15 Bölüm

9.6K 525 25
                                    

Londra son zamanlarda tek bir dedikoduyla çalkalanıyordu. Gazeteler uşaklar o evden bu eve tek bir haberi taşıyordu. Haversham’ın yeni bir Düşes’i olacaktı! Bütün terziler harıl harıl çalışıyorlar, Londra sokakları düğüne hazırlanıyordu. Balolarda herkesin gözleri çifti arıyor, birbirlerine bakışlarına dahi hayran kalıyorlardı. Bir gözleri de düğün için hazırlanan Haversham’daydı. Judith şapkacıda şapkaları denerken sonradan gelen iki leydi başlarıyla selam verip şapkalara bakmaya başladılar. O sırada Leydi Anne dayanamayıp konuştu.

“O renk size çok yakıştı Leydi Judith..” Judith sakince dönerek onlara baktı.. Gülümseyip elindeki şapkayı bıraktı ve açık mavi krem rengi kurdeleli olanı eline aldı.. Bu kez Leydi Eva sabırsızca söylendi.

“Düğün patasını ve baloyu çok merak ediyorum doğrusu..”  Anne hemen arkasından ekledi.

“Ve Leydi Mary’nin gelinl-”

“Majestelerine alışsanız iyi olur..” Üç genç bayan arkasından gelen sese döndü.. Stephen her zaman ki yakışıklılığıyla onlara bakıyordu. Bir an Judith’i görünce yüzündeki sırıtışı yayıldı. “Sizde benimle aynı düşüncede misiniz Leydim?”

“Korkutucu ama evet..” Judith tekrar dönüp mor renkli şapkayı aldı.. O sırada Anne Stephen’e doğru atıldı.

“Sizin Dük’ün sağdıcı olduğunuzu duyduk Lordum..” Stephen sakince cevapladı.

“Henüz teklifi kabul etmedim..” Judith şaşkınca dönerek yanıtladı..

“Neden?”

“Bilemiyorum yüzümün eskimesinden korkuyorum.. Yine de arkadaşım olduğu için fedakarlık yapacağım sanırım..” Judith hiç beklemeden cevap verdi.

“William’ı unutuyorsunuz Lordum..”

“Kesinlikle hayır! Sadece Leydilerin ikimizi birden görünce bayılmasından korkuyorum o kadar..”

“Ah! Çok düşüncelisiniz Lord Stephen..” Eva hayranlıkla cevap verirken yelpazesinin rüzgarı Judith’in saçlarını uçuşturdu. Stephen Judith’e bakarken bir an bu görüntüyle nefesinin kesildiğini hissetti. Fakat Judith’in cevabıyla kendine geldi.

“Bu söylediklerinizi Lord Jordan’a ilettiniz mi?” 

“Hayır.. Daha çok gönüllü olmaya çalıştım diyelim… İşiniz bittiyse size eşlik etmek isterim..”

“Daha karar vermedim Lordum, ben daha sonra yetişirim..” Judith önüne dönüp şapkalara bakmaya devam etti.

“Mavi olanı al..”  Stephen kollarını kavuşturup kapıya yaslandı. Judith ona aldırmayıp mor olanı şapkacıya uzattı.. Şapkacı gülümseyerek cevap verdi.

“Mükemmel bir seçim Leydim..”

“Yalancı..” Stephen’in cevabı üzerine şapkacı ağzı açık ona bakakaldı. Stephen Judith’in yanına gelip mavi şapkayı adama uzattı. “Bu renk yüzünü soluk gösteriyor, mavi gözlerini ortaya çıkarır… Bunu alıyoruz. Hesabıma yazın.” Judith’in elini koluna sıkıştırıp kapıya yöneldi. Judith şaşkınlık içerisinde izlerken kendine gelip kolunu Stephen’den çekti.

“Napıyorsun Stephen?”

“Ateşle oynuyorum diyelim..”

*****

Mary hızla at sürerken hemen yanındaki atlının kendisini hızla geçişini izledi. O da hızlanıp yetişmeye çalıştı fakat birden başına giren sancıyla yavaşladı. Gözlerini kapatıp geçmesini bekledi. 

Sensiz Asla (Tamamlandı) Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon