Bölüm #5#

2.4K 177 138
                                    

Medya>> Baekhyunie *-* 

*********

Aynada kendine baktın ve gülümsedin. Aldığın elbise kesinlikle harika gözüküyordu. Yana dönüp sırtında olan derin dekolte kısmına göz gezdirdin. Kesinlikle omurganın tamamı gözler önüne çıkmıştı. Siyah renk, beyaz olan teninle uyum içindeydi. Kısa olan saçlarını da hafifçe dalgalar vererek, sola doğru ayırmıştın. Gözlerini daha da belli eden koyu makyajın da seni tamamlıyordu.

Topuklular ile işin biraz zordu, ama yine de düzgünce yürüyebiliyordun. Zaten böyle bir elbisenin altına da converse tarzı bir şey olmazdı.

Baban aşağı da bekliyordu ve biraz daha burada durursan sana kesinlikle kızacaktı. Çantanı da alıp, elbisenin önünü tuttun ve odadan çıktın. Merdivenlerden inerken babanın her zamanki gibi kendi koltuğunda oturup beklediğini gördün. Daha sonra görüş açına, sana bir an olsun göz kırpmadan bakan adam girmişti.

Yutkunmana engel olamamıştın. Baekhyun'un sana hayran gibi bakması kalbinin atışlarını hızlandırmıştı. Buna rağmen sen de onun gözlerine bakarak aşağı iniyordun. Sana doğru geldiğini gördüğünde, merdivenlerin hemen önünde durup sana elini uzatmış ve " Küçük hanım'' diyerek hafifçe eğilip reverans yapmıştı. Centilmence olan davranışı geri çevirmedin ve elini onun eline koydun.

"Baekhyun-ssi" dedin. Sana destek olup son birkaç basamağı güvenle inmeni sağlamıştı.

"Daha geç gelirsin diye bekliyordum." Baban ayağa kalkıp, size doğru gelmeye başladığında söylenmişti.

"İstersen yukarı çıkıp biraz sonra gelebilirim babacığım." Gülerek söylemiştin. Elin hala Baekhyun'un elinin içindeydi. Sana yol göstererek yürümüş ve babana yaklaşınca senin elini babana teslim etmişti.

"Bu kadar güzel ve sevimli olmasan seni kesinlikle dizime yatırır döverdim." Baban seninle uğraşıyordu. Elini alan babana sarılıp, yanağına hafifçe dudaklarını bastırmıştın. Rujunun bulaşmasını istemiyordun.

"Ama sevimli ve tatlıyım." Diyerek kıkırdamıştın.

"Ne yazık ki öylesin." Baban da gülüyordu. "Hazır mısın peki?"

"Evet"

"O zaman hadi gidelim." Demişti baban. "Baekhyun oğlum, sende hazırlandın değil mi?"

"Evet efendim" Demişti. Ona döndün. Üzerindeki takım elbiseden anlaman lazımdı. O da sizinle gelecekti.

"Baekhyun neden bizimle geliyor?"

"Senin yakın koruman olduğu için tabi ki" baban cevaplamıştı.

Göz devirmene engel olamamıştın. "Bunu unutmam benim hatam." Dedin.

"Babaya göz devirme" baban belinin yanını hafifçe sıkmıştı.

"Ah! Baba!" diye sızlandığında baban gözlerini kısıp sana bakmıştı.

"Ne baba! Yürü hadi geç kalıyoruz." Diyerek seni elinden tutmuş dış kapıya doğru yürütüyordu.

Baekhyun, ikinizin baba-kız atışmalarınızı izlerken yüzüne yerleşen gülümseme ile peşinizden geliyordu. Baban ve senin koruman yanınızda aynı araba içinde sizinle gelecekti. Parti oldukça güvenlikli olduğu için daha fazlasına gerek duyulmamıştı.

Salona geldiğinizde; serilmiş kırmızı halının önünde arabanız durmuştu. Arabadan inmek için hareket ettiğinde kapın senin için açılmıştı bile. Başını kaldırıp kapını açan adama baktın.

THE BODYGUARD ✔Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu