Hayat bazen gerçekten..

3.4K 207 70
                                    




Oturduğum yerde bir ileri bir geri sallanırken neden burada olduğumu sorguluyordum. Şu an normalde kantinde diğerleri ile birlikte yemeğimi yemem gerekiyordu ama ben okulun arka bahçesinde tek başıma toprak zeminle bakışıyordum. Açtım ama kantine inemezdim.

Nedeni ise bir çift kömür karası gözdü.

Kendimi henüz onunla karşılaşmaya hazır hissetmiyordum. Zaten ona olan sevgimi yeni yeni kabullenmiştim. Yüzüne bakarsam eğer bakışlarımdan fark edermiş gibi geliyordu. Tamamen kendimden emin olmadan bu riski alamazdım. Onu daha hiç kazanamamışken kaybetmekten korkuyordum.

Şimdi muhtemelen arkadaşlarıyla kantindeydi. Büyük ihtimalle üç karışık tost ve iki ayran almıştı. Tek tost yetmiyordu hayvana, ben anca yarısını yiyebiliyordum o tostun. Hala nasıl bu kadar yiyebildiğine şaşıyordum.

Öğle arası bitince derse girmeden önce son bir kez tüttürmek için buraya gelip, tam karşımdaki ağaca yaslanacaktı. Son zamanlarda sürekli onu izlediğim için artık rutinini ezberlemiştim.

Zil çalmadan beş dakika önce girecektim içeriye, ona görünmemek için. En azından öyle planlamıştım. Bu dalgınlıkla onu da doğru yapabilir miydim bilmiyorum. İyice kendimi kaybetmiştim.

Elim cebimdeki daha bu sabah aldığım sigara paketine giderken daha önce hep angaralının elinde gördüğüm paketi dikkatle inceledim. Hiç farklı bir markadan içtiğini görmemiştim nedense, bu markayı seviyor olmalıydı.

Bazen bir sigara paketi olmak bile isteyebiliyordu insan.

İçinden acemice bir dal çıkarttım. Daha önce sigaranın paketine bile dokunmamıştım. Sırf onunla ortak yaptığımız bir şeyin olmasını istediğim için almıştım bu illeti de zaten.

İlk başta tesbih düşünmüştüm ama elime yakıştırmadığım için vazgeçmiştim. Sonra sigarayı düşündüm, ve her ne kadar zararlı olduğunu bilsem bile aldım.

Beyaz dalı önce biraz inceleyip daha sonra dudaklarımın arasına yerleştirdiğimde garip hissetmiştim. Rahatsız ediciydi biraz. Cebimden çakmak çıkartırken yakmadan önce biraz durakladım. Gerçekten böyle bir işe kalkışmayı istiyor muydum?

Birkaç saniyelik duraksamanın ardından angaralının içtiği sigaralar aklıma gelirken bir taneden birşey olmaz diye düşündüm. Hem merakta ediyordum, ne buluyordu şu ince kağıt parçasında?

İkinci kez aklımın bulanmasına izin vermeyip dalın ucunu ateşe verdim. Saliseler sonra acı duman boğazımdan aşağıya kayarken sigarayı ağzımdan düşürmemeye çalışarak öksürdüm birkaç kere. Dalı elime alıp geçmesini bekledim. Boğazım yanıyordu, böyle bir şeyi ne diye içiyorlardı ki!

Gözlerim sulanmıştı, ilk kez içtiğim için böyle oluyor olmalıydı. Tereddütle bir kez daha ağzıma yaklaştırıp içime kısa bir nefes çektiğimde bu sefer öksürmemeye çalıştım.

Birkaç nefes sonra alışırken yanma hissi hala devam ediyordu. Boğazımın ve akciğerlerimin nasıl tahriş olduğunu hissediyor gibiydim. Yüzümü buruşturup istemeye istemeye yarısına kadar geldim sigaranın. İçe içe bir şekilde alışırdım nasılsa.

Bir grup son sınıf bahçenin başında görünürken içlerinden angaralıyı seçebilmiştim. Zaten o ortama girdiğinde hisseder gibi bakışlarım hep onu buluyordu önce. Elimdeki sigara aklıma gelmezken onu izlemeye daldım.

Onlarla sohbet etmeyi bırakıp anlık bu tarafa döndüğünde beni gördü. Tam elini kaldırıp selam verecekken duraksadı, bakışları elimde tuttuğum sigaraya değdi ve birkaç saniye çekmedi ordan.

Kaşları yavaş yavaş çatılırken yukarı kalkan eli de aşağıya indi ve arkadaşlarına hızlıca birşey söyleyip bu tarafa doğru gelmeye başladı. Onlar bahçeden uzaklaşırken bir elimdeki sigaraya bir de sinirli sinirli buraya yürüyen Cafere baktım.

Manyiak BXB Where stories live. Discover now