Hazan Vakti| 48

25.9K 1.8K 1.5K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen:)

48.Bölüm

Alparslan Türkoğlu'nun anlatımından,

Aslan beyin gönderdiği video harekat merkezindeki masanın tam karşısındaki duvara yansıtılmıştı. Hazan'ın tutulduğu yerle ilgili herhangi bir ipucu aranıyordu. Sırtım duvara doğru dönük bir biçimde duruyor, Hazan'ın o halini tekrar görmek istemiyordum. Bana söylediği sözler, ettiği veda hala kulaklarımda yankılanmaya devam ediyordu. Hali gözlerimin önünden gitmiyordu. İçim yanıyordu ama bir yandan da sakin olmam gerektiğini biliyordum, panik yaparak Hazan'a yardımcı olamazdım.

Gözlerinde korku vardı ama bir yandan da rahatlamıştı sanki. Her şeyi öğrendim demişti, aslında babasının bir terörist olmadığını öğrenmişti muhtemelen. Ondandı bu rahatlık. Onu ne pahasına olursa olsun kurtaracaktık ama öğrendiği ve yaşadığı şeylerden sonra nasıl toparlanacağını bilmiyordum. Bu durum beni daha da korkutuyordu.

"Bir insan öz kızına bunu nasıl yapar? Hiç mi acımaz?" diyen Emre ile birlikte düşüncelerimden sıyrıldım. Bakışlarım Kartal ile buluşurken büyükçe yutkundum.

Herkesin öğrenmesi gerekiyordu bu durumu artık.

"Hazan onun öz kızı değil." dedim Emre'ye doğru bakarak. Tüm tim şaşkınlıkla bana doğru baktığında Caner'in sesini duydum. "Nasıl değil?"

Bakışlarımı Kartal'a doğru çevirdiğimde bu sefer konuşan taraf o oldu. "Hazan benim kardeşim."

Kartal'ın sözleriyle odanın içerisinde büyük bir ölüm sessizliği oluşmuştu. Hepsinin yüzünde bariz belli bir şaşkınlık oluşurken konuştum.

"Hazan'ın annesiyle Kartal'ın babasının bir geçmişi varmış. Bende yeni öğrendim." dedim daha fazla ayrıntıya girmeyerek. Ardından da ekledim. "O yüzden bu kadar kolay zarar verebiliyor Hazan'a. Ayrıca adam zaten vicdanını satmış, Hazan'a mı acıyacak?"

Söylediğim şeyler her ne kadar içimi acıtsa da gerçek buydu. Ne kadar ileri gidebileceğinin sinyalini vermişti videoda. Bu durum daha da korkutucuydu. Bir şeyler bulmamız lazımdı. Hazan'ın o adamın yanında daha fazla durmasını istemiyordum. Her geçen saniye bizim aleyhimize işliyordu.

"Kurtaracağız komutanım, hiç merak etmeyin." diyen Barış ile başımı salladım. Kurtarmak zorundaydık, başka bir ihtimal yoktu.

"Adamla Hazan'ı takas etmemiz söz konusu olamaz, bir şeyler düşünmemiz lazım ama ne?" dedi Kartal karamsar bir şekilde. Aklımı toparlayamıyordum. Hazan'a yaptıklarını gördükten sonra tüm mantığımı kaybetmiştim sanki ama toparlanmak gerekiyordu.

"Adamı veriyormuş gibi yapalım, Hazan hanımı kurtardıktan sonra adamı tekrar alırız." diyen İrem üsteğmenle birlikte bakışlarımı yerden kaldırdım.

"Çok riskli, adamı elimizden kaçırırsak tekrar alma şansımız yok." diyen Murat abiyle başımı salladım. Haklıydı ama Hazan için bu risk alınmaya değerdi.

Hazan Vakti| Asker&DoktorWhere stories live. Discover now