~1~

13.3K 365 117
                                    

Medya: Adel

"Baba sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek senin okulunu değiştirdim. Hem de bana bile sormadan nasıl böyle bir şey yapabildin ki? Neden yani?" Babam hâlâ beni duymazlıktan gelerek hazırlanmasına devam ediyordu. Zaten ne zaman beni önemsemişti ki... Ben onun için hiç bir şey ifade etmiyordum. Bana cevap vermemeye devam edip gömleğinin kollarını kıvırmakla uğraşınca dayanamayıp sesimi yükselttim.

"Baba sana diyorum!" En sonunda bana doğru döndüğünde kaşlarını çattı. Konuşmaya devam ettim.

"Özel okul filan istemiyorum ben kendi okulumda gayet de mutluyum duydun mu beni? Apar topar başka bir yere taşınmamız yetmezmiş gibi senin bu tavırlarından sıkıldım." En sonunda babam da sesini yükseltip konuşmaya devam etti.

"Ama ben mutlu değilim! Benim o özel okulu alacak param varken neden sen devletlere gidesin ki? Sonra bana laf ediyor insanlar!" Babamın bu kadar bencil olmasından nefret ediyordum.

"Keşke annem hiç o lanet hastalığa yakalanmamış olsaydı belki o zaman o beni anlayabilirdi!" Hızlıca babamın yatak odasından çıkıp kendimi dışarıya attım. Annemi özlemiştim... Benim için dokuz ay eziyet çeken o kadını özlemiştim. On yıldır onsuz bir hayat çekiyordum. Bu aralar onsuz yapamıyordum onu istiyordum sadece. Hava kararmaya başlayınca geri eve döndüm.

Üzerimdeki okul formasıyla aynanın karşısında oturuyordum. Ben bu kısa etekle bütün seneyi nasıl geçirecektim. Şimdi eşofman giyip okula gitmek varken ben dizlerimin üzerinde biten siyah etek giyiyordum onun üzerine de siyah dar gömlek. Harika cidden! Koltuğun üzerindeki lacivert sweetimi de alıp üzerime geçirdikten sonra saçlarımı gelişigüzel açık bıraktım. En sonunda kalkıp merdivenlerden inmeye başladım. Babam aşağıda beni bekliyordu. En sonunda araba hareketlenince sessizliği bozan babam oldu.

"Müdür benim yeni iş ortağım. Dediğine göre arkadaş ortamları güzel. Senin de doğru kişilerle arkadaşlık kurmanı umuyorum." Aynen baba eminim ki arkadaş ortamları çok güzeldir. Kesinlikle hepsi egolu bencil insanlar değildir. Kesinlikle...

Araba durur durmaz indim. Yok artık ben burada kaybolurdum. Babam da inince okula yürümeye başladık. Herkes derste olmalıydı çünkü bahçe bomboştu. Müdür yazılı odaya girdiğimizde müdür olduğunu tahmin ettiğim adam bize döndü. Babamı görünce direkt ayaklanıp samimi bir tavırla babamın elini sıkıp gülüştüler. Daha iki gün önce tanıştıklarını bilmeseydim askerlik arkadaşları diyebilirdim. Onların sohbetine kulak asmayı bıraktım. En son müdürün bakışları bana doğru dönünce bana doğru ilerleyip samimi bir şekilde elini uzattı ben de ona karşılık verip zorla da olsa gülümsemeye çalıştım.

"Sen Adel olmalısın." Nazik bir tavırla olumlu anlamda başımı salladım. Adamla ufak bir sohbetimiz oldu ve daha sonra telefonla birini aradı. En sonunda odaya bir kadın girdi. Tahminimce 30 yaşlarındaydı.

"Dilan Hanım bu yeni öğrencimiz Adel. Rica etsem sınıfına gitmesinde yardımcı olur musunuz?"

"Tabii. Gel bakalım Adel." Bende kadını takip etmeye başladım. Ara sıra benimle sohbet ediyordu onun dışında sessiz sakin ilerlemeye başladık.

"Eminim çok seveceksin burayı." Başımı salladım. Umarım... 11-B yazılı sınıfın önünde durduk. Bizim durmamızla beraber zil de çalmıştı. Zil çalar çalmaz sınıftan bazıları ve hoca çıkmaya başladı. Dilan hanım beni sınıfın içine sokup bir kıza seslendi. "Sahra gelebilir misin?" Sahra olduğunu tahmin ettiğim kızın yanında üç kız daha vardı. Sahra yanımıza geldiğinde hoca ona döndü.

"Bu yeni öğrencimiz Adel." Kız baştan sona beni süzdü ve bu beni o kadar gerdi ki yani hayır kardeşim ben de normal bir insanım. Kız egolu bir tavırla konuşmaya devam etti. "Yani hocam ne yapabilirim?" Ay bir de arkadaş ortamı güzel diyorlardı değil mi aynen canım aynen. "Senden ricam lütfen Adel'e okulu gezdirebilir misin?" Kız gülerek hocaya döndürdü bakışlarını. "Kendisi gezemez mi hocam, ayakları mi sakat?"

ÇıkmazWhere stories live. Discover now