BÖLÜM 24: İMKÂNSIZLAR

3.5K 388 281
                                    


Ben geldiiiiiimmmmm!

Nasılsınızzzzz??

Ummarım iyisinizdirrr ve dahaaaa da iyi olursunuzzz.

Beni sormayın... Bir tık karışık :)

Sizlere güzel bir bölümle geldiğime inanıyorum. Bu arada en sonda sizlere bir haberim olacakkk ;)

Lütfen emeğime saygı olarak alttaki yıldızı parlatınn!!!

İyi okumalar dilerimmm!

🌜🌚🌛

"Ben korkuyordum ve korkularımla yaşamayı öğretebilecek biri kalmamıştı hayatımda. "

🌜🌚🌛

Birbirine yapışan kirpiklerimi aralarken beni karşılayan tek şey karanlıktı. Ahşaptan bir duvar dahi yoktu görüş açımda. Gözlerimi pencereye çevirdim. Gökyüzünde ay yoktu. Yeni ay evresini pek sevdiğim söylenemezdi. Yatakta esnerken ne kadar çok uyuduğumu fark etmemek imkânsızdı. Neredeyse her yerim tutulmuştu.

Boynumu oynatırken telefonuma baktım. Telefonu elime alırken saatin sabaha karşı dört olduğunu görmem ile gözlerim ardına kadar açıldı. Çok fazla uyumuştum. Gerçekten benim için bile çok fazla uyumuştum. Bu kadar olayın önünde bu kadar uyumak da neyin nesi oluyordu? Dudaklarımı birbirine bastırıp yataktan hızla ayaklarımı sarkıttım. Çıplak ayaklarım ılık yere değerken bir de oturduğum yerde esnedim.
Ayakkabılarımı hızla giyerken kapıyı aralayıp dışarı çıktım. Kulağıma dolan sesler ile merdivenlere yöneldim. Sesler kesilirken kulağıma Marcus'un sesi doldu. "Kendisi anlatsın o hâlde." Sesi gergindi.

Merdivenler bittiğinde salona doğru ilerledim. Alissa, Marcus ve Lauren dışında herkes koltuklarda oturuyordu. "Baş kahramanımız geldi." dedi Sarah ilgiyle beni inceleyerek. Yanlarında oturan Barton ve Watson'a aldırmadan olduğu yerde daha da yayıldı. "Ama keşke direkt uyanıp inmeseymiş." Ona ters ters baktım.

"Bilgin olsun diye söylüyorum ben her hâlimle güzelim." deyip darmadağın olan saçımı attırdım. Biz buna ego değil utangaçlığı saklamak için iyi bir taktik diyoruz.

"Ona ne şüphe?" dedi alayla. Genişçe gülümsedim. "Günün oyuncusu ilan ediyorum seni. Yüce Lionel Russel'ı kandırabilen nadir kişilerden olduğun gerçeği çok önemli. Ya da öyle sanan kişi." İsmi bile içindeki tüm kötü duyguların şaha kalmasını sağlıyordu. "Bizlere bu onura nasıl yetiştiğini açıklar mısın?"

"Bu imkânsız. Daha enerjisini yönetmeyi yeni yeni öğrenen biri içinse çok delice. Delilikler gerçek değildir." dedi Matthew tüm ciddiyetiyle. Matthew ve Watson ciddileşince kendimi bir garip hissediyordum. "Bu daha önce hiçbir gölgenin yapamadığı bir şey Eleanor."

"Bizim türlerimizin dahi yapamadığı bir şey." Alissa kollarını göğsünde kavuşturmuş beni yaslandığı pencere kenarından dikkatle inceliyordu. "Hem de bunu gözlerin açıkken bir de üstüne elinle ilgileniyormuş gibi yaparken yaptın. Bizler dahi kalp atışlarımızın kontrolünü yönetmeyi bu kadar erken öğrenemedik. Biz!" dedi her kelimesinin üstüne basarak. Sanki ben salaktım da bir şeyleri erken öğrenemezdim.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now