KOMUTAN | BXB

By kanasshii

2M 130K 75K

|Tamamlandı.| Askeri ve eşcinsel bir kurgudur. More

•Bir
•İki
•Üç
•Dört
•Beş
•Altı
•Yedi
•Sekiz
•Dokuz
•On
•On bir
•On iki
•On üç
•On Dört
•On beş
•On Altı
•On Yedi
•On Sekiz
•On Dokuz
•Yirmi
•Yirmi Bir
•Yirmi İki
•Yirmi Üç
•Yirmi Dört
•Yirmi Beş
•Yirmi Altı
•Yirmi Yedi
•Yirmi Sekiz
Final
ÖZEL BÖLÜM
Özel Bölüm

•Yirmi Dokuz

45.7K 2.6K 1K
By kanasshii



Güneş ışığı gözlerime vururken yüzümü hafifçe buruşturarak kafamı Araf'ın çıplak göğüsüne daha fazla gömdüm. Anında kollarını daha fazla sıkılaştırarak beni kendine daha fazla çekti.

Huzurla iç çekerek kolumu beline doladım. Şimdi çıplak bacaklarımız da iç içe geçmişti.

Uykum dağılırken bir süre daha bunun keyfini çıkartmak için gözlerimi açmadım. Araf benim aksime hala derin bir uykunun içerisindeydi.

Yordun tabii Gül gibi çocuğu

Yürü len kim kimi yormuş tartışmayalım istersen.

Dün gece aklıma gelirken sırıttım. Sanki bakir bir erkek gibi hissetmiştim kendimi. Ve hiç seks yapmamışım gibi ilkim olarak kabul etmiştim.

Daha öncede aşık olduğum adamlar olmuştu elbet. Ama hiç sevdiğim biri olmamıştı. Ve ben sevgiye aşktan daha çok inanan bir insandım.

Dakikalar sonra sıkılarak Araf'ın kollarında kıpırdanmaya başladım. O kadar sıkı sarmıştı ki kıpırdayamıyordum bile. Bir kez daha kıpırdandığımda Araf elini belime yerleştirerek beni sabitledi.

"Kıpırdama." Uykudan dolayı sesi boğuklaşmış, daha seksi bir hal almıştı. İç çekerek olduğum yerde durdum. Tekrardan uyuyacağını sandım ama yanılmışım amına koyayım.

Eli aşağılara inerek kasıklarımda dolaşmaya başladığında gözlerimi kocaman açtım. Dün akşam pestilimi çıkarttıktan sonra bir daha buna kalkışamazdı. Hızla kasıklarına tekme savurduğumda acıyla bağırarak elini penisine götürdü.

Yataktan hızla kalkarak üzerindeki çarşafı çektim ve anadan doğma hali gözlerimin önüne serildi. Çarşafı bedenime dolayarak kaçmaya başladığımda Araf'ın arkamdan geleceğini çok iyi biliyordum.

Arkamdan bir gürültü koparken hızımı arttırarak kendimi banyoya kapattım ve kapıya yaslandım.

Kapı hızla yumruklanmaya başlarken sırıttım. O acıyla buraya kadar gelmesi bile bir mucizeydi bence.

"Aç lan kapıyı!" Bağırarak kapıya vurmaya devam ettiğinde üzerimdeki çarşafı attım ve kapıya yaklaştım.

"Olmaz sikersin."

"Nereden bildin?" Duraksayarak söylediği sözler ile güldüm. Mal ya.

"Müneccim yarrağı yedim Araf." Sırıtarak arka arkaya adımladım ve aynanın önüne geldim. Boynumda, göğüsümde, yer yer kollarımda, her yerde morluklar vardı. İliğimi çürütmüştü orospu çocuğu.

"Ben sana kendiminkini yedireceğim." Kapıyı yavaşça tıktıkladı. "Aç güzelim şu kapıyı."

Jakuziyi doldurmak için düğmeye bastım.

"Kapı kilitli değil ki." Dışarıdan sinirli bir hırıltı yükselirken kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Salak, kapıyı gerçekten kilitlediğimi düşünmüştü.

Kapıyı yavaşça açarak içeri girdikten sonra yanıma gelen ayak seslerini duydum. Ardından kollarını bana dolayarak kafasını boynuma gömdü ve oraya bir öpücük kondurdu.

"Hani sikecektin?" Kıvrılan dudaklarını boynumda hissederken sırıttım.

"Vazgeçtim, yorgunum." Kafamı sallayarak elinden tuttum ve onu jakuziye sokarak oturtturdum. Ardından ben de bir bebek gibi kucağına yerleşerek kollarımı boynuna doladım ve çenemi geniş omuzuna yasladım.

O da bana ayak uydurarak ellerini belime koydu ve kafasını boynuma gömdü. Sanırsam bir turda burada uyuyacaktık.

🕯

Birkaç saat jakuzi keyfi yaptıktan sonra sadece boxer giyerek odada dolaşmaya başlamıştım. Bu sırada da Araf kahvaltıları söylemişti. Kapı çaldığında almak için çıkacaktım ama bana seni sikerim bakışlarından attığı için geri dönmüştüm.

İki üç dakika sonra elindeki kahvaltılıklarla birlikte gelerek masaya koymuştu. Sonra güzel bir kahvaltı yaparak biraz daha dinlenmiştik.

Saat öğlen bire gelirken ayağa kalkarak yatak odasına doğru gittim. Artık Hogwartsa gitme zamanı gelmişti bence.

"Araf!"

"Efendim!" İçeriden sesi geldiğinde gardırobun kapaklarını açtım.

"Gelir misin!" Kıyafetlere bakarken içeriden birkaç tıkırtı duyuldu ve pıtı pıtı yanıma yürüdü. Şirinliğine(aslında sadece bana öyle geliyor) gülümseyerek elimdeki kıyafetleri Araf'a uzattım.

"Bunları giysene." Gözlerini elimdeki kıyafetlere çevirdiğinde gözleri kısıldı ve alayla gülerek yüzüme baktı.

"Asla."

"Nolur."

"Hayır."

"Noluuuur."

"Hayır dedim. Tarzıma uymuyor Batuhan." Yavaşça yanına giderek kollarımı boynuna doladım ve aşağıdan yüzüne baktım.

"Noluuur." Gözlerini devirerek ellerini belime koydu.

"Hayır." Sesi biraz yumuşamıştı.

"Ama vallahi çok güzel Araaaaafff." Kendimden iğreniyordum ama erkeğimi böyle elimde tutmam lazımdı.

"Sen şirinlik yapma bir daha Batu." Yüzünü buruşturarak söylediği şeylerle kaşlarını çattım ve Araf'ı ittirerek ondan uzaklaştım.

"Şerefsiz." Gülerek yanıma yaklaştı ve burnuma bir fiske attı.

"Tamam ver, giyeceğim." Yatağın üzerindeki kıyafetleri ona uzattığımda memnuniyetsiz bir şekilde elimden alarak soyunmaya başladı. Ben de ona daha fazla bakmayarak yeşil bir pantolon, üzerime de lacivert bir sweatshirt aldım. Bugün biraz rahat giyinesim gelmişti

Altımda sadece boxer olduğu için işim kolaylaşmıştı. Hemen eşofmanı ve sweat giydim. Ardından ayakkabıların içinden bir tane converse alarak ayağıma giydikten sonra bağcıklarını bağladım.

Arkamı döndüğümde Araf'ın memnuniyetsiz bir şekilde aynada kendini süzdüğünü gördüm. Onun aksine ben onu o kadar beğenmiştim ki.

"Araf, benim kıyafetlerim diye demiyorum ama çok yakıştı."

Aynadan gözlerini bana çevirdi ve gözünü kırptı.

"Biliyorum." Sırıtarak yanına geçtim ve aynadan ikimize baktım.

Gayet güzeldik bence.

Odadan çıkmak için kapının önüne geldiğimizde oda kartını aldım ve cebime soktum. Odadan çıktıktan sonra da asansöre gitmek için yürümeye başladık. Asansörün önüne vardığımızda da düğmeye basarak çağırdık.

"Nereye gideceğiz?" Gözlerimi Araf'a çevirdim.

"Hogwartsa. Oradan asa, kitaplar, kupa, pijama takımı, ne bulursam alacağım." Gözlerini devirdi hafifçe. O sırada da asansör geldi zaten. Kapılar açılınca içeri geçtik.

Asansörde tek biz olsak güzel olurdu ama yabancı iki kız daha vardı.

"Neyle gideceğiz?" Gözlerimi kızlardan alarak Araf'a çevirdim.

"Arabayla." Kafasını sallayarak aynadan kendine bakmaya başladı.

"Şu mavi pantolonlu olan çok yakışıklı değil mi?" Kız yanındaki kızı dürterek İngilizce konuştuğunda kendimi sırıtmamak için zor tuttum. Büyük bir ihtimalle Türkçe konuştuğumuz için bizim İngilizce bilmediğimizi falan sanmıştı.

Ama bu kıza öldürücü bakışlar atmamam için bir sebep değildi hani.

"Ay şu yanında çocuk bize bakıyor. Neden bakıyor." Gözlerimi devirerek Araf'ın elini tuttum ve havaya kaldırdım.

"Sevgilisiyim ben onun. Laflarınıza dikkat ederseniz sevinirim." Kızların gözleri kocaman olurken yüzleri domates gibi oldu. Ve asansörden inene kadar kafalarını kaldırıp bir daha bize bakamadılar.

Sonunda asansör durduğunda asansörden çıktık ve hemen onun ardından otelden de çıktık. Kapının önünde bizi bekleyen şöföre baş selamı vererek arka koltuklara yerleştik.

Şöförde arabaya bindikten sonra aynadan bana baktı.

"Nereye Efendim?"

"Hogwartsa."

🕯

Gözlerimi kocaman altın kapılı  yere çevirdim ve heyecanla gülümsedim.

Daha varmadan önce İngilterede'ki harry potter mağazasına girmiş delicesine alışveriş yapmıştım.

Sonra Araf'a hangi binadan olduğumu sorduğumda bilmediğini söylemişti. Onu soru yağmuruna tutarak en çok hangi binaya yakın olduğunu bulmuştum.

Ben gryffindordum.

O ise ravenclawdı.

Evet, şaşırtmış beni.  Pelerinlerimizi alıp giyindikten sonra arabaya binmiş ve buraya gelmiştik.

Kesinlikle zorla giydirmedim.

Hayır.

"Ya Araf çok güzel değil mi?"

"Güzel." Sakince verdiği cevap karşısında gözlerimi devirdim. Harry Potterın ana yerlerinden birine geliyorsun ve tepkin bu mu?

Mal.

Görevliler büyük salonun altın kapısını açtığında nefesimi tuttum.

"Araf kapı açılıyor." Duraksadım ve heyecanla onu sarsakladım."Araf vallahi kapı açılıyor Araf."

Elimi tutarak beni kendine çekti.

"Görüyorum." Heyecanla içeriyi görmeye çalıştığımda kapıyı yavaş yavaş açan görevlilere neredeyse küfür etmek üzereydim.

Kapı sonunda açılınca daha çok heyecanlandım. Şimdi kocaman yemek salonu gözlerimizin önüne serilmişti.

Hızla içeri adımlayarak etrafa baktım. Kostümler vardı bir sürü. Salon boyunca uzanan yemek masalarında tabaklar, çatallar, bardaklar. Her şey vardı. Kendimi harry potter dünyasında hissederken olduğum yerde zıplamamak için zor durdum.

Yan tarafa giderek Hogwarts legosunun hemen altında yanan şömineye baktım.

Çok güzeldi.

Yalandan burnumu çekerek ellerimi ovuşturdum.

"Ağlayacağım galiba." Araf'ın bile dikkatini çekmişti. Kimin olsa çekmezdi ki?

Öğretmenler masasının önüne giderek tam dumbledore'un orada durdum.

"Fotoğrafımı çeker misin?" Kafasını sallayarak cebindeki telefonunu çıkarttı ve birkaç fotoğrafımı çekti.

Telefonu geri cebine koyacakken onu durdurarak elimle gelmesini işaret ettim. Geldiğinde telefonu elinden alarak selfi moduna getirdim ve alnımı Araf'ın alnına yaslayarak kocaman sırıttım.

Fotoğrafımızı çektiğimizde telefonu yüzüme yaklaştırdım ve fotoğrafla baktım. Kocaman sırıtarak gözlerini kapatmış bir adet ben, ve yüzündeki huzurlu bir ifadeyle bana bakan Araf.

"Ben bunu atacağım." Kafasını sallayarak beni onayladı.

"Ben de atarım."

"Sevdin mi?" Anlamayarak bana baktı.

"Neyi?"

"Fotoğrafı?"

"İçinde sen varsın nasıl sevmem ki?" Eridiğimi hissederken kollarımı boynuna doladım ve kocaman ona sarıldım.

Birkaç saniye sonra bir ışık patlarken gözlerimi ışığın geldiği yöne çevirdim. Bir fotoğrafçı gülerek bize bakıyordu.

"Merhaba." Ben de adama gülümseyerek selam verdim. Ardından adamın adımlamaya başladım.

"Çok güzel görünüyordunuz, fotoğrafınızı çekmek istedim." Kafamı iki yana salladım gülümseyerek.

"Problem değil. Teşekkür ederiz." Adamda bana gülümsedi.

"Rica ederim, fotoğrafı ister misiniz?" Kafamı salladım.

Fotoğraf makinesinden çıkan fotoğrafı uzattı. Alıp baktığımda gerçekten de çok güzel göründüğümüzü gördüm. 

"Teşekkür ederim." Adam tekrardan rica ederek iyi günler diledi ve yanımızdan ayrıldı. Hızla cebimdeki telefonumu çıkartarak elimdeki fotoğrafı yere doğru tuttum ve telefonumla fotoğrafını çektim.

Bu sırada da Araf'ta yanıma gelmişti.

"Çok güzeliz demi." Kafasını salladı ve saçımdan öptü.

"Batuhan."

"Hı?" Aklım fotoğrafta olduğu için açıkçası pek takmamıştım.

"Benimle sevgili olsana."

"Hı?" Hızla ona döndüğümde gülümseyerek bana bakıyordu.

"Sevgilim olsana." Tekrardan söylediğinde gülümsedim.

"Olurum." Duraksadım. "Ama bana bir şart sunacaksın."

"Senin bana sunmuş olman gerekmiyor muydu?" Araf gülmemek için kendini zor tutarken dediğim şeyin saçmalığıyla duraksadım.

Harbi ne diyordum amına koyayım ben?

"O karıdan ayrılacaksın Türkiye'ye dönünce."

Kafasını salladı hızlıca.

"Benimde ilk yapacağım şey ondan ayrılıp seninle evlenmek olacak zaten."

Sırıttım.

Evlenecektik lan biz.

Continue Reading

You'll Also Like

2.9M 196K 38
[Tamamlandı] Tüm mahallelinin sevdiği tek kişiydi, onun sevdiği tek kişiyse bendim.
6.9M 403K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
25.5M 907K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
448K 16.6K 48
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...