BÖLÜM 26: KARŞILIK

3.7K 397 219
                                    

Yeniden merhaaaabaaaa!

Nasılsınız bakalımmmm?

Gününüz nasıl geçiyor?

Bu bölüme hangi duygularla giriyorsunuz?

Umarım kendinizi kötü hissediyorsanız bu bölüm size biraz da olsa iyi gelir :)

Arkadaşlar duyduğuma göre oy ve yorum yapınca kimse canından olmuyormuş! O yüzden diyorum ki o minnoş yıldızı bir aydınlatmış mı???

İyi okumalar dileriiiimm!

🌜🌚🌛

"Bu hayatta her şeyin bir karşılığı vardı."

🌜🌚🌛

Beynimdeki çınlama geçerken yine her zamanki yerdeydim. Başımı dikleştirdim. "Hazırsın."

"Ya da öyle olmak istiyor." dedi hiç tanımadığım bir ses. Karşımda Mikealson ve tanımadığım biri belirdi. Simsiyah kıvırcık uzun saçları, büyük açık kahverengi keskin gözleri, kavisli kaşları, hokka bir burnu, kırmızı renklendirilmiş dolgun dudakları, içe göçük yanakları, keskin yüz hatları, uzun bir boyu, şekilli bir vücuda sahip bir kadın vardı. Bu da mı benim akrabamdı şimdi? "Çok zayıf gözüküyor." dedi dudak büzerek.

Kaşlarım havalandı. "Sen de mi benim akrabamdın?" diye sordum şaşkınlıkla. Mikealson bu dediğim üzerine kahkaha attı.

"Kendisi benim kuzenim olur." Ağzım bu dediğinin üzerine aralandı. Önceki gün kurt içgüdülerim ve enerji kontrolümle ilgili geniş kapsamlı çalışmıştık ve bu gece de zihnimi daha fazla güçlendirmek için çalışacağımız söylemişti. Büyü işlerini bizzat ben hâlledene kadar daha gölgesi şeylere odaklanacaktık.

"Kuzen mi?" Kadını tekrar süzdüm. Ölüyken bile tüm ihtişamı ile dik duruyordu. "Benim neyim oluyor?"

"Uzaktan bir akrabanım canım. Soyadım Parker olmasa da ben de bir gölgeyim."

"Adın ne desem çok mu garip kaçacak?"

"Ciddi misin?" diye sordu Mikealson'a dönerek. "Bizi bir çocukla mı uğraştıracaksın? Ben gelmiş geçmiş en iyi zihin kullanıcısıyım. Çocuk bakıcısı değil." Kaşlarım havalandı.

"Ben buradayım." dedim sertçe.

"Onu eğiteceksin Ashley. Bunu bizim iyiliğimiz için yapacaksın." dedi Mikealson yine aynı ciddiyetine geri dönerek. "Zihni zaten güçlü. Sen ona onu nasıl iyi yönlendireceğini göstereceksin."

Kız beni süzdü. "Onun mu zihni güçlü?" Dudağı alayla şekillendi. "Benim bile giremeyeceğim kadar." Kaşlarım çatarak onun açık kahverengi gözlerine baktım.

"Tamam. İlk zihnini test et." Kızın yüzünde tatmin olmuş bir gülümseme belirdi. Bana doğru yaklaşmaya başladı.

"Tatlı kız, sen ne kadar da nahif duruyorsun öyle." Bana aşağılayıcı bir bakış attı. Biz aynı soyduk! Tamam, uzaktan olabilirdik ama soyumuz aynıydı. "Zihnin de bedenin kadar nahif mi?" Gelip tam karşımda durdu.

"Görmek ister misin?" diye sordum gözlerimi kısarak. Kahkaha atmasıyla ona ifadesizce baktı.

"Bana meydan mı okuyorsun küçük kız?" Evet mi desem hayır mı desem?

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now