-56-

26.9K 1.5K 461
                                    

Bu bölüm finale zemin hazırlıyor arkadaşlar. Umarım bölüm size sıkıcı gelmez. Size aylardır anlatmayı beklediğim hikayenin bir parçasını öğreneceğiniz için SABIRSIZLANIYORUM!!

İyi Okumalar^^

GEÇMİŞ (FLASHBACK)

Yaklaşık on dakika sonra hepimiz arabanın çevresinde toplanmıştık. Annemler arabaya bindi. "Maya, Eray gelsenize," diye seslendiler.

Eray "Gelemem." dedi. "Lütfen ya. İyi şeyler olmayacak. Gidemeyiz. Ben...Kaza olacak, hissediyorum. Kaza olacak."

"Sakinleş," dedim Eray'a. "Gitmek zorundayız. Bana güven. Lütfen sakinleş.". Yüzünü ellerimin arasına aldım. Gerçekten iyi hissetmiyordu.

Arka koltuklara oturduk ve ikimiz de emniyet kemerlerimizi taktık. Annemler de takmıştı. Ama benim emniyet kemerim bir türlü girmiyordu, uğraşmama rağmen kemerimi takamamıştım.

Ama bunu kimseye söylemedim.

Ve ölüm yolculuğuna başladık.

Dolunay'ın Ağzından

Benden bekleneni nihayet yapmıştım ve hiçbir şey ters gitmedi. Arabayı bana o hazırlattı, ben ise sadece sürdüm. Büyük bir kaza olmasını sağlamayacaktım elbette, tek istediğim gündemi biraz değiştirmekti. O benden bunu istemişti.

Şu an Maya'nın yattığı hastanenin bahçesinde oturuyorum. Zaten durumu kritik değildi. Muhtemelen kısa sürede toparlar. 

Onunla çalışmayı bu sabah saatlerinde kabul ettim. Dün gece 2'de beni arayıp bir yere çağırdı. Gitmeyecektim, ama gittim. Bana dosyalar gösterdi ve slaytlar izletti. Kendisinin de tıpkı benim gibi olduğunu kanıtladı. Ona güvenip güvenemeyeceğimi bilemediğimden, düşünmek istediğimi söyledim. Sonuçta beni tanıyordu ve tedirginliğimi anlayışla karşılayabilirdi. 

Eve gittim, sabaha dek oturup düşündüm. Babamın ölümü sırasında olanlara rağmen -ve ben hala nedensizce kendimi suçlasam bile- sonunda onu geri aradım. Onunla çalışmayı kabul ettiğim anda bana ilk görevimi verdi. Ben de başarıyla yerine getirdim.

Maya, Eray ve Sero ile ne kadar uğraşsa da şimdilik onun için ölmesi gereken tek bir kişi var. 

GÜNÜMÜZ

Maya'nın Ağzından

Kaza geçirdiğim o günü hafızamdan silemiyordum. Dolunay düşmanla o gün işbirliğine başlamıştı. İyi ama konumumuzu nereden bulmuş olabilirdi ki? Gerçi benimki de soru, adamın yapamadığı şey yok.

Eray'ı günlerdir görmedim. Onu ve sarı buklelerini özlüyorum. Bir yandan ise tedirginim. Onun kim olduğunu resmen biliyor ve onu bu konuda sıkboğaz ettiğimde ortadan kayboldu. Mesajında yalnız kalması gerektiğini yazmış. Belki de 'o'ndan bir tehdit aldı ve bunu hepimizin güvenliği için yapıyor.

Serenay dün gece beraber izlediğimiz filmden sonra kucağımda uyuyakaldı ve beni kıpırdamadan oturarak uyumak zorunda bıraktı. Sırtım, boynum hala sızlıyor. 

''İçecek bir şey ister misin?'' diye sordum. Serenay kafa salladı. Boğazı hiç boş durmuyordu. Ben bunu sorarken bile çikolatasından bir ısırık almıştı.

Ben meyve sularını koyarken konuştu. ''Sence Eray ne öğrendi?''

''Bilmiyorum.''

''Sen de biliyor ve benden gizliyor musun yoksa?'' dedi gülerek.

''Evet. Söylemeyi de düşünmüyorum.''

''Tamam, ben de kız kardeşime sorarım.'' Bir kahkaha patlattı ve çikolatasının bluzune bulaşmasını sağladı. ''Bak, ne yaptım''

TelekineziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin