Telekinezi

By nilsuilgin

3.8M 196K 53.4K

UYARI: Hikayeyi okurken sakın henüz okumadığınız bölümlere bakmayın. Gizem/Gerilim olduğu için spoiler yiyebi... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
Tamam mı, Devam mı?
-6-
-7-
DUYURU
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-30-
-31- Yılbaşı Özel
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
-55-
ÖNEMLİ NOT^^
-56-
-57-
-58-
-59-
-FİNAL-
Yazardan Müjdeler!
Yeni Bir Dönem
Siz Birer Mevsimsiniz

-29-

45.5K 2.8K 436
By nilsuilgin

Multimedia açılıyor mu bilmiyorum ama en sevdiğim şarkıyı koydum. Daha önce de koymuş olabilirim :D Okurken güzel gider diye düşündüm :D Gelen oylar ve yorumlar için teşekkürler:*

İyi Okumalar^^

"Anlatsana Serenay." dedim ve beklemeye başladım.

"Ya da vazgeçtim, İstanbul'a döndükten sonra anlatmam daha güvenli olur."

"O zaman yarın dönelim," diye önerdi Eray.

"Bana uyar."

"Aynen. Yarın toparlanır gideriz. Annelerinize yaşadığımı söylemediniz, değil mi?"

"Annemler zaten seni tanımaz ki. Lale Teyze biliyor mu?"

"Yaşadığımı mı? Hayır."

Aklıma Dolunay'ın sırrı gelmişti. Serenay birkaç gün önce yazdığı şiirle babasının yanarak öldüğünü anlatmaya çalışmıştı.

"Anladığım zaman
Hemen kaçtım yangından
Gelmek için bekledim
Kârım büyük olacak zararımdan."

~

Akşam olmuştu.

Yatağıma doğru ilerlerken tuhaf hissediyordum.

Serenay'ın şu meşhur planını merak etmiştim, eğer başıma bela almam gerekecekse hiç bulaşmayacaktım.

Yarın İstanbul'a dönecektik. Serenay teyzesinde kalacağını söylemişti çünkü bu zamana kadar teyzesinin yanında yaşamıştı. Teyzesinin onu sevdiğini ve korumak için onu kendi evine aldığını söylemişti.

Yatmaya giderken birinin beni kendine çekmesiyle nefesim kesildi.

"Ödümü patlattın Eray!"

Kahkaha atarak gülmeye başladı. "Korkak. Benden hoşlanmanı anlarım da, niye korkuyorsun ki?"

"Bunu bir daha söylersen gebertirim seni. Hoşlanmıyorum dedikçe üsteliyorsun!"

Serenay bu halimizi sırıtarak izliyordu. "Maya, biraz gelsene." dedi.

Bir köşeye giderek Eray'ı gerimizde bıraktık. Serenay fısıldayarak konuştu. "Neden inkar ediyorsun?"

"Kızdan itiraf beklenir mi? Önce kendisi söylesin o zaman. Tabi benden hoşlanmadığına eminim."

"Ben düşünce okuyabiliyorum tatlım, kusura bakma ama o da senden hoşlanıyor. Bunu inkar etme bari." dedi elindeki tostu ısırarak.

Gece gece tost yiyor.

"Neyse, sonra konuşuruz. Bu çocuk beni iyice sinir etti." diyerek topuklarımın üzerinde döndüm ve yatağıma gittim.

Başımı yastığa koymamla Sare aklıma gelmişti. Ona acıyordum. Eray bana karşı ilgisiz davranmıyordu ama Sare'ye karşı öyleydi. Onun yerinde olsaydım boğulacak gibi hissederdim. İçimden bir hüzün dalgası geçmişti.

Serenay yanımdaki yatağa gömülürken çalar saatini komodine koymuştu. "İyi geceler."

"İyi geceler."

~~~~~

Sabah saat 11.45'te hepimiz hazırdık. Valizlerimiz mutfakta duruyordu, Serenay kaldığı yerden eşyalarını, yüklü miktarda parasını getirmişti.

Dişlerimi fırçalayıp son kez tuvalete girdikten sonra beni bekleyen Eray ile Serenay'ın yanına gittim. Eray yine yeterince mükemmel görünmediğini söylüyor, yakınıyordu. "Keşke evden dambılları getirseydim. Kaslarım eridi birer birer." Hiç de erimemişti. Süslü pakize.

Serenay, "Millet," diye fısıldadı. "Dinleyin."

Sanki birisi evin dışını turluyormuş gibi sesler çıkıyordu. Yutkundum. Korkmaya başlamıştım.

Dışarıdan daha şiddetli bir ses geldiğinde üçümüz birden dışarı fırladık. Bahçeden çıkarken koşuyorduk. Çalıların arasından birisinin geçtiğini farketmiştik. Gözetleyicimizin peşinden koşarken yolun karşısındaki ormana sapmış, daha da hızlanmıştık. En önde koşmakta olan Eray'ı takip ediyorduk.

"Kızlar hemen eve gidin!" diye kükremesiyle önce Serenay'la kendimizi frenledik, topraktan tozlar uçuşurken el ele tutuşup koşarak yolu geçtik ve bahçeye girdik.

Evin kapısı açıktı. Dehşetle birbirimize baktık. "Hadi."

O anki cesur yürekliliğimiz beni heyecanlandırmıştı. Eve girmemizle karşımızda dijital bir mekanizmanın olduğunu gördük. Kocaman bir kronometreydi bu. 3 dakikadan geriye sayarak azalıyordu. 3.54, 3.53, 3.52....

Hemen ardımızdan içeriye Eray girmişti. "Kim olduğunu bulamadım." dedi nefes nefese. Kronometreyi görmesiyle durakladı.

"Bu ne Eray?!" diye sordum.

Eray kısa bir tereddütün ardından konuştu. "Kahretsin. Eve bomba koydular millet."

Dehşetle "Hii!" diye bağırdım. Serenay daha soğukkanlı görünüyordu.

"Nereden biliyorsun!?"

"Neden şaka yapsınlar? Hadi gidelim şuradan."

Hemen eşyaları, valizleri alarak hızlıca bahçedeki arabaya taşımaya başladık. Bu arada zaman gittikçe daralıyordu.

2.43, 2.42, 2.41....2 dakika 30 saniye kalmıştı bombanın patlamasına. Kalbim küt küt atarken ağlıyordum. Eray evlerinin kül olacağına ya üzülmüyordu ya da şoktaydı. Evden çıkarken son bir kez kronometeye baktım.

30 saniye.

Ceplerimi yoklayarak telefonumun olmadığını farkettim. Hemen eve fırlayarak masada duran telefonu aldım ve koşarak çıktım.

Son 10 saniye.

Şimdi hepimiz bahçede koşuyorduk. Lanet olsun ki araba bahçede değildi ve bahçe oldukça genişti.

Kocaman bir gümbürtüyle kendimi ileri doğru düşerken bulmuştum. Çenem toprağa çarparken kolumun üzerine düşmekte olduğumu farkettim.

Şimdi canım çok yanacak.

Savrulmanın etkisiyle başım dönmüştü ve dumandan hiçbir yer görünmüyordu. Serenay ve Eray'ı merak ediyordum. Öksüremeyecek kadar bitkindim. Birinin gelip bana tutunmasıyla dumanların arasından bakmaya çalıştım.

"Dayan Maya, gidiyoruz buradan." bu Serenay'ın sesiydi. Dumandan yüzü kararmış olmalıydı; sarı saçlarındaki grimsi isler farkediliyordu.

İleriye bakmamla buğulaşan gözlerimle evdeki alevleri farketmiştim. Bedenim Eray olduğunu düşündüğüm kişi tarafından kucaklanırken midem bulanıyordu.

~~~~~

8 Saat Sonra

"Lanet olsun, hala bir hastane bulamadık," diye isyan etti Serenay. "Kolum sıyrıldı zaten."

En iyi durumda olan Eray'ı. Patlamayı yalnızca birkaç çizikle atlatmıştı; bende ise birkaç çizikten fazlası vardı. Çenemden bir kilo toprak çıkmıştı ve dirseğim acıyordu. Beynimde bir hasar oluşmasından endişeleniyordum. Saatlerdir yakında bir hastane bulmaya çalışmış, her hastanede saatlerce beklemiş ancak doktor bulamamıştık. Şimdi İstanbul'a dönüyorduk.

Eray arabayı sakince sürerken söyleniyordu. "Annemlere ne diyeceğim? 'Anne pardon, evi havaya uçurduk' desem kızar mı acaba?" dedi iğneleyici bir tonda.

Serenay hala ve hala gofret yiyordu, bu kız gerçekten bu halde bile yemeden duramıyordu. Ona tuhaf bir şekilde baktığımda konuştu. "Ne var, acıktım yani. Siz de vampir gibisiniz. Hiçbir şey yemiyorsanız benim suçum mu?"

Yolculuk sanki günlerce sürmüş gibiydi. Nihayet İstanbul trafiğine çıktığımızda derin derin bir oh çekmiştim. Yakınlarda bir hastane olmalıydı.

Önümüzdeki ilk hastaneye ulaşmıştık. Arabadan inerek hastaneye girdik, insanlar bize öcü görmüş gibi bakıyorlardı çünkü her tarafımız duman olmuştu. Yaralarımızın sarılması için beklemeye başlayarak bir yere ard arda oturduk. Telefonumu çıkararak annemi aradım.

"Alo anne, korkunç bir şey oldu..."

"Ne oldu kızım?! İyi misiniz?"

"Evet, neyse ki üçümüze...yani ikimize de bir şey olmadı. Biz şu an hastanedeyiz. Hastanenin adını söyleyeyim de gel, olur mu?"

"Maya, ay vallaha yürekten gideceğim. Ne oldu?"

"Gelince anlatırım! Sana konum atacağım, tamam mı?"

~~~~~

Çenemi ve dirseklerimi temizleyerek bant gibi bir şey yapıştırıyorlardı. Serenay'ın kolunu incittiğini söylemişlerdi. Doktor parmak ucunu gözlerimle takip etmemi söyleyerek birtakım testler yapmıştı ve "Sorun yok gibi görünüyor," demişti.

Annemler sonunda hastane kapısından içeri girdiler. Annem, Eray'ın annesi ve...Lale Teyze.

Dehşetle yanımda oturan Serenay'a baktım, hepimiz ayağa kalkmıştık. Lale Teyze her şeyden habersiz en arkada geliyordu.

Annemler Serenay'dan habersizdi ve Lale Teyze de öyle. Şimdi ise...

Annemler şaşkınca Serenay'a bakıyordu. Serenay kaderine razı olmuşçasına ifadesizce onlara ve annesine döndü.

Lale Teyze şoka uğramış bir haldeydi.

Karşısında, yıllardır ölü sandığı kızı Serenay duruyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

8.5K 623 27
•• "Neden Arya?" Buz gibi olan vücudum sıcak nefesiyle buluşunca titrememe neden olmuştu. Yaşlı gözlerimi söylediği sözlerle Kuzey'e çevirmiş ve hayr...
180K 13.5K 42
''İkinci seçenek.'' Φ Artık 18 yaşına basmış ve kanatlarını almış olan Muna Doherty, yavaş yavaş bazı gerçeklerin farkına varır fakat hala çözemediği...
1.3M 12.3K 11
(Allah), insanı; kabaran-kuru-ses çıkaran çamurdan yarattı. Cann'ı(cinleri), dumansız, karışık ateşten yarattı. Ey (insanlar ve cinler!) Siz ikiniz...
732 162 3
Darazan, bulutların arasında süzülen ve dışardan boyutu aynı kalsa bile iç yüzeyi sürekli genişlemeye devam eden bir gezegendir. Rasar ve Almithra gl...