Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)

By Deein_Deniz

9.1M 455K 213K

Bu bir Asker kurgusudur. Wattpad hali ve Kitap hali yayında. Bildiğiniz bütün asker hikayelerini unutun bu hi... More

Bölüm 1 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 2 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 3 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 4 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 5 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 6 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 7 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 8 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 9 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 10 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 11/ 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 12 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 13 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 14 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 15 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 16 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 17 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 18 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 19 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 20 / 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 21/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 22/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 23/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 24/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 25/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 26/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 27/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 28/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 29/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 30/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 31/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 32/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 33/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 34/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 35/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 36/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 37/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 38/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 39/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 41/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 42/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 43/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 44 /👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 1
Bölüm 45/ 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 46/ 👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 2
Bölüm 47/ 👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 48/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 49/👨‍✈️👩‍💼
Bölüm 50/ Sezon Finali👨‍✈️👩‍💼
Dağ Başında Aşk 2/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 2/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 3/👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 3
2. Sezon Bölüm 4/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 5/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 6/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 7/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 8/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 9/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 10/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 11/👨‍✈️👩‍💼
Görsel Bölüm 4
2. Sezon Bölüm 12/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 13/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 14/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezom Bölüm 15/👨‍✈️👩‍💼
2. Sezon Bölüm 16/👨‍✈️👩‍💼
Wattpad Finali
Görsel Bölüm 5
17 Ocak Sürpriz!
KİTAP HALİ/ 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25/1. kitap finali
2. Kitap/1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21/2. Kitap Finali

Bölüm 40/👨‍✈️👩‍💼

125K 7.3K 3.2K
By Deein_Deniz


&

"Gamze sana söylemem gereken bir şey daha var" dedi Ceyda sıkıntılı bir şekilde.

"Nedir?" dedim elimde tuttuğum kupadan bir yudum aldım.

"Gediz'in bir çocuğu var" diyen Ceyda ile ellerimin arasından kupa kayıp düştü.

"Ceyda sen ne dediğinin farkında mısın? Eğer bana yapmaya çalıştığı şeyi başkasına yaptıysa" dedim korkuyla. Benim yüzümden başka bir can yandıysa buna katlanamazdım. Gediz'i şikayet etseydim böyle bir şeye bir daha cesaret edemezdi.

"Hayır öyle bir şey değil" dedi Ceyda aceleyle.

"Ne o zaman?" dedim içimde tuttuğum nefesi vererek.Yanımıza gelen garson ile ikimizde sustuk.

"Kusura bakmayın, bardak elimden kaydı. Bardağın ücretini de hesaba ekler misiniz?" dedim.

"Sorun değil, tabi" dedi Garson yerdeki bardağın kırıklarını süpürüp daha sonra da çikolata kalıntılarını silip gitti.

"Bak Gamze senden önce ben izin vermem Gediz'in böyle bir şey yapmasına ilk şikayet eden ben olurum. Ama bu öyle bir durum değil" dedi Ceyda geriye yaslanıp, gözlerimin içine bakarak.

"Gediz'in sorunları beni ilgilendirmiyor Ceyda. Ben sadece bir an korktum benim yüzümden böyle bir şey tekrar yaşandı sanarak" dedim. Gediz beni hiçbir şekilde ilgilendirmiyordu ve çocuğu olsun ya da olmasın bu onların aile meselesiydi.

"Gediz'e üç yıldır ulaşamadığımı söyledim sana ama artık yerini bildiğime göre bu akşam Iğdır'a gideceğim. Eşyalarımı kargo ile gönderirler annemler. Gediz'in bir çocuğu olduğundan haberi yok Gamze" dedi Ceyda.

"Ne güzel işte çocuğu ve annesini de al yanına giderken mutlu bir aile olurlar. Gediz ne kadar kızsa da çocuğu sonuçta atacak değil ya" dedim omzumu silkip.

"Annesi doğumda öldü çocuğa annem bakıyor. Mert koydu adını annem ona yüz çeviren oğlunun yerine koydu. Gediz gidip bir daha gelmeyince çok ağladı benim yüzümden diye ama yapacak bir şeyde yoktu. Mert 2 yaşında şimdi" dedi Ceyda durumu açıklayarak.

"Annesi ve Mert için gerçekten üzüldüm Ceyda. Bence Gediz ile konuşup bir an önce çocuğunu söylemelisin" dedim. Mert daha 2 yaşında bir bebekti ve baba sevgisine ihtiyacı vardı. Belki Gediz içinde bir umut olabilirdi bu çocuk.

"Dediğim gibi akşam gideceğim. Mert'i de yanımda götürmeyi istiyorum aslında ama apar topar gideceğim için annemle daha sonradan gelmesi daha iyi. Öğretmenler için olan lojmanda kalacağım zaten ben yerleşince yanıma alacağım onları da" dedi Ceyda kararını vererek.

"Bencede en iyisi bu olur. Ben artık kendime bir yol çizdim ve Gediz'in de kendi hayatına yön vermesi gerekiyor bence" dedim açıkça.

"Helin'in nişanında yanında birini gördüm" dedi hafifçe gülümseyip.

"Sevgilim" dedim uzatmadan.

"Gediz biliyor mu? Seni sıkmak için sormuyorum sadece Iğdır'a gittiğimde neyle karşı karşıya olduğumu bilmek istiyorum" dedi Ceyda benden anlayış bekleyerek.

"Biliyor üstelik aynı yerde çalışıyorlar, Emre, Gediz'in komutanı. Gediz ile olan geçmişimi de biliyor Ceyda ondan bir şey saklama gereği duymuyorum" dedim gözlerine bakarak.

"O zaman barakadaki-" dediğinde hızla sözünü kestim.

"Yaşanmamış bir olayı nasıl anlatabilirim ki? Öyle bir şey olsaydı Gediz hapse girerdi değil mi Ceyda?" dedim sesimdeki tehlikeli tınısıyla.

"Haklısın bunu sormam bile hataydı" dedi Ceyda başını önüne eğerek. Bu konuda ne kadar hassas olduğumu bildiği halde bunu sorması sinirlenmeme sebep olmuştu.

"Ben gidiyorum bir şey olursa numaram sende var" dedim yanımdaki çantaya uzanarak aldım.

"Hiç sormadın" dedi gözleri bana dönerken.

"Neyi?" dedim tek kaşımı kaldırıp.

"Mert'in annesini" dedi soğuk bir sesle.

"Beni ilgilendirmiyor Ceyda kim olursa olsun" dedim omuz silkip.

"Zeliş bile olsa mı?" dedi Ceyda tek kaşını kaldırıp.

"Zeliş mi?" dedim olduğum yerde donup kalırken.

Zeliş üniversiteden arkadaşımızdı Ceyda ile benim. Gediz'e başta ilgi duyduğunu hissetsem de Gediz'in bana olan ilgisiyle kendini geri çekmişti. İlk tanışmaları da Gediz'in okula geldiği zaman benim de içlerinde olduğum kız grubunun yanına gelmesiyle olmuştu. O ana geri döndüğümde Zeliş'in Ceyda'ya dönüp "Abin mi?" diye sorup gülümsemesi geldi aklıma.

"Zeliş aşıktı abime. Gediz seni ne kadar sevdiyse o da onu o kadar çok sevdi" dedi Ceyda.

"Gediz beni sevmedi ben onun için bir takıntıdan başka bir şey değilim Ceyda" dedim sert bir şekilde uyararak.

"Her neyse sonra Gediz'in sana olan hayranlığını görünce kendini geri çekti. Seninle baş edemeyeceğini biliyordu bu yüzden hiç savaşmadı. Çünkü savaşı seninle değil Gediz'in içindeki Gamze ile olurdu ve o çoktan mağlup olmuştu bu aşka. Gediz ortadan kaybolmadan önce bir barda görmüş onu. O gece çok içmiş Gediz, Zeliş yardım etmiş ona evine götürmüş. Sonra Gediz onu sen sanmış ve-" dediğinde sözünü kestim.

"Yeter artık bu iğrençliği duymak istemiyorum. Zeliş öldü artık ona ne desem boş. Üzülmedim mi üzüldüm! Ama ne Gediz'e ne de Zeliş'e. Ben Merte üzüldüm o tertemiz bir bebek ve bunları daha bebekken yaşaması ne kadarda ağır. Hiç annesini, babasını sormayacak mı bu çocuk? Yazık Ceyda çok yazık! Zeliş hamile olduğunu anladığında keşke çabalayıp bulsaydı gerekirse bütün karakolları gezip hastanelere baksaydı bunu kendisi için değil bebeği için yapmalıydı" dedim içimdeki hissi daha fazla bastıramayarak.

"Zeliş biliyorsun kimsesizdi ona sahip çıkacak bir ailesi yoktu. Zeliş bize geldiğinde doğumuna bir hafta vardı. Korkmuş Gediz bebeği istemez, aldır der diye. Yemin ettirdi Gediz'i aramamamız için doğuma kadar, söylersek gideceğini bir daha bebeği bize göstermeyeceğini söyledi. Zaten doğumda vefat edince Mert ile kaldık. Gediz ortalıkta yok ulaşamıyoruz, Zeliş ölmüş birde bizi düşün Gamze çaresiz bir şekilde kaldık" dedi Ceyda gözleri dolarken.

Abisine ne kadar düşkün olduğunu biliyordum ve ikisinin arasına giren bendim. Eğer ben olmasaydım Gediz ailesinden ayrı kalmayacak, hatta Zeliş ile evlenebilecek ve Merti birlikte büyüyeceklerdi belkide. Ellerimi ağrımaya başlayan başıma koydum ve derin bir nefes aldım.

Ya da ben olmasam bile bunlar olacaktı.

"Kararımın arkasındayım Ceyda, beni ilgilendirmiyor kendi aile meseleniz. Hoşçakal" dedim ayağa kalkarak.

"Peki Gamze ne olursa olsun dostumu bir kez daha kaybetmek istemiyorum. Iğdır'a gelince mutlaka konuşalım tekrar" dedi. Başımı hafifçe sallayıp kasaya yöneldim ve kırılan bardakla birlikte hesabı ödeyip çıktım.

Eve geldiğim de yolda Emre ile yaptığımız konuşmayı düşünüyordum. Ona her şeyi anlatmak istesemde bunu yüzyüze yapmaya karar vermiştim. Gediz umrumda bile değildi ama Emre'ye ögrendiklerimi anlatmak istiyordum. Sonradan Gediz bunu kullanıp 'Gamze zaten biliyordu' demesi istediğim en son şey bile değildi.

"Gamze sen misin?" diye seslendi annem mutfaktan. Eve girmiş montumu çıkartıyordum.

"Ben geldim anne" dedim mutfağa yönelerek.

"Ne dedi doktor kızım" dedi annem elindeki tabakları rafa koyarak.

"Gayet iyiyim annem askıda çıktı" dedim gülümsemeye çalışarak.

"Sende bir hâller var yinede hayır olsun" dedi annem bilmiş bir şekilde başını bana doğru çevirip.

"Aman anne ne olsun her zamanki şeyler işte" dedim masanın üstündeki elmadan alarak.

Alt tarafı bana takıntılı olan psikopatın çocuğu varmış. Birde unutmadan çocuğun annesi ile aynı sınıfta okuduk tanışıyoruz. Üstelik sevgilim o psikopatın bana tacize kalkıştığını bile bilmiyor. Benden bu kadar anne her zamanki şeyler işte.

"Yeme elmayı yıkanmadı onlar" dedi annem ağzıma götürdüğüm elmaya bakarak. Elmayı geri masaya bıraktım.

"Abimler daha gelmedi mi?" dedim evin sessizliğine karşı.

"Yok gelmediler ama aradılar öğleden sonraya kalmış işleri. Seda'nın annesine geçmişler geri, akşam gelirler" dedi annem işi bittiğinde ellerini yıkarken.

"İnşallah bir şey yoktur" dedim bardağa su doldurup içerken.

"İnşallah. Damadım ne yapıyor?" diyen annem ile su bogazımda kaldı. Öksürmeye başlayınca annem sırtıma vurdu.

"Helal kız"

"Anne ne damadı daha iki gündür görüşüyoruz" dedim nefes aldığımda. Bir yandan da Emre'yi böyle benimsemesi hoşuma gitmişti. Emre bunu duysa çiçek çikolata dayanır mıydı ki kapıya?

"Ne demek ne damadı? Çocuğu bugün gel desen ailesiyle dayanır kapıya ben onda o azmi gördüm. Tam ailemize yakışır damat efendi, akıllı, çalışkan çocuk. Sende çocuğun adı geçince ölüyorsun, seni alacak birini bulmuşşun işte bu sakarlıkla" dedi annem elimde tuttuğum bardağı işaret ederek.

"Anne senin kızın benim hani eloğlu olan Emre hatırlatayım dedim belki unutmuşsundur. Ayrıca ne varmış hiçte sakar değilim ben" dedim gayette annemi, Emre'den kıskanarak.

"Dedenin evini yakmanda mı sakarlık değil kızım?" dedi annem bana alaycı bir şekilde bakarak.

"O kazaydı bir kere! Üstelik ev değil sadece kanepe ve halının kenari" dedim inkar ederek.

"Hangi akla hizmet benzinle soba yakmaya çalışıyorsun? Hadi yaktın diyelim benzini bidonla niye döküyorsun. Hadi onuda yaptın diyelim niye bidon tutuşunca kanepenin üstüne atıyorsun?" dedi annem başını iki yana sallayarak.

"Anne üstünden seneler geçmiş açma şu konuyu" dedim omzumu silkip.

"Geçen seneydi babanın dedenlere aldığı koltuk takımının taksidi geçen ay bitti" dedi annem tek kaşını kaldırıp.

"O zaman ben bir şeyler hazırlayıp aç karnımı doyurayım bu konuyu kapatalım anne sende aç mısın?" dedim dolaba yönelirken. Ne olmuş canım sayemde 20 yıl sonra yeni bir koltuk takımları olmuştu.

"Babanla yedik biz bağ evi için konuşmaya gitti sahibiyle, akşama ancak gelir. Sen yemeğini ye bende biraz uzanayım erken kalktık bugün" dedi annem içeriye giderken.

"Tamam anne" dedim arkasından.

Dolabı açıp ekmek arası atıştırmaya karar verdim. İlaç içmem gerekiyordu ve sabahtan beri bir şey yememiştim. Ekmeğimin arasına kahvaltılık bir şeyler koyup meyve suyu doldurdum ve aç karnımı doyurdum. Yemek vardı ama kahvaltı yapmadığım için ağır gelebilirdi. Yemeğimi bitirdikten sonra mutfağı toplayıp odama geçtim.

Valizim olduğu gibi duruyordu halen nedense geri döneceğiz diye çıkartmamıştım içinden eşyalarımı. Zilin çalmasıyla annemin uyuduğunu bildiğim için odadan çıkıp kapıya açtım.

"Hoş geldiniz" dedim abim ve Sedaya. Kapıdan çekilip içeriye geçtim.

"Hoş bulduk" dedi abim. Annem de zile uyanmıştı sanırım, yanımıza geldi.

"Oğlum hayırlı haberin olsun inşallah" dedi annem.

"Hayır anne hayır. Gayet iyi hiçbir sorun yok paşamda bütün sonuçları temiz çıktı" dedi abim gülümseyerek.

"Abi çok sevindim" dedim abime sarılarak.

"Erkek mi olacak yoksa?" dedi annem de abimin paşa demesiyle.

"Evet torunun bizi çok uğraştırdı ama sonunda kendini gösterdi" dedi abimde yüzündeki tebessümle.

"Tebrik ederim yenge, çok mutlu oldum sağlıklı olmasınada" dedim içten bir şekilde.

"Sağol Gamze" dedi Seda da. Onun da içinin rahatlığı belli oluyordu. Iğdır'da ki hali gelince gözümün önüne ne kadar perişan olmuştu sonuçta o da bir anneydi ve bebeği için endişe etmişti.

"Hadi güzel bir sofra hazırlayalım" dedi annem de sevinerek.

"Anne gece uçağıyla dönüyoruz biz Haşim Albay aradı yarın göreve gitmem gerekiyor benim" dedi abim.

Bugün gidiyorduk Emre ye geri dönüyordum. Kalbim, aklım ve ruhum şu an sevinçten yerinde duramazken bedenimi kontrol ederek gülümsemeyle yetindim.

"Ama oğlum yeni geldiniz daha" dedi annem üzülerek.

"Seda'nın uçağa bindiği için riski var anne. Bu hafta 7. ayını dolduruyor o yüzden gitmemiz gerek zaten doktor izniyle binmişti aciliyetten dolayı uçağa" dedi abim annemin omzunu sıvazlayıp.

"Sende mi gidiyorsun Gamze?" dedi annem bana bakarak.

Normalde öldürseler gitmem derdim Emre hayatımda olmadan önce.

"Tabiki gidiyorum anne orada bir görevim var artık. Değil mi abi?" dedim abimin bana destek vereceğini bildiğim için.

"Evet anne bir süre daha çalacağım kızını gider gitmez derslere başlayacak" dedi abim bana göz kırpıp.

