Hazan Vakti| 34

33K 2.1K 1.4K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın..

34.Bölüm

Koridorda yankılanıp kulaklarıma dolan telaşlı sesin söylediği cümle zihnimde yankılanmaya başladı. 'Timin telsizinden sinyal alınamıyor'  O an zihnimde bin bir çeşit soru, bin bir çeşit senaryo oluşmaya başladı. Bahsedilen tim Alparslan'ın timi miydi? Sinyal alınmadığında ne olacaktı? Başlarına bir şey mi gelmişti? ve en önemli soru bahsedilen tim Alparslan'ın timiyse ben ne yapacaktım?

"Harun yarbayın haberi var mı?" diyen Kartal yüzbaşının sesiyle düşüncelerimden sıyrılarak konuştum. "Alparslan'ın timi mi?" korkarak sorduğum soruyla birlikte Kartal yüzbaşı da biraz önce konuşan askerde birbirine baktı. "Alparslan'ın timi mi dedim? Lütfen cevap verin." endişeli şekilde çıkan sesim koridorda yankılanırken merakla ikisine baktım.

"Aslanım sen Harun yarbaya haber verip harekat merkezine geç, geliyorum ben." diyen Kartal yüzbaşıyla asker selam vererek yanımızdan uzaklaştı. Duyacaklarımdan o kadar korkuyordum ki ne hissetmem gerektiğini bile bilemiyordum. Bakışlarım Kartal yüzbaşının yüzünde gezinirken o konuştu. "Sakin olun Hazan hanım, onlara ulaşmak için her şeyi yapacağız merak etmeyin."

Söylediği şeyle birlikte nefes alamadığımı hissettim. Onun timiydi, sinyal alınamıyordu. Boğazımda büyük bir yumru oluşmaya başladığında derin bir nefes almaya çalıştım. Ne yapacaktım ben şimdi? 

"Evinize gidin Hazan Hanım biz size mutlaka haber vereceğiz." dediğinde hızla başımı iki yana salladım. "Hayır, gitmek istemiyorum. Gitmeyeceğim." dediğimde Kartal yüzbaşı derin bir nefes aldı. "Zorluk çıkarmayın lütfen." dediğinde başımı iki yana salladım. "Hayır, hayır ondan haber almadan gitmeyeceğim."

Belki yaptığım bencillikti, düşüncesizlikti, onları zora sokuyordum ama ilk defa kendimi düşünecektim. İlk defa bencillikse bencillik yapacaktım. Evde oturup bekleyemezdin, kafayı yerdim. Nazlı'ya ,Buse'ye, Semra ablaya veya Funda teyzelere söyleyemezdim, tek başıma olursam da kafayı yerdim. En azından bir haber, iyi olduğuna dair bir şey duysam giderdim ama haber almadan olmazdı. 

"Tamam, tamam odama geçin o zaman burada böyle durmayın. Ben en ufak bir haberde size bilgi vereceğim." diyen Kartal yüzbaşı ile başımı sallayarak onu onayladım. Birlikte odaya doğru ilerlediğimizde Kartal yüzbaşı odasının kapısını açıp girmem için yol verdi. "Buyurun."

İçeri girdiğimde benim ardımdan o da içeri girerek konuştu. "Buyurun oturun şöyle." diyerek kanepeyi işaret etti. Dediği yere otururken konuştum. "Bir şey olmamıştır değil mi? Biz daha geçen hafta konuştuk, iyiydi. Bir şey olmamıştır, telsizler bozulmuş olamaz mı?"

Aklımdaki her ihtimali sıralarken aslında söylediklerimin mantıklı olmadığını da biliyordum ama insan böyle zamanlarda saçma olsa da ihtimallere sığınıyordu. Çünkü her ihtimal demek umut demekti benim için. O yüzden iyi olan her ihtimali düşünmek istiyordum.

"Her şey olabilir lütfen sakinliğinizi koruyun." diyerek masanın üzerindeki telefonu alarak kulağına götürdü. Ardından bir numarayı arayarak konuştu. "Yüzbaşı Kartal Candemir, odama su getirin." telefonu kapatarak bana doğru döndü. "Benim gitmem gerekiyor şimdi, lütfen buradan bir yere ayrılmayın ve özellikle sizden başka kimse bu olayı bilmesin, gizlilik açısından. Gerekli görülürse Harun Yarbay diğer tim üyelerinin ailesine haber verir." 

Hazan Vakti| Asker&DoktorWhere stories live. Discover now