THE BODYGUARD ✔

Od SoMiBaekChan

22.8K 1.5K 933

Seni korumak için tutulan adama aşık olacağın kimin aklına gelirdi ki... ...OC Fanfic... Více

BÖLÜM #1#
Bölüm #2#
Bölüm #3#
Bölüm #4#
Bölüm #5#
Bölüm #6#
BÖLÜM #8#
BÖLÜM #9#
BÖLÜM #10#
BÖLÜM #11#
BÖLÜM #12# Final

BÖLÜM #7#

884 64 51
Od SoMiBaekChan

Yeni bölüm yazmayı 4 sene unutan ben   t.t  ... ay ama 4 senede çok şey oldu ... neyse dur yazıp atayım  yeni bölüm 😚 özürlerimi sunuyorum hepinize....

Müziğimiz de CBX- GENTLEMAN  😏

********

Elini kalbinin üzerine koydun. Mavinin ağırlıkta olduğu odanın tavanına bakıyordun. Yaklaşık olarak yarım saat önce Baekhyun ile dans etmiştin ve onun kollarında olmak aşırı derecede güvende hissetmeme neden olmuştu. Böyle puf puf bulutların üzerinde oturmuş gibiydin. Yumuşacıktı. Sıcaktı.

Kokusu, teninin sıcaklığı çok çok hoşuna gitmişti. İlk defa bu şekilde hissetmiyordun. Tanıdık his daha once de olmuş gibi geliyordu. Açık kahve gözler seninkilerle buluştukça içine akan ılık hissi tanıyor gibiydin.

******

"Bunu sen al, şunu da ben alayım."

"Maviyi sevmiyor muydun?" Gözlerini kırpıştırıyordu.

"Evet seviyorum ama seni daha çok seviyorum." Kollarını açıp kocaman sarılmıştın.

******

Gözlerini açtığında hava çoktan aydınlanmıştı. Aklına biraz önce gördüğün  rüya gelmişti. En fazla 5 yaşında falandın. Parktaydın. En sevdiğin mavi renkli ayıcığını seninle aynı yaşta görünen oğlana veriyordun ve kocaman sarılıyordun.

Yataktan doğrulup, ayaklarını yana doğru indirip kalktın. Uyuşuk bir şekilde duş almak için banyoya ilerledin. Minik çocuğun yüzünü daha önce görmüş gibiydin. Karışmış saçlarını iyice karıştırdın.

"Nerden gördüm ki şu rüyayı"

Kendi kendine konuşmaya devam ederken ayılmak için soğuk bir duşa ihtiyacın vardı. Üstelik birde içmeye dayanabilirmişsin gibi alkol almıştın. Başında ağrıyordu. Ayame-chan dan çorba yapmasını istemeliydin. Bir de ağrı kesici.

*****

"Ayame-san, oldu mu?" Çorbayı karıştıran kadına bakıyordum. Ayılmak için buna ihtiyacı olacaktı.

"Baekhyun-kun çok sabırsızsın." Orta yaşlı kadın gözleri kaybolana kadar gülümseyip, "birazdan pişer merak etme. Hem bizim tembel anca uyanır iner aşağıya" demişti.

O inmeden hazır olsun istiyordum. Ağrı kesici bile hazırlamıştım.

"Gidip uyandırsam mı?" Diye aniden sorunca Ayame bana baktı. Dediğim seyim farkına varınca, " Aa yani sen mi gidip uyandırsan?" Geçiştirmeye çalışmıştım ama sanırım başarılı olamamıştım. Çünkü bana imali bir şekilde bakarak  gülümsemeye başlamıştı.

"Gelir birazdan merak etme sen"  dediğin de kapıda beliren figür ile dikkatimizi o yöne çevirmistik.

"Kim gelir birazdan Ayame-chan?" Islak saçlarını elindeki havlu ile kurutmaya devam ederken sevimlice bize bakıyordu. Sen tabiki de gönlümün sultanı  diyemedigimden,

"Senden bahsediyorduk küçük hanım" demiştim.

"Neden?"

"Dün gece neler karıştırdın sen bakalım?" Ayame sormuştu.

Saçları ile işi bitmiş gibiydi. Havluyu yemek masasının yaninda duran sandalyenin uzerine atarken " Ne yapmışım ki?" Diye sordu.

"Bak bak bir de bilmiyormuş gibi davranıyor" Ayame çorbayı kaselere doldurmuş ve çoktan diğer malzemeleri hazır olan masaya koymak için yönelmişti. " Her şeyi duydum." Sesinin tonunu artırarak çorbasını önüne koyduğunda, eliyle başını tutmuştu.

"Ya Ayame-chan  kulağımın dibinde bağırma lütfen. Başım patlayacakmış gibi oluyor." Yüzünü buruşturup, " hem sana kim anlattı bunu?" Diye sorunca gözleri benimkilerle buluşmuştu. Kaşlarını çattı. " Ağzında da bakla ıslanmıyor."

Konuşmama fırsat vermeden Ayame " Ondan ya da başkasından fark eder mi? Içmek icin zayıf bir bunyen olmasını bilmene rağmen ısrarla devam ediyorsun degil mi? Ya yaninda Baekhyun-kun  olmasaydı... O zaman ne olacaktı? " hafif azarlar bir tonda sorarken hemen yanındaki yere oturmuştu. Bende güzelliğin karşısında yerimi alırken,  sana daha sonra bunu sorarım der gibi bir ifade ile bana bakıyordu.

Çorbadan bir kaşık aldı. Ayame-san'a baktı. "O zaman iyi ki yanımda Byun Baekhyun varmış." Adımı söylerken gözlerini bana çevirdi. Sesinden kızgın olduğu anlaşıyordu. Üstelik adımı tam olarak söylemişti.

"Aynen kesinlikle yanında onun olması çok iyi olmuş. Babanın onun gibi birini bulmasından memnunum." Ayame bana bakıp gülümserken, güzellik de bana ters ters bakmaya devam ediyordu.

"Aynen aynen" diye onaylarken sesindeki alaylı tını fark ediliyordu. " İzin verirseniz şu çorbayı içeceğim."

"Tabi" dedikten sonra Ayame bana bakıp, "Ağrı kesici de almıştın degil mi Baekhyun-kun? " diye sordu.

Onun da dikkatini yeniden üzerime çekmiştim. Cebime elimi götürdüm. "Bunun akşamdan kalma baş ağrısına iyi geldiğini söyledi eczacı" dedim ve önüne doğru bıraktım ilaç kutusunu.

"Ah cidden ihtiyacım olan tek sey bu şu an. " derken hızlıca kutuya uzandı. Içinden ilacın bir tanesini alırken bardağındaki suyu kafasına dikti. Yeniden bana baktığında gözlerindeki ifade yumuşamıştı. "Teşekkür ederim." dediğinde yüzümdeki gülümsemeye engel olmamıştım. Anlık ifade değişimleri hoşuma gidiyordu.

"Rica ederim." Dedikten sonra bir süre bakışmış ardından da çorbasından içmek için kaşığına uzandı.

*******

Makyajının son rötuşlarını da yapmış aynanın önünde kendine şöyle bakıp odandan çıkmıştın. Azıcık dışarda dolaşmak istiyordun. Dışarıdaki güneş ve mavi gökyüzü resmen seni çağırıyordu.

Merdivenlerden inerken duvara yaşlanmış halde elindeki telefonla oynayan adam dikkatini çekmişti. Beyaz sade bir tshirt ve mavi skinny kotu ile duruyordu. Karamel rengi saçlar alnına dökülmüştü. Korumaların böyle görünmesi saçma değil miydi. Şey gibiydi yakışıklı!

Ayrıca şöylebir sıkıntı vardı ki aksi gibi sende onunla uyumlu giyinmiştin.

Merdivenlerden inip ona doğru ilerlerken senin geldiğini fark edince telefonunu kapatıp cebine koydu ve sana bakt. Yüzüne yayılan gülümsemesi ile sana bakıyordu. "Hazır mısın? " diye sorduğunda basını sallayıp onayladın. "Hadi gidelim o zaman" sana yolu göstermek için önden ilerlemeye başladığında sırtına bakıyordun. Dikkatle bakınca geniş omuzları vardi. Beyaz tişörtün içindeyken de baya iyi duruyorlardı.

Arabanın kapısını senin icin açmış ve binmeni bekliyordu. Normalde asla korumalarınla gitmezdin. Tek başına gezmek hoşuna giderdi ama şu an onunla olmak o kadar da kötü değildi. Hatta kabul etmek istemeyeceğin kadar hoşuna gidiyordu. Arabaya bindiğinde kapını kapattı ve direksiyonun olduğu yere doğru gidip o da bindi.

Yolda giderken arada sana dikiz aynasından bakıyordu. "Nereye gideceğimizi hala söylemedin" diye sorduğunda arka koltuktan onun sağdan görünen profiline baktın.

"Herhangi bir yer olabilir."

"Nasıl yani?" Diye sorduğunda kırmızı ışıkta durmuştu.

"Çok fazla gidebileceğim yer yok. Tek başıma çıktığımda, genellikle korumalarımdan kaçmış oluyordum ve alış-veriş merkezine gidiyordum. "

"Umarım benden de kaçmak gibi bir niyetin yoktur." Sana doğru bakmak için başını çevirmişti. Tek kaşı havada duruyordu.

Gülümsedin. Hayır ondan kaçmak gibi bir niyetin yoktu. Yanında olması hoşuna gidiyordu.

"Kim bilir belki de yaparım." Onu kışkırtmak için konuşuyordun.

"En sonunda dışarı çıkarken seni kendime kelepçelemek zorunda bırakacaksın beni" diye söylediğinde kahkaha atmıştın.

"Işık yandı." Diye uyardığında yeniden yola odaklanmış ve ilerlemeye devam etmiştiniz.

"Sakın öyle bir şeyi aklından geçirme!" ses tonu ciddi olduğunu gösteriyordu.

"Sana karşı aşırı kolay oldum bence. Diğerlerine yaptıklarımın yanında emin ol sana daha hiçbir şey yapmadım Baehyunnie" camdan dışarı bakarken onun ismini o sekilde ilk defa kullanmıştın. Baekhyun'un sana aynadan baktığına emindin.

"Baekhyunie?"

"Aynı yaştayız sorun olmaz herhalde"

"Hayır da-"

"Da?"

"Hmm sorun yok." gülümsediğini görüyordun. " Oppa demen daha çok hoşuma gider ama"

"Oppa?" Diye sormaktan kendini alamamıştın.

"Aynı sene doğmuş olsak bile ay olarak senden büyüğüm. Bence oppa demende sorun yok." Keyifli görünüyordu.

"Tamam aklımda bulunsun hyung-nim" diye dalga geçtiğinde azıcık bozulduğunu görmüştün.

"Yaaa!"

Arabanın içinde Baekhyun'un sesi yankılanırken sende kahkahana engel olamamıştın.

"Kusura bakma ama oppa falan demem sana bence Baekhyunie ile idare et."

Bıkkınca iç çekişini duymuştun.

"Nereye gitmek istediğine karar vermedin mi hala?" Konuyu değiştirmek için sorduğunda alt dudağını büzdün. Hayır hala nereye gitmek istediğini bilmiyordun.

"Ne diyeceğim. Bugünlük korumam olman dışında tur rehberim olmak ister misin?" Diye sormuştun. "Epey sosyal biri gibi görünüyorsun. Daha önce gittiğin ve hoşuna giden neresi varsa bana gezdirebilirsin. Açık havada olduğumuz sürece benlik sorun yok."

Yeniden ışıkta durmuştu ve bu anı sana bakmak için kullanmıştı. "Emin misin böyle bir şey yapmama?"

"Hmm" gözlerine bakıyordun. Hoşnut halinin yeniden yerine geldiğine emindin.

"Peki o zaman" dedigin de arabayı yeniden hareket ettirmişti. "Baekhyun tur size hizmet vermekten onur duyar." Demiş ve gaza yüklenmişti. Araba hızlanırken camı  hafif indirmiş ve rüzgarın yüzünden kayıp saçlarını savurmasına izin vermiştin.

********

Ben bunu final verdim sanıyordum. Ne kadar uzak kaldıysam artık. 😭 neyse dün nöbetteyken başladım yazmaya... bugun de geldim uyudum uyandım yazdım geri... hatam varsa da affedin. Baekhyun ile olan seyi nasil bitirmem ben 😭😭😭😭😭😭😭  

Diğer bölüm büyük ihtimalle randevu havasında olur 😈😈😈😈  

Umarım seversiniz 😏😍

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

3.8K 317 24
Kendi sıradanlığında boğulup giden bir lise öğrencisiydim ben. - Senin rinnegan'ın yüzünden geldik buraya değil mi Sasuke-kun? O kız ise tek sö...
881K 70.6K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
84.7K 6.7K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
394K 36.1K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...