Sonunda Emre ile görüşmek için bahane arayacak ve yakalanma korkusu yaşamayacaktım. Onun gözlerine her baktığım da kaygı yaşamayacak olmak ayrı bir mutluluktu benim için.

"Ben bavulumu hazırlayım o zaman" dedim normal bir şekilde.

"Tamam abim hazırlan sen. Anne sende yemek için çok uğraşma bir şeyler yer çıkarız babamı arayayım bende" dedi abim.

"Ben biraz uzanacağım" dedi Seda odaya sıvışarak. Sanki burada kalsa annem ona iş yaptıracak.

Odama geçip önceki gidişimde öylesine hazırladığım bavulu şimdi özenle hazırlıyordum. En şık gömleklerimi, eteklerimi, pantolonlarımı aldım yanına. Bu sefer riske girmeyip iki tane de abiyeye kaçan elbise attım bavula.  Ne olacağı bilinmezdi sonuçta. Aklıma ilaçlarım gelince onlarıda bavuluma koydum, tamamen hazırdım. Gülümseyerek bavulumu kapattım ve odadan çıktım.

"Anne yardım edeyim" dedim mutfağa girdiğim de.

"Yemekler hazır salatayı yap yeter" dedi annem. Hızlı bir şekilde salatayı yapıp, masayı kurdum.

Bedenimden önce ruhum kanatlanıp gitmişti çoktan Emre'nin yanına. Kalbim zaten ordaydı.

"Baban geldi" dedi annem kapıdan gelen anahtar sesiyle. Salatayı da masaya koyup, babamın yanına gittim.

"Hoş geldin yakışıklı" dedim babamı öperek. Üç gündür buradaydık neredeyse ve babamı doğru düzgün görememiştim.

"Ooo güzel kızım hayırdır ne bu neşe?" dedi babamda gülümseyerek.

"Biricik torunun gayet sağlıklıymış. Ayrıca cinsiyetini de göstermiş ama ben söylemem abimden duy" dedim neşemin sebebinin bir kısmını söyleyerek.

"Çağır şu haytayı bakalım" dedi babamda gülümseyerek. Onunda sevindiği gözlerinden belli oluyordu. Evdeki rehavet kalkmış herkese bir rahatlama gelmişti.

"Yemek hazır baba zaten çağıracaktım sen ellerini yıkayıp direkt masaya geç" dedim abimlerin odasına ilerleyerek. Annemin sevmediği bir şey varsa o da el yıkamadan sofraya oturmaktı.

"Abi yemek hazır" dedim kapıyı tıklatıp.

"Geliyoruz" dedi abimde içeriden.

Bende kendi odama geçip şarja taktığım telefonu aldım. Emreden arama ya da mesaj yoktu. Yorucu bir gün geçirdiğini biliyordum. Ankara'dan İstanbul'a oradanda Iğdır'a geçecekti.

Döndüğümü haber vermeyip sürpriz yapmak istediğim için mesaj atmadım. Dinlensin istiyordum hemde sevinçten ağzımdan bir şeyler kaçırırım diye söylemek istemedim. Telefonumu odaya bırakıp mutfağa geçtim.

"Oturun hadi" dedi annem abimlerde gelince.

"Gamze söylemedi belli olmuş cinsiyeti" dedi babam abime dönerek.

"Sen ne tahmin ediyordun baba?" dedim araya girerek.

"Sağlıklı olsunda farketmez kızım ama içimden kız istiyordum. Kız evlat hayırlıdır, merhametlidir" dedi babam.

"Malesef babacım kız olamadığım için üzgünüm" dedi abim, sesinden bariz olan kıskançlıkla. Tabi bunu bilerek dediğini bizde biliyorduk.

"Hadi oradan hayta" dedi babam gülerek. Annem ile benim aramda nasıl bir iletişim varsa babam ile de abimin arasında öyle bir iletişim vardı.

"Erkek olacak baba" dedi Seda ilk defa konuşarak.

"Bir Karademir daha geliyor desenize. Hayırlı evlat olur inşallah, sağlıcakla kucağınıza alın" dedi babam Sedaya.

"Amin baba" dedi Seda'da gülümseyip. Bu aralar ruh hali çok değişkendi.

"İsim düşündünüz mü abi?" dedim Seda'nın doğumuna 1 buçuk ay gibi bir süre kalmıştı.

"Seda'nın bir fikri var, kendisi söylesin" dedi