-4-

134K 4.9K 1K
                                    

Yeni bölümleri hızlıca yayınlıyorum çünkü ileride bölü uzunluğu artınca geciktirmelerim olacak. Şimdiki bölümler onların telafisi olsun mu? Olsuuun :D

İyi Okumalar ^^

Gözlerimi kısarak ona baktım. "Ne?"

Paltosunun cebinden bir zarf çıkararak bana uzattı. Zarfı titreyen parmaklarımla açmaya çalışmakla uğraşmadan kaba bir şekilde yırttım. Gördüğüm manzara beni dehşete düşürmüştü.

Odamda kitaplarımı telekineziyle yukarı kaldırırken çekilmişti.

Diğer karede yine odamdaydım ve kalemimi uçuruyordum.

Beni mi izlemişlerdi?

Eray yeniden bana baktı. "Bunu ben çekmedim, merak etme. Sana her şeyi anlatacağım." dudağını ıslattı. "Beni içeri alsana." Niye sinirli duruyordu?

Onu içeri alarak kapıyı kapattım. Salona geçmesini işaret ettim, hala konuşamıyordum. Evimiz prefabrik olduğundan odamı rahatça görmüş olabilirlerdi ve bunu her tarafa yaysalar benim özel hayatım kimsenin aklına dahi gelmezdi. Elis'in işleriydi bunlar. Kesinlikle.

Eray'ın yanına gittiğimde ben daha oturmadan konuya başladı.

"Sare'yi biliyorsundur. O ve Elis uzun zamandır dostlarmış. Elisler bu yıl İstanbul'a taşındığında Sare'yle konuşmuşlar, birkaç hafta önce de Sare senin burada olduğunu söylemiş ve o da intikam için kaydını bu okula aldırmış. Senden intikam almak için de seni takip ettirip bu fotoğrafları çektirmiş, ben de sinirlendim ve iyice araştırdım.Dolunay'dan öğrendim."

Telekinezi yapabiliyor olmamın değil de Elis'in beni takip ettirmiş olmasının onun daha çok dikkatini çekmesi beni normalde olsa güldürürdü.

Ama normal değil işte.

Zaten Sare'nin benden yardım istemesi falan zaten oldukça yapmacıktı. Geçen akşam Sare ile telefonda konuştuğumu ve ona nerede oturduğumu söylediğimi anlatmış mıydım? Demek adresimi bu şekilde öğrenmişler.

"Eray ben...nasıl bu kadar kısa sürede yapabildiler?" diyebildim. Uzun kirpiklerini kırpıştırdı. "Dolunay sayesindedir."

"Ne?!" diye çığırdım. "Dolunay ne alaka?"

Eray dudağını bilmem kaçıncı kez ıslatarak bir nefes aldı. "Bunlar Dolunay'ın sırrını mı ne öğrenmişler. Onu da tehdit etmişler, eğer Maya'dan intikam almamıza yardım edersen kimseye söylemeyiz demişler. O da korkmuş ve kabul etmiş." Yeniden sustu. Cidden ben eşyaları havaya uçurabiliyordum ve Eray sanki sıradan bir şey yapıyormuşum gibi konuşuyordu. Bunu ona soracaktım sonra.

"İyi de Eray, sen bunları nereden öğrendin?"

"Dolunay benden hoşlanıyor da ondan. Israr ettim, anlattı. Zaten bu yolla kızlardan her şeyi öğrenebiliyorum." Sonlara doğru dudağı kıvrılmıştı.

"Bak ben...," Nasıl devam etmeliydim? Sihirliyim falan mı? "Benim bazı...yeteneklerim var bu yüzden...ama sorun bunların doğuştan geliyor olması. Bunu ilk sana anlatıyorum Eray. Seni tam olarak tanımıyorum ama bilmen gerekiyor ki korkuyorum. Elis'ten değil, yapabileceklerinden. Ve bu yeteneğime gelince, sen niye hiç...yani ne bileyim, sorgulamadın. Yani yerinde olsam eşyaları uçuran bir kız gördüğümde..."

"Çünkü benim de psişik yeteneklerim var. Yani aşırı değil ama yine de var. Zaten bu yüzden araştırma gereği duydum. Klostrofobim var ve kötü bir olayı hissettiğimde önceden engel olabiliyorum. Gerçi sihre pek inanmam ama hayatımda öyle ilginç şeylere tanık oldum ki senin yapabildiklerini normal karşıladım. Bak, sana zarar verecekler tamam mı? İntikam, tehdit, şantaj...hepsi Sare ve Elis'in işi. Bundan emin olabilirsin. Dikkatli ol." Ben tam ağzımı açacakken sesini yükseltti.

"Neyse çok konuştuk. Bu fotoğrafları alıp yok et ve hiçbir kopyasının olmaması için dua et. Ve bir de...Odanın perdelerini kapalı tutmaya başlasan iyi olacak."

Oturduğu yerden kalktı. Ona kapıya kadar eşlik ederken şuursuz gibiydim ve giderken bana gülümsediğini zar zor anlamıştım.

Aptal, diye mırıldandım. Telekinezi yapabiliyorsun. Bunu saklamak ne kadar zor olabilir?

~~~~~~~~

Sınıfta bu kez Dolunay yerine Eray'ın yanına geçtim. Dolunay bana ne olduğunu sorduğunda hasta olduğumu ve hastalığımı ona bulaştırmaktansa Eray'a bulaştırıp okula gelememesini sağlamanın daha iyi olduğunu söyledim.

Eray derste sürekli kalemiyle oynadı ve ben tahrik oluyordum. Hayır, kesin şunu. O konuda değil elbette. İçimden kalemi havaya kaldırmak ve insanların haykırışlarını dinlemek geliyordu ama çocukluk etmeye gerek yoktu zaten. Her neyse. Galiba bugün hiç konuşmamalıyım.

Teneffüste tek başıma kafeteryaya doğru yol alırken Elis'in beni kolumdan çekmesiyle tökezledim. Beni hızla arka bahçeye sürüklerken ona ayak uydurmaya çalışıyordum. Harika. Okulun arka bahçesindeki duvar bomboştu ve burada bana istediğini yapabilecekti.

"Seni mahvedeceğim," diye tısladı. "Sare'nin eski sevgilisini ayartmak ha? Tam da sana göre."

Bileğimi kavramıştı ve oldukça da güçlüydü.

"Ne demek istiyorsun sen?" dedim.

"Eray'la oturuyorsun, aptal! Sare hala onu seviyor ve eğer o çocuktan uzak durmazsan cidden..." Tamam. Bu kadarı yeterliydi.

"Ne olur uzak durmazsam? İnsanları tehdit etmekten başka işin yok mu Elis?! Önce Dolunay, sonra ben, söylesene bir sonraki kurbanın kim? Ah doğru ya. Kim olursa olsun onu evine kadar takip ettirip fotoğtaflarını çektirmezsin değil mi? Bak. Ne kadar vicdan azabı çektiğim hakkında en ufak bir fikrin bile yok. Ve eğer o koca dolabın üzerine devrildiği sahneyi tekrar yaşamak istemiyorsan beni rahat bırakırsın."

Elis beni sadece dinliyordu. Son saniyede atağa kalkışmazsa buradan sağ çıkabilecektim. Hızla arkamı döndüm. Ders zili çoktan çalmış olmalıydı. Tam oradan ayrılacakken tarif edilemez bir güç beni duvara yapıştırdı. Sırtım çarpmanın etkisiyle yavaşça sızlarken Elis'in boynuma kilitlenmiş ellerini çekmeye çalışıyordum.

Boynuma baskı uygulanıyordu. Kıpkırmızı olduğumdan emindim ve nefes alamayacak hale gelmiştim.

Elis'i üzerimden alan ise başka bir kuvvet oldu. Az daha boğulacaktım. Kimin geldiğine bile bakmadan öksürmeye başladım. Elis yerdeydi ve kurtarıcım Eray onu zapt etmeye çalışıyordu. Öksürmekten iyice kızardım ve derin nefesler aldım. Eray birilerine -arkadaş grubu olmalı- işaret etti, Elis yerden kaldırıldı ve götürülürken Eray yanıma geldi.

"İyi misin Maya?" diye sordu. İyi gibi mi görünüyordum?

"E..Eray." Ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Siz kızlar kavga etmemelisiniz. Elis'e engel olacağım diye kızın saçını yolmuşsun." Cidden mi? Farkında bile değildim. Canımın derdine düşmüştüm ve panikten ne yaptığımı görememiştim bile. Eray ise hala konuşuyordu.

"Elis sana benden bahsetti mi?" Nefesim düzelmişti. Yavaşça konuştum. "Evet. Ve 'Sare hala onu seviyor' dediğine göre bir dönem çıkmış ama ayrılmış olmalısınız. Değil mi? Merak ettiğimden sormuyorum."

Ne saçmalıyorsun? Ve niye Eray ben canımla cebelleşirken gelip yardım etmek yerine tepemde konuşuyordu?

Multimedia Sare (bazılarınıza tanıdık gelmistir)
Evet. Sare için olabilecek en güzel ama en itici kızı buldum :Ddd

TelekineziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin