🌕 BÖLÜM▪︎37▪︎🍂

38.1K 3.8K 247
                                    

Hellö 💦

Yorum falan atmıyorsunuz vallahi küserim. Her gün bölüm atmaya çalışıyorum ama biraz teşvik :)

SINIR 2K VOTE 2K YORUM

Karşısında sadece kilotumla durduğum adama baktım. Beyaz saçları bir saat önce gördüğüm hâli gibi darmadağınıktı. Parıldayan gözleri, loş olan odamda bile bariz bir şekilde belli oluyordu. Bira ve naneli şeker gibi kokuyordu.

Göğüslerime kayan gözlerini gördüğüm anda bir an göğüslerimi kapatmak istedim ama onun yerine kendimi ona tokat atarken buldum.

Sarhoştu. Bunu ne ara yaptığımı bile anlayamamıştı ve başı yana çevrilmiş, saçları ise vurmamın etkisi ile daha da dağılıp yüzüne düşerken şaşırmış bir şekilde elini çenesine götürdü ve kanayan dudağını görmemle şaşırırken akan kanı yavaşça baş parmağıyla sildi. Hızlı atmak istememiştim ama anlaşılan diline gelen bir hamle yapmış olmalıydım.

Zerre pişman olmadım.

Ona arkamı dönüp sabahlığımın asılı olan dolabımın önündeki kısımdan alıp hiçbir şey olmamış gibi üzerime geçirdim ve bir anda sarhoş olan aklımın yerine gelmesine karşın dönüp ona öfkeyle baktım.

"Sen ne hakla benim odama girebileceğini sanıyorsun?" diye ona bağırdığımda saçlarını geriye attı ve bana öfkeyle bakmak yerine heyecanlı bir şekilde hâlimi izledi.

"Ata aşağıdaydı. Ben de odanda seninle görüşebileceğimi düşündüm."

"Yanlış düşünmüşsün." dedim üzerine basa basa. Üzerine doğru hırsla yürüyüp karşısında durduğumda öfkeden deliye dönmüştüm. Artık hayatıma bu kadar müdahale edebilen erkeklerden sıkılmıştım ve bunu her defasında kolay bir şeymiş gibi yapıp benim değerlerimi görmezden geliyorlardı. Bir de alkolün verdiği cesaret vardı tabii ki. Belki de kafamın hep güzel olması gerekiyordu.

Bu erkeklere haddini bildirebilmem için ayyaş bir şekilde dolanmam gerekiyorsa bunu kesinlikle yapardım.

"Defol git evimden." diye öfkeyle bağırdığımda ellerini geriye doğru adım atarken iki yanında havaya teslim oluyormuş gibi kaldırdı ve bana sinirlenmeye başlayan bir yüz ifadesiyle baktı.

"Neye bakıyorsun hâlâ? Gördüklerin hoşuna gitti herhâlde?"

"Şhh! Civciv?" dediğinde yine bana bu şekilde hitap etmesine karşın elime ne geçerse kafasına fırlatmak istedim ama onun yerine hâlâ odamın ortasında onunla karşılıklı dikilmeye devam ediyorduk.

"Sakin ol biraz. Ne bu öfke? Unuttun mu? Sen ben ne istersem yapmak zorundasın." dediğinde kan beynime sıçramıştı.

Histerik bir şekilde güldükten hemen sonra gözlerimden alev fışkırırcasına ona baktım.

"Sen kim oluyorsun da benim hayatımı yönetebileceğini düşünüyorsun?"

Başını yavaşça yana yatırdı ve yüzüme gülerek baktı. Dudağından akan kan hâlâ yerini koruyordu ama pek de umurunda değilmiş gibiydi.

Korkutucu bir adamdı. Her hareketi, bakışları, gülümsemesi, duruşu ve sözleri... Yine de canıma tak etmişti artık.

"İstesem, seni tek bir tuşla yok edebileceğimin farkındasın değil mi?"

Beni tehdit ediyordu. Bunu her defasında kullanacağını biliyordum. Bir kere eline düştüğünüzde, insanlar bunu sonuna kadar kullanmak için ellerinden geleni yaparlardı ama bilmediği bir gerçek daha vardı.

Karanlık Esaret KİTAP OLUYOROù les histoires vivent. Découvrez maintenant