Olmadı yar..

2.8K 174 46
                                    



Özr dilerm..


-

"Koray! Kalk hadi okula!" Bir bacağımı yorganın üstüne atıp yastığıma biraz daha sarıldım.

"Ben komşuya çıkacağım daha! Ne bekliyorsun yatakta?" Bütün gece sürekli sıçrayarak uykumdan uyandığım için uykusuzluktan acıyan gözlerimi ovuşturdum. Daha fazla ağrıdığında yüzüm buruştu.

Bir ayağımı dışarı çıkarıp daha yeni aydınlanan havaya baktım, annemin topuklu terliklerinin çıkarttığı ses giderek yaklaşırken diğer ayağımı da yataktan dışarı bırakıp terliklerimi giydim.

Odamın kapısı açıldığında ise bakmaya zahmet bile etmedim, yanıma kadar gelip zaten dağınık olan saçlarımı karıştırdı. kafamı silkeleyip elinden kurtuldum. Bu hareket sadece Cafer yaptığında hoşuma gidiyordu sanırım.

Yanağıma da bir öpücük kondurup birkaç birşey söyledi. Gözlerim arada sırada camdan gözüken karşı komşunun balkonuna kaysa da ona odaklanmaya çalıştım. En sonunda tembihleri bitince dışarı çıktı.

Tekrar boş balkona bir bakış atıp ayağa kalktım. Hafif başım döndüğü için biraz duraklasam da umursamayıp odamdaki banyoya doğru ilerledim.

Aynaya baktığımda gerçekten kötü durumda olduğumu görmüştüm. Gözlerim kızarmış ve şişmiş, dünki ağlamanın etkilerini taşıyordu. Zaten beyaz olan yüzüm bir tık daha beyazlamış, dudaklarım mora yakın bir renge dönmüştü. Ayrıca çok sert şekilde liflediğim için boynum ve vücudumun görünmeyen bazı kısımları da kızarıktı.

Derin bir nefes alıp gözlerimi aynadan kaçırdım. Caferin karşısına böyle çıkamayacağım için elimden geldiğince toparlamaya çalışmam gerekiyordu. İşe yüzümü soğuk suyla yıkamakla başladım.

Biraz bakım yaptıktan sonra ise bir tık daha yüzümdeki yıkık ifadeyi düzeltebilmiştim. Kendime sahte bir gülümseme gönderip banyodan çıktım ve dolabın önüne geçtim.

Özenli bir şekilde giyinmiştim, belki bugün okul çıkışında onu bir yere gitmeye ikna edebilirdim. Belki kendi istediği için gelirdi, belki de bana acıdığı için. Acıdığı için kabul etme ihtimali daha yüksekti. Yinede onunla vakit geçireceğim için bu konuda çok düşünmedim.

İşim bittiğinde sıra yemek yemeye gelmişti, ama hiç iştahlı hissetmiyordum ve içimde hiçbir şey yeme isteği yoktu. Depresyonda gibi birşeydim ama bunu o kadar güzel saklıyordum ki ben bile emin değildim bundan.

Ağzıma az çok birşeyler tıkıştırdım ve hiç vakit kaybetmeden yola çıktım.

-

Okula geldiğimde nefes nefese kalmıştım. Bir durak önceden indiğim için koşmak zorunda kalmıştım. Eğer işin sonunda aşık olduğum adamı görmek olmasaydı hiç kimse beni iki mahalle koşturamazdı. Ama işte aşk size garip şeyler yaptırabiliyordu.

Kapıdan girdiğimde gözümle bahçeyi taradım. En köşede bir bankta tekbaşına oturan iri bedeni gördüğüm zaman kalbim sızladı. İçime derin bir nefes çektim ve kocaman bir gülümsemenin yüzümü kaplamasına izin verdim. Yanına doğru ilerlediğimde daha iki adım atmışken kafasını kaldırdı ve benimle göz göze geldi.

Beni gördüğünde kaşlarını çatarken bunu garipsemedim. Zaten uzun bir süre bana böyle bakmıştı, alışıktım. Yine saçma sapan bir şeye sinirlendiğini düşündüğüm için sırıtıp el salladım.

Ayağa kalkıp bir daha yüzüme bakmadan okula yürümesi ve geçerken de bana omuz atması ise alıştığım bir şey değildi. Zaten yorgun olduğum için sendeleyip düşecekken son anda dengemi koruduğumda bana bakmamıştı bile.

Kaşlarım çatılırken bir elimi omuz attığı koluma sardım. Acıdan çok o dokunduğu için garip bir karıncalanma vardı, böyle hissettiğim için de kendime kızarken arkasından bakıyordum. Ama ben birşey yapmamıştım ki.

Ne olduğunu anlamıyordum, dün gece iyi ayrılmıştık. Yanımda durmuştu, benimle ilgilenmişti. Bir anda neden yine eskiye dönmüştük ki?

Zil çaldığında durduğum yerde dikilmekten vazgeçip okula girdim. Ne olduğunu öğrenmeliydim, ama önce dolan gözlerimle ilgilenmem lazımdı.

Manyiak BXB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin