SOĞUK RUH|Ouroboros

By nqbqdy

28.6K 1.5K 635

Zemheri soğuğun, Ruhun ve Evren'in Tanrıçasıydı. Ama Taç takma törenine kadar Zemherinin ablası Açelya'nın ol... More

UYARI
Soğuk Ruh|1. Bölüm
Soğuk Ruh|2. Bölüm
Soğuk Ruh|3. Bölüm
Soğuk Ruh|4. Bölüm
Soğuk Ruh|5.Bölüm
Soğuk Ruh|6.Bölüm
Soğuk Ruh|7.Bölüm
Soğuk Ruh|8.Bölüm
Soğuk Ruh|9. Bölüm
Soğuk Ruh|10.Bölüm
Soğuk Ruh|11.Bölüm
Soğuk Ruh|12.Bölüm
Soğuk Ruh|13.Bölüm
Soğuk Ruh|14.Bölüm
Soğuk Ruh|15.Bölüm
Soğuk Ruh|16.Bölüm
Soğuk Ruh|17.Bölüm
Soğuk Ruh|18.Bölüm
Soğuk Ruh|19.Bölüm
Soğuk Ruh|20.Bölüm
Soğuk Ruh|21.Bölüm
Soğuk Ruh|22.Bölüm
|Bir kaç şey|
Soğuk Ruh|24.Bölüm
Soğuk Ruh|25.Bölüm
Soğuk Ruh|26.Bölüm
Soğuk Ruh|27.Bölüm
Soğuk Ruh|28.Bölüm
Soğuk Ruh|29.Bölüm
|FLORAS EFSANESİ |Soğuk Ruh|30.Bölüm|

Soğuk Ruh|23.Bölüm

612 33 16
By nqbqdy

"Sen yakut ol ben elmas."

"Yakut mu?O da ne?"

"Evet! Gözlerine baktığımda kırmızı altına bakıyormuş gibi hissediyorum."

"Kırmızı altın...Yeni bir altın mı yapacaksın?"

"Hayır insanların damarlarında sadece kırmızı hakir bir kan akacak. Fakat onlara gözlerin gibi bir taş hediye edebilirim."

"O zaman elması da  insanlara göndermeli miyim?"

"Tanrıların altınları var nasıl olsa." dedi omuz silkerek.

Gülümsedim.

Gülümsedi.

Tapınağın kenarında oturuyor, çiçeklerdrn taç yapmasını izliyordum. Güneş ışığı yüzüne vuruyor beyaz tenini parlatıyordu.

O çok güzel..

"Sayem.."

"Sayem."

"Sayem."

Git gide boğuklaşan ses tekrar netlik kazandı.

"Sayem..."

"...dur.Yapma! Sayem kendine engel olmalısın."

Altın,yüzünü boyamıştı. Fakat gözleri şafakta elmas gibi parlıyordu.

Gözleri ne kadar parıldarsa parıldasın,çok karanlıktı.

Milyonuncu kez söyledi bana."Bunu söylemene rağmen anlayamamışım..." dudağının kenarında biriken kanları yaladı. "...her parlayan altın değildir."

Aynı tapınağın önünde, çiçekler altın kana bulanmış bir şekilde duruyorduk. Çok büyük bir sessizlik hakimdi. Gözlerim ağlamaktan ağrıyordu. Beni öldürmesinden korkmuyordum.

Yaptığı bu katliam..o bunu yapmak istemezdi.

Diz çökmüş ona nefes alan son kişi olarak yalvarıyordum. "Sayem.."

"Beni unutma. Geri döneceğim."

'Kalbime saplanan kılıç...

...Rüyamda nasıl bu kadar acıtabilir?'
-
"Rüyanda kalbine saplanan kılıç...

Çünkü kılıç kalbine seni öldürmek için saplanmadı. Sana acı çektirmek için saplandı."

Terli bir şekilde milyonuncu kez gördüğüm rüyadan uyandım.

"Kabuslar hakkında...bir şey yapamaz mısın?"

"Ben gecenin titanıyım, kabusların değil Helios. "

"Uykunun ve ölümün anasısın."

"Olabilir."

"Bazen bana yalvarıyor, bazense öldürüyor. Onu özlüyorum. Çok..."

"Unut artık Helios,öyle biri yok! Hiç olmadı. Hayallerinde olan bir tanrıça yüzünden bir savaş başlattın ve kaybettik."

Yataktan hararetle kalktım ve Nyx'i duvara fırlattım. "Gelecek. Bu gün gelecek."

***

Helios'ın elçisi arabadan indi ve elini uzattı."Eliniz leydim."

Elini tuttum ve araban indik.

Olimpos tamamıyla beyaz ve altına bürünmüş bir yerdi.Güneş hiç kaybolmazdı ve -sanırsam- sıcaktı.

Fakat titanların diyarı,burada ömrümü geçirebilirdim. Tapınaklar siyahtı.Kurak bir yer değildi,heryerin yeşil olmasına karşın gri bulutlar havayı kaplıyordu. Rüzgar ağaçların dallarını büker derecede esiyordu.

Bazı tapınaklar gümüşten yapılmıştı fakat onun dışında,olimpos gibi abartılı bir şekilde kullanılmamıştı.

Kullanıcılara döndüğümde,memnuniyetsiz bakışlarıyla karşılaştım.

Cidden,derdiniz ne?

"Bizi nerede ağırlayacaksınız?"

"Sa-Güçlü tanırçanın tapınağında leydim."

"Güçlü tanrıça?Onu daha önce duymadım."

Yine de tanıdık geliyordu.

"Onunla tanışmak isterim."

"Güçlü tanrıça biraz karışık bir hikayeye sahip."

Fakat sinirli bir ses,itiraz etti.

"Öyle bir tanrıça yok!"

Saçları gece gibiydi ve lacivert bir elbise giyiyordu.

Kadının bakışları, beni görmesiyle değişti."Sen..." Kadın Helios'ın elçisine hiddetle döndü "Onu Helios mu getirdi?O delirmiş!Nasıl bir kullanıcıyı bu şekilde kullanabilir?"

Kullanıcı?

"Kullanıcı?"

***

Zemheri,Nyx'in hitabına karşılık ona doğru yürüdü.Elini Nyx'in güzel,pürüssüz beyaz yanaklarında gezdirdi."Adın nedir?"

Nyx,güçlü bir titandı fakat Zemheri'nin yıkıcı aurasına karşı koyamadı."Nyx"

"Nyx,Khaos'tan olma,gecenin titanı."

Nyx,sadece kafasını sallayabildi.

"Peki kimse sana saygıyı öğretmedi mi?"

Nyx dehşetler için güzel gözlerini genişletti.

"Halana karşı epey kabasın,öyle değil mi?"

Normal bir durumda,kafasından çok fazla şey geçebilirdi.Fakat o sadece 'Doğruymuş.' dedi.

Nyx daha önce hiçbir titana ya da tanrıçaya saygılarını sunmamıştı.O zemherinin  varlığını reddediyor,Helios'a kızıyordu.

Eğildi,

"Tanrıçaya selamımız olsun.Helios,sen bizi kutsa."

"Güzel."

Nyx,Zemheri aurasını çekene kadar başını eğdi."Beni güçlü tanrıçaya götür."

"Güçlü tanrıça,sizsiniz leydim."

Helios'un elçisi,gülümseyerek cevapladı."Ben...Böyle bir şey hatırlamıyorum."

"Biliyorum."

***

Helios'un elçisi,Zemheri'yi gümüşten yapılma bir tapınağa götürdü. Elmaslarla süslenmişti.

"Burası leydim."

"Elmaslar..."

'Niye bu kadar tanıdık geliyorlar?' diye düşündü,'Neden her şey  bu kadar tanıdık?'

"Burada istirahat edebilirsiniz leydim.Helios sizi akşam yemeğinde ağırlamayı teklif ediyor."

"Elbette."

***

Helios,yatağa uzandı.

'Güzel bir rüya görebilecek miyim?'

Yorgunluka gözlerini kapattı.

"Sana kavuşmak için sabırsızlanıyorum,Sayem."

***

Elçiler siyah,güzel bir elbise giydirdiler,elmaslarla süslediler.

"Helios ve kullanıcılar sizi bekliyor leydim."

"Gidelim."

Gümüşten yapılma diğer bir tapınağa götürüldüm. Kaldığım tapınak,elmaslarla süslenmişti. Fakat bu tapınak yakutlarla çevriliydi.

İçeriye girdiğimde bir elçi beni karşıladı ve yemek odasına götürdü.

"Tanrıça Zemheri burada!"

İçerisi,çok minimal tasarlanmıştı.Tek bir tabağa kadar her şeyde gümüş vardı,ama asla abartı değildi.

Masanın ucunda siyah saçlı kırmızı gözleri olan bir adam vardı. Yakutlarla donatılmıştı.Masada karşılıklı olarak kullanıcılar oturuyordu.Helios olduğunu düşündüğüm adamın karşısı boştu.

Helios geldi ve eğildi."Tanrıçaya şükürler olsun.Sen bizi kutsa."Ayağa kalktı ve elimi öptü.

"Leydim?"

Gözleri..

Bu imkansız...

Gözlerini bir yakutla karıştırabilirdim,aynı o elçi gibi..

Fakat siyah saçlarıyla beraber...O rüyamda gördüğüm adamdı!

Bakışları,gözleri,saçlarının şekli bile oydu!

O elçinin bakışlarıyla nasıl aynı olabilir?

Tabii Helios'ın elçisi,Helios değilse.

Aklım karışmış,hatıralarım bir arya girmişti.

Henüz ben küçükken,okulumu yaktıktan sonra gittiğim parkta bana ucube olmadığımı söyleyen adamdı Helios.

Zihnim bir yapboza dönüşmüştü,ve bir kaç parçayı bulmuştum. 

"Sen,o adamsın,sen o elçisin."

"Leydim?Anlamıyorum."

Bilmemezlikten geliyor!

"İzin verir misiniz?"

Sandalyemi çekti,ve oturmamı bekleyip sonrasında oturdu.

Ancak olanları çözebilmiştim.Onu tanıyordum,o da beni tanıyordu.Poseidon gibi görünüşünü değiştirmiş,kendi elçisinin yerine geçmişti.

Sessizce yemeğimize başlarken Dany sessizliği bozdu."Demek siz ihanet eden ve titanomahia savaşını başlatıp kaybeden tanrısınız." dedi gülümseyerek."

"Yanlışın var çocuk.Ben ne tanrıyım,ne ihanet eden." dedi karşılık olarak sırıtarak.

Helios'ın bakışları sırıtmasına rağmen bıçak gibi deliyordu. Fakat Dany, korkusuna rağmen devam etti.

Babanın kanını taşı biraz, korkaklığını gizleyeceksen sadece pes et.

"Her neyse,olan olmuş." diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı Dimitrus. Masanın altından karnına dirsek geçirmişti fakat Dany, yine de devam etti.

"Bu savaşı titanların kazanacağına inanıyor musun cidden Yüce(!) Helios?"

Helios ağzını aralamıştı fakat konışmasını engelledim.

"Savaş alanında altından değil gümüşten zırh giyebilirsin Dany. Şimdi sessiz ol ve yemeğini bitir. Olimposta değiliz. Saygısızlığın bedeli büyük bir lanet olsa bile babacağın bir şey yapamaz."














Continue Reading

You'll Also Like

23.3K 65 8
Selam ben Asya 26 Ekim 2008 doğumluyum. doğduğum günden beri bir yurtta kalıyorum, annemi ve babamı hep çok merak etmişimdir. Neden bıraktılar beni b...
535K 52.2K 49
Yıllar önce kurtlara atılan bir darbede tüm omegalar katledilmişti ama Efendi Jeon; saklanmayı başaran genç ve güzel bir omega bulmuştu. #ukeV #Seme...
74.7K 2.7K 13
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."
344K 5.6K 28
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi, kapıyı açtı. Öne doğru hamle yapmak istedim, koluyla...