Bölüm ♦7♦

4.2K 239 7
                                    

    Kemal eve giderken içinde tarif edemediği bir telaş ve sıkıntı vardı. Hem bir an önce varmak istiyor hem de bir yolunu bulup gitmemek istiyordu. Bunların saçmalığını kendi de bilse elinde değildi. Bu duygular onu esir alıyordu. Altında ki bilmem kaç beygirlik arabasını ilk defa bu kadar yavaş kullanıyor, yüzü geçmiyordu.

Ama neden?

Bunun cevabını bulamıyordu. Nefesi o metruk diskoda gördüğü an çarpılmış gibi olmuştu. Kız hiçbir şey söylemeden Kemale işlemişti. Genç adam böyle duyguların varlığını bilmezdi bile ama masumiyet ve sıcaklık ilk andan itibaren onu o kadar çarpmıştı ki eğer yıldırım olsa düşüp bir köyü yakıp kül edebilirdi.

Sonra öfkesi, sevdiği insanları korumak için kendi canını hiçe sayması, bunlar muazzam özelliklerdi. Kemal hayatı boyunca böyle bir kadına rastlamamıştı. İnsanların içinde bile görmediği özelikleri bu küçücük canda görmüştü.

O kadar narin ve o kadar korkusuzdu ki insanın onun için ölümüne endişe duymasına neden oluyordu. 

Tüm bunları düşünürken farkında olmadan evinin kapısına geldiğini gördü. Şifreyi girip kapılar açılınca içeri girmekten başka çaresi kalmadı. Arabasını yavaşça ön tarafa çekip park etti.

İçinden inmeden daha evin güvenliğinden sorumlu Onur iki adamıyla daha koşar adım geldi.

Tipik Onur işte diye içinden geçirdi Kemal. Hep bir panik. Ama bu çoğu zaman çok işlerine yaradığı da bir gerçekti.

Kemal kapısını kaparken “Hoş geldiniz Kemal bey. Her şey burada yolunda. Sabah sizin istediğiniz gibi siz gittikten iki saat sonra ve yine aramanızdan bir saat sonra Nefes hanımı kontrol ettim bir sorun yok. Bir ihtiyacı olup olmadığını da sordum ama bir şey istemedi” hızla rapor veriyordu.

Kemal “Tamam, Onur saol. Kolay gelsin” dedi. Kapıya doğru ilerlerken hala içinde tarif edemediği bir panik vardı.

Kemal arkasına bakmasa da adamların yerlerine geçtiğini hissedebiliyordu. Yılların deneyimi hepsini ne yapması gerektiğine refleks olarak hazırlıyordu. Ama genç adam kapıyı açtığında karşılaştığı manzaraya onu hiçbir yıl hazırlayamamıştı.

  İçeriden gelen yemek kokuları tüm duyularını işgal etmişti. Kemal eve girdiğinde hiçbir zaman böyle kokular duymaz evi paranın ve doğru mimarinin sonucunda sıcak olsa da böyle sımsıcak olmazdı. Şimdiye kadar! Diye düşündü. Kelimeler ne anlama geldiği şu anda kafasının içinde ona acı verecek derecede değişmeye başlamıştı.

Bunlar genç adama o kadar hızlı hücum etmişti ki kendini attan düşmüş gibi sersemlemiş hissetti. Burnuna dolan enfes kokular muazzamdı. Yavaşça mutfağa doğru ilerlerken karşılaşacağı manzaraya kendini hazırlamaya çalışıyordu ama imkansızı başarmak onun için şuan daha kolaydı. Mutfağın kapısında sessizce durup bu muhteşemliği içine sindirirken anlamını büyüten kelimeler tam olarak kalbindeydi artık.

Sıcak ne demek? Sımsıcak ne demek?

Ev ne demek? Yuva ne demek?

Temiz ne demek? Masum ne demek?

Güzel ne demek? Bakmaya kıyamamak ne demek?

Sevgi ne demek? Aşk ne demek?

Bunlar ne zaman olmuştu biliyordu. Nefesi asla olmaması hatta bilmemesi gereken yerde görmüş ve görünmez bağlarla kuşatılmıştı.

 Kemal hiçbir zaman gerçeklerden kaçan biri olmamıştı. Önce kimsesizliği ve fakirliği kabullenmiş ona göre yaşamıştı, sonra güçlü olmak için çok çalışmış yapmaması gerenleri bile yapmış ve hedefine ulaşmış bunu da kabullenmişti.

♦Karo'nun ♦ Nefesi♦Where stories live. Discover now