Soğuk Ruh|19.Bölüm

680 43 5
                                    

Ay Tanrıçası,dolunay,annem bendis anılarımı elimde tuttuğum tılsıma mühürlemişti. Ay taşı çatlamıştı.Anılarım çatlaktan yılan gibi sürünerek zihnime kazındı.

Parlayan beyaz taş siyaha dönmüştü.Bilmiyorum,belki de nefretim ve sinirim taşa yansıyordu.

Taş çok önemli bir taştı.Ayın ruhunu barındırıyordu.Ay ruhu tılsımı.İnsanların var olduğunu bile bilmediği bir ay renginden geliyordu.

Mavi ayın ve kanlı ayın aynı anda gerçekleştiği zaman Bendis aydan bir parça aldı ve manayı içine mühürledi.

Daha önceden kanlı ayın ve mavi ayın aynı anda olduğu zamanlar olmuştu fakat ay mavi rengine gerçekten bürünmüş ve kanlı ayla birlikte mor bir şekilde parlamıştı.

Bendis'in ikizi Selene,hilal, ve ya Bendis ruhlarını koymamıştı bu taşa.Ayın manasını koymuşlardı ve Evren Tanrıçasısının anılarını tutmaya anca bu taş yeterdi zaten. Bilgiyi öğrendiğim kitapta,Adamant'ın* bile kıramayacağı bir taş olduğu tasvir edilmişti.
Y/N:Elmas kadar sert olan efsanevi bir taş.

Fakat taş,tüm manasını ve rengini kaybetmiş siyaha dönüşmüştü.

Öfkem,tahtımı dahi herşeyi kaplayan buz sayesinde diğer tanrı ve tanrıçalara ulaşmıştı.

Mumlarda ki ateşi söndürmüş,iplerini bir kabuk gibi sarmıştı.

Ben tahtıma oturduktan-yığıldıktan- sonra kalkmışlar ve kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Şimdi ise müzikler,kahkalar ve konuşmalar kesilmiş yerini derin bir sukunet yer edinmişti.

Şu an Bendisi suçlamam çok yanlış olurdu çünkü için içinde Selene de vardı. Ayın iki temel hali manalarını birbirlerinden habersiz bir başka şey için kullanamazlardı,üstelik şimdi bütün mana bitmişti.

Elimde beliren bir buzdan asa yere iki kez vurdum,"Eğelence bitmiştir.Dağılabilirsiniz." Herkes şaşkınlık içinde bana bakaren Zeus küstahça sırıttı,"Ama daha yeni taç giydiniz..."

Zeus'un sözünü tiksintiyle böldüm,"Mahkemede görüşürüz tanrı ve tanrıçlar."Bendis'e göz attığımda,başını eğik tutuyordu..

Dizlerinin üzerlerine çöktüler ve bir ağızdan,"Yüceliğiniz için müteşekkiriz Tanrıçam." diyerek mütevazı(!)bir şekilde beni selamlayıp salondan ayrıldılar.

Solonda sadece Rory kalmıştı.

"Zemheri iyi misin?"Arada öksürmesinden asıl onun iyi olmadığını anlayabiliyordum.

"Hazırlan.Birini ziyarete gidiyoruz."

Korkarak sordu,"Kimi?"

"Mahkeme tek seferde bitmeli. Burada biraz daha kalamayız."

"Zemheri aklında ne var?

"Beyaz gözlü kurt* oyuna giriş yaptı."

Y/N:Acımasız,merhametsiz,sert olarak kullanılan bir deyim.

***

"Zemheri burada ne işimiz var?"

"Kes sesini korkak.Her irkildiğinde ateşin de irkiliyor."

"Ah üzgünüm,her gün çok tehlikeli bir yaratığın inine girerdim zaten(!)."

Mağranın içerisinde biraz daha ilerlediğimizde etrafı süsleyen heykelleri gördük.Muhteşem bir işçilikti.Heykelleri izlerken bir kaç yılan bize doğru süründü.

Rory çığlık atmaya başlayıp arkama geçti.

"Yılan!"

"Medusanın inindesin,ne bekliyordun kelebekler mi?"

SOĞUK RUH|OuroborosWhere stories live. Discover now