Jeongguk havluyla saçını kurutmakla meşgulken bir arkadaşı onun ilgisini çekebilmek için ona hafifçe dirsek atmıştı. "Gguk, bugün oyun oynuyor muyuz?"
Kafasını çevirip Taehyung'a, hemcinsi olan alfaya, bakmıştı. Çoktan sporcu çantasını omzuna atmış olan en yakın arkadaşı beklentiyle başını yana yatırınca Jeongguk da başıyla onaylamada gecikmemişti. "Olur, tabi. Oyun gecesi."
"Kabul edeceğinden emin değildim, daha sonra bu haftaki bir sınava çalışman gerektiğinden bahsetmiştin, ben ve diğer çocuklar senin boş zamanını almayalım istedim." dedi Taehyung umursamazca omuz silkerken. Genç alfa kıyafetlerini toplamak için dolabı açarken gözlerini ona dikmişti.
Sorumluluk sahibi bir üniversite öğrencisi büyük ihtimalle boş akşamını ders tekrarlarına harcardı, özellikle de uzun süren bir öğle sonrası basketbol antrenmanından sonra; bacakları bütün o koşuşturma sonrası yanmaya başlamıştı.
Ama kendisi oyunları severdi.
"Sorun değil, Taehyung. Hiç ara vermezsem, enerjim daha çabuk biter sonuçta. Cidden, sorun değil. Buradan direkt eve gidip yemeği hazırladıktan sonra girerim oyuna." Jeongguk konuşmasını bitirdiğinde Taehyung da itiraz etmeden kabul etmişti. Ve yumruk tokuşturup birbirlerine el salladıktan sonra en yakın arkadaşı soyunma odasını terk etmiş, Jeongguk'u eşyalarını toplarken yalnız bırakmıştı.
Üzerini giyinip havluları çamaşır sepetine attıktan sonra alfa rahat bir nefes vermişti. Sonunda ağır antrenmanları sona ermişti ve artık bütün akşamı Overwatch arkadaşları ile harcayabilirdi. Genç kurt gelen yeni coşku hissiyle çantasını alıp sertçe omzuna atmıştı.
Ne var ki tam o sırada yere bir şeyin hareket ederk düştüğünü görmüştü. Açık mavi renkli, zarif gözüken bir zarfa benziyordu. Garip, kendi çantasından mı düşmüştü? Belki de yan ceplerinden?
Jeongguk onu yerden kaldırırken hızlıydı, zarfı çevirirken çoktan eve gitmiş alfalardan birisina ait olduğunu tahmin ediyordu.
Ama hayır, zarf kesinlikle kendisi içindi.
Jeongguk 🖤
Alfa tek kaşını kaldırmış, merakla özenli gözüken, güzel el yazıya bakıyordu, belki de bir kızdan geliyordu? Belki öyleydi, belki de değildi; birisinin yazış stiline göre varsayımda bulunamazdı. Yine de, bu kesinlikle hiç beklemediği bir şeydi, ayrıca birisi bunu kendisi fark etmeden çantasına yerleştirebilmişti, hayrete düşürücüydü.
Bu konuda hakkını yiyemezdi.
Zarf konusunda oldukça meraklanmıştı ama buraya oturup içeriğine bakamazdı, soyunma odalarının kapatılmasına az kalmıştı, bu yüzden alfa eve gidene kadar beklemeye karar verdi. Üzerinde fazla düşünmeden çantasının fermuarını açıp zarfı güvenlice içine yerleştirip kapadıktan sonra bir kez daha çantayı omzuna atıp soyunma odasından çıkmıştı.
—
Taehyung'da oyunda online olmasını beklerken sandalyesinde geriye yaslanıp esnedi Jeongguk, yorucu bir antrenman sonrası gelen kasılma hissinden zevk alıyordu. Nefes vererek sandalyesini döndürmüş ve gözüyle daha önceki zarfı bulmuştu. Arkadaşları online olmadan önce bakmaya karar vermişti.
Esnememeye çalışıyordu. İçinde merak duygusu kabarmıştı. Alfa içinde bulunan tek kağıdı çıkardı.
Bir mektuptu.
"Bu dönemde ve bu yaşta mı?" diye kendi kendine şaka yaparmışçasına söylendi Jeongguk. Mektubu açmıştı.
Alfa,
Büyük ihtimalle bunun ne hakkında olduğunu merak ediyorsundur.
Şahsen, ben de merak ediyorum.
Ama bununla savaşmayacağım, alfa.
Seni ilk gördüğümde, ilk kokladığımda, omegamın resmen açlıktan gözü dönmüştü. Kokun, yeryüzü ile yağmurun mükemmel bir karışımıydı ve içimdeki bir şeylerin açığa çıkmasını tetiklemişti. Vücudumda dolaşmaya başlayan bu yanma hissini sadece senin ellerin söndürebilirdi.
Tek hayal edebildiğim şey; o büyük ve güçlü ellerin benim üzerimde olması, beni tutması, beni bir yere yapıştırması ve üzerimde izlerini bırakmasıydı. Tutuşunun uygulayacağı gücü düşünmek bile beni kıpır kıpır ediyor, sıcaklatıyordu.
Evet doğru, sen bu omegayı tamamen ıslatıp uysallaştırmıştın. Sadece kokun bile erekte olmama sebep oldu, pantolonumu sıkan bu baskıyı görmezden gelmeye çalıştım ama imkansızdı. Tek düşünebildiğim şey o eller, kollarının gücüydü.
Ellerinle kalçamı sertçe tutarsan delirebilirdim, alfa, penisinle gitgeller yaparak beni sertçe becersen, beni olduğum yerde sabit tutarken kulağıma doğru hırlasan. Senin için mükemmel, küçük omegan olabilirdim, alfa, kendimi sana boş zamanlarında kullanman için ıslak ve dar deliğimle sunardım.
Sana parmaklarını içime sokman için yalvarırdım. Onların nasıl hissettirdiğini, nasıl beni genişletebileceğini, ne kadar derinlerime inebileceğini o kadar merak ediyorum ki ölebilirim. Benim sıkılığımı hissedebilirdin, alfa, senin parmaklarının etrafında kasılırdım, her tarafım penisinle sarılsın isterdim.
Ve ellerini penisim etrafında ne kadar istediğimden başlamayayım bile, beni okşayabilirdin, belki bazı zamanlarda boşalmama bile izin vermezdin. Sadece senin ellerinin beni tam kıvamında sıkıca kavrayışını, parmağınla penisimin ıslak ucuyla oynayışını, yarığımdan akacak olan meniyi hayal ediyorum.
Bütün bunlar beynimi doldurdu, seni düşünerek kendimi tatmin edebilmek için odamın gizliliğine ihtiyaç duydum, alfa. Beni görmeliydin, inildeyip sızlanırken, benimle birlikte burada olmadığın için huzursuzca inlerken, alfa. Kendimle oynadım, parmaklarımı olabildiğinde derinime soktum, ama bunun yeterli olmadığını biliyordum.
Senin kokun aklımda ve senin adın ağzımda gelirken bile, sen beni güzel ve olması gerektiği gibi becermediğin sürece asla tam anlamıyla tatmin olmayacaktım.
Bu fantezilerden iğrendin mi, alfa? Durmalı mıyım? İstersen yapacağım.
Veya bütün bunlar içinde bir şeyleri harekete geçiriyor mu?
Göreceğiz.
O zamana kadar,
Senin omegan.
Jeongguk'un ağzı uzun süre açık kalması sonucu kurumuştu; elleri donmuş bir şekilde, erotik sahnelerin detaylı bir şekilde anlatıldığı kağıda bakıyordu. Hayranından geldiğini düşündüğü önemsiz kağıt ile dalga geçmişken bu..
Bu kesinlikle beklemediği bir şeydi. Siktir, bu kişi gerçek miydi?
Boğazını temizlerken titreyen elleriyle de kağıdı geri katlamıştı. Zarfa yerleştirmiş ve çöp kutusuna atmıştı hızlıca, kendisi bile böyle tepki verebildiğine şaşırıyordu.
Garip cinsel fantezileri olan deli bir insan olmalıydı.
Özellikle de mektup olduğunu düşününce, kesinlikle öyleydi.
Bu dönemde eğer birisi seks konuşmak istiyorsa, birbirlerine mesaj gönderirler, snap atarlar, hatta belki telefonlaşırlardı.
Jeongguk belki de mektubun içeriğini düşünmemek adına kendini kızgın olduğuna inandırmaya çalışıyordu. Ama kendisini yutkunup ensesini ovarken bulmuştu ve derisi mektubu okuduğundan beri olduğundan daha da sıcaktı.
Bu düşünmesi gereken bir şey bile olmamalıydı; sadece garip bir omega kendisini onun üstünden tatmin ediyordu, gerçekten düşünmesini gerektirecek bir şey yoktu. Mektubu çöpe atmıştı. Bitti.
Açılmış gözleri yeniden çöp kovasını bulmuş, endişeyle dudağını yalamıştı. Ardından başını iki yana sallayıp az önce okuduğu şeyleri umut etmişti.
Evet doğru, sen bu omegayı tamamen ıslatıp uysallaştırmıştın.
"Siktir..." Jeongguk sinirle aniden yerinden kalkmış ve elini çöp kovasına daldırıp az önce hararetli bir şekilde yok etmeye çalıştığı mektubu tutup çıkarmıştı. Ama bundan sonra yapabildiği tek şey onu dolabına fırlatıp orada bırakmak ve kendi zayıflığına nefes vermek olmuştu.
Kendisi de garipti demek ki, pantolonundaki küçük tümseği düşünürse.
Bu olanı ateşli bulmuştu.
Fazlasıyla ateşli.
—
azdırmaya müsait hikayenin ilk bölümünün sonuna geldik. düşüncelerinizi paylaşın lütfen. ayrıca beni tatmin edecek oylar ve yorumlar ne kadar çabuk gelirse bir sonraki bölüm de o kadar hızlı gelir öpüldünüz mwuah :*
not: orijinal hikaye linki -> https://archiveofourown.org/works/23895943/chapters/57449746