Ertesi Gün, Gökçe'den ;
Bugün çocukluğumun doğum günüydü. Bunun verdiği mutlulukla yatağımdan kalktım.
Duşa girdikten sonra Tolganın doğum günü olduğunu Onura söylemeyi unuttuğum aklıma gelince telefonumu alıp konuşmamıza girdim.
Gökçe: bugüün Toolgaacııığııımın doğum günüüü
Gökçe: şimdi planı anlatıyorumm
Gökçe: öncelikle Hazalla arası düzeldiği için sorunumuz yok.
Gökçe: sadece ailesi ile doğum gününü kutlayacağını düşünerek meydandaki kafeye gelicek.
Gökçe: sonra bir anda biz çıkacağız.
Gökçe: happy börttey do you diye bağıracağız.
Gökçe: doğum günün kutlu olsunu bilerek doğru yazmadım,yani dalga geçmeye bile kalkışma!
Aslanım: sanada günaydın
Gökçe: Günaydın aşkoo
Gökçe: Tolgaaa doğduuu kızz bugüüün
Gökçe: çok mutluyum.
Aslanım: kız?
Gökçe: ha pardoon
Gökçe: neysee
Gökçe: canııım seeevgiiiliim
Aslanım: yine ne isteyeceksin Gökçe ?
Gökçe: benim bu narin ayaklarım oraya kadar yürüyemez.
Gökçe: beni 18.00'da alırsın dimi?
Gökçe: yakışıklı sevgilimm
Aslanım: evet deyince; aslanım,koçum falan diyeceksin dimi?
Gökçe: evet reisss
Aslanım: bilemedin devrem de tam olsun
Aslanım: neyse alırım tm
Gökçe: ASLANIM BENİM BE !
Sırıtarak telefonu kapattım, ne yapayım öyle aşkım,canım,cicim benlik değil.
Ayı gibi uyuduğum için uyandığımda saat 15.30'du aşağıya indim. dualarım ne kadar kahvaltı yapmamış olmalarını istesede imkansızın imkansızıydı bu.
Aşağıya inince annem bana bu evden biri değilim gibi bakarken, "yaz ayında kış uykusuna yattığını düşünüyorduk." deyince
"anne ben senin kızınım ya hani ne gömüp gömüp duruyorsun beni?" deyip mutfağa gittim. annemin yaptığı patetesli böreği görünce hemen alıp ağzıma attım.
Annem terliğini popoma atınca, acıyla popomu tuttum. "ne yapıyorsun anne ya acıdı!"
Yanıma gelip börek tabağını aldız "Uzak dur böreklerden"
"Niye antika mı bu anne? yenilsin diye yapmadın mı?"
"Yenilsin diye yapmış olabilirim,Ama sen ye diye yapmadığım kesin."
"Ben niye yemiyormuşum?"
"Ayı gibi oldun da ondan."
"Suçu senin valla yaptın kurabiyeyi,keki,poğaçayı sonra ayı gibi oldun. Birde yüzüme vuruyorsun,kızınım be ben senin!"
"Yemeseydin. Zaten senin benden çıktığına inanamıyorum, yapamadık biz seni."
"Ne yapayım? babama o gece başım ağrıyo demediğin için suç benim mi yani."
"Sen iyice arsızlaştın." deyip terliği attığında hemen kenara çekildim.
Senin nişancılığın iyiyse benimde ıska yapmam iyi Zeliş Sultan!
"Iska!" diye bağırdı.
"Ayrıca biz seni gece yapmadık. Gündüz yaptığımızdan böyle oldun." kadın bildiğin beni nasıl yaptığını anlatıyor.
"Oha anne, abim ve ablam varken beni gündüz mü yaptınız, insan utanır be!" benimde takıldığım şeye bakın...
"Kız uyuyordu onlar."
"Burada beni nasıl yapma muhabbetleriniz psikolojimi bozuyor,gidiyorum ben."
"Doğru konuş kız."
Merdivenlerden çıkmaya başlamıştım ki televizyondan bir kadın kedilerini severken 'üç kedi annesiyim' diye mutlulukla söylenirken annem, "bende üç köpek annesiyim, ama birinin cinsi pitbull." dedi. pitbull büyük ihtimal ben oluyorum. "biri süs köpeği." süs köpeğini söylememe bile gerek yok tabiki ablam.
"biride kangal." buda vahşi abim.
Kadın türlerimizi belirlemişti valla. Bana olan düşünceleri ablama veya anneme benzemiyor oluşum. ablam her saniye makyaj yapmak isteyecek kadar şizofrendi,annemse nereye giderse gitsin hep şık olurdu.
hayır yani ne olmuş markete pijamamla gidiyorsam? Doğru olanda bu bence. 20-30 adımlık yere pantolon falan giyip birde makyaj mı yapayım? Hiç benlik değil.
Annemin hakkımdaki çok güzel(!) eleştirilerine göz devirdim diyemem, devirmeye çalıştım.
Odama dönünce dolabımı açtım iç sesim 'tayt falan giymeyi düşünmüyorsundur inşallah' diyordu.
'Sanane' diye karşılık verdim.
Duştan çıkan ablam, "iyice şizofrene bağladın." dedi.
Ne var yani azıcık iç sesimle konuştuysam?
Dolabımdaki annem ve ablam zoruyla aldığım siyah eteği ve gayet beğenerek aldığım sarı sweatımı çıkarıp üzerime giydim.
Gökçe'nin giydiği ;
Valla bana bu bile fazla. o daracık elbiseleri sanırım düğünümde bile zorla giyeceğim.
Tabii beni alacak yakışıklı,güzel kalpli
e bide zengin biri olursa diyeceğim ama var zaten. ehehehe
Aslında ikimizde birbirimizi sevince bir önemi olmayan para 5-6 sene sonra önemliydi, çünkü olan çocuk neye yapacak tuvaletini?tabiki babasının parasına.
Ondan para çok önemli. Sakın ilişkilerinizde paranın önemi yok mevzularına girmeyin.
Karşınızdaki mal değilse paranın bir önemi olduğunu anlar zaten.
"Ablaacıım senin tost makineni alabilir miyim?saçımı yapacağım da." valla bugün herkese yağ çekme günümdü.
E ne yapayım kimse rüşvetsiz bir şey yapmıyor ki.
Ablam çekmeceden çıkardığı makineyi bana uzattı. Valla bu kadar kolay olacağını bilseydim,o iguanaya ablacım falan demezdim, ki demesem vermezdi bence.
Makinenin fişini takınca ısınmasını beklerken ablama baktım.
Tahmin ettiğiniz gibi yine makyaj masasındaydı.
O kadar çok seviyor ki makyaj yapmayı, anlatamam.
Makyaj masasının sağ tarafında hemen takı dolabı var.
benim takılarım küçücük kutuyu bile dolduramazken onunkiler dolaba zor sığıyor.
Sol tarafında boydan boya aynası var, bu aynayı araştırıp almıştı.
Düşünün âdeta bir şizofren gibi ayna araştırmıştı.
neymiş daha güzel gösteriyormuş,
gıdık belli etmiyormuş,
daha zayıf gösteriyormuş..
falan gibi bir sürü saçmalıklar.
ayna bu görüneni gösteriyor.önüne gidipde Gigi Hadid'i koyacak hali yok ya.
Ablam aylaynırını büyük bir zevkle ve dikkatle çekiyordu.
Ah bu kız kadar hayatı sevsem yeter..
Tost makinesi artık ısındığını belirten ses çıkarınca, "tamam be ne bağırıyorsun." diye cırlamıştım. ablamda bana kahkahalar atarak, "sen tam bir şizofrensin."dedi. Tamam birazcık olabilirim.
Tost makinesini alıp, sarı saçlarımla teker teker uğraştım.
Sonunda taş gibi olmuştum ya o ayrı.
Saçlarımda bitince geriye sadece makyaj kalmıştı .
ablam bedenini saran siyah mini bir elbise giymişti.
makyajınıda yaptığına göre benim makyajımı yapabilirdi.
"abla makyajımı yapsana." dedim.
ablam bana hayretle bakarken gelip elini alnıma koydu. "ateşinde yok senin, hayırdır? erkek fatma olmaktan vaz mı geçtin?"deyince "ha ha ha çook komiik!" dedim.
ablam beni aldırış etmeyip sandalyesine oturttu, "giymiş civciv sarısı şeyi ne yapacağım farını sarı mı?" siyaha aşık birinden bu sözleri duymak beni şaşırtmamıştı.
Omuz silkerek, "Far sürme o zaman." dedim. bence mantıklı.
Ablam "sayın süper zeka,far sürmeyeyim tamam. rujunu ne renk istersin sarıya gidipte toprak tonları istemezsin galiba."
Bu işin alttından kalkamayacağımı bildiğim için, "sen bilirsin azizim." dedim.
Ablamda sırıtarak makyajımı yapmaya başladı.
Fırçayla son hamlesinide yapınca, "valla insana benzedin." dedi .
Ah laf sokmasa şaşardım zaten.
Sandalyeden kalkıp karşımda duran makyaj aynasını aldım ve makyajımı inceledim,
gerçekten bu işi biliyordu.
Ayağa kalkıp boy aynasından da kendime baktım,
"e ama bu benim bütün gıdığımı,kilomu falan gösteriyor.boş yere fazla para verdik.en azından boyum biraz uzun dursaydı."
Ablam anıra anıra gülüyordu,
Bu kadar gülünecek ne var Allah aşkına.
"Gıdığın ve kilon olduğundan olabilir. ayrıca boyuna gelirsek cüce gibisin kabullen,ayna ne yapabilir?"
bir kezde abla olarak motive etseydi ne olurdu ki...
Bu evdeki herkes bana düşman anasını satayım...
🧚♀️
aay yeni kitap kapağımız nasıl? bence çook hoş olduu🥳🧚♀️