KOMUTAN | BXB

By kanasshii

2M 130K 74.9K

|Tamamlandı.| Askeri ve eşcinsel bir kurgudur. More

•Bir
•İki
•Üç
•Dört
•Beş
•Altı
•Sekiz
•Dokuz
•On
•On bir
•On iki
•On üç
•On Dört
•On beş
•On Altı
•On Yedi
•On Sekiz
•On Dokuz
•Yirmi
•Yirmi Bir
•Yirmi İki
•Yirmi Üç
•Yirmi Dört
•Yirmi Beş
•Yirmi Altı
•Yirmi Yedi
•Yirmi Sekiz
•Yirmi Dokuz
Final
ÖZEL BÖLÜM
Özel Bölüm

•Yedi

75.6K 4.6K 1.5K
By kanasshii


Askeriyede sıradan bir askerin göreve gitmeyeceğini bende biliyorum, acemice yazılmış bir kitap olduğunu göz önünde bulundurarak yorum yapın lütfen.



🕯


"Hazır ol!"

"Rahat!"

Araf komutanın verdiği emir ile tekrardan rahat pozisyonuna geçtik.

Acil bir talimat ile sabahın beşinde bizi uyandırmıştı. Şimdi hepimiz karşısında pijamalarımız ile dikilmiş, yarı açık gözlerle kendisine bakıyorduk.

"Şu gözlerinizdeki baygın bakışı hemen silin yoksa sikeceğim belanızı." diyerek sinirle hırladığında hafif şaşırmıştım açıkçası. Sabah sabah bu ne enerjiydi yav?

Gözlerimi açmaya çalışarak esnedim.

"Batuhan, bir daha esnediğini görürsem gece nöbetlerini Can'dan alır sana veririm. Sikik sikik durmayın benim karşımda." Doğrudan bana gelen sözler ile sonuna kadar açılmış ağızımı hemen kapatarak gözlerimi ciddiyet ile komutanıma diktim.

Allah allah, adamda bu sabah ayrı bir sinirliydi.

"Şimdi, kulaklarınızı iyi açın çünkü bir daha anlatmayacağım. İki gün sonra görevleriniz var. İki gruba ayıracağım sizi. İki ayrı grup farklı görevlere gideceksiniz." Ardından derin bir soluk bıraktı. Sanki acelesi var gibiydi.

"Teğmen Çisem birazdan helikopterle askeriyeye iniş yapacak. Ben ve Çisem komutan iki ayrı gruplara önderlik edeceğiz. Şimdi hemen hazırlanıyorsunuz ve beş dakika içerisinde sıraya geçiyorsunuz bahçede."

Hızla arkasını dönerek odayı terk ettiğinde nefesimi bırakarak hemen hazırlanmaya başladım. Sabah sabah minnoş bedenime bu kadar gerginlik fazla gelmişti.

Oflayarak üzerimi değiştirdim ve uyuşuk hareketler ile yatakhanenin içindeki büyük banyoların olduğu yere girdim.

Ardından lavabonun önüne giderek musluğu açtım yüzüme bir kaç kez su çarptım. Bu birazda olsa uykumu dağıtırken esneyerek aynaya baktım. Her zamanki gibi çok yakışıklıydım.

Banyodan çıkıp arkadaşlarım ile birlikte hızla bahçeye doğru yürümeye başladım. Geç kalırsak Araf komutandan çekeceğimiz vardı çünkü.

O dünkü olaydan sonra birkaç kez Araf komutan ile karşılaşmıştık fakat yüzüme dahi bakmamıştı. Bundan iki anlam çıkarıyordum.

Ya sadece bedenimi ilgi çekici bulmuştu, ya da çok fena bozulmuştu. Ama Araf komutan son derece sert bir adam olduğu için böyle bir şeye bozulacağı ihtimalini vermiyordum bile. Yani koskoca yüzbaşı, benden de iyisini bulurdu.

Kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimi dağıttım. Benim için böyle daha iyi olmuştu. Çünkü Araf komutana ilgi duymuyordum.

Bedeni haricinde.

Bilirsiniz, genelleme yapmak istemem ama çoğu erkeğin ilişkide cinsel tarafı daha baskın gelirdi. Bu da benim cinsel olarak Araf komutanı arzulamamdan kaynaklanıyordu.

Yani işin kısası, böyle daha iyiydi.

Bahçede sıraya geçerek hazır ol da komutanlarımızı beklemeye başladık. Yaklaşık 10 dakika sonra görüş alanımıza girmeye başladığında Çisem komutanımı süzdüm.

Koyu kumral saçlı, sert yüz hatlarına sahip olan bir kadındı. Fakat boyu kısaydı. Normalde kısa boy insanlara şirinlik katsada bu kadında daha bir sertlik katmıştı sanki. Komutanımı daha fazla incelemeyerek gözlerimi önüme çevirdim.

Kadınlar pekte ilgimi çekmiyordu. Ki çeksede birine bu kadar uzun süre bakmak bence ayıptı. Çünkü karşı taraftaki insan yanlış anlayabilir ve rahatsız olabilirdi.

Komutanlarımız önümüzde durdu. Çisem komutan Araf komutanın biraz gerisinde durarak bizleri süzüyordu.

"Rahat!" Araf komutanın emri ile birlikte rahat pozisyonuna geçtik ve rahatta dinlemeye başladık.

"Bu Teğmen Çisem Albayrak. Sabah size anlattığım görevde bize eşlik edecek çok başarılı bir askerdir. Sizden istediğim bana gösterdiğiniz saygıyı onada göstermeniz, ki şike sike göstermek zorundasınız."

Bir anda Çisem komutana dönerek mahçup bir ifade ile baktı.

"Afedersiniz."

Çisem komutan bir kaç saniye durarak Araf komutana baktı ve gülümsedi. Güzel dişleri vardı.

"Önemli değil, alışığım." Araf komutan onu onaylarcasına kafasını salladı ve tekrardan bize döndü.

"Sizden istediğimiz bugün dinlenmeniz. İyicene dinlenin. Yarın sabah erkenden kalkacaksınız ve yerlerinizi alacaksınız, yarın sabah size görev yerlerinizi ve bulunduğunuz grubu söyleyeceğiz."

Anında hazır ol pozisyonuna geçtik.

"Gidin ve dinlenin."

"Emredersiniz komutanım!" Selam vererek arkamızı döndük ve gruplar halinde askeriyeden içeri girdik.
Sanırım birazdan ortak salonda toplanacaktık. Genelde bir işimiz olmadığında ortak salonda toplanır çeşitli aktiviteler yapardık.

Bazılarımız kitap okur, bazılarımız televizyon izler, bazılarımız ise tavla falan oynardı.
Bazıları ise sohbet muhabbet ederlerdi. Genelde karı kız muhabbeti olduğu için pek ilgimi çekmiyordu. Ta ki ünlü kadın mankenlere kadar.

Eşcinsel olan benim bile ağzımın suyu akıyorsa diğerlerini düşünemiyordum bile.

Yavaş adımlarla yatakhaneye girerek kendi dolabımın önüne gittim.

Ardından üzerimdeki üniformayı çıkartarak askıya astım ve siyah bol bir eşofman ile beyaz bir sweat aldım. Serbest günlerimizde serbestte giyilebiliyorduk.

Üzerime seçtiğim kıyafetleri giydikten sonra odadan çıktım ve büyük salona gittim. Büyük salondan içeri girdiğimde yine aynı ortam ile karşılaşmanın verdiği rahatlık ile kendimi koltuklardan birine atarak gözlerimi kapattım.

"Kanka, işte geçenlerde gün varmış biliyor musun annemlerde."

Ali'nin sesini duymamla gözlerimi hafifçe aralayarak dikkatimi bizimkilere verdim. Hemen yan tarafımda oturuyorlardı.

"Çok özledim lan anamı, evimi."diyerek hüzünle iç çekti Ömer. Ben de hüzünle iç çekerek annemleri düşündüm. Çok özlemiştim onları. Hele hele annem burnumda tütüyordu. Bir ara onları da aramalıydım.

"Neyse işte, teyzelerden biri yanında oturan kızını göstermiş ve bana çok aşık olduğunu, askerliğimin ne zaman biteceğini söylemiş." Diyerek sıkıntı ile iç çekti Ali.

"Ne güzel işte oğlum, kız güzelse bir düşün bence."diyerek alttan destekledi Serdar. Gözlerimi devirdim. Hala güzel çirkin ayrımı yapıyorlardı ya, pes.

"Kanka, dur daha devamı var. Annem de yazık garibim sevinmiş bana talip çıkınca. Hemen anlatmaya başlamış beni. Hatta bir ara kendini öyle bir kaptırmış ki sonradan fark etmiş karşısındaki kadının ona küçümseyen bakışlar ile baktığını." Diyerek ellerini saçlarından geçirdi.

Bizimkiler kaşlarını çatarak biraz daha yaklaştılar.

"Allah allah gül gibi çocuksun, neyin varmış senin?" Diyerek sitem etti Hafız.

"Bilmiyorum, annem ne olduğunu sorduğunda kızını basit bir matematik öğretmenine vermeyeceğini, onun daha iyisine layık olduğunu söylemiş."

Araya girdim.

"Lan ben daha dörtle dokuzu toplayamıyorum, kadın gelmiş basit meslek diyor. Ağızına sıçarım onun."diyerek sinirle konuştum. Hanım hanım, matematik diyerek geçme, anlamadığın anda onla çarpar ikiyle böler vallahi seni.

Bizimkiler bana başını sallayarak onayladığını belirtiler.

"Asıl kıyamet ondan sonra başlamış zaten, annem deliye dönerek kadına atlamış. Kadında anneme atlamış. Bir ara annem kadının saçına saldırınca kadının peruk olan saçı yere düşmüş. Kel kafası görünmüş." Bizimkiler kahkaha atmaya başlarken ben de kahkaha attım.

"Kadın şok olarak yerinde kalakalırken annemin başlattığı kahkahaya diğerleri de katılınca kadında utancından yerin dibine girerek evi terk etmiş."diyerek güldü. Ellerimi göğüsümden aşağıya kaydırarak oh olsun dedim.

Bazen yaşlılarında çok pisleri oluyordu. İllaki adama terbiyesini bozduruyorlardı yani.

"Yav bi siktir git ya! Kafayı mı yedin sen!"diyerek hırsla bağıran cana döndü bakışlar. Karşısındaki Burakla tavla oynuyorlardı. Burak ise hiç takmadan zarları elinde salladı.

"Hadi yavrum bir, al bu da iki."diyerek kahkaha atmaya başladı hunharca. Dikkatimi bu seferde onlara verdim.

Can sırıttı.

"Şanssızsın Burak, bu öyle mi oynanır amına koyayım? Şeş kapısını almazsan o iki puluda kırıp eline veririm."diyerek hamle sırasıyla beraber Burak'ın taşlarını kırdı ve yan tarafına koydu. Bu böyle devam ederken küfürler eşliğinde can yenildi.

Burak kahkaha atarak ona hareket çekerken can ise sinirle yerinden kalkarak bizimkilerin yanına muhabbet etmeye gitti.

Ben de gülerek gözlerimi dışarıya çevirdim. Ve Çisem komutanla Araf komutanı gördüm. Yan yana oturmuş, gülerek konuşuyorlardı.

Muhabbetiniz bol olsun gençler.

Yüzümdeki gülümseme solarken, kafamı çevirdim daha fazla bakamayarak. Moralim bozulmuştu işte. Sıkıntıyla nefes verdim, ardından tekrardan gözlerimi kapattım.

Uyusam iyi olacaktı.

Continue Reading

You'll Also Like

1.8M 143K 64
Yeni yöneticisinin gelmesiyle birlikte Can'ın iş hayatı oldukça zorlu geçecek.
TAKINTI By 🌙

Teen Fiction

1.9M 34.2K 36
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.5M 90.9K 69
18 yaşındaki bir çocuk hala oyuncakları ile mi oynuyor? [TAMAMLANDI] - (Ageplay içerir.)
780K 58.9K 50
Kara Harp Okulu'ndan yeni mezun Fransız teğmen ve Türk yüzbaşının hikayesi. Yıldırım × Christopher