beni görünce aynı gülümsemeyle yanıma yaklaştı. "Hoş buldum. Nasıldı ilk nöbetin? Haline bakılırsa zor geçmiş gibi."

Dudaklarımı büzerek elimi şöyle böyle manasında salladım. "İdare ederdi. Sen dinlenebildin mi?" dediğimde başını salladı. "Hem de çok iyi dinlendim. Bizde işimizi bir an önce halledelim de sende git dinlen hemen."

Başımı sallayarak onu onayladığımda Eren hazırlanmak üzere yanımdan ayrıldı. Bende hasta dosyalarını alarak onu beklemeye koyuldum. Kısa bir süre sonra Eren hazırlanmış bir vaziyette yanıma geldi.

Birlikte hastaların yanına ilerledikten sonra sırasıyla tüm hastaları ziyaret ettik. En son askerimizin odasına geldiğimizde kapıyı çaldık ve içeri girdik.

"Kusura bakmayın böldük galiba." dedi Eren içeride konuşan Emre ve Alparslan üsteğmeni konuşur bir biçimde gördüğünde. Dün nazlı kalmıştı burada ancak şimdi Alparslan üsteğmen vardı. Üstelik bu sefer üzerinde üniforması vardı.

Alparslan üsteğmen başını iki yana salladı. "Bölmediniz. Gelebilirsiniz." dedi taviz vermediği sert sesiyle. Kapıyı arkamızdan kapatıp içeri girdik.

Dosyasını açıp birkaç sonuca baktığımda Eren'e hitaben konuştum. "Değerleri gayet iyi duruyor, dün baktığımda yarası da gayet iyi durumdaydı. Sen yine bakarsın ama bugün ayağa kaldırabiliriz."

Söylediğim şeyi Eren'de onayladı. "Evet, bugün yavaştan yürüyüşlere başlayalım Emre Bey." dedi Eren, Emre'ye hitaben. Ardından da ekledi. "Tabii refakatçinizin size yardım etmesi gerekiyor." diyerek bakışlarını Alparslan üsteğmene çevirdi.

Bende bakışlarımı Alparslan üsteğmene çevirdiğimde kısaca göz göze geldik. Üsteğmen bakışlarını benden çekip Eren'e çevirdi ve konuştu. "Refakatçisi ben değilim, burada olmayacağım." dedi ardından da bana bakarak ekledi. "Nazlı gelecek."

Başımı sallayarak onu onayladım. "Tamam o zaman. Biz Nazlı'ya gerekli talimatları veririz." dediğimde hiçbir mimik değiştirmeden bakışlarını Emre'ye çevirdi. "Hadi aslanım, dikkat et kendine. Kardeşlerinin de selamı var sana."

"Siz Allah'a emanet olun komutanım. Allah yardımcınız olsun." dedi Emre. Bu konuşmadan anladığım kadarıyla göreve gidiyorlardı. Alparslan üsteğmen kapıdan çıkarken beklemeden ardından seslendim. "Bir dakika bekler misiniz?"

Kapıdan çıkmadan evvel göz ucuyla bana baktı ve dışarı çıktı. Bense merakla bana bakan Eren'e hiçbir şey söylemeden Emre'ye döndüm. "Geçmiş olsun."

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin