Aşk dön ölümden ,
Aşk bir sebepten,
Gel gir dünyama....
(Medya aşkı bilen, tanıyan saygı duyan yüreklere ithaf edilmiştir.)
###
Sol tarafında çırpınan bir kuş muydu? Yoksa kalbi bu kadar hızlı çarpabilir miydi?
İçeriye doğru sürüklenen ayaklarına dehşetle baktı. Belini saran güçlü kollar , onu küçük bir yaprak misali içeri çekmişti.
- Bırak beni ,bırak ,bırak bırak...
Ard arda sıraladığı bu kelimenin hiç bir etkisi yoktu. Ayakları yerden kesilirken kendini adamın kucağında buluverdi. Engin ayağıyla kapıyı itip onu yeniden yere bıraktı.
- Neden bağırıyorsun ?
- Korktum anlıyor musun ? Korktum
- Galiba sen beni binaya linç ettirmek istiyorsun.
- Ne alakası var.
- Bu çığlıklarına kimse sessiz kalmaz .
- Ya ne yapabilirdim?
Engin elini saçlarına götürdü. Karşısında çatık kaşlı kızla göz göze gelince hata yaptığını anladı.
Onu yeniden salona davet ederken ne yapacağını bilemez halde dört dönüyordu.
Meral onu sadece izlemekle yetindi. Ne yapmak istiyordu bu adam? Neydi bu tavrı?
Karşısındaki adamı çözemiyordu. Buda kendini bir nevi aptal gibi hissettiriyordu.
Engin bir ara o kadar stresli hissetmistiki ; kafasını kitaplığa hafif hafif vurmaya başlamıştı. Kitaplıkta ki objeler hareket etmediğine göre canı pek yanmıyordu..
Belliki düşünmeye ihtiyacı vardı. Ama nedense bir türlü doğru zaman, doğru karar olmuyordu.
Meral gözlerini Engin e dikti.
Fark edilmediğini anlayınca üzerine doğru yürüdü.
- Neden bana bunu yapıyorsun?
- Sana ne yapmışım?
Bu kez Engin Meral in üzerine yürüdü. Meral bir kaç adım geriledi. Bir nevi kedi fare oyununa dönmesi sıkıcı bir hal almıştı.
Bilinmezlikler girdabı pek iyi hissettirmiyordu.
Engin buna bir son vermek istercesine sağ elini ona doğru uzattı.
- Kendine iyi bak .
Meral bunun kopma noktası olduğunu hissedince boğazına bir yumru oturdu. Adamın omuzunun ardından görünen hediye paketine baktı.
Ciddi bir tavır takınarak oda elini uzattı.
- Sende kendine iyi bak .
Meral elini çekmek isterken Engin yeniden onu kucağına sardı.
Meral bu saçma oyunun ne zaman son bulacağını düşünmeye başladı.
- Hadi dans edelim Meral.
Birşeyler mırıldanmaya başladı. Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek..
Meral , gözlerini Engin e dikti. Biraz ışık biraz umut ararcasına . Hayır göremedi. İki elini adamın göğsüne koydu.
- Sen beni seviyor musun ?
Kalp atışını bile hissedemediği adamı iki eliyle itti.
Kendi sorduğu soruyu yine kendisi cevapladı.
- Hayır sen beni sevmiyorsun .
Kollarından kopmak isterken , Engin in eli kızın ince bileğini kavradı . Kolunu ters çevirip onu duvara yasladı.
Bu darbeyle Meral in canı acıdı. Duvarla adamın cüsseli vücudu arasında kalmıştı . Nefesi kesilmiş ne yapacağını bilemez haldeydi. Üzerine eğilen yüzü farkedince başını sola yatırdı. Ondan artık köşe bucak kaçıcaktı. Bir an adamın nefes alış verişlerindeki değişimi hissetti.
Bunun ne demek olduğunu anlamak zor değildi.
- Bırak beni .
Gözlerini sinirle aşık olduğunu sandığı adama dikti.
Onu geri itip kollarından ayrıldı.
- Bu ne demek söyler misin ? Bu tavrın yaptıklarının?
O anki bir kaç dakikalık sessizlik ona yıl gibi gelmişti. Cevapsız kalan sorular artık dayanılmayacak kadar ağır geliyordu.
- Neden yaptın dedim. Söyleyeceksin.
- Bilmiyorum . İçimden geldi.
- Bilmiyorum ne demek ya
bilmiyorum ne demek. Biliyormusun bugün senin için kırdım dersi neden ?
Sırf yarın gelmim diye . Neden? Çünkü sevgililer günü . Neden ? Çünkü bu aramızdaki şeyin adı hâlâ yok. Sen resmen eğleniyorsun.
- Asıl sen benimle dalga geçiyorsun Meral. Şu haline bak.
- Öyle mi peki o zaman bana ayrılan sürenin sonuna geldik hoşçakal.
Meral bu kez gerçek mânâda orayı terk etmek istiyordu artık.
Kapının eşiğine geldiğinde Engin bu kez onu durdurmadı. Kapıyı ona açıp gitmesi için izin verdi . Kendisinin sürüklendiği bu çıkmaz sokak artık ona dokunuyordu. Bu kızla olamazdı . Heleki hâl böyleyken. Bu kız daha pişmemiş ham iken. Onunla bir çocuk edasıyla geçineceğini sanmıyordu.
Meral merdivenden inerken son kez ardına dönüp baktı. Gözleri mavi okyanuslarda buluştu.
Engin dudaklarını birbirine yapıştırıp sol elini havaya kaldırıp veda ettiğini gösterdi.
Şuan içini yakan kor neyin nesiydi? Bu akdar mıydı ? Basitçe bir hoşçakal.
- Evet basit bir hoşçakal..
Ayaklarını sürüye sürüye geldiği yolu gerisin geri takip etti. Ne düşüneceğini nasıl davranacağını bilmiyordu. Sadece biraz yalnız kalmak istiyordu.
Gönül bu engel dilnler mıydı? Severse elbet gelip alacaktı.
Okula geri döndüğünde kızlar merakla onu bekliyordu.
- Meral kuzum iyi misin?
Esra, Meral in bu hâlini iyi biliyordu. Yüzüne taktığı mutluluk maskesi aslında derin bir acı barındırıyordu.
Meral sessizce başını salladı.
- Hadi anlatsana Meral. Dilek artık sabırsızlanıyordu.
***
- Büyük cesaret . Gerçekten cesaret. Deli cesareti mi, yoksa cahil mi işte bilmiyorum onu .
Esra arkadaşının arkasına bile bakmadan orayı terkedişine anlam verememişti. Eline fırsat geçmişti hemde defalarca ve o bunu kullanmamıştı. Büyük aptallık.
- Anlamıyorsun Esra beni istemeyen biriyle yürüyemem. Bir ilişki tek kişilik aşkla ayakta durmaz . Her ne kadar gitme desede samimi değildi. Nasıl yaşardım yalan bir aşkla. En boş vaktini bana ayıran birine , en kıymetli şeyi neden hediye edeyim ki ?
- Ama ben olsam kalırdım. Gitme demiş onun için olmasa da kendim için.
- Anlamıyorsun. Gurur diye birşey varki benim gururum benden bir kaç beden daha büyük. Ve hiç bir zaman değişmicek o. O benim değil. Savaşacak birşeyin olmayınca kalmak yerine gitmek daha iyi geliyor.O benim ona veda edeceğimi bildiğinden rahatça böyle davrandı. Sen ona bunu söylemesen belki herşey daha farklı olurdu.
-Sen bilirsin . Ben artık bişey diyemiyorum.
- Hem gelmek isterse gelicektir. Sonuçta düşman değiliz .
- Haklısın.
Meral yaşanan onca şeyin ardından annesinin haver verdiği taziyeyi hatırladı.
Hayatta herşey var tabi yalnız ölüm en büyük ve soğuk gerçek. Aklına Abdullah ve Eda geldi. En kısa sürede bir baş sağlığı dilemeliydi.
##
Tene sahip olmaktan çok; yüreğe sahip olmak mesele.
Aşkla kalın. . .