BÖLÜM #8#

746 61 15
                                    

Yaşadığın ülkenin bu kadar güzel yerleri olduğunu bilmiyordun. Kalabalığın içinde ilerliyordunuz. Baekhyun olabildiğince yanında durmaya çalışıyordu ama bu şekilde devam ederse yan yana durmanız zorlaşacak gibi görünüyordu. Aklındaki şeyi yaptığında daha sonrası için pişman olacakmış hissine kapılıyordun ama şu an kaybolmak falan istemiyordun.

Yanındaki adamın koluna bakıp, daha sonra eline kaydırdın bakışlarını. Elini tutmak gibi bir planın vardı. Kendi elini ona doğru ilerletirken aniden o senin elini tutmuştu. Gözlerini şaşkınlıkla kırparken onun gözleriyle buluştun.

"Kaybetmek istemiyorum seni. O yüzden azıcık idare et." Diye söylediğinde başını sallayıp onayladın.

Yolda yürürken ilerlemeniz için yolu açıyordu. Arkasindaydin hemen. Seni nazikçe çekerken film setinden fırlamış gibi görünüyordunuz.

Sokak satıcılarının önünde durup bütün atıştırmaliklardan deniyordunuz. Arada Baekhyun denemen icin sana uzatıyordu yemekleri. Itiraz etmeden hepsini güzelce midene indiriyordun. Şakalar  yapıyordu ve sürekli gülüyordunuz.

Kulakları olan bir tacı senin saçlarına takmıştı. Aynada kendine baktın. Oldukça sevimli olmuştun.

Sende aynısından bir tane alıp Baekhyun'un saçlarına takmıştın.

"Yaa çok tatlı oldun." Dediğinde sevimliliği karşısında tepkine engel olamamıştın.

"Bakayım hani?" Baekhyun kendini görmek için aynaya doğru bakmıştı. Saçlarını düzeltti. "Sende daha iyi duruyor bence."

"Hayır hayır baksana kendine" aynaya bakıyordunuz birlikte.

Ikinizinde kafasında kedi kulakları vardi. Üzerinizdeki aynı kıyafetler ve taç  ile kesinlikle randevuya çıkmış çiftlerden farkınız yoktu. Baekhyun'un omuzuna kendi omzun ile dokunup azcık iteledin.

"Hadi ama şu hâline bak. Bir erkeğin bu kadar sevimli olduğu nerde görülmüş." Derken kıkırdadın.

"Böyle yaratılmış olmam benim suçum değil. Hem yakışıklı hem de sevimli olabiliyorum." Tacı çıkarıp yerine koyarken demişti. Yüzündeki şakacı tavır ve ifade yüzünden, hıhladın.

"Şapşal" dedin ve kendininkini çıkarmak için hareket ettiğinde seni durdurdu.

"Seninki kalsın. Benim kadar olmasa da gayet güzel duruyor. " demiş ve satıcıya parasını uzatmıştı.

Yüzündeki şaşkın ifade ile ne diyeceğini bilememiştin. Baekhyun'un bu hâllerini ilk defa görüyordun ve yani alışılabilirdi. Şakacı ve alaycı tavrı, kendinden emin halleri baya eğlenceliydi.

Tacı çıkarmadın ve sana almasına izin verdin. Durabilirdi. Aynadan saçlarını düzelttin.

"Şimdi nereye gideceğiz?" Diye sorduğunda eli yeniden seninkini kavramıştı. Gerek olmadığına emindin ama yinede tutmuştu elini. Peki. Bugünlük bir şey demeyecektin. Ortamın havasını bozmak istemiyordun. Nasıl istiyorsa o sekilde davranmasına izin verecektin. Bu onu tanımanın en iyi yoluydu.

"Aç mısın?" etrafa bakarak yürüyordunuz.

"Çok fazla değil. Bir sürü sey denedim."

"Peki o zaman dondurma ister misin? " ilerdeki dondurmacı dikkatini çekmişti.

"Olur"

Oraya doğru ilerlediniz. Önune gelince durdunuz.

"Neli istiyorsun?" Diye sorduğunda rengarek duran soğuk dolaba bakıyordun.

THE BODYGUARD ✔Where stories live. Discover now