Dönüş

119 30 12
                                    



Sana bir söz yazdım bugün, yolladım rüzgarla...

****

Bu boğazındaki yumru da neyin nesiydi? Çenesinin titremesine mani olamıyordu. Gözlerine hücum eden yaşları zor tutuyordu. Ha aktı ha akacak..
Son bir kez daha tüm gücünü toplayarak :

- Ver onu Esra ..

Her ne kadar güçlü görünmek istesede olmamıştı. Sesi titremeş gözyaşları bağımsızlığını ilan edip akıvermişti.

Ellerini yüzüne götürüp hıçkırıklarla ağladı.

- Meral özür dilerim..

Elini genç kızın omzuna koyup onu anlamaya çalıştı. Neden bu kadar büyük bir tepki vermişti?
Elindeki defteri masaya bırakıp arkadaşına sarıldı.

- Evet Esra sevdim .. Sevdim anladın mı ? Ama o bana çok kızdı. Ne yapacağımı bilemedim..

Bir yandan burnunu çekip öbür yandan gözyaşlarını silmeye çalıştı.
Sakinleştikten sonra en başından olanları anlattı..

- Bu durumu kaldıramıyorum. Yeterince hassasım bide bu defter fazla özeldi. Yaşadıklarımız çok basitmiş gibi dikte ediyor.Biz senle ne yaşadık ki dedi.Öyle bakma elbet anlatacaktım. Ama zaman gerekiyordu.Evet ona şiirler yazıyorum. Duygularımı anlatmak adına . Belki affeder.

- İyide sen bişey yapmadın ki .

- Ama o böyle davranmıyor.

- Peki sonra ne olucak?

- Ona bunları yazıyorum evet. Defterin ortalarına doğru bir sayfayı siyah karakalem ile  boyamayı düşünüyorum . Yani kötü bir anı niyetine . İçine de bir kalem ve silgi koyacağım. Ve not olarak.

" Ya bu karanlık sayfayı sil , güzel anılar yazmaya devam edelim . Ya da bırak bu kötü anı bütün güzellikleri örtsün ."

Ona bırakacağım bu yolu , kalbimi.. Eğer ulaşmaya çalışırsa bu demek oluyor ki yeni bir başlangıç.. Yok falan dersede boyun eğicem. Aslında bu bir yalvarış değil. Sadece iletişim . Ve belkide bir veda olacak bilmiyorum.
Yani ya barışacak yada noktalayacağız. üzerime düşeni yapacağım sonrasıda bilinmezler dünyası. Bu gönül defteri ona göre şekillenecek.

- Vaayyy çok yaratıcı. Ama sen onu verip çıkarken ya gitme derse  o zmaan ne olucak?

- Bu tamamen onun tavrına bağlı. Şuan bilemem.Hem şu da başka bir muamma: erkekler anlar mı maneviyetten ?

- Bilmiyorum ki kuzum. İnşallah işe yarar.

İkiside birbirine sarıldı.

Aşk .. Tenden öteye geçen varsa el kaldırsın..
İçinde tomurcuk misali büyüttüğü aşkın kollarındaydı. Delice kavuşacağı anı bekliyordu. Gözlerinde boğulmaya hazırdı. Gökyüzünde özgürce kanat çırpmaya , derin derin okyanusların da boğulmaya, onunla huzur bulmaya..

Meral in bu fikri gerçekten iyiydi. İnce düşünmüştü. kendini olabildiğince anlatacaktı. Bay gıcık ne kadar anlamak istemesede elbette kalbi taş olamazdı .

Meral yatağında uzanmış gözlerini tavana dikmişti. Yüzünde incecik bir gülümseme tüm umudu barındırıyordu. Belki de sahip olduğu tek şey şuan umuttu. Ne ara bu kadar kapılmıştı onun büyüsüne ? Ne ara onun olmuştu kalbi? Artık ne kedinden ne başkasından gizlemeye tahammül edemiyordu. Mavisine kavusacaktı ya ötesi yoktu.
Aklına geldikçe kalbinin ritmi değişiyordu.

Hayal ve gerçek arasında gidip gelirken gözleri Esra'ya kaydı. Gözlerini yummuş öylece uyuyordu. Kirpiklerinin bu kadar uzun ve kavisli oluşunu çekici bulmuştu.

Kalbinin bu denli güzel oluşu ona çok iyi gelmişti . Meral ne kadar şanslı olduğunu düşündü. Kış mevsiminin koyu kara geceleri baharın daha çok uzak olduğunu fısıldıyordu.

**

- Nasıl yani anlamadım ?

-..

-Ya Meral nasıl biri anlatmıştım sana?Meral böyle işte .

-..

-Bak Meral veda için gelicek.

-..

-Anlıyorum. Ama onu sakın kırma. Kalbi çok hassas ona göre davran.

- ..

Kapının eşiğinde kalakalmıştı. Duydukları doğru olamazdı değil mi? Yok yok bu kâbus olmalı.. Kaşları istemsizce havaya kalkmıştı.

Bunu kendisine yapmış olamazdı değil mi ? Ama yapmıştı. İçinden birşeyler kopup yere düştü. Biri kalbini iki avucunun arasına  almış var gücüyle sıkıyordu sanki..

Kapı dinleme adeti olmasada kulak misafiri olmuştu. Planının altüst olması bir yana arkadaşının ona bunu yapması affedilemezdi. Kapıyı açıp içeri girdi. Montunu hışımla alıp ordan bir an önce çıkmak istiyordu.

Esra olanları fark edince çok geçti. . Ama olan olmuştu. Onu kolundan tutmaya çalışsa da nafile. Koridorda ki bağrışmalarla tüm kat ayaklanmıştı.

- Meral yanlış anladın nolur dinle.

- Dinleyecek hiç bir şey yok. Ben gördüm, duydum, anladım. Tamam aptal görünebilirim. Ama anlayamayacak kadar değil.

Esra yı bir yana savurup çıkmak istedi.

- Beni Engin kendisi aradı .

Bu cümleyi duyunca olduğu yerde çivilenmiş gibi kaldı.

Meral neler duyacağını tahmin bile edemiyordu. Duyacaklarını kaldıramayabilirdi. Ellerini saçlarına götürdü. Arkasında kalan Esra ya döndü.
Artık neredeyse nefes alamıyordu.

Esra hararetle anlatırken o sessizliğini bozmadan en başından dinledi.

Yer, gök bir olur muydu? Dostu, düşmanı, yandaşı belli olmayan bu savaştan kim galip gelirdi ki ?  Diner miydi bu fırtına ? Sessiz çığlıklar birgün son bulur muydu? İçindeki koru kim anlar ; kim söndürürdü?

İşte tam da şuan da gözleri kenetlenmişti. İkiside kimsenin bilmediği bir alfabeyle konuşuyordu. Sadece kendilerine mahsus ..

- Anladım Esra.. O zaman bu defter bitmesi gerektiği gibi olucak.

- Nasıl yani ?

- Yani o şekillendirecekti .. demiştim ya .. Şu an tam da onu yapacağım.

- Meral bu tepkisizliğin beni korkutuyor.

- Yoo neden korkuyorsun ki ? Olması gereken neyse o olucak sen canını sıkma ..

- Bir an çok korktum .. Sensiz kalırım. Eksik kalırım diye.

Meral sadece gülümsemekle yetindi...  Geçen bir günün ardından daha bay gıcığa bir adım daha yaklaştı.



######




Sevgiler ♥️

ADI YOK HÂLÂ (tamamlandı)Where stories live. Discover now