15. B ö l ü m.

30.3K 1K 204
                                    

Kanım tüm vücuduma çekilmişti sanki. Yüzümün kireç gibi beyazladığına emindim. Ne diyordu bu adam böyle? Ne demek Ulaş vurulmuştu? Bedenimi baştan aşağı korku kaplarken, yerimden hızla fırladım. Elim, ayağım anında buz kesmişti. Kalbim korkuyla atmaya başlamıştı. Bana mesaj atan numarayı telaşla ve korkuyla tuşladım. Ellerim titremeye başlamıştı bile

Birkaç çalış sonrası onun sesi duyuldu. "Evet."

Korku ve endişe dolu sesimle hemen konuşmaya başladım. "Ulaş. Ulaş. Ne oldu Ulaş'a! Nasıl vuruldu!" Ona deli gibi bağırırken Elis yattığı yerden korkuyla ve sıçrayarak uyanmıştı ve ne olduğunu uykulu bakışlarıyla anlamaya çalışıyordu.

Mesih sözümü bir bıçak gibi kesti. "Adamlarımın olduğu arabaya bin." diye emretti.

Tek bir sözüyle beynime kan sıçramıştı. Hışımla ayağa fırladım ve deli gibi bağırdım. "Ya sen ne diyorsun be! Ha! Ulaş vuruldu! Kanlar içinde! Sen bana arabaya mı bin diyorsun!"

"Çok canımı sıkıyorsun!" diye tısladı.

Bağırdım. "Canın cehenneme! Ulaş'a ne oldu! Nerede! Durumu nasıl? Nasıl oldu bu! Sen yaptırdın değil mi! Sırf anlaşmayı kabul edeyim diye vurdurdun! Alçak herif! Ne istedin Ulaş'ımdan! Allah belanı versin senin! Ne pislik bir adamsın sen ya! Ne zararı dokundu sana ha!"

Bağırışımı kükreyerek bıçak gibi kesti. "Kes sesini! Başkası yaptırdı ama tek kelime daha edersen ben gidip gebertirim o çok sevdiğin Ulaşçığını!"

Tam konuşacaktım ki, bu defa daha sakin tonda konuşmaya devam etti:
"Onu ben vurdurmadım. Düşmanlarım yaptı. Sana söylemiştim. Sen beni iplememiştin. Durumu şimdi iyi. Kurşun sıyrılmış. Sadece Omuzundan vurulmus."

İçime su serpilmişti. Elimi gümbür gümbür atan kalbime koyup sakinleşmeye çalıştım. Sevdiğim adam iyiydi ve ona hiçbir şey olmamıştı fakat bu Mesih'e inanmam için yeterli değildi. "Sen yaptın. Sana inanmıyorum. Anlaşmayı kabul edeyim diye yaptın. "dedim. Elis hemen yanımda endişeyle durmuş Mesih'le konuşmamı izliyordu.

Derin bir nefes aldı. Kendine hakim olmaya çalışıyor gibiydi. "Ulaş kim ki onu vurduracağım? Benim gözümde hiçbir değeri yokken vurmam için bir neden yok. Anlaşmayı sana zorla imzalatmadım. Teklif sundum. İntikamımı başka bir yöntemle de almayı bilirim."

Alaylıca güldüm. "Diri diri gömerek mi?"

Dişlerinin gıcırtısını duydum telefondan. "Ya arabaya binersin ya da sana hiçbir şey söylemem."diyerek telefonu yüzüme kapattı.

Ayağımı sertçe yere vurdum. "Allah'ın cezası! " diye bağırdım öfkeyle. Beni sinirlendirmekte üzerine yoktu. Benim sevdiğim adam canıyla cebelleşiyordu bunun derdi başkaydı.

"Ne oldu, Lahza?"

Elis'in korku dolu sesini duyunca boynuna hızla sarılarak ağlamaya başladım. "Yoruldum. Daha şimdiden bile. Ulaş vurulmuş. Biliyorum o yaptı. Sırf anlaşmayı kabul edeyim diye. Nefret ediyorum ondan. Bir insan bu kadar alçalabilir mi?" Hem öfke, hem çaresizlik kokan ses tonumla ağlayarak konuşurken Elis bana sımsıkı sarıldı.

"Neden böyle oldu hayatım? Bundan birkaç ay önce ailemle o kadar mutluydum ki." Hıçkırırken, "hişhh."diye fısıldadı Elis. "Sakin ol." Belimi sıvazladı. "Kendini hırpalama böyle. Ulaş'a bir şey olmayacak emin ol. Korkma." Benden geriye çekildi.
Yüzüme baktı. "Eğer Mesih yapsaydı sağ koymazdı. Çünkü o vurduğu birini asla sağ koymaz. Bir silahı çekerse vurmadan durmaz. Vurursa da yaralı bırakmaz. O asla omuzdan vurmaz. Silah çekerse can vermeden bırakmaz. Bunları sana söylüyorum; çünkü Mesih yapmadı. Merih bana onu anlattı. Silah çektiği birisini öldürmeden bırakmadığını söyledi."

KIRMIZI DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin