Is this happiness- SOUKOKU

De Ninauser

6.5K 611 748

Hikayeyi ben kurgulamıyorum. @soukoku_lover hikayenin sahibi , sadece tercüme ediyorum. İngilizcemi geliştir... Mais

BİLGiLENDİRME
CHAPTER1
CHAPTER2
CHAPTER-4
CHAPTER-5
Chapter-6
CHAPTER-7
CHAPTER-8
CHAPTER-8 PART2
CHAPTER-9
CHAPTER-9 PART2
Chapter 10.

CHAPTER-3

558 59 184
De Ninauser

Hikayeye bir az göz gezdirdim ve fark ettim ki yaş sınırı gerektirecek bir hikaye. Fikrimce çok da rahatsız olacaklar yok yani, soukoku shipperleri bir azcık horny oluyor ,ama yine de ben söyleyeyim. İyi okumalar!

--------------------------------------------------------------------------------

Chuuyanın eve döndüğünde ilk yaptığı şey çantasını bir yerlere fırlatıp yatağına yatmak olmuştu. Çok yorgundu, neden insanlarla etkileşime girmek böyle zordu?

O düşündü" Sadece böyle uyuyamaz mıyım.... sonsuza dek..." Ama sonra...uyumanın fayda etmeyeceğini biliyordu... kalkıp ders çalışması gerekiyordu, böylece yıl sonunda başarısızlığa uğradığında pişmanlığı olmayacaktı.

Bir kitabını alıp açtı, sonra anlamadığı bu kanjiler( ç. n. :* japon herogrifleri) yüzünden anden bir baş ağrısı his etti. " Neden japonca bu kadar zor?!"( Ç. n. : burada küfür ediyor, yani kaba bir dil kullanıyor)

Şimdilik sadece matematik çalışa bileceğine karar verdi, tamam, sadece şimdilik değil, Japonyaya geldiğinden beri terk çalıştığı ders buydu.

Funksiyonlarla acı içinde geçen bir kaç saatten sonra , pencereden dışarıya baktı ve siyah gökyüzünde parıldayan yıldızları fark etti. " Hepsi birlikte çok mutlu gözüküyor... yalnız değiller... yalnız..." ağlayacak gibi hissetti. Çok yalnız his etti, sadece bir arkadaşa ihtiyacı vardı, sadece ona ihtiyaç duyulduğunuişe yaramaz, zavallı, aciz olmadığını söyleyecek birini istedi.

Sonra diğerlerinden uzakta olan bir yıldızı fark etti, onu parmağıyla işaret etti "Bu benim..." sonra bir-birine yakın olan bir sürü yıldızı gösterdi " Bunlar okuldakiler" sonra kendisini anımsatan yıldıza bir daha baktı ve yanında az önce önünde bulut durduğu için görmediği bir yıldız olduğunu fark etti ve parmağıyla işaret etti "Bu da Dazai!" sanki Dazai ordaymışcasına anında lızardı ve bakışlarını gökyüzünden çekti. Bakışları sağ tarafındaki aynadaki yansımasına takıldı, yaklaştı ve kızaran yüzüne baktı, sonra dudaklarına bakıp konuştu " Dazai... Dazai-kun... Dazai-san, tamam, hadi sadece Dazai ile devam edelim..." gaddar gerçekliği hatırladığında yüz ifadesi değişti " Tamam, eğer bir daha onunla konuşa bilirsem..." Negatif düşünceleri unutmak için kafasını salladı ve kendi-kendine gülümsedi. " En azından benim sesimle o kadar da kötü seslenmedi..."

Telefon ziliyle kendine geldi. Anee-sandı. Kimse onunla konuşan birisi olduğu için ne kadar mutlu olduğunu tahmin edemezdi, kendisi olmayan biri,ona değerli olan biri.

"Anee-san!"

"Ah ,Chuuya, nasılsın, tatlım?"

"İyiyim..." kendi yalanına gülümsedi " ders çalışıyordum..."

"Elinden gelenin en iyisini yaptığını görüyorum...gerçekten sana yarım etmek isterdim ama iş bitmeyecek... maalesef bu gece eve gelemiyorum.."

"Öyle... mi.." hiss ettiği bütün mutluluk aniden kayboldu. 

O düşündü " Bu her gece olan şey değil mi?"  Onun her ikisi için çalıştığını biliyordu, yaşamak için paraya ihtiyaçları olduğunu biliyordu, ama kendisini sinirlenmekten alıkoyamıyordu.

"Evet, akşam yemeği için bir şeyler hazırladım, her zamanki yere koydum bu yüzden onu ye ve erkenden uyu, tamam mı?"

"Tamam, Anee-san, kendini çok yorma ve kendine iyi bak..."

"Sen de kendine iyi bak, iyi geceler."

Konuşmayı bitirdikten sonra kendi tepkisine geri baktı "Yalnız geçireğin gecelerden biri  daha, fazla bir şey değil, Chuuya , artık alıştın, değil mi?" Gülümsedi, hüzünlü bir gülümseme, şimdi her gece yaptığı gibi ağlaya bilirdi"

Şimdi aklını kurcalayan bir şey vardı....

"Nerede yanlış yaptım?"

Ağlayarak uykuya daldıktan sonra karnından gelen acayip seslerle uyandı.

Söylene-söylene Kouyounun hazırladığı şeyi ısıttı ve yedi"  Yaşamak için yemek gerektiği saçmalığını yaptı, bu çok saçma, onun sayesinde bütün uykum mahvoldu. 

Bulaşıkları yıkadıktan sonra odaya gitti ve gördüğü ilk şey açık kitaplardı "Bana böyle bakmayı durdurun..."  çok yorgundu ama birden onunla ve aksanıyla dalga geçen orospu çocuklarını hatırladı ve aniden içinde büyüyen intikam dalgasını his etti." Gerçekten bu sikiklere istedikleri şeyi vermiyorum!! Hepsi yıl sonunda görecek!! Tamam ,Chuuya , bütün bu Taskları bitirmeden uyumuyorsun!!" 4 saat önce söylediği şeydi.

Çok yorgundu ve 20 Taskdan 8-cideydi. "Neden bu kadar çok var?!" diye şikayetlendi.

Sadece ders çalışmasını durduracak bir şey istedi.

O anda telefonu titredi. Bilmediği bir numaradan "Hey"di .

Kitaplarına baktı ve düşündü "Bu benim şansım!

Her şeyi kapayıp işıkları söndürdü ve yatağına yatarak yabancıya aynı "Hey"le cevap verdi.

Bir saniye sonra bu mesajı aldı "Bu garip görüne bilir ama bu numarayı bir sıranın üzerinde gördüm ve kaydettim. Bu yolla arkadaş bula bileceğimi düşündüm çünkü transfer öğrenciyim ve okulda hiç kimseyi tanımıyorum... işte böyle. Garip değil mi :p "

Chuuya düşündü "Kimse bu kadar hızlı yazamaz!!" " bu kişi benim cevaplayacağımı bilip önceden mesajı hazırlamış. Şüpheli..."  

"Hayır, garip değil" diye cevapladı. Sonra bir şeyi fark etti ve sordu" neden ingilizce yazıyorsun?"

Yabancı cevapladı "öğrenmek için". Sonra ikinci bir mesaj geldi " Bununla ilgili bir sorunun yok, değil mi?"

"Neden doğru olmak için çok iyi görünüyor... gerçekten şüpheli!" Chuuya düşündü ve cevapladı "Yok.  Aslında bu benim için iyi, çünkü Japoncayla çok da iyi değilim."

"Oh... ama neden?" diğeri yazdı

"Tamam, aslında ben Fransadanım ve buraya sadece 2 ay önce geldim, işte böyle..." yazdıktan sonra 'gönder'e bastı. Chuuya yabancı biriyle özel hayatı hakkında konuşuyordu, daha dikkatli olmalıydı.

Diğerinin cevabı böyleydi "FRANSA??!! Ben Fransayı seviyorum!!" Çok heyecanlı görünüyordu.

Bu sefer mesajı hakkında bir az düşündü ve yazdı " Öyle mi? O zaman hakkında ne biliyorsun?"

Diğerinin cevabı Chuuyanın sesli gülmesine sebep oldu. "PARİS!! ve.... Fransız öpücüğü?"

Chuuya hala gülerken cevapladı "Bu bir soru mu?"

" Aslında ben onu hiç denemedim... ama sen kesin nasıl yapılacağını biliyorsundur, değil mi? Demek istediğim, sen FRANSIZSIN!! "

Chuuya şimdiyedek kimseyi öpmediği için kızardı, ama yalan söylemek bir seçim değildi, bu bir arkadaş edinmesi için tek şansıydı ve bunu mahv edemezdi!!

"Hiç denemedim ama, evet , nasıl yapılacağını biliyorum..."

Diğerinin mesajı Chuuyanın bağırmasına sebep oldu "WHAT THE FUCK!!" tabii ki bu komşuları uyandırdı. Mesaj böyleydi " GERÇEKTEN Mİ?????!!!!! BANA ÖĞRETMELİSİN!!! LÜTFEN!!!!!"

Sakinleştikten sonra Chuuya cevapladı "Bekle, sen nesin?". Mesajı gönderdikten sonra sorunun garip olduğunu fark edip ekledi " demek istediğim kız mı , erkek mi?"

Diğeri anında cevapladı "Erkek, sen ??"

Chuuya erkek olduğunu söylemek konusunda tereddüt etti, ya ondan tiksinirse? Bu kesinlikle arkadaş edinmek konusundaki son umutlarını öldürürdü, çünkü bir arkadaş edinip ona gay olduğunu söylememek onu doğru bir arkadaş yapmaz, bu sadece yanlış göründü.

Sonunda " Ben de erkeğim "diye cevapladı.

 Chuuya mesajı gönderdiği anda gerildi ama cevap yine gecikmedi "Fransız erkeklerinin çok yakışıklı olduğunu duymuştum!! Ve bana Fransız öpücüğünü öğreteceğini unutma!!"

Chuuya anında kızardı, bu herif gerçekten gerçekten garipti. Sonra yazdı "Hepsi yakışıklı değil aslında. Ben Chuuya, senin ismin ne?" Chuuya diğerinin mesajındakı ikinci kısmı gözardı etmeye karar verdi ve fark etmemesini umdu.

Diğeri sordu " Beni Shuuji diye çağır~ ve Fransız olmana rağmen nasıl bir Japon ismi alıyorsun?"

Chuuya yeniden özel hayatı hakkında konuşacaktı ama bu onu rahatsız etmiyordu.

Shuuji bir erkeği öpmekte sorun görmediği içindi büyük ihtimalle...

"Sadece babam Fransız, annem Japon"

"Anlıyorum, umarım Japonyayı sevmişsindir~"

Chuuya  "Nefret ediyorum!" yazarken diğeri ekledi "Şimdi gitmeliyim iyi geceler ,Chuuya, ve tatlı rüyalar~"

Chuuya düşündü "Şimdiden?" sonra böyle bir düşüncesi olduğu için sessizce kendini lanetledi, yabancılardan bu kadar çabuk etkilenmeyi durdurması gerekti. Cevapladı "Sana da iyi geceler, Shuuji ^^"

Telefonunu kapatıp uyuyacağı sırada son bir mesaj aldı. "Sana isminin tatlı olduğunu söylemiş miydim~" Chuuya kızardı ve Dazaiyi hatırlayarak daha da kızardı. "Neden şimdi bu herifi hatırlıyorum??"

Şimdi diğerinin yüzünü kafasından atamıyordu ve Shuujinin gönderdiği "Evet, yaptım x)"ı görmemişti.

Chuuya sağına döndü, soluna döndü sonra arkasını döndü ve şikayetlendi "Neden Dazai bu kadar yakışıklı ????!!!!" Yeniden uzandı ve telefonuna baktı "Merak ediyorum, Shuuji nasıl görünüyor?"

Shuujiyi ve ona fransız öpücüğünü öğrettiğini hayal etti. Bir kadar sonra ne hakkında hayal kurduğunun farkına vardı ve ağırca kızardı. "kirli kafamı sikeyim!..."

Sonra bir şeyin farkına vardı ."Az önce ...bir günde 2 platonik mi edindim ?!"

Şimdilik Dazaiyi Shuuji gibi hayal ettiği gerçeğini görmezden gelmeyi seçti . Evet, daha yeni Dazaiyle tanışmıştı ve onları fransız öpücüğü yaparken hayal ediyordu... nasıl da kirli bir zihin...

*

Bu sırada Odasakunun apartmanında... 

Odasaku koltukta Dazainin yanına otururken konuştu "Şimdiden oyuncağını buldun mu?"

Dazai anında telefonunu gizledi "Neden böyle söylüyorsun?"

Odasaku ifadesizce cevapladI "Üzgünüm, onunla mesajlaşırkan nasıl sırıttığının bir fotoğrafını çekmeliydim "

Sonra boş bardağını alkolle doldurmak için kalktı ve yeğeninin konuşmasıyla duraksadı. "O benim oyuncağım değil, ciddiyim..."

Odasaku ona şokla baktı sonra fısıldadı "Cidden?"

"Cidden."

"Cidden cidden?"

"Cidden cidden ."

"Cidden cidden cid-"

"Yeter, Odasaku, bu konuda gerginim." Kenara bakarken Dazai konuştu, yavaşça kızarmıştı, ama yine de kızarmıştı.

Odasaku düşündü "Ne?" bu yeğeninde olmamış bir şeydi, bu yüzden nasıl tepki vereceğini bilmiyordu .Sonra sakince sordu "Platonik?"

Odasakunun kaş çatmasına sebep olarak cevapladı "Daha fazlası..."

"Daha fazlası?" sonra cevap beklemeden devam etti " iyi, bu çocuğun kim olduğu  hakkında tahminlerim var ve istediğini yapmakta özgürsün ama problem yok, tamam mı   ?"

Dazai kalkıp adımlarını odasına yönlendirirken cevapladı "İşte benim planladığım buydu..."

Kapıyı açmadan önce geriye dönüp sordu " Kimi düşünmüştün?"

Odasaku bardağından bir yudum alıp cevapladı "Nakahara-kun değil mi?"

Dazai kulaktan kulağa sırıttı "Evet, tek ve tek Nakahara Chuuya"

Odasaku sadece iç çekti. Şimdi sadece Chuuya için üzüle bilirdi.

Dazai kapıyı kapatmak üzereyken ekledi "Yakında Dazai Chuuya ~"

Odasaku yorgunlukla konuştu "Uyumaya git, Dazai..."

Dazai kapının kenarına yaslanıp hayalini kurarken konuştu "Hatta bana fransız öpücüğünü öğreteceğini söyledi~"

Odasaku bardağını bir yudumda bitirerek ses çıkaracak şekilde masaya koydu. "Uyumaya gitmeni söyledim, Dazai!"

"Tamam tamam.. sinirlenme~ iyi geceler, Odasaku~" Dazai söylediklten sonra kapısını kapatıp uyumaya gitti.

Odasaku yerine oturup iç çekti "Bu ergenler..."

*************************************************************************************************************

BİTTİ! 1450 KELİME. Günlerdir bununla uğraşıyorum . Evimizde internet yok ve babaannemlerde küçük kuzenim var. Gün boyunca arkasında koşuyorum ve bilgisayarı gördüğü gibi ağlayıp klavyeye dokunuyor. Neyse umarım sevmişsinizdir. <3

Continue lendo

Você também vai gostar

161K 16.9K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
22.8K 6.4K 12
panik atak jisung & hallederiz minho
499K 57.5K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.