Sensiz Asla (Tamamlandı)

By FeyzaTurak

245K 12.4K 862

Mary Merriville amcasının yaptığı bir hata yüzünden Haversham Dükü Jordan Cameron'un öfkesine maruz kalır. Bi... More

Sensiz Asla
1. Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. bölüm
9. bölüm
11. bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. bölüm
15 Bölüm
16. bölüm
17. bölüm
18. bölüm
19. Bölüm
21. Bölüm Final
Duyuru
Duyuru!!

10. Bölüm

9.3K 535 19
By FeyzaTurak

Mary elbisesiyle uyumlu krem rengi eldivenlerini takarken o kadar dalmıştı ki Marta konuştuğunda irkildi.

"Hazırsınız Leydim.." Mary aynaya bakıp cevap verdi.

"Teşekkür ederim Martha.."

"Bir şey mi oldu Leydim?"

"Bilemiyorum Martha.."

"Lord Jordan'la mı ilgili.." Mary Martha'ya baktı ama bir şey söylemedi. 

"Artık aşağı inebilirim sanırım.."

"İyi eğlenceler Leydim.." Mary odadan çıkıp aşağı inerken merdivenlerde Ian'la karşılaştı. Ian Mary'nin elini öpüp girmesi için kolunu uzattı. Mary Ian'ın koluna girip merdivenden aşağı indiler. 

"Görüşmeyeli nasıl oldunuz Leydim?"

"Teşekkür ederim Lordum, iyiyim.. Piknik nasıldı?"

"Sizin olmadığınız her yer gibi çok sıkıcı.."

"Lord Fournier.." William'ın gülümseyerek onlara yaklaşmasıyla Mary cevap vermekten kurtulmuş oldu. 

"Lord-"

"William.. Sadece William lütfen.." 

"Pekala o zaman sizin de Ian demeniz yeterli olur.."

"Leydim" William öpmek için Mary'nin eline uzanınca Mary'de kolunu Ian'dan çekip elini uzattı.

"Lord William, çok hoşsunuz.."

"Uzun zamandır sohbet edemediğimizi düşündüm Leydim.."

"Lord Cameron'la nişanı bozulduktan sonra sanırım.." Ian yüzündeki gülümsemeyi bozmadan konuşmuştu. William da aynı şekilde cevap verdi.

"Ben öyle bir şey duymadım.." 

"Ama-" Ian tam atılmıştı ki Stephen geldi.

"Lord Ian, sizi görmek ne güzel.."

"Sizi de Lord Stephen,biz de tam William'la konuşuyorduk.."

"William mı? Bende Stephen öyleyse.. Ne konuşuyordunuz?" Mary o sırada mırıldandı.

"Duymak istemezsin.." Stephen gülümseyip Mary'nin elini kendi koluna koydu.

"Nasılsınız Leydim?"

"Gayet iyiyim Lord Stephen siz?"

"Ben de çok iyiyim Leydim bu dans için sözünüz var mı?"

"Var Stephen.." Ian Mary'nin kolunu tutup piste götürdü. Mary ağzı açık bir şekilde dans etmeye başladı.

"Lordum, iyi misiniz?"

"Biraz sinirliyim sadece.."

"Neden?"

"Lord Cameron'la aranda bir şey mi var Mary?" Ian kaşları çatılmış bir şekilde bakıyordu. Mary yutkunup başka bir tarafa baktı. Ian tekrar sordu. "Sessizliğini neye yormalıyım?"

"Lordum ben.."

"Mary, daha önce ne olduğunun veya amcanın benim için bir önemi yok.. Bunu bilmeni istiyorum. Ben seni ilk gördüğüm günden beri sana aşığım.." Dans müziği bitmişti ama Mary ve Ian hala pistteydiler. Mary bir adım geri çekildi. Ian tekrar bir adım atıp Mary'nin ellerini tuttu. "Sen evet dediğin takdirde önüne seremeyeceğim hiçbir şey yok.. Hemen cevap vermene gerek yok Mary, ben beklerim. O zamana kadar, Leydim.." Ian elinden öpüp gitti. Mary'de hızla atan nabzını yoklayıp balkona çıktı. Temiz hava almak iyi gelmişti ama olanlara inanamıyordu. Ian onun için hiçbir şey ifade etmiyordu.

"Mary iyi misin?" Mary Emily'nin endişeli gözlerine bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Lord Ian.."

"Sorma Emily.."  Mary ve Emily biraz daha hava aldıktan sonra içeri girdiler. Richard onlara içmeleri için limonata getirdi. O sırada Judith yanlarına geldi.

"Balolardan nefret ediyorum.." Emily gülümseyip sordu.

"Neden böyle düşünüyorsun?"

"Bu sıkıcı korse-"

"Bu parti iyice sıkıcı olmaya başladı.." Stephen'in de söylenerek onlara gelmesiyle Mary gülümsedi.

"Lord Ian sana iyice abayı yakmış görünüyor.." Judith'in sesli düşünmesi Stephen'in başka bir soru sormasına sebep oldu.

"Sahi Jordan'ı göreniniz oldu mu?"

"Ben gördüm.." Mary piste bakarak konuşuyordu. "Leydi Cecillia ile dans ediyor.."

"Daha önce de leydi Anna ile dans etmişti.." 

"Bu gün yine çok konuşuyorsun tatlım.." Stephen Judith'e cevap verirken gülümsüyordu.

"Sende çok konuşuyorsun Stephen.." William gelip Judith'in yanında durdu. Gecenin devamı Mary için tam bir işkenceydi. Erken ayrılıp odasına gitti. Kendini uykunun rahatsız kollarına bıraktı.

*******

Uykudan sıçrayarak uyanan Mary, hızla yataktan kalktı. Daha sabah çok erken olduğu için hiç kimse uyanmamıştı. Mary üzerine sabahlığını alıp su içmek için mutfağa yöneldi. Mutfağı bulması biraz zor olmuştu. Uzun uğraşlar sonunda bir bardak su alıp odasına çıkmak için merdivenleri tırmandı. Tam odasına gidecekken bir odanın arkasından ışık geldiğini gördü. Önce önemsemeden gitmeyi düşündü ama sonra merakına yenik düşüp aralık olan kapıdan içeri baktı. Jordan ayakta durmuş camdan dışarı bakıyordu. Sonra arkasını döndü. Mary kapıyı itip içeri girdi. Jordan Mary görünce şaşırdı.

"Daha saat çok erken Mary, bir şey mi oldu?"

"Ben sadece su almaya geldim... Seni rahatsız etmeyeye-"

"Dur gitme..." Jordan uzanıp Mary'i kendisine döndürdü.

"Ne oldu Mary, çok solgun görünüyorsun?"

"Bir kabus gördüm.."

"Anlatmak ister misin?" Mary yutkunup anlatmaya başladı.

"Yatakta uyuyordum, bir el gelip boğazıma yapıştı.. Nefes alamadım, sonra Kilmartin'deydim annem ve babamın mezarının yanındaydım.. Ben-" Mary kendini tutamayıp ağlamaya başladı. 

"Şşt Mary.. Sana kimsenin zara vermesine izin vermem.." Mary başını Jordan'ın boynuna gömüp ağladı. Mary'nin göz yaşları Jordan'ın gömleğinde lekeler bırakıyordu. Jordan eliyle Mary'nin saçlarını okşuyordu. Sonra onu kucağına alıp odasına götürdü. Mary'i yatağına yatırıp üzerine örtü örttü. Mary sakinleşinceye kadar onun yanında uzandı. Sonra ikisi de uyuya kaldılar. 

****

"Lordum kaldırmamı-" Milard'ın içeri girmesiyle Mary ve Jordan uyandı. Jordan üzerlerindeki örtüyü Mary'nin üzerine çekip konuştu.

"Dışarı çık Milard.." Milard bir şey söylemeden denileni yaptı. Mary hızla kalkıp sabahlığını düzeltti.

"Herkes uyanmış mı?"

"Sanırım.."  Jordan Mary'e cevap verirken gülümsüyordu.

"Ne?" Mary Jordan'a bakıp sordu..

"Yok bir şey.."

"Benim gitmem gerek.."

"Bu halde gidemezsin Mary.." Mary Jordan'ın haklı olduğunu biliyordu. Onlar konuşurken birden odanın kapısı açıldı.

"Dük hazretleri hala uyanma-.. Pardon Mary-" Stephen kapıyı açmış konuşuyordu ki Mary'i görünce kapıyı çekip çıktı.

"Ah.. Tanrım!.." Mary dehşet içinde Jordan'a bakıyordu.

"Ben ortalığı kontrol edeyim, sonra odana geçersin.." Mary başıyla onayladı. Jordan kapıyı açıp koridora çıktı sonra tekrar içeri girip cevapladı. "Kimse yok kahvaltıya inmiş olmalılar.." Mary hızla ilerleyip kapıdan çıktı.

"Mary.." Mary arkasını dönüp Jordan'a baktı.

"Evet?"

"Bu gün at yarışları var.."

"Evet biliyorum.."

"Senin katılanı istemiyorum.."

"Yine yenilmekten mi korkuyorsun?" Mary  Jordan'ın arkasından söylediği şeyleri duymadı. Zaten umurunda da değildi. Odasına çıkıp üzerini değiştirdi. Daha sonra yokluğu fark edilmesin diye hemen aşağı indi. Ian onu görünce kalkıp masaya gelene kadar eşlik etti. Masada Ian'ın yanına otururken Emily'nin yüzüne baktı. Genç kadının dudakları bembeyaz olmuştu.

"İyi misin. Emily?"

"Pek sanmıyorum, odama gitsem iyi olacak.."

"Seninle gelmemi ister misin?" O sırada Richard kalkıp karısına eşlik etti.

"Gerek yok Leydim ben hallederim.." Mary başıyla onaylayıp kahvaltısına döndü. O sırada Jordan masaya yeni gelmişti.

"Günaydın Dük hazretleri" Stephen Jordan'ı görür görmez masasından kalkıp Richard'ın yerine oturdu.

"Sana da günaydın Alverstoke.."

"İyi misiniz? Yorgun görünüyorsunuz?"Stephen'in son sözü üzerine Mary'nin çayı boğazına kaçtı ve öksürmeye başladı. Ian dönüp Mary'e baktı.

"İyi misin Mary?"

"İlk adının Leydi olması gerekiyor.." Ian Stephen'in söylediği şey karşısında ona döndü. Stephen omuzlarını silkip devam etti. "Lord Cameron öyle söylemişti" Ian önce Jordan'a sonra Stephen'e baktı ama bir şey söylemedi.

"Bu gün 'Kara Fırtına'yı görebilecek miyiz Lordum?" Charles'in sorusu üzerine Jordan konunun değişmiş olmasına sevindi.

"Evet, bu gün onunla yarışacağım.." Ian Jordan'a dönüp konuştu.

"Rakibiniz olmaktan onur duyarım Lord Cameron.."

"Bende öyle Lord Fournier..." 

"Leydi Mary, bir şey söylemeyecek misiniz?" Mary dişlerini sıkarak cevap verdi.

"Hayır Lord Stephen.." 

"Peki kazanan ne alacak?" 

******

Judith ve Mary bayanların yarışları izleyebilmeleri için yapılan kısımda oturuyorlardı. Judith üzerindeki bordo binici kıyafeti içinde çok hoş görünüyordu. Mary de koyu mor bir binici kıyafeti giymişti. Yanlarından Cecillia'nın seslenmesiyle o tarafa döndüler..

"Bu defa yarışamayacak olmanız çok kötü Leydi Mary.."

"Sorun değil Leydi Cecillia, eminim yarışacak çok fırsatım olur.."

"Leydilerin Lordlarla yarışmasını uygun bulmuyorum.." Bu defa Cecillia'nın yanındaki Anna konuşmuştu. Judith dönerek cevap verdi.

"İkinizin de buna cesareti olmadığı için Mary'i kıskanıyorsunuz.."

"Ah! Ben mi?"

"Bu kadar şaşırmış görünme Cecillia" 

"Daha önce senin de yarıştığını görmedim Judith.."

"Denemek ister misin Anna?" 

"Hanımlar yarışlar başlıyor.." Düşes'in yanlarına gelmesiyle sustular. Amelia gelip Mary'nin yanına oturdu.

"Nasılsın Mary?"

"İyiyim efendim siz?"

"Bende öyle teşekkürler.."

"İlk kim yarışacak?" 

"Lord William ve Lord Stephen.." 

"Ah!. Abimin kazanacağına eminim.." Judith heyecanla piste bakıyordu. Mary'de atlarının üzerinde duran Stephen ve William'a bakıyordu. Birden silahın patlamasıyla yarış başlamış oldu.

********

Continue Reading

You'll Also Like

145K 4.4K 28
Her birinin kaderi bir ipin üzerine yazılıydı. Attıkları her adımda ipin sonuna, ölüme doğru ilerleyen iki insan: Poyraz ve Sahra... Poyraz kirlenm...
Madalyon By Hanife Albayrak

Historical Fiction

163K 8.7K 14
Leydi Sophia Ashford, o zamanın toplumu tarafından kendini beğenmiş, asık suratlı biri olarak nam salmış ve erkekler için ulaşılmaz bir hedef haline...
AŞIK CİNİM By Gece....

Historical Fiction

96.4K 3.7K 37
Nefret ettiği bir insanoğluna aşık olmuş bir cin aşık bir cini olan kız Peki sizce bu aşka ne olacak başlamadan bitecekmi yoksa büyük bir yasak a...
AŞK-I DERUN By 👑

Historical Fiction

7.3K 563 17
Büyük bir sevda ile bir araya gelen iki gönlün büyük imtihanları. Kuruluş Osman karakterlerinden alınmıştır. Algon sevdasını birde kendi hikayelerimi...