Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)

By Deein_Deniz

9.1M 457K 214K

Bu bir Asker kurgusudur. Wattpad hali ve Kitap hali yayında. Bildiğiniz bütün asker hikayelerini unutun bu hi... More

Bölüm 1 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 2 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 3 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 4 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 5 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 6 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 7 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 8 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 9 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 10 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 11/ 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 12 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 13 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 14 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 15 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 16 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 17 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 18 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 19 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 20 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 21/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 22/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 23/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 24/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 25/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 26/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 27/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 28/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 29/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 30/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 31/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 32/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 33/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 34/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 35/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 36/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 37/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 38/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 39/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 40/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 41/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 42/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 43/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 44 /👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 1
Bölüm 46/ 👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 2
Bölüm 47/ 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 48/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 49/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 50/ Sezon Finali👨‍✈️👩‍💼
Dağ Başında Aşk 2/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 2/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 3/👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 3
2. Sezon Bölüm 4/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 5/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 6/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 7/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 8/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 9/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 10/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 11/👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 4
2. Sezon Bölüm 12/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 13/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 14/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezom Bölüm 15/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 16/👨‍✈️👩‍💼
Wattpad Finali
Görsel Bölüm 5
17 Ocak Sürpriz!
KİTAP HALİ/ 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25/1. kitap finali
2. Kitap/1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21/2. Kitap Finali

Bölüm 45/ 👨‍✈️👩‍💼

127K 6.8K 3.8K
By Deein_Deniz


Emre'den

Kolları ile sıkıca sarılırken ona sarılmamak için zor tuttum kendimi. Aklımı başımdan alan varlığı ile bedenimi kitledim. Şimdi değildi, gözlerimde ki özlemi silip bakışlarımı donuklaştırdım.

Kolları ona sarılmadığımı fark edince geriye doğru düştü. Bir adım geri çekilmesem ona sımsıkı sarılır ve bırakmazdım. Gözlerime baktığında bir damla yaş sözüldü gözlerinden. O an nefret ettim kendimden ama buna bir son vermem gerekiyordu artık.

"Neden?" diye sorduğunda aklındaki bütün karmaşayı görebiliyordum.

"Öğrenemeyeceğimi mi sandın?" dediğim de bakışları öyle bir hâl aldı ki gördüm orada yatan pişmanlığı ve acıyı. Benden saklıyordu artık emin olmuştum.

"Emre ben" dedi ve sustu.

"Şimdi söyle Gamze neden?" dedim kollarından tutarken. Gözlerime bile bakamıyordu. Daha çok gözyaşı akmaya başladığında kendimi berbat hissettim.

"Emre kendine gel yoksa ben getiririm" dedi Semih sert bir şekilde.

Karşımda duran gözleri buğulu aşık olduğum kadına baktım. Kırılmıştı bunu görmemek için kör olmak gerekirdi. Beni kırdığı yerden kırmıştım onu. Ama bunu yapmam gerekiyordu derin bir nefes alıp Semihe döndüm.

"Sen karışma! Bu bizim aramızda" dedim susması için sert bir şekilde. Gamze ile aramıza kimsenin girmesine izin vermezdim.

"Saçmalıyorsun, bu kız senin için ne kadar uğraştı haberin var mı? Sırf sen oradan kurtul diye Gediz ile görüştü!" dediğinde gerilen sinirlerim ile Semihin üstüne yürüdüm.

"Var! Haberim var! Benim yanımda çağırdılar adını. Gamze dediler senin sevdiğin kız, aşık olduğun kız o piçi çağırıyor dediler. Peki senin bunun benim için ne demek olduğundan haberin var mı?" dedim sinirle. Koluma dokunan elle yan tarafıma döndüğüm de Gamze'nin bana bakan gözleri ile karşılaştım.

"Yapma" dedi yumruklarını sıkarken, gözleri dolmuştu yine ama o kendinden başka herkesi düşünüyordu.

"Sen Gamzeli bugün beni hayalkırıklığına uğrattın. İlk bana gelmeliydin, ilk beni görmeliydin. Benim, en çok benim ihtiyacım vardı sana. Şimdi benden sakladığın diğer mevzuya gelelim" dedim kolundan tutup benimle birlikte gelmesini sağlayarak.

Elim boşluğa düşerken, kolumdan tutan elle arkamı döndüğüm anda Semih'in sert yumruğunu hissettim. İki adım geriye doğru gidip durdum. Semih bana öfkeli gözlerle bakarken Gamze elini ağzına kapatmıştı, çığlığını bastırmak ister gibi.

"Bir daha bu kıza böyle davran kardeş falan dinlemem seni yalvarana kadar yumruklarım. Anladım kırgındın öfkeliydin ama bu kız senden farksız mıydı? Sakın Emre!" dedi parmağını bana doğru sallayıp tehdit ederek.

"Sence ben onun saçının teline zarar verir miyim? Aşığım ulan ben o kadına! Gamze gidiyoruz" dedim elimi ona uzatarak.

Gamzeli yine beni şaşırtmadı bana yaklaşıp elimi tuttu. Dudağımdan akan kanın tadını hissediyordum. Gözleri Semihi bulurken sesi titresede konuştu.

"Semih sen git ben Emre'yle gideceğim" dedi.

"Tamam" dedi Semih başıyla onaylayıp.

Gamze ile birlikte Adliyeden çıkıp caddeye doğru ilerledim. Arabam Askeriye de kalmıştı hastaneye Ceyda'nın arabasıyla geldiğimiz için. Çenem sızlarken, kolumla dudağındaki kanı sildim.

Hayvan gibi vuruyordu, adamın lakabı boşuna Hulk değildi!

Adliyenin önünden bir taksi çağırdım. Gamze ile birlikte gelen taksiye bindik. İkimiz de sessizdik ama bu fırtınadan önceki sessizlik gibiydi. Lojmana girdiğimiz de cüzdanımı çıkarttım ücreti ödedim.

Askeri kamufulaj vardı halen üstümde. Silahımı ve eşyalarımı çıkışta geri almıştım Adlieyeden. Evin kapısını anahtarla açıp içeri girdim ve ilerledim. Arkamdan gelen Gamzenin kapıyı kapattığını duydum. Ona doğru döndüğüm de kapıya yaslanmış bana bakıyordu.

"Gel" dedim oturma grubunu işaret ederek. Yavaş adımlarla geçip oturunca bende karşısına oturdum. Kamufulajın üstünü çıkartıp koltuğa attım.

"Emre ben gelmek istedim ama izin vermediler. Semih ve avukatın girdiği için yanına beni almadılar" dedi gözlerini benden kaçırarak.

"Ne karşılığında çıkarttın beni oradan?" dediğimde bakışları beni buldu. Şaşkınca ağzını açtı ama konuşmadı.

"Ne karşılığında o piç geri çekti şikayetini?" dedim bu sefer daha yüksek sesle.

Biliyordum benden gizlediği bir şey olduğuna emindim. Öyle bir şeydi ki Gamzenin bütün çabası bunu öğrenmemem üzerineydi. Öyle bir şeydi ki Gediz'i tehdit edip, her şeyi yaptıracak kadar büyüktü. Gamzeye baktım bir kez daha bu sefer dönüşü yoktu.

"Ben sana yalan söylemedim" dedi ona inanmamı isteyerek.

"Ama sakladın" dedim doğruluğunu kanıtlar gibi başını salladı.

"Ne sakladın benden Gamze?" dedim içimdeki yangını ona yansıtmayarak. O halimi bir tek düşmanlarım görürdü ölü olan düşmanlarım.

"Gediz ile son kez konuşmak istediğim gün onu sevmediğimi söyleyecektim. Buluşmaya gittim ama Gediz normal değildi. Çıldırmış gibiydi bunu kabullenemedi" dedi sesi titreyerek.

Yumruklarımı o kadar çok sıkıyordum ki atan damarımı bile hissediyordum. Gözleri sanki karanlık bir sokağa uğramış gibiydi. Benim güçlü Gamzelim gitmiş yerine direnen ve acı çeken bir kadın vardı şimdi yerinde.

"Ne oldu sonra?" dedim dudaklarımı birbirine bastırıp zorla konuşarak.

"Arabayı ıssız bir yere sürdü. Sadece konuşmak istediğini söyledi ama ben geri dönmek isteyince tehdit etti, bırakmadı. Bir kulübeye götürdü beni yıkık, dökük, harabe" dedi derin bir nefes alıp.

Halen gözünden bir damla yaş akmamıştı. Benim bir adım geri çekilmeme gözyaşı akıtan kadın, bunları hatırlarken bile tek damla akıtmamıştı. Çok güçlüydü, her şeyin üstesinden gelecek kadar çok.

"Bana dokunmaya çalıştığında yanımda biber gazı vardı onu kullandım ve kaçtım. Arabasını alıp onu orada bıraktım. Bana dokunmak istedi ama dokunamadı" dedi ellerini yüzüne bastırıp, saçlarının arasından geçirerek.

"Sende onu bunu açığa çıkartmakla tehdit ettin" dedim sakince.

"Eğer senden şikayetçi olursa bende ondan şikayetçi olacaktım. İlkinde geri adım attı ama ikincisinde her şeyi göze almıştı. Vazgeçmeyecekti bende ona Mert'i, oğlunu götürdüm ve her şeyi anlattım. Vazgeçmezsen beni değil Mert'i kaybedersin, hiç tanımadığın oğlunu kaybedersin dedim. Seni bana Mert karşılığında verdi" dedi Gamze.

"Evine git dinlen" dedim Gamzeye bakarak.

Bir anda dönüp bana baktı, ciddi olup olmadığımı anlamak ister gibi. Bakışları beni bulunca yüzümü incelediğini biliyordum. Oturduğu yerden kalktığında gideceğini sandım bir an ama banyoya ilerledi. Geldiğinde elinde ilk yardım malzemeleri vardı. Yanıma oturup pamuğa, tentürdiyot döktü.

"Özür dilerim" dedi.

Pamuğu yavaşça önce kaşıma sonrada dudağımın kenarına hafifçe bastırıp temizledi. Gözlerimi bir an olsun yüzünden ayırmadım. Gözlerimin içine bakamıyordu, elleri titriyordu.

"Evine git Gamze. Seni üzmek istemiyorum" dedim elini tutup.

"Peki, gidiyorum" dedi sesi titresede kendini tutarak.

Bunları başından beri benden sakladığı için kızgındım. Bilseydim Gediz'e onu hiçbir şekilde yaklaştırmazdım. Bu kadar ileri gidip onun karşısına çıkmasına asla izin vermezdim. Gamze ayağa kalkıp son kez bana baktı ve kapıya doğru gitti.

Kapının kapanma sesini duyunca ayağa kalkıp hızla üst kata çıktım. Üstümü değiştirip, tabancamı belime takıp aşağı indim. Anahtarımı, cüzdanını montumun cebine koyup evden çıktım. Arabam Askeriyede olduğu için lojmanın çıkışına gidip taksi çağırdım.

Taksi gelince direkt Askeriyeye geçtim. Bizimkilerin yanına gidecektim önce gerisi kolaydı.

İki Saat Önce Adliye

"Anlamıyorum sonuna kadar şikayetçi olacağız diye direnirken birden şikayetlerini geri çektiler. Bu çok tuhaf" dedi Mine düşünceli bir şekilde.

"Sonuç önemli bence Emre çıkacak" dedi Semih. Sanki konunun kapanmasını istiyor gibiydi.

"Tabiki Emre'nin çıkacak olması harika ama altından başka bir şey çıkacak olması beni endişelendiren şey. Sen ne diyorsun bu konuda Emre?" dediğin de Savcının odasındaydık. Çıkış işlemlerim için Savcı dosyamı bitiriyordu yan odada.

"Gamze çıkardı beni buradan. Sen nasıl olduğunu biliyor gibisin Semih" dedim bakışlarım ona dönerken.

"Kendisiyle konuşursun düzgünce o da sana açıklamasını yapar" dedi Semih bir şey söylemeyeceğini belirterek.

"Gediz ile Gamze  daha önceden tanışıyor mu?" diye bir soru yöneltti Mine.

"Evet eskiden Gediz, Gamze'ye ilgi duyuyormuş ama hiç karşılık alamamış" dedim, neden sorduğunu merak ederek.

"Gamze'nin elinde Gediz'i bitirecek bir şey olabilir. Gediz de ona boyun eğiyordur. Düşünsene senin hapiste kalman için bütün şartlar var eğer Gamzeye ilgi duyuyorsa sizi ayırabilir ama Gamze onunla konuşunca hemen ikna olup geri çekiliyor" dedi Mine elindeki kalemi oynatarak. Avukat gibi düşünüyordu ve söyledikleri benimde dikkatimden kaçmamıştı.

"Bence bu işe dahil olmayın Mine Hanım bu onların özel hayatı. Dava bittiğine göre gerisini kendi içlerinde hallederler" dedi Semih kesin bir tonda.

"Tabi ki" dedi Mine gülümseyip.

"Gamze geliyor mu?" dedim Semih'e dönüp.

"Aradım birazdan burada olur" dedi Semih.

"Tamam sen çık kapıda seni görsün. Endişe etmesin birde bu yüzden" dedim Semih'e. Mine ile konuşmam gerekiyordu.

"Kapının önündeyim" dedi Semih çıkarken. Mine'ye karşı nedense soğuk ve önyargılıydı. Gamzeyi benimsedikleri için Mine onlara yabancı geliyordu.

"Ne yapmamı öneriyorsun Avukat Hanım?" dedim tek kaşımı kaldırıp.

"Ona her şeyi bildiğini söyle ve biraz uzak dur. Sana her şeyi anlatacaktır. Seni seviyor ama bir şeyden korkuyor. Bunun Gediz olmadığı açık onu tehdit edecek kadar zeki bir kız. Bence o seni kaybetmekten korkuyor Emre bu yüzden saklıyor" dedi Mine tespitini yaparak.

Kapı açılınca içeri elindeki dosya ile Savcı girdi. Mine ile Savcı konuştuktan sonra evrakları imzaladım ve ifademi şikayetimi geri çektiğim yönünde imzaladım.

Şu An

Kapıdan içeri girdiğim de bütün bakışlar bana döndü. Bizimkiler oturmuş çay içiyorlardı. Semih bugün izinli olduğu için aralarındaki tek sivildi.

"Geçmiş olsun" dedi Sercan yanındaki sandalyeyi çekçek. Çektiği sandelyeye oturdum.

"Sağol Sercan. Ne konuşuyordunuz hepiniz sustunuz birden?" dedim sırayla hepsine bakarak.

"Gediz'in bir çocuğu varmış. Sen biliyor muydun?" dedi Ercan bana dönüp.

"Gamze söyledi bana onada Ceyda söylemiş. Gediz'in kardeşi ile arkadaşlar biliyorsunuz" dedim. Ağzıma adını almak bile iğrenç hissettiriyordu şerefsizin.

"Emre biz bir şey daha duyduk. Gamze ile Gediz-" dediğinde hızla sözünü kestim Uğurun.

"Bir daha Gamzenin adını o adamla aynı cümle içinde geçirme Uğur" dedim sinirle gözlerine bakarken.

"Tamam Kurt sakin" dedi Semih ortamı yumuşatarak.

"Gediz'in tamamen tarih olmasının zamanı çoktan geldi. O it yaptıklarının bedelini çok ağır ödeyecek. Yardımınıza ihtiyacım var" dedim hepsine tek tek bakarak.

"Ben varım o it çok fazla oldu zaten" dedi Semih beni yanılmayarak.

"Benda varum" dedi Dursun.

Daha sonrasında herkes onayladı ve yanımda olduklarını belirtti.

"Planın nedir Kurt? Sen plansız iş yapmazsın" diyen Ercan ile gülümsedim.

Gamze'den

Eve gelir gelmez ilk önce üstümdeki kıyafetlerden kurtuldum ve duşa girdim. Üstümden büyük bir yük kalkmıştı ama halen endişeliydim.

Emre sonunda her şeyi öğrenmişti.

Duştan çıkıp odama geçtim ve üstümü giyip, saçlarımı taradım. Bana git demişti ama onunda düşünmeye ihtiyacı vardı. Kızmıyordum ona çünkü haklıydı. Emre de benden önemli bir konuda bir şey saklasa bende kırılırdım. Sorun şuydu ki Emre beklediğim tepkiyi vermemişti, oldukça sakindi. Bu da büyük bir olayın geleceğinin habercisiydi sanki.

Daha fazla odada kalamayınca aşağıya indim. Abim bugün de izinli olduğu için Seda ile internetten bebek eşyalarına bakıyorlardı. Doğuma az bir zaman kalmıştı.

"Gamze gel bak bu çok güzel" dedi abim laptopu bana çevirerek.

"Evet çok tatlı" dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak.

"Daha iyi misin?" dedi Seda bana bakıp. Cidden soruyor muydu birde?

"İyiyim" dedim ona bakmadan. Koltuğa oturup, geriye yaslandım.

"Valizin hazır mı Seda?" dediğinde abim bir an şaşırdım.

"Ne valizi abi?" dedim anlamadığım için olayı.

"Sedanın babası geliyor yarın. Seda'nın doğumu Ankarada yapmasına karar verdik. Bende doğuma bir hafta kala izin alıp gideceğim. Böylelikle de Seda'nın canı gece vakti bir şey isterse ona yardım edecek bir sürü kişi var" dedi abim Seda'ya dönerek.

Sedayı ilk kez bu kadar mahcup görüyordum. Abimin söylediklerine itiraz etmezken ben şaşkınlıkla ona baktım.

"Abi son ayına girdi tehlikeli değil mi yolculuk?" diye sordum bebek için endişe ederek, yoksa Seda umrumda bile değildi.

"Doktor araba yolculuğunda sorun olmayacağını söyledi hem doğuma daha beş hafta var. Seda'nın fikriydi üstelik" dedi abim omzunu silkip.

"Evet burada yeterince sana yük oldum Gamze. En son ki olay için özür dilerim senden. Ben bu kadar kötü bir şey olacağını tahmin edemedim. Hormanlarım ele geçirdi beni, kriz gibi bir şeydi" dedi yüzüme bakmadan parmaklarıyla oynayarak.

"Abi birisi Sedayı klonladı ve karşımda duran kişi klonu değil mi? Ya da Seda'nın kayıp ikiz kardeşini buldunuz. Söyleyin uzaylıları nereye sakladınız?" dedim dehşet içinde.

"Gamze hiç güleceğim yoktu" dedi abim kahkaha atarken.

Sedaya baktığım da kollarını kavuşturmuş gözünün altından bana bakıyordu. Tabiki gitmek istemesinin tek nedeni abimi yumuşatmaktı. Böylece olaylar unutulacak ve Seda kendini aklayacaktı.

"Ben buradayım o zaman?" dedim abime sorar bir şekilde tek kaşımı kaldırıp.

"Haşim Albay derslere devam etmeni istiyor. Hem zaten bende tekim burada abi-kardeş beraber vakit geçiririz" dedi abim kalmamı isteyerek.

"Tabiki abi kalırım" dedim keyifle. Seda olmadan üstelik Emreden uzakta kalmadan burada kalmak mı? Daha ne isteyebilirim ki?

Emre aklıma düştüğünde gözlerim boşluğa daldı. Ne olursa olsun aramız düzelecekti. Buna inanmak bana güç veriyordu. Şu an neredeydi ne yapıyordu deli gibi merak etsemde o beni arıyana kadar ya da benimle konuşmak istediğini belli edene kadar sessiz kalacaktım. Kalbim onun için atıyordu ve Kurt'u deli gibi merak ediyordum.

"Çay demleyim ben" dedim yerimden kalkarak. Birazda oyalanmak istiyordum, kafamı dağıtmak için yoksa bu düşünceler ile Emre'nin kapısına dayanmam an meselesiydi.

"Çok iyi olur" dedi abim onaylayarak.

"Gamze mısır da patlatsana" dedi Seda gözüme bakıp.

Normalde zıkkım ye derdim ama dua etsin yeğenime hamileydi. Başımı sallayıp mutfağa geçtim. Çay suyu koyup mısırı patlattım. Çayı demleyince altını kısıp, mısır kasesini alıp içeri geçtim geri.

"Çay demini almadı daha alınca getiririm" dedim mısır kasesini ortaya bırakarak. Zil çalınca abime baktım.

"Biri mi gelecekti?" dedim.

"Sen dur ben açarım" dedi abim. Bende koltuğa geçip oturdum. Birkaç dakika sonra abimin sesi geldi.

"Emre gelmiş" dedi içeriye girdiklerinde.

Gözlerim Emre'yi bulduğunda soğuk bakmıyordu artık bana sabahki gibi. Ama aşkla da değildi bakışları kendini tutuyor gibiydi.

"Hoş geldin Emre" dedi Seda oturduğu yerden. Ben halen olayı anlamaya çalışıyordum.

"Hoş buldum yenge" dedi Emre başını sallayıp ve bana doğru ilerlemeye başladı.

"Ne yapıyorsun?" dedim sessiz bir şekilde. Yan tarafımdaki boş yere oturdu ve benden yana bakmadı bile.

"Gamze öğrencin gelmiş bir hoş geldin bile demedin" dedi Seda bana sırıtarak.

"Hoş geldin Emre" dedim zoraki bir şekilde. Sadece başını salladı cevap bile vermedi.

"Hayırdır Emre bir şey mi oldu? Sen habersiz gelmezdin" dedi abim Seda'nın yanına karşımıza oturunca.

"Abi seninle konuşmam gereken daha doğrusu konuşmamız gereken bir konu var" dedi ilk defa benden yana bakarak.

Şu an ağzım açık Emre ye bakıyordum resmen. Bu adam ne yapıyordu?

"Tabi söyleyin. Bir şey mi oldu?" dedi abim ciddi bir şekilde, kaşlarını çatmış.

"Ben Gamzeyi seviyorum abi" dediğinde Emre bir an kalbim durdu.

Seda bile ağzına götürdüğü mısırı düşürmüştü. Abim ise bir an dondu kaldı. Yavaşça Emre ye döndüğüm de ellerini birleştirmiş öne doğru eğilmiş dizlerine koymuştu. Oldukça ciddi duruyordu.

Ben yanlış duymadım değil mi? Az önce Kurt abime bunu söyledi?

"Ne diyorsun Emre sen?" dedi abim, doğru duyduğundan emin olmak ister gibi. Ben bile inanamıyordum zaten.

"Abi ben Gamze'yi seviyorum. Aşık oldum kardeşine. Senden gizlemek saklamak bana yakışmazdı. Geldim kapına söylüyorum" dedi Emre kendinden emin bir şekilde dik durarak.

"Peki sen Gamze?" dedi abim bakışlar bana döndü.

"Seviyorum abi bende" dedim artık Allah ne verdiyse. Bundan sonra tufan kopsa bende yaprak kımıldamazdı.

"Ne zamandır sürüyor bu aranızdaki?" dedi abim sorguya başlayarak.

"Gamze Ankaraya gitmeden bir gün önce hislerimi açtım ona. Siz gidince konuşamadık ben Ankaraya gelince de Gamze ile konuştuk. Duygularımızın karşılıklı olduğunu anladım. Seninle konuşmak istiyorduk ama bir yandan da Seda yengenin ve bebeğin durumundan dolayı beklemeye karar verdik. Şimdi de buradayım abi" dedi Emre tane tane her şeyi anlatarak.

"Seni severim Emre bilirsin ama son yaptıkların ve karıştığın kavgaları onaylamıyorum" dedi abim Emre'ye bakarak.

"Bunu sana Gamze anlatacak abi. Şimdi her şeyi sana açıklayacak burada" dedi ve bana döndü sonrada sessiz bir şekilde ekledi.

"Bu da senin cezan"

Abimin bakışları tekrar beni bulurken yutkundum. Yapma bunu bana Kurt! Bakışlarımı öne eğdim. Artık her şeyi ortaya dökmenin zamanı gelmişti demek. Öyle olsun günah benden gitti. Emre'ye baktığımda başıyla beni onayladı. 'Anlatta kurtul' der gibi bakıyordu.

"Abi Seda'yı içeri gönderir misin? Onun yanında anlatmak istemiyorum" dedim. Filmin en heyecanlı yeri gelmiş gibi can kulağıyla bizi dinleyen Sedaya baktım. Oldukça bozulmuştu ama bunu anlatmak istesem bile bu kızın yanında imkansızdı. Yarın ana haber bültenleri beni konuşurdu.

"Seda içeri git" dedi abim.

"Ama Cahit bende aileden değil miyim?" dedi Seda inat ederek.

"Seda sana içeri git dedim" abimin sert ses tonuyla Seda bana öfkeyle bakıp yatak odasına ilerledi. Kapıyı kapatınca abime döndüm.

"Abi yemin et bana. Bu konuyu bir defa burada anlatacağım ve sen bir şey yapmayacaksın. Önce doğacak çocuğunu düşüneceksin. Kimse bilmeyecek abi yemin et" dedim gözlerine bakarak.

"Gamze ne oluyor burada? Ne demek bu?" dedi abim ilk defa sesi titreyerek.

"Abi yemin et yoksa beni kesseler tek kelime etmem" dedim inatla.

"Peki sen söyle diyene kadar kimseye demeyeceğime, bir şey yapmayacağıma yemin ederim" dedi abim sonunda.

"Ceyda sana dün Gediz ile daha önceden tanıdığımızı söylemişti. Doğru olan kısım Ceyda ile üniversite okurken tanıştım Gedizle. Devamı ise yalan sonra Gediz bana kafayı taktı. Seviyorum dedi ama hastalıklı bir şeydi onunki. Başta fark etmedim bu kadar kötü olduğunu sadece konuşmaya çalışıyordu. Ben onu reddedince-" dedim daha fazla dayanamayıp sustum.

"Ne yaptı?!" diye bağırdı. Abimin yumruğunu orta sehpaya geçirmesiyle mısır kasesi düşüp paramparça oldu.

"Tecavüz etmeye kalkmış abi" dedi Emre burnundan soluyarak. Sesi o kadar sertti ki kurşun gibiydi, öldürürdü.

"Ben şimdi o Gedizin gelmesini geçmişini sikmez miyim? Öldü artık o öldü!" deyip kapıya doğru hışımla gitmesiyle ayağa kalkıp abime doğru koştum.

"Abi yemin ettin yapma! Senin çocuğun olacak onu düşün" dedim kolundan tutarak.

"Nasıl saklarsın bunu?" dedi abim öfkeyle.

"Korktum abi bir şey yaparsın diye korktum. Bana dokunamadı yemin ederim kendimi korudum. 4 yıl geçti üstünden, bırakmıştı peşimi" dedim sesim titrerken. Elim ayağım buz gibiydi abimin koluma yapışmıştım.

"Gamze yukarı odana git benim Cahit abiyle konuşacaklarım var" dedi Emre yanımıza gelerek elimi abimin kolundan çekti. Bakışlarım Emre'yi bulurken anlamasını istedim.

"Olmaz abim gidecek bırakmam onu" dedim başımı iki yana sallayarak.

"Bana güven" dedi elimi bırakarak. Ona güvenmek istedim ama iki adamın düşüncesi de belliydi.

"Daha ne var konuşulacak?" dede abim dişlerinin arasından.

"Hadi gel abi" dedi Emre abimi tutup kapıya ilerlerken.

"Söz verdiniz bana yemin ettiniz" dedim arkalarından.

Emre bana son kez baktı ve kapıyı arkasından kapattı.

Olduğum yerde öylece kaldım. Abim ve Emre gitmişti. Artık her şey ortadaydı. Başıma ağrılar girerken, masanın üstünde duran telefonu elime aldım. Hızla Semihi aradım ve açmasını bekledim. Telefon uzun çalışın ardından kapanacakken açıldı.

"Semih, Emre ve abim gittiler, kötü bir şey olacak. Neredeler biliyor musun?" diye sordum aceleyle.

"Telefonu kapat ve kimseyi arama" diyen Emre'nin sesiyle kalbim sıkıştı. En azından Semihin yanındaydı bunu biliyordum.

"Emre lütfen-" dediğim anda telefon yüzüme kapandı.

Kapı çalınca hızla kapıya doğru koştum bekletmeden açtım. Karşımda Cemre'yi görünce şaşırdım. Cemre, abimin komutasındaki Çavuş olan Cem'in eşiydi. Yılbaşı organizasyonundan sonra bir daha konuşamamıştık.

"İyi akşamlar Gamze nasılsın?" dedi tebessüm ederek.

"İyiyim Cemre sen nasılsın?" dedim kapıyı açıp geçmesi için.

"Bende iyiyim, hamileyim size pasta getirdim kutlamak için. Seda yok mu?" dedi içeri geçen Cemre gülümseyerek.

"Tebrik ederim. Burada uzanıyordu bekle sesleniyorum" dedim odasına doğru giderek.

"Yenge, Cemre geldi" dedim kapıdan.

"Geliyorum" dedi Seda içeriden.

"Gamze telefonun çalıyor" diye seslenen Cemre ile hızla telefonumu alıp açtım.

"Alo" dedim kim olduğuna bile bakmadan.

"Abinle konuştu demek Emre" diyen Gediz'in sesiyle duraksadım.

"Bu seni ilgilendirmez, kapatıyorum bir daha arama beni" dedim sinirle. Gediz beni aradığına göre onun yanına gitmemişlerdi.

"Evinizin önündeyim" demesiyle olduğum yerde kaldım.

"Abim burada Emre ile seni öldürürler" dedim bir yandan sessiz konuşup, bir yandan da mutfağa ilerledim. Işık kapalı olduğu için perdeyi aralayıp, pencereden baktım.

Kahretsin, kapının önündeydi.

"Evde olmadıklarını biliyorum Gamze. Şimdi ben mi geleyim içeriye hamile yengene ve arkadaşına durumu anlatırsın yoksa sen mi gelirsin benim yanıma. Bu arada silahım olduğunu söylememe gerek var mı?" dediğin de gözlerimi kapattım.

Bu bir tuzaktı! Eğer dışarı çıkarsam, Gediz silah zoruyla beni götürecekti. Eğer çıkmasam Seda ve Cemre hamileydi korkunca bebeğe bir şey olabilirdi.

"Ben geliyorum ama beş dakika ver bana, şüphelenmemeleri için onları ikna etmem gerek" dedim nefesimi vererek.

"Akıllı kız seni. Sakın bir hata yapma abingil şu anda sana yetişemez ve en ufak hatanda eve girerim" dedi eğlenen bir şekilde.

"Tamam" dedim tuttuğum nefesimi vererek.

Telefon yüzüme kapanır kapanmaz hızla mutfaktan çıkıp abimgilin odasına girdim. Üstte bulunan rafı yerinden çıkarttım ve arkaya saklanmış silahı aldım elime. Hızla şarjörünü kontrol edip belime taktım ve kazağımı üstüne indirdim.

Gediz silah kullandığımı bilmiyordu.

"Gamze ne yapıyorsun burada?" dedi Seda bana bakarak.

"Abimi arıyorsun ona ulaşana kadar abimi arıyorsun duydun mu beni? Ona benim Gediz ile birlikte gittiğimi söyle" dedim Sedaya anlaması için ısrarla.

"Bir şey mi oldu birine?" dedi o da korkarken.

"Eğer sen abimi aramazsan olacak. Bu çok önemli Seda. Tamam mı?" dedim kolundan tutup salona götürürken.

"Tamam dediğini yapacağım" dedi ciddi bir şekilde.

"Cemre telefonunu ver bana" dedim. Cemre bana telefonunu uzatınca kendiminkini de cebime koydum.

"Ben çıkınca önce nizamiyeyi arayıp buraya güvenlik isteyeceksiniz. Tam ben çıktıktan beş dakika sonra. Duydunuz mu beni!?" diye bağırdım en sonunda yüzleri bembeyaz olan ikiliye. Ben çıkar çıkmaz isterlerse Gediz ile yolda askerlerle karşılaşma ihtimalimiz vardi. Silahi olduğu ve ne kadar delirdiğini bilmiyordum. Birine ateş edebilirdi.

"Tamam" dedi Cemre başını sallayarak.

Kapıdan çıkmadan önce ikisine tekrar baktım, montumu ve ayakkabılarımı giyip kapıdan çıktım. Evden uzaklaşıp Gediz'in ağacın altında beni beklediği yere doğru ilerledim. İçimde öyle bir his vardı ki o an anladım.

Bu gece kan dökülmeden gün ağarmayacaktı.

Bir bölümün daha sonuna geldik.

🦋Bitireceğin yeri seveyim yazar dediğinizi duyar gibiyim. 🙉🙊🙈

🦋Bölüm alıntısını Panomda paylaşıyorum sadece Pazar günleri.

🦋Final hakkında çok soru geliyor ama henüz final kararım yok. Daha yürüyecek yolumuz var.

🦋Nöbet Başında Aşk'ı yazmaya başladım ama DBA final yapmadan yayımlamayacağım çünkü bu kitabın finalinden sonra başlasa bile iki kitap içiçe olacak.

⭐ Emre'ye sövenler pişman oldu mu? Önyargılı olmamak gerekiyormuş demek ki iki tarafı da dinlemek lazımmış olayı anlamak için.

⭐Aşık olduğunuz kişi sizden, öğrenirseniz, size zarar verecek bir şey saklasaydı affeder miydiniz?

⭐Emre ve tayfa sizce neyin peşinde?

⭐Cahit sonunda öğrendi. Emre'de bu atağı bekliyor muydunuz? Şaşırdınız m?

⭐Seda Ankara'ya dönüyor, Gamze kalıyor. Seda değişiyor mu yoksa numara mı yapıyor?

⭐Mine, Emre'ye yardımcı mı oluyor yoksa aralarını mı bozuyor?

⭐Gediz, Emre'nin Cahit'e Gamze ile sevgili olduklarını söylediğini nereden biliyor olabilir?

⭐Gamze ve Gediz bir kez daha başbaşa. Bakalım neler olacak?

⭐Gamzenin yerinde olsaydınız Gediz'in eve gelmesini mi isterdiniz yoksa Gamze gibi evdeki iki kadını ve hamile olmasını düşünüp dışarıçıkardınız?

⭐Gamze son sözlerini söyledi. Dökülen kan kimden ya da kimlerden olacak göreceğiz.

Oy vermeyi unutmayınız lütfen.

Continue Reading

You'll Also Like

9.6K 210 21
"Melin, büyüleyicisin." Beni kendine biraz daha yaklaştırdı. Boynuma eğildi ve sert bir öpücük kondurdu. Sonra ise gözlerime baktı. Nasıl baktığını a...
51.9K 4.7K 24
"Delibal, hem şifa hem zehir."
223K 10.1K 71
Tamamlandı Bir binbaşı en fazla ne kadar takıntılı ola bilir? Barlas binbaşı Efese ne kadar takık olabilirse...
2M 59.1K 71
Çiçek serisi 1 Zengin , güçlü ancak bir o kadar da sert ve soğuk bir adam . Adeta çelikten bir duvar. Hayatında yeniliklere , aşka ve kadınlara asla...