Öğle dersleri başladığında Chuuya soyunma odasına her kes değiştirdikten sonra gittiğinden emin oldu, onların bir gay tarafından soyunurken izlenmekten rahatsız olacaklarını biliyordu, ama onları milyon yıl geçse bile onları dikizlemezdi!
Spor kiyafetini giyinip arka bahçeye girdiği saniyede Dazai yanındaydı.
"Ne?" Dazaiye dik-dik baktı, aslında demek istediği gitmesiydi, ama bu bandaj israfına asla işlemiyordu.
Dazai barış işareti yaparak sırıttı "Öğretmen birlikte ısınmamızı söyledi, bu yüzden hadi ısınma hareketleri yapalım"
Chuuya düşündü "Bu olmaz!" ama şimdi kaderinden kaçamazdı.
Koşmayı ve ısınmayı bitirdiklerinde Chuuya göbeğini gösterecek şekilde T-shirtünü kaldırıp yüzünden akan teri sildi. Dazai tabii ki de bunu fark etti, gözünü Chuuyadan alamıyordu, sonra düşündü "Onun yatağımda olmasına ihtiyacım var!!"
Öğretmenleri tembel bir eşek olduğu için erkeklere futbol topu, kızlara ise el topu verek Güneşten kaçmak için bir ağacın altına oturdu.
En iyi iki erkek takım kaptanı seçildi, ve onlar da kendi takımlarını seçtiler, ama hiç biri takımında açıkça Chuuyayı istemiyordu, bu yüzden sadece kenarda oturdu ve onların oynamasını izledi. Aslında tüm dikkati Dazaideydi ama Dazainin de ona baktığını fark etmedi.
Dazai çok yorgundu, kaybolmak için bir senaryo yazmalıydı. Chuuyanın yanına varana kadar koşmaya devam etti. Düşüp yaralanma taklidi yaptı, Chuuya anında yardımına koştu, öğretmen ve sınıf arkadaşları da iyi olup-olmadığına bakmaya geldi.
Dazai homurdandı "Bileğim ağrıyor!!!"
Öğretmen emir verdi "Revire gitmen gerek, ona yardım et, Nakahara!"
Chuuya öğretmeninin dediğini yaptı ve ona yardım etti.
Chuuya açıkça Dazainin kolları omuzlarının etrafında, kendi eli de diğerinin belinde olduğu için kızardı. Revire vardıklarında Dazai sadece yorgun olduğunu söyledi, bu yüzden hemşire yataklardan birine uzanıp dinlenmesini söyledi.
Chuuya Dazainin ayakkabılarını çıkararak uzanmasına yardım ettikten sonra yatağın yanındakı sandalyeye oturdu. "Rahat mısın, yoksa bir tane yastığa daha mı ihtiyacın var?" Endişeyle sordu.
Dazai yüzünde geniş bir gülümsemeyle yorum yaptı "Çok düşüncelisin, Chuuya~"
Chuuya bu yoruma ağırca kızardı ve kekelemeye başladı "T...tamam... sen yaralısın...bu yüzden.... ben... evet..."
Dazai güldü ve hemşirenin çıkmasını bekleyerek konuşmaya devam etti "desten kaçtık~"
Chuuya revirde yalnız oldukları düşüncesi yüzünden gerilmeden duramıyordu" Bu durumda kaçmış sayılmıyoruz... bence.."
"Buraya gel, sana söylemem gereken bir şey var~" Dazai yataktakı boş yeri Chuuyanın oturması için patpatladı.
Chuuya daha fazla kızardı, şimdiye kadar film ve animelerde gördüğü bütün revir sahneleri kafasında oynuyordu, sonunda oturdu ve aralarına mesafe koydu.
Dazai ona doğru eğildi, ve bu Chuuyanın kalbinin hızlanmasına sebep oldu "Aslında bütün bunları buraya gelmemiz için yaptım~" kıkırdadı.
"NE?!" Chuuya bağırdı "Yaralı değil misin ???"
Dazai diğerinin sinirlenmesini bekleyerek kafasını hayır anlamında salladı, ama kızıl sadece iç çekti "Gerçekten yaralandığını sanmıştım!! Bu konuda bir daha böyle endişelendirme..."
Dazai sırıttı "Oh.. demek endişelenmiştin~"
"N...ne... h..hayır...ben-"
Yine aynı kız\sürtük tarafından rahatsız diliyorlardı "Ne oldu, Dazai-kun?"
Şimdi o saçını tatlı bir at kuyruğu yapmıştı, T-shirtü ıslak olduğu için (bunu kesinlikle kendisi yapmıştı) altından sütyenini görünüyordu ve bu sexy görünmek yolunda bir faildi. Her kesin rol yaptığını anlaya bileceği gibi yüzünde abartılı bir endişe vardı.
"Hiç bir şey" Dazai bir centlmen olduğu için yüzündeki yumuşak gülümsemeyle cevap verdi" Sadece bileğimi incittim, hepsi bu"
"Olanları duyduğum saniye buraya koştum" yakınlaştı ve dha önce Chuuyanın oturduğu yere oturdu, çünkü Chuuya onun geldiği gibi sandalyesine dönmüştü "Sana bakmak için burdayım" yumuşak bir sesle söyledi.
Dazai yeniden yumuşakça ülümsedi, bu tip kızlarla\sürtüklerle nasıl davranacağnı biliyordu "Kendini rahatsız etmene gerek yok, Chuuya burada iyi iş çıkarıyor"
"Buradayım, çünkü yardım etmek istiyorum " üsteledi ,sonra Chuuyaya tiksintiyle bakarak devam etti "Hala spor dersine döne bilir, daha bitmedi "
"Öğretmen ona bana bakmasını söyledi, bu yüzden burada kalıyor " Dazai serinliğini korumak için elinden geleni yapıyordu.
"Ama ben buradayım, bu yüzden gidebilirsin , Chuuya " diye emir verdi.
"Burada kalıyorsun, Chuuya" sonrasında Dazai emir verdi.
"Dışarı çık, Chuuya" Kız yeniden emretti.
"Chuuya, sana burada kalmanı söyledim." Dazai yeniden söyledi.
Chuuya bunun olmasını istemiyordu, hatta bu konuda söylentilerin yayılmasını düşünmek dahi istemiyordu. Her ne kadar burada kalmak istese de, Dazai ona karşı çok iyi olduğu için, problem yaratmak istemiyordu. Gitmek için yerinden kalktığında Dazai bileğini kavradı ve ciddi bir sesle konuştu "Chuuya buradan gitmiyor, buradan gitmesi gereken biri de varsa o sensin" sonra yumuşakça gülümsedi "Tamam mı?"
Chuuyanın gözleri genişçe açıldı, böyle bir tepki beklemiyordu. Sürtük sinirle yerinden kalktı ve revirden çıkarken Chuuyaya ölümcül bakışlar gönderdi.
Dazai iç çekti "Cidden onun sorunu ne?"
Chuuya bileği diğerinin tutuşunda olduğu için kızarmıştı ama yine de sinirliydi "Şimdi.. şimdi elimi bırakabilir misin..."
"Oh ....üzgünüm" Dazai elini bıraktı ve Chuuya yeniden yatağa oturmadığında hayal kırıklığına uğradı.
Sakinleştikten sonra etrafına sinir bozulmuşcasına bakarken söyledi "Sorunun cevabı.... açıkça sana platonik.."
Dazai sinirleri bozulmuşcasına cevapladı "Onunla ilgilenmiyorum" sonra kendi-kendine devam etti "Sadece seninle ilgileniyorum..."
Chuuya yine etrafa baktı ve sordu , bilmeliydi "Onlar.. sana benimle ilgili bir şey söyledi mi?"
"Hayır.." Dazai şaşırarak cevapladı "Neden?"
"Hiç hiçbir şey " Chuuya sustu . daha bilmiyordu, buna seviniyordu. Ama yakında söyleyeceklerdi. Neden önce kendisi söylemiyordu?
"Ben..." Chuuya başladı "aslında..." aniden hemşirenin revire girdiğini duyup sustu.
"O ne, Chuuya ?" Dazai endişeyle sordu.
"Hiçbir şey..." Chuuyanın üzgün bir tonu vardı, bayan şans gerçekten onu sevmiyordu.
Sadece gelecek derse kadar yandaki yatağa uzanıp dinlenmeye karar verdi.
*
Zil çaldıktan sonra , üstünü değiştirdi ve Dazaiye nerede bekleyeceğini söyleyerek okuldan çıktığında diğeri Odasakuya birlikte gitmeyeceklerini söyledi.
Chuuya okul girişinin yanında durmaya karar verdi, taa ki sürtük ve arkadaşları gelene kadar. "Hey, ordaki, birini mi bekliyorsun?"
Chuuya onu görmezden gelmeye karar verdi. Ama böyle kolay gideceğe benzemiyorlardı.
"Dazai-kunu seviyorsun, değil mi?"diye sırıtarak sordu.
"Öyle olduğunu biliyorsun~" arkadaşlarından biri söyledi ve hepsi güldü.
"Durdur bunu, sinir bozucu!!" gruplarından iki çocuk söyledi.
"Cevap vermiyor musun?!" sinirle başladı, sonra sırıttı "Senin onun için ıslandığını öğrendiğinde ne düşüneceğini merak ediyorum~"
"Sinir bozucu~" Hepsi bir anda söyledi.
"Doğru~" güldü.
Chuuya onlara perişanca baktı, burada kavga yaratamazdı, her ne kadar, hepsiyle başa çıkabileceğini bilse de. Sadece uzaklaşmaya karar verdi, giderken söyledi "Allez vous faire foutre "
"Bizimle fransızca konuşuyorsun?? En azından anlaya bileceğimiz bir dilde konuş ki cevaplaya bilelim ~" yüzündeki sırıtış genişledi.
"Nah, o çok korktu" arkadaşı yine gülerek konuştu.
Chuuya geriye bakmadı, dişlerini gıcırdadıp yumruklarını sıkarken kendi-kendine tekrar etti "Hepiniz bunu inkar edeceksiniz!!
Dazai Chuuyanın olması gereken yerde küçük grubunu bulunca bir şeyler olduğunu anlamıştı.
Hepsi gülümsedi ve şehirde yeni açılan karaokeye gitmeyi teklif etti. Dazai onları bugünlük kabul etti, aralarında ne olduğunu öğrenmenin tek yolu buydu.
<3<3<3
Fransızca yazının anlamına kendiniz bakın bence~
Yazım çeviri yanlışı yaparsam çekinmeden söyleye bilirsiniz, eleştiriye açığım~
Umarım beğenmişsinizdir~