21. Bölüm Final

10.6K 546 130
                                    

"Siz soylular bunu yapmaya hakkınız yok! Kral-"Stephen cebindeki cep saatini adama fırlattı..

"Bunu Elyssa'nın evinin önünde düşürmüşsün.. İç yüzünde adının baş harfleri yazıyor.."

"Bunun oraya nasıl gittiğini bilmiyorum! Birileri bana oyun oynuyor!" William hızlı bir şekilde adamın yakasından tutup arkasındaki çalılığa yasladı. Konuştuğunda nefesi adamın kesik nefesleri arasında kayboluyordu.

"Ne olduğunu anlatmak için bir dakikan var, aksi halde yaşamak için de çok vaktin olmayacak.." Stephen adamın saatini manidar bir şekilde açıp konuştu..

"Son otuz saniye Durmond.. Seni orada melekler karşılamayacak.."

"T-Tamam.." William adamın sözlerinden etkilenmişe benzemiyordu.. Ellerini gevşetmeden sormaya devam etti.

"O saat sana mı ait?"

"E-Evet.."

"Elyssa'yı ziyaret ediyor musun?" Adam zorlukla yutkunup gözlerini kapattı. William adamı sarsıp bağırdı.

"Cevap ver!"

"E- Ev- Vet!"

"Elyssa ile yattın mı?"

"Bak ziyaret ediyorum ama-.. Yemin eder-"

"Senin yemininle ilgilenmiyorum Durmond.." Stephen'in arkadan sözünü kesmesiyle genç adam daha da korkmaya başladı. Stephen aldırmadan devam etti. "Bir Dük'ü kandırırsan ne olur biliyor musun Durmond?"

"Bakın ben gerçekten-" William adamın suratına bir yumruk daha inirdi. Adamın bedeni bir saman çuvalını andırırcasına yere yığılırken Stephen sadece kaşlarını kaldırdı. Daha sonra William'a dönüp sordu.

"Jordan'a gidiyoruz değil mi?" William başını olumlu anlamda salladı daha sonra Stephen'e dönüp ekledi. "Judith ve seninle sonra ilgileneceğim"

"Elbette William.." Stephen adamın ayaklarından tutup sürüklerken sırıtıyordu...

********

Mary Havesham'ın uçsuz bucaksız yeşilliklerine bakarken istemsizce karnını okşadı. Ebe muayene ettikten sonra morali biraz olsun düzelmişti. İkiz bebekler... Bunu beklemiyordu. Fakat Jordan'dan hala haber alamıyor oluşu onu üzüyor hatta endişelendiriyordu. Biraz düşündükten sonra Jordan'a bir mektup yazmaya karar verdi. Jordan'a hala kırgındı ama çocukları hakkında bilgi sahibi olmaya hakkı vardı. Mary masanın başına geçip beyaz bir kağıt aldı. Mürekkep kağıtta iz bırakırken Mary artık nasıl hitap etmesi gerektiğini biliyordu...

Majesteleri...

Sizden uzun süredir haber alamadığım için mektup yazmak istedim. Sağlığınız yerindedir umarım. Hamileliğim konusunda sizinle konuşmam gereken önemli bir mesele var. Kısa zaman da görüşmek üzere..

                                                                                                              Mary

Mary yazdığı mektubu Martha'ya verip bahçeye çıktı. Jordan ona kızmış olmalıydı. Düşünceler zihninde aniden belirirken Mary birden hiç olmadığı kadar sinirli hissetti kendini. Haversham'a geldiğinden beri üzgündü. Jordan'ın yaptığı hatayı sindiremiyordu. Oysa onun çoktan gelip onu ziyaret etmesini bekliyordu. Ya da en azından bir not. Belki de metresiyle diye düşündü.. Yüzünde ki ıslaklığın sebebinin öfkeden mi yoksa üzüntüden mi olduğunu fark etmese de Jordan'a bunun hesabını soracaktı. Hormonları onu yeterince dengesiz hale getirmişti. Bahçede ilerlemeye başladı. İstemsizce ayakları onu seraya getirmişti. Mary Londra'dan geldiğinden beri en çok serada zaman geçiriyordu. Toprağa dokunmak iyi geliyordu. Seraya bir düzine değişik çiçek ekmişti. Haversham'ın neredeyse tüm bahçesi çiçeklerle dolmuştu. En çok da kapının girişinden başlayan duvarın üzerinde beyaz kamelyalarla doldurulan yol adeta cennete açılan bir yol gibiydi. Mary eline bir kürek alıp toprağı havalandırmaya başladı. Bir yandan kürekle oyalanırken bir yandan da Jordan'ın şuan ne yapıyor olduğunu düşünüyordu.

Sensiz Asla (Tamamlandı) Where stories live. Discover now