Basketçi |...

By maviruyasi

6.8M 338K 91.7K

anonimhanım: Yeniden basketbol oynar mıyız? 02.04- #1 gençkızedebiyatı 09.04- #1 yarıtexting 27.04- #1 bilin... More

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
Röportaj 1
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
İnstagram
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
73. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm
78. Bölüm
79. Bölüm
İnstagram 2
80. Bölüm
81. Bölüm
82. Bölüm
83. Bölüm
84. Bölüm
Final
Özel Bölüm

77. Bölüm

30K 1.7K 789
By maviruyasi

Keyifli okumalar🌸

___

Oturduğum bankta ayaklarımı uzatarak başımı omzuna biraz daha yasladım. Elimi yüzüme götürüp güneşten korunmaya çalıştım. "Kalkalım istiyorsan"

Ata'nın sorusuyla başımı hafif kaldırıp ona baktım. "Temiz hava iyi geldi sorun yok."

Başını sallayıp gülümsedi. Eli tekrar saçımda gezinmeye başlarken oldukça huzurluydum. "Tatilde ne yapacaksın?"

Düşündüm. Genelde Ağustos'a doğru ailecek tatile giderdik. "Şimdilik bir planım yok. Sen ne yapacaksın? Yine sizinkilerle mi olursun?"

"Belli değil. Planlıyoruz. Sen nereden biliyorsun bizimkilerle çıktığımızı?"

Güldüm. "Seni iki yıldır sevdiğimi ve anonimin olduğumu unutuyorsun herhalde"

Dediğimle o da sesli bir şekilde gülerken konuştu. "Nasıl unuturum sizi Anonim Hanım"

"Sana bir şey sorucam. Ama dürüstçe cevap ver"

"Sor güzelim" Eli saçımdan bir tutamı parmağına dolamış oynuyordu bir yandan.

"Ben olduğumu anladığında ne hissetmiştin?" Merakım sesime yansımıştı bile. Bir süre cevap vermeyip düşündü.

"Şaşırmıştım. Mesajlarında oldukça rahattın. Ve hâlâ sevdiğini de öğrenmiştim. En şaşırtanı buydu zaten. Onca mesafeye rağmen sevmeye devam etmen yani. "

"Sevince sanırım fazla bağlanıyorum ben. Sonra unutması, vazgeçmesi zor oluyor. O zaman da öyleydi "

Hafif geri çekildiğinde kafamı kaldırmak zorunda kaldım. Elini yanaklarıma koyarken ikna edici bir ses tonuyla konuştu.

"Fazla bağlan, fazla sev. Artık zorlanacağın bir durum yok. Olmayacak da."

"Zaten fazla seviyorum. Çok çok fazla hem de." Yüzünde gülümseme oluşurken eğilip dudaklarımızı buluşturdu. Hep ilk defa gibi kalbim hızlanırken kısa öpücüğüne karşılık verdim. Geri çekilip yüzümün her santimine baktı.

Bunu çok sık yapıyordu. Öyle bir bakıyordu ki yüzümü ezberliyor gibiydi. Baş parmağı hafifçe dudağımın kenarını okşadı. Önüme düşen bir tutam saçı alıp kulağımın arkasına atarken mırıldandı.

"Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun anlamıyorum"

Parmağı saçımda oyalandı. "Saçlarının her teli narin. Her teli ayrı güzel. Dokunmaya kıyamıyor insan"

Oradan kirpiklerime hafifçe dokunduğunda kısa bir süre gözlerim kapandı. "Kirpiklerin mesela... Bazen tek tek sayasım geliyor."

Eli yanağıma indi bu sefer. "Hâlâ utandığında kızaran yanakların ayrı güzel. Kızardığı her an öpesim geliyor"

Dudakları yanağıma kısa bir öpücük bıraktı. Parmağı dudağımda gezerken gözlerime baktı. "Dudaklarının ayrı güzel olduğunu ve ayrı sevdiğimi söylememe gerek yok bence"

Muzip sesiyle gülümserken derin bir nefes alıp gözlerini dudaklarıma düşürdü. "Gülümsediğinde güzeller. Kalemle çizilmiş gibisin. Her santimin ayrı özel"

"Yine fazla mı romantik oldun sen?" Gülümseyerek sorduğum soruya kafamı tekrar omzuna yaslayarak cevap verdi.

"Söylesem suç söylemesem suç ama" İtiraz edercesine çıkan sesiyle elimi yanağına koyup okşadım. "Hoşuma gidiyorsun böyle devam et"

Bu sefer ikimiz de sesli bir şekilde gülerken karşıdan gelen pamuk şekerci ile hızla yerimde doğruldum.

"Ne oldu? Baban mı geliyor yoksa? "

Başka zaman göz devirerek cevap verirdim ama şuan gözümden kalpler çıkarmasına şeker arabasına baktığımdan öyle olmadı.

"Nereye bakıyorsun sen öyle?"

Kafamla karşıyı gösterdim. "Haaa. Seninkini görmüşsün yine"

Ayağa kalktığında ona döndüm. "Hangi renk?"

"Alırdım ben bu tarafa gelince"

"Biliyorum güzelim alırdın ama hadi söyle hangi renk istiyorsun?"

Gülümseyerek pembe istediğimi söyledim. O giderken arkasından aklıma gelenle söylendim.

"Babamdan hâlâ korktuğunu bu kadar belli etmesen mi acaba?"

Arkasını dönüp durdu. "Babasından korksak kızını sevmezdik"

"Salak" Gülerek ona bakarken elinde bir paketle geri döndü. "Teşekkür ederim yakışıklı"

Paketi açarken o da yanıma oturmuştu. Bir parça ağzıma attığımda zevkle tadını çıkardım.          " Yer misin?"

Kafasını iki yana sallayıp istemediğini belirtse de elime ufak bir parça daha alıp ağzına yaklaştırdım. Yediğinde geri çekilip pakete yeniden dönerken konuştum.

"Elimden yemek için yaptığını düşüneceğim artık"

"Bilemezsin"  Yüzünde yine o kendini bilmiş gülümsemesi oluşmuştu. Yiyip çantamdaki mendille elimi temizledikten sonra paketi atıp yerime döndüm.

"Eveeeett. En son ne diyorduk?"

"En son seni öpüyordum sanki"

Başını eğerek bana baktığında hafifçe ağzına vurup geri çekildim.

"Şttt! Bozma bir"

"Ondan sonra öperim o zaman"

Sen akıllanmazsın dercesine baktım. Gerçekten de akıllanmazdı.

"En son ayrıldığımızda -"

"Ya hiç hatırlatma bak o zamanları. Geriliyorum daralıyorum."

Sözümü aniden kesip konuştuğunda şaşırdım.

"Ama bir şey soracaktım" Kısık çıkan sesimle yüzüme bakıp burnumu sıkıştırdı.

"Asma suratını hemen. Hoşuma giden zamanlar değil ki hatırlamamızı istemiyorum"

"Ya yapma şunu dedim kaç kere!"

Eline vurup burnumdan çektiğimde devam ettim. "Biliyorum ama arada bir düşününce aklıma gelen şeyler hakkında konuşmak istiyorum."

"Konuşalım bakalım."

" Seninle o gün barışacağım kesin bile değilken öyle bir doğum günü planı yapmış olman ne bileyim. Riskli gibi değil miydi?"

Güldü. "Sen neler çektiğimizi bir bilsen böyle demezdin"

Kaşlarımı kaldırıp merakla yüzüne baktım.

"Kardelen ile anlaşması başlı başına zorluktu bizim için. Daha doğrusu Eren için. Seni üzdüğüm için bana da kızgındı tabii. İlk yanına gittiğimde bana adım soyadımla hitap etti ya."

Son cümlesinden sonra gülüşü büyürken sesli bir hal atmıştı. Benim de yüzümde bir gülümseme oluşurken çocuğuyla gurur duyan anne edasıyla konuştum.

" İşte kimin arkadaşı be. Tahmin ediyordum böyle bir şey yapacağını "

" Sonra durumu anlatıp ikna ettim. Yılda bir kez doğum günü kutluyoruz sonuçta her gün değil bunda da ayrı olmayalım dedim. Birlikte olacağımız ilk doğum günüydü. Erenle aralarında yine tartışmalar oldu. Plan iptal olma durumuna kadar gelince ikisiyle de konuştum "

Derin bir nefes verip devam etti." Kızdığımı görünce buna bir son verdiler. Bizim kafe zaten biliyorsun ayarlamak zor olmadı. Seni getirmek ve sonra vereceğin tepki strese sokuyordu beni. Ne olursa olsun çek git desen de bırakmamaya karar verip hazırlandım. Devamını biliyorsun zaten"

Kafamı salladım onaylamak adına. "Güzel eğlendik yalnız. Eren'in düşüşünü unutamıyorum"

Gözümün önüne gelmesiyle gülmeye başladım.

11 Mart

Pasta kesilmiş, hepimiz uzun masada konuşuyorduk. Ara ara yanıma gelen fotoğraf çekildiğimiz ya da hediyesini verenlerden sonra nihayet oturma fırsatım olmuştu.

Yanımda oturan Ata ara ara dizinde olan elimi daha sıkı tutarken bunu fark etmeden yapıyor gibiydi. Karşımızda oturan Kardelen ve Eren - ki bunda kesinlikle Eren'in parmağı vardı - yeni bir tartışma içindeydi.

Kulağımda hissettiğim nefesle titredim. "Herkes gittikten sonra konuşalım mı?"

Kafamı sallayarak onayladım sadece. Eren'in masaya koyduğu telefondan çıkan sesle ona dönerken ayağa kalkmış hediyelerin olduğu kısma gidiyordu.

Geri dönüp elinde paketle geldiğinde yüzümde mahcup bir gülümseme oluştu. En çok ona kızmıştım ama kıyamıyordum da. Gerçekten sevdiğim biri olunca böyleydi işte durum. Ayağa kalkacakken Ata'nın elimi sıkıca tutmasıyla şaşırdım. "Gidiyor musun?"

Öyle bir ses tonuyla sormuştu ki bunu kaşlarım eski düz halini aldı. Gitmemden korkuyordu. Elini hafif okşayıp gülümsedim. "Eren hediyesini verecekti."

Arkamda olduğunu tahmin ettiğim Eren'i görünce rahatladığını belli eder şekilde arkasına yaslandı. Arkamı döndüğüm gibi sarılan Erenle öylece kaldım. "Sarılsana kız"

Söyleyişine gülüp ben de karşılık verdim. "İyi ki doğdun minik yengem"

"Ben de ne zamandır yenge demiyorsun nerede kaldı diyordum"

Geri çekilip elindeki paketi verdiğinde teşekkür edip açtım. İçinden bir çerçeve çıkmıştı. Tamamen çıkarıp baktığımda bunun dördümüzün resmi olduğunu gördüm.

Taşlarda Ata kolunu omzuma atmış oturuyorduk. Eren de Ata'nın omzuna kolunu atarken Kardelen kafasını dizime yaslanmıştı. "Hediye alma konusunda berbat biriyim biliyorum"

"Çok güzel bu"

"Gerçekten beğendin mi?"

"Tabii ki beğendim Eren deli misin? Çok güzel bir hediye bu. Anısı olan bir şey. Hep saklayacağım inan. Teşekkür ederim"

Yeniden sarıldıktan sonra gülümseyerek resme bir kez daha bakıp yerine oturdum. Eren de yerine geçerken bir gürültü koptu. Yere düşmüştü.

Ağzımdan kaçan gülüşe engel olamazken - hiç bir zaman olamadım - diğerleri de eşlik ediyordu. Eren kayan sandalyeye öylece bakarken bu tepkisi daha da gülmeme sebep oluyordu. En sonunda kendine gelip kalkmaya çalışırken üçümüzü de şaşırtan bir şey oldu. Günlerdir nefret ettiğini söylene Kardelen'in uzattığı elini tutarak kalkmıştı.

~

"Yalnız senin hediyeyi vermeni de unutamıyorum."

Elini alnına götürüp kaşıdı gerildiğini belli ederek. "Hiç açmasak mı o konuyu ya?"

"İmkanı yok. Açıldı bir kere"

"Onları almak nereden aklına gelmişti?"

"Seninle geçen güzel anlarımızla ilgili olsun istedim. Hem anlatmıştın konuşma arasında manevi şeylere daha çok önem verdiğini."

"Ne zaman anlattığımı bile unutmuşum"

Elim boynuma giderken kolyenin ucunu avucuma aldım. "Takmazsın sanıyordum aslında onu"

Elim kolyedeyken ona döndüm. "Ya nasıl takmam bunu? Çok güzel bir şey"

Üstünde kelebek olan kolye yapısında olacak çift katlı gibi duruyordu. Taşları en sevdiğim renklerden oluşuyordu. Arkası ise düzdü. Ufak bir yazı vardı. Kelebeğim...

Kolyelere karşı zaten zaafım vardı ve severek takardım. Bunun Ata'dan ve böyle özel olması da ayrıca takmama sebep oluyordu. Tek hediyesi bu olmamıştı elbette. Kutu da vardı yanında.

~11 Mart ~

Ata sinirle bacağını sallarken yandan ona bakış attım. Yalnız kalmamızı istiyordu ve bunu açıkça belli ediyordu. Kalanları kovarak.

Zaten çok kişi kalmamıştı. Onların takımından bir kaç kişi varken bizim sınıftan da Kardelen kadar olmasa da yakın olduğumuz iki kız vardı. Ata'ya bilmem kaçıncı defa uyarsam da küçük çocuk gibi etrafa bıkkın bakışlar atıyordu.

"Ya Arya kalk gidelim bak elimden bir kaza çıkacak."

"Otursana şurada! Asıl benim elimden kaza çıkacak ha. Yeter gidelim de gidelim. Ayıp insanlara"

"Ya şunun gülüşe bak. Yalnız bırakmamak için elinden geleni yapıyor. Kardeş değil düşman düşman."

Karşımızda gülen Eren'e bakıp göz devirdim.

"Bak hâlâ! Planı yaparken böyle anlaşmamıştık şerefsizle. Kendi konuşuyor tabii kızla keyfi yerinde"

"Ayy yeter şiştim!"

Yüksek çıkan sesimle masadakilerin bakışları bana döndü. Ata benden önce davranıp ayağa kalktığında elimi tutup beni de kaldırdı.

"Biz biraz hava almaya çıkalım. Takılın siz"

Elimden çekiştirip çıkarken kenardan şalı ve ufak poşeti almayı ihmal etmedi. Cafe'nin teras katına çıkarken hafif esmeye başlayan havayla titredim. Ata elimi bırakıp şalı omuzlarıma sardı.

"Niye çıktık buraya?"

"Hediyeni veremedim."

Elindeki paketi aldım. Merakla içine bakarken ilk önce ufak kutuyu açtım. İçinden çıkan kolyeyle gözlerim büyürken ona döndüm.


"Bu?"

Özel yapıma benziyordu. Gümüş ya da altın olduğunu düşünüyordum.

"Beğenmedin değil mi? Sorun değil birlikte bakarız. Senin istediğinle değiştiririz."

Uzattığı elini tuttuğumda duraksadı. "Hayır... Ne beğenmemesi çok beğendim. Takmama yardım eder misin? "

Yüzünde gülümseme oluşurken kolyeyi eline alıp arkama geçti. Saçlarımı çekip yardımcı olacakken ensemde hissettiğim elleriyle tekrardan titredim. Özenle saçlarımı yana aldıktan sonra kolyenin soğuk metali boynuma değdi.

Nefesi tenime vururken bu hissi de özlediğimi fark ettim. Onunla ilgili her şeyi özlemiştim ne kadar kızgın olsam da. Derin bir nefes aldı. İstemsizce başımı omzuma yasladım. Başını eğdiğinde burnu şakağıma sürttü. Bir süre öylece kaldık ikimiz de.

Ne o çekildi ne ben. Eli elimi buldu. Parmaklarıma dokundu tereddütle. İzin ister gibiydi. Ya da itmemden korkar gibi. İzin verdim parmaklarımızı buluşturmasına. Nefesi boynuma çarparken kalbim hızlandı.

"Özledim..."

"Ben de... "

Titrek bir nefes verirken kalp sağlığım için ondan ayrıldım. Poşetteki diğer kutuyu elime alırken ondan daha büyük olması dikkatimi çekti. İçini açtığımda gördüğüm şeyle şok oldum.

Galatasaray tişörtü çıkmıştı. Onun üstünde hep gördüğüm ve çok beğendiğim tişörtün aynısıydı bu. Söylenmiştim bir keresinde babamın bana almadığıyla alakalı.

"Ya bu çok güzel!"

Sevinçle ona dönerken kollarını açıp konuştu.

"Bence sarılarak sevindiğini belli edersen daha da güzel olur"

"Onu nereden çıkardın?"

Yüzündeki gülüş silinirken bunu beklemediği belliydi.

"Ben sanmıştım ki..."

"Ne? Ne sanmıştın?"

Ciddiyetimi korumaya çalışırken karşımdaki haliyle çok zorlanıyordum. Elleri iki yana düşerken dayanamayıp yanına ilerledim. Kollarımı boynuna sardığımda ne olduğunu anlayamayan ifadesiyle bana baktı.

"Ne yapıyorsun?"

İlk defa sesi titremişti. Bu hali karşısında yüzümde ufak bir tebessüm oluşurken bakışlarımı tüm yüzünde gezdirdim. Hareketlerimi takip ettiğinin farkındaydım.

"Ne yapıyormuşum?"

Fısıltımla gözleri kısa bir an kapanırken ensesindeki saçlarını buldu parmaklarım.

"Ateşle oynuyorsun..."

"Oynuyorsam ne olmuş?"

Gözleri açılırken yüzümü inceleme sırası ondaydı. Gözleri dudaklarımda kalırken başını biraz daha eğdi.

"Bu olur"

Bir eli yanağımı bulduğunda dudaklarımızı buluşturdu. Diğer eli belime indiğinde beni biraz daha kendine çekti. Gelen öksürük sesiyle geri çekilirken Ata ile o tarafa döndük. Gördüğümüz Erenle yüzüm yanmaya başlarken omuzlarımdan kayan şalı düzelttim.

Ata da yerdeki poşeti alırken pis pis sırıtan Eren'i görmek beni daha da utandırıyordu. "Mercimek fırın falan diye bir şey vardı ya. Neydi o?"

Eren'in söylediğiyle birlikte poşeti Ata'nın elinden alıp kapıya ilerledim. Arkamdan Ata'nın kızgın sesini duysam da hiç durdurmayacaktım.

"Ata ve yumruğu diye bir şey vardı. O neydi hatırlıyor musun? Gel hatırlatayım ben bir güzel"

~

"O gün ki halini çok beğenmiştim yalnız."

Kulağıma fısıldadığı şeyle birden sıcak bastı. "Çekilir misin biraz? Zaten sıcak"

Gülerek geri çekildi. "Kolyede dikkatini çeken bir şey oldu mu?"

Kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Ne gibi?"

"Öyle genel işte."

Anlamayarak ona baksam da düşündüm. Kolyeye tekrar göz attığımda farklı dikkatimi çeken bir şey olmamıştı.

"Hayır. Ne olması gerekiyordu? Anlamadım."

"Neyse boşver. Öylesine bir şeydi."

"Bunu baban mı yaptı?"

Babası bu işle uğraşıyordu. İnternet sayfasından yaptıkları bir çok tasarımı görmüştüm ve gerçekten de çok güzellerdi. Geçen sefer aldığı yüzüğün de oradan olduğunu düşünüyordum ama sormamıştım.

"Evet. Aklımdaki gibi olması için delirtmiş olabilirim."

"Yaaa. Ne söyledin yaptırırken? Yazıyı yazdığında sormadı mı?"

"Daha ilk dakika anladı zaten. Hiç böyle bir şey istememiştim ondan. Anlatmam için zorlamadı ama annemle tanışmasını ve ona kendi eliyle yaptığı yüzüğü anlatınca ben de dayanamadım söyledim."

"Ne söyledin?"

"Anneme ne söylediysem onu. Oğlunun kalbini çalan kız olduğunu."

"Böyle yapınca olmuyor ama. Utanıyorum sonra utandım diye dalga geçiyorsun."

Gülümseyerek yanağımı okşadı.

"Her halini seviyorum kızım senin. Anlamadın mı daha bunu?"

Hellööö🎈

Özlediniz miii?

Biliyorum ara biraz uzun oldu tekrardan özür dilerim beklettim sizleri. Bu bölüm sınır yok beklediğinize değecek bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Diğer kurgum olan 'Polis Kapıyı Kırınca' için bölüm gelecek. Sizi oraya da bekliyorum :)

Ata değişti mi sizce? Değişti diyenler bu değişim iyi mi?

Kardelen ve Eren arasında bir gelişme var mı dersiniz?

Ata'nın hediyesini nasıl buldunuz?

Arya çabuk mu barıştı yoksa geç bile kalmış mıydı?

Ata kolyeyi neden sormuş olabilir?

Flashback sahneleri nasıldı? Beğendiniz mi?

Soru - cevap, etkinlik ve paylaşımlarımız için ~
                 İnstagram : maviruyasi_

Yeni bölümde görüşmek üzere❤️

Oy vermeden geçmeyin lütfen💫

Continue Reading

You'll Also Like

1.1K 170 18
nesterizleri: en son bir tatil yapayım dedim 04:55 nesterizleri: tatil yaparken aklıma girdin 04:55 nesterizleri: sonra dedim ben bu çocuğa aklımın i...
743 153 16
Kullanıcıadıbulamadım: Gelelim asıl konumuza. Kullanıcıadıbulamadım: Ben biraz şeyim de... Kullanıcıadıbulamadım: Şey... Kullanıcıadıbulamadım: Plato...
96.1K 8.9K 26
Üniversitenin ilk günü garip bir tesadüfle tanışacak olan iki genç. Ayla Yıldız ve Eray Toprak. Arkadaşlıkla başlayacak olan bir hikaye sizce nereye...
602K 15.5K 69
Cinsel içerik şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kısa bir bilgilendirme daha arkadaşlar ana karakterler...