BELALI SERSERİM

By Diffical

362K 13.3K 1.7K

●○Tüm hakları saklıdır○● Sahte bir silah. Maskeli bir adam. Her şeyden habersiz bir kız. Ve berbat olan bir ş... More

1. Bölüm ''ŞAKA!''
2.Bölüm Ev Hali
3. Bölüm İntikam Çıkmayan Bir Kalem Gibidir.
4.Bölüm Bitmek Bilmeyen Ev Macerası
5. Bölüm Kimse Göründüğü Gibi Değil
6. Bölüm Bir Erkeğin Pipisiyle Asla Dalga Geçme
7. Bölüm Kimsin Sen?
8. Bölüm Yanmam Yakarım
9. Bölüm İçki ve Ben
-AÇIKLAMA-
10. Bölüm Beyinsiz
11. Bölüm Nefret ve Sevgi
12. Bölüm Son ve En Ağır Ceza
13. Bölüm Karanlık
14. Bölüm Sürtük
15. Bölüm Sahte Teklif
16. Bölüm İç Sesimin de ..
-ÖNEMLİ AÇIKLAMA-
18. Bölüm Acı
19. Bölüm Cehennemde Cennet
20. Bölüm Ölüm
önemli
21. Bölüm Yılbaşı
22. Bölüm Senden Nefret Ediyorum
23. Bölüm O BENİM
24. Bölüm O Kıza Aşık
25. Bölüm SAVAŞ
26. Bölüm ASLA
27. Bölüm İntikam
28. Bölüm Umut
29. Bölüm Ben Seni Çok Sevdim
30. Bölüm Veda
31. Bölüm ''Arzular''
32. Bölüm Hırçın
33. Bölüm İhanet
34. Bölüm Sen
Açıklama!
35 ASİ ÇOCUK

17. Bölüm Klasik Karahan

8.6K 351 44
By Diffical

Size kendimi affettirmek için uzun bir bölüm daha, Şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim. Mültide Burcu'nun okul kıyefeti. Keyifle Okuyun tatlı baş belalarım :3 Yorum ve voteleri unutmak yook.

                                                                                                            Öpücükler ve bukleler..

Nasıl toparlayacağım şimdi? Adamın ateş etmek için hazırlandığını gören Asi kıvrak hareketlerle yanında ki iki adamdan kurtuldu ve silahı ateşlemek üzere olan adamın üzerine atıldı. Silahtan kurşun kolumu sıyırarak duvara isabet ettiğin de olaylara sadece şaşkınlıkla bakıyorum. Bu kadar kısa zaman içerisin de nasıl böyle olaylar oldu.  Adamın üzerine çıkıp onu ölesiye yumruklayan Asi, geriye savrulmuş 2 dev gibi adam ve olaylara koca gözlerimle bakan ben. Adamlardan teki ayağa kalkar gibi olduğun da bir şey yapma mgerektiğini anladım. Eski püskü sehpaların üzerin de duran vazoyu en hızlı şekilde aldığım da koşar adımlarda yerde kalkmaya çalışan adamın kafasına vurdum. Tüm enerjisi boşalıyormuş gibi kafasından akan kanla yere yığıldı. Diğer adam benim büyük bir tehlike olduğumu fark edince, hızla doğrulup bileğimden tuttu. Ne ara ayaklandın sen koca oğlan. Sırtımı kendi bedenine yasladığın da buğazıma bir bıçak sabitlediğini hissettim. İşte şimdi işin ciddiyetine varabiliyorum. Vazo elimden kaydı ya, arkadaşına zarar vermek istememiştim.. Sanırım dram filmi gibi olan hayatımı özlüyorum. Yediğim dayakların çoğu ölümcül değildi. Yerde Asi'nin yumruklarıyla cebelleşen adamın dudakları yukarı kaydı. Kanla dolup taşmış dişlerini umursamadan 32 diş sırıttı. 

''Eğer bir yumruk daha atarsan kız ölür.'' Asi omzunun üzerinden arkasına baktığın da gözlerinin mavisi lacivert gibi görünüyordu. Gözlerini boynumda nefes almamı zorlaştıran bıçağa sabitlediğin de Lacivert gözleri bi an siyah olucak zannettim. Yavaşça adamın üzerinden kalkarken bir an aklımdan beni ölüme terketeceği geçmedi değil. Niye bu adama bu kadar sinirli anlamıyorum. Onu gerçekten sinirlenicek ne yapmış olabilirki. Adam üzerini düzeltirken ayağa kalktı. Asi hareket bile etmiyor. Yavaş adımlarla üzerime yürürken ağzında birikmiş kanı tükürdü ve elinin tersiyle yanağımı okşadı. Yumşak ellerini reddeder gibi yüzümü yana çevirdim. Elleri boynuma indiğin de buz gibi sesiyle konuştu.

''Demek bu açık sözlü kız meşhur Asi Karahan'ın zayıf noktası'' Asi yumruklarını sıkarken olduğu yerden konuştu.

''O benim için değersiz, sadece boşuna insanların ölmesini istemiyorum'' Bi an gözlerim Asi'nin gözlerine kaydı. Bomboştu, yüz ifadesinden ne düşündüğü belli olmuyordu ama söylediği ilk 4 kelime, işte bu kalbimde bir yerlere kazık gibi saplanmıştı. Niye bu kadar acı verdi ki. Onun için değersiz olduğumu başından beri biliyordum. 

''İnsanların ölmesini istemiyor musun?'' dedi karı sesli adam kılıklı yavşak herif.'' ''Öldürdüğün onca insan ne olucak peki?'' Bu cümle her ne kadar önceki cümleler kadar canımı acıtmasa da kanımı dondurmuştu. Onca insan, öldü mü? Asi yüzünden mi? Sesli bir şekilde yutkunurken Karahanları gerçekten fazla küçümsediğimi fark ettim.

''Hakeden herkes ortadan kalktı, birazdan sende onların arasında olucaksın'' Kendimi tutamadım ve bağırdım.

''Kimsin sen! Sen Asi değilsin, çok uzun bir süredir seni tanımasam da sen şu an tanıdığım kişi değilsin! Lanet olsun tereddüt etmeden bir insanı nasıl öldürebilirsin. Bir insanın yaşamına nasıl son verebilirsin! Onlar canlı seni cani, ailelerini, çocuklarını kurulmuş hayatlarını nasıl ellerinden alırsın. Nasıl bu kadar boş bakabilirsin! Sen bu değilsin..'' Son cümlemi fısıltıyla söylesem de eminim ki odada ki herkes duymuş olmalı. Sahte gülüşlerinden birini bana atarak bir adım ileri geldi.

''İşte ben tamda buyum güzelim'' Konuşmanın arasın da kalan adam şaşkın şaşkın bakarken gözlerini bana kilitledi. Her ne kadar bana baksa da Asiye hitaben konuştu.

''Madem busun'' Yavaş hareketlerle cebinden müthiş görünen ve keskinliğini her şekilde belli eden bıçağı aldı ve Asiye uzattı. ''Ne kadar cani olduğunu kanıtla hadi'' Kafasıyla beni işaret ederken, ne kastettiğini anca anlayabilmiştim. Koca bir hassiktir çekerken gözlerim korkuyla büyüdü. Yaparmıydı. 

''Önce adamını çek gerisini bana bırak'' dedi Asi keskin ses tonuyla. Bu kadar karanlık bakma, korkuyorum. Adam bir el hareketiyle adamınını geri çekerken olduğum yere çivilenmiş gibi duruyordum. Korksam da bunu belli etmedim. Yapmazdı dimi, yapmazdı. Yanıma ağır adımlarla yaklaştı ve gözlerimin önüne düşen saçlarımı kulağımın arkasına itti. Bıçağı tenime sürterken ürperdim. Korktuğumu belli etmedim. Etmicektim. Asla!

''Yapma'' dedim en az titreyen sesimle ''Yapma!'' buğazıma yapışan elleriyle beni duvara savurdu. Sırtımın sertçe duvara çarpmasını aldırmasam da buğazımı sıkan elleri inlememe sebep olmuştu. Elini yavaşça çekerken buğazımı okşayarak öksürmeye başladım. O sırada gözlerim kollarını birleştirmiş bizi merakla seyreden adama kaydı. Bıçağı boynumun sağ tarafına bastırdığı zaman gözlerimi sımsıkı kapadım. Ben buydum işte kötü bir şey olucağı zaman gözlerimi sımsıkı kapatır engellemek için hiç bir şey yapmazdım. Bıçakla derimi sertçe temas ettirirken dişlerinin arasından konuştu.

''Bana hakaret edilmesinden nefret ederim'' Kanayan boynuma aldırmadan, bıçağı koluma sabitledi yeşil damarlarım ince ve açık renk kolumda belli olurken fısıldayarak ikinci yarayı sağ kolumda açmıştı.

''Bana ses yükseltilmesinden nefret ederim'' Ve bıçağın ucuyla kıyafetimde delik açarak keskin kısmı tenimde hissettiğim de yavaşça aşşağı sürterek karnımda diğerlerinden daha derin bir yara açtı.

''Sözümün ikiletilmesinden nefret ederim'' Bunu uyarır gibi her kelimesine vurdu yaparak söyledi. Elimle karnımı tutarak duvara sırtımı sürterek aşşağı düştüm. Canım çok yanıyordu. Vucudum da açtığı yaralar yakmadı canımı onlar nasıl olsa geçer. Kalbime sapladığı o görünmez bıçak, işte bunun acısı asla geçmicek. Arkasını döndüğün de adam sayısının 7 8 kişi arttığını fark etti. Ben de fark etmiştim ama söyleyemedim. İçeri aniden dalan Kuzeye şaşkınlıkla baktım. Nasıl bulmuştu burayı, ya da niye bu kadar geç kalmıştı. Belki o beni kurtarırdı. Üzerimde ki tüm elbiseleri kanla kaplı görünce karşı taraftaki hiç bir adamı umursamadan yanıma koştu. 

''Burcu!'' dedi endişeli sesiyle ''Ne oldu sana böyle'' Bir süre sonra gözleri Asi'nin tuttuğu kanlı bıçağa kaydı. Bana yardım etmek için eğildiğin de bıçağı görünce hemen ayağa kalktı.

''Senmi yaptın!'' Asi cevap bile vermedi, belki de veremedi. Karşıda ki adam hem gülüyor hem alkışlıyor. Derdi ne bu karı sesli adam kılıklı esmer bombanın. Evet ben böyleyim işte en kötü zaman da bile aptal düşüncelerimle kendimi güldürebiliyorum. Babam en çokta bu yüzden vururdu, güldüğüm için daha sert daha acımasızca vururdu. Hiç aldırmadan gülmeye devam ederdim çünkü ben inatcı bir kızım. Sonuna kadar kendim olarak kalıcam.

''Vay be bu alkışlar sana güzelim, Karahan kardeşlerin ikisini de kendine nasıl aşık ettin hayret ediyorum. Gönderdiğim onca kız bunu başaramamışken senin bunu başarman harika bir şey.'' Asi sinirle elindeki bıçağı daha çok sıktı. 

''Ben ona aşık felan değilim, onu kız olarak bile görmüyorum sadece küçük bir çocuk gibi gözümde. Ve seni temin ederim en ufak bir değeri bile yok.'' Hıçkırarak ağlamaya başlamıştım bile. Yaralar acımıyor lanet olası söylediğin her kelime vücudum da açtığın yaradan daha çok acıtıyor. 

''Onu dışarı çıkar Kuzey arabaya bindirdikten sonra da buraya gel.'' dedi Asi ''Biraz spor yapalım'' Kafasını olumlu anlamda sallayan Kuzey'in hoşuna giden bir şey varmış gibi gülüyordu. Şu anda birbirine karışmış olan hormonlarım Kuzeye bağırmamı engellemedi.

''Ne sırıtıyorsun. Komik mi?'' Bana aldırmadan beni kucağına aldı. Her hareket ettiğim de vücudumun her bir köşesi sızlıyor. Her nefesimdeyse kalbimde ki bıçak bana saplanıyor. Bu nasıl bir his böyle! Niye bu kadar acıyor. Acımamalı acımasın! Lütfen..

Arabaya beni yavaşça yatırdığın da Asi'nin arabasın da olduğumu fark ettim. İğrenç arabaya sinmiş kokusu ondan daha çok nefret etmemi sağlıyor! Ben öfkeli bir şelilde iç sesimle kavga ederken 15 20 dakika sonra ikisi de yüzlerinde soğuk bir ifadeyle bana doğru geliyorlardı. Ne yani siz iki kişi 10 kişiyimi aldınız! Aptal herif beni yaralıcağın yere o iki herifi dövseydin ya! Asi arabaya bindiğin de aşşağı inmek için bi hamle yaptım ama canım gerçekten yanıyordu. Kuzey gene o endişeli sesiyle,

''Ne yapıyorsun, bişi olucak'' dedi ''Dikkatli ol''

''Daha ne olabilir ki! Onun arabasında gitmek istemiyorum Kuzey, lütfen'' Asi delici  bakışlarını her ne kadar Kuzeyin üzerinde gezindirsede ona umursamadan beni kucağına aldı ve kendi arabasına götürdü. 1 saat sonra evde olduğumuz da okulun çoktan bittiğini ve Derya'nın evde olduğunu gördüm. Kuzey'in kucağındayken beni gören Derya koşarak yanıma geldi. Ağlıyormuydu o!

''Ne oldu Burcu!'' Asiye sertçe vurmaya başladığını görünce bu kızın hisleri çok kuvvetli olmadı diye içimden geçirmedim değil

''Ne yaptınız ona adi herifler'' Kuzey hiç umursamadan beni odama götürürken Asi'nin Derya'yı hiç umursamadığını gördüm. Umursamaz pislik, adi herif pis sapık belalı serseri! En sonun da odamda Kuzeyin kucağından inebilimiştim sessizce teşekkür ederek onu yolladığım da odaya giren Derya Kuzeye delici bakışlarını atmayı unutmadı. Beni yavaşça ayağa kaldırırken konuştu.

''Hadi bakalım güzel bir bonya yaptıralım sana sonra da yaralarını sararız.''

''Peki anne'' diyebildim sadece tebessüm ederken.

''Bu halde bile gülebiliyorsun. Bravo sana''  

''İnan daha kötü yaralarım oldu'' Kalbimde gülebilse keşke! Sıcak bir banyo ve çokta derin olmayan yaralarıma sürülen merhemlerden sonra Deryayla sarılalarak uyuya kaldık. Sabah uyandığımız da ise herne kadar beni okula yollamamak istese de ben gitmek istiyordum. Demek beni çocuk gibi görüyorsun Karahan! Öldün sen. İntikamım çok ama çok acı olucak. Yaralarım sarılı olduğu için rahatça giyindim. Eteğimi olduğundan çok ama çok daha kısaltarak gömleğimi açık bıraktım. İçime atlet felan giymedim. Siyah sütyen ve beyaz gömlek gibisi yoktu.gömleğimin bir düğmesini açık bıraktım. Fazla da abartmaya gerek yoktu. Siyah diz üstü ince çoraplarımı giyince hazır olduğum kanısına vararak banyoya yöneldim. Göz kalemi parlatıcı ve dalgalı açık bırakılmış saçlar. Hazırım! Dış kapıdan bana seslenen Deryayı daha fazla bekletmemek için banyodan çıkarak kapıya yöneldim. Yanında ki Kuzey bana ıslık çalarken Asi sadece bakışlarıyla beni dövüyordu. Evet bildiğiniz dövüyordu. Yanlarına gittiğim anda hiç bir şey olmamış gibi elimden sıkıca tutup beni arabasına bindiren Asiye bir alkış! 

''Ne yapıyorsun sen ya!''

''Asıl sen ne yapıyorsun o etek ne!''

''Ne varmış eteğim de hem ben senin için değersizin önde gideniyim bir çocuktan fazlası değilim.'' dedim sitemli. ''Bakalım okuldaki erkekler için de çocuk gibimiyim'' Dediklerime sadece dişlerini sıktı. Okula geldiğimiz de ise Bahçeden içeri girmek yerine sola saparak ıssız bir ara sokağa geldik. Derdi neydi bunun. 

''Aşşağı in'' 

''Peki'' Sözünü ikiletebilirdim ama yaraların geçmesini bekliyorum.

''O etek aşşağı iniyor hırkanı da sonuna kadar ilikliyorsun!'' 

''Alla alla o niye'' Bileğimden tutabiliceği en sıkı şekilde tutarken beni arabaya yasladı.

''Okulda ki erkeklerin seni gözleriyle becermesini mi istiyorsun!?'' dedi en sinirli haliyle ''Eğer öyle bir şey istiyorsan hemen şimdi burada gözlerimi kullanmadan bunu yapabilirim.'' 

''Pis sapık, aptal ukala, adi herif, belalı serseri!'' kendimi tutamadım işte. 

''İndiriyormusun, indirmiyormusun.'' Ona cevap vermeden bileklerimi ellerinin arasından kurtardım ve eteğimi aşşağı indirdim hırkamı da ilikledim. Klasik bir Karahan işte birlikte mafya çökertebiliyoruz ama okul eteğim kısa olamıyor! Manyakmıdır nedir onaneyse. Alt tarafı çakma sevgili olduk, bu kadarda karışılmazki. Zaten vücudumda ki yaralar yetmezmiş gibi şimdide bileğimde ki morlukla uğraşıcam. 

''Aferin'' diye gülümsediğin de arabaya bindi. Söylene söylene ben de bindim. Bi zahmet hala tırsıyorum da arkadaştan. O arabayı sessizce çalıştırırken kafamı cama dayadım ve yaşadıklarımı düşündüm. Sanırım bu daha başlangıçtı. En çok merak ettiğim şey ise, o adama ne olduğu ve benden ne istediği.

Merhaba arkadaşlar, Bu bi hafta içinde bundan sonra en fazla bir bölüm gelir. Sizi beklettiğim için kendimi affettirmek istedim. Size bir şey sormak istiyorum. SİZCE HİKAYEYİ SİLMELİMİYİM? iyi gitmediğine inanıyorum. Voteye bile gerek yok sadece nasıl yazdığım hakkında eleştirilerde bulunsanız, şimdiden teşekkürler. 

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 100K 61
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
5.9M 193K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
743K 50.8K 33
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.3M 53.6K 26
(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar...