🌕 BANYOMDAN ÇIK | BÖLÜM▪︎13▪︎🍂

664K 9.6K 4.2K
                                    

Hellö 💦


Ö

nümde ilerleyen adamın iri bedeni ardında ilerlerken aklımdan geçen düşüncelerle savaşmak şöyle dursun, onunla neden eve gittiğimi bile bilmiyordum. Hem benden uzak kalmaya çalışıyordu hem de gelmiş beni ailesinin yanında eve bırakmayı teklif ediyordu. Amacı tam olarak neydi bilmiyordum ama bundan hoşlanmadığım bir gerçekti. 

Evden çıkıp kapıda onun için hazır bırakılmış arabaya bindiğimizde güvenliklerin önümüzden çekilip çıkış kapısını açtıklarını görmüştüm. Ata ise yine yanımda oturuyordu. Kokusu, arabaya bindiğimden beri burnuma geliyordu. Sigara ile birlikte karışmış olsa dahi o kadar güzel geliyordu ki insana istemsiz olarak ona karşı olan bütün art niyetimi bir kenara ötelemek istemiştim. 

“Ne yapmaya çalışıyorsun sen?” diyerek dayanamadan ona dönmüştüm. Ata ise soruma karşın bir an şaşırarak bana dönmüş hemen ardındansa ciddi olduğumu fark ettiğinde dudaklarında yine o tatlı kıvrılma yer edinmişti. 

“Seni eve bırakıyorum.” 

“Senden beni eve bırakmanı isteyen olmadı. Üstelik bunu ailenin evinin içerisinde yapıyorsun. Herkes, seninle benim aramızda bir samimiyet olmadığını düşünmesi gerek.” 

“Artık yok zaten.” diyerek bir anda beni dumura uğratmasına karşın ne diyeceğimi bilememiştim. Benimle dalga geçiyor olmalıydı. 

“Olduğundan bahseden kim?” diyerek sinirle konuştuğumda çoktan ana yola çıkmıştık bile. “Yine de birbirimizden uzak durmamız lazım.” dediğimde ise dönüp bana yandan bir bakış attıktan hemen sonra yine önüne dönmüştü 

“Merak etme, bizi kimse birlikte sanmaz. Üstelik, artık sanmaları için bir şey kalmadığına göre dert etme. Alt tarafı seni evine bırakıyorum.” dediğinde bu kadar rahat olmasından bir an nefret ettim. Beni çıldırtmak falan istiyorsa başarılı bir yolda ilerliyordu. 

“Bir daha bunu yapma. Ben insanları gözünün içerisine bakarak yalan söylemek istemiyorum.”

“Onların karşısında samimi davranmıyor olmamız, yalan söylediğimiz gerçeğinin önüne geçmiyor biliyorsun değil mi?” demesine karşın sabır dilercesine derin bir nefes aldım. 

“Neydi bu şimdi? Biz seninle bir hafta önce bir daha görüşmeyeceğimizi söylemedik mi? Beni eve bırakmayı teklif etmesen taksiyle geri dönerdim.” dediğimde umursamaz bakışları, yolda kendisini koruyordu. 

“Taksiye binmeni istemedim. Ne de olsa benim evimden binip gidiyorsun. Şimdi başına bir şeyler gelebilirdi.” demesine karşın benimle dalga geçtiğini fark etmem üzerine artık sinirlenerek susma kararı almıştım. Onunla başa çıkamıyordum. Benim söylediklerimi bir şekilde dalgaya vurmayı başarıyordu ve onun eğlencesi falan olmayacaktım. 

Sessiz bir şekilde yolculuğumuzu yaparken evimin olduğu sokağa girdiğimizde rahat bir nefes verebilmiştim. 

“Ne oldu sustun?” diyerek sormasına karşın öfkeli olduğumu gizlemeden ona baktım. Ata ise arabayı, evimin önüne çekiyordu. 

“Seninle konuştukça daha da sinirlendiğimi fark ediyorum.” 

“Bana sinirlenmenin sebebi ne? Alt tarafı seni eve bırakmak istedim.” dedi ve park işini bitirdikten hemen sonra bana dönüp tek kaşını kaldırarak yüzme baktı. 

Mavi gözlerini özlemiştim. Üzerimde bıraktığı etkinin kıvılcımları şu an vücudumda amansız bir sızı oluşmasına neden olmuştu bile. 

“Tamam, teşekkür ederim. Bıraktın işte.” diyerek tam kapıyı açmak için uzanmıştım ki söyledikleri duraksamama neden olmuştu. 

“Ne yani, bana bir kahve de mi ikram etmeyeceksin?” 

Karanlık Esaret KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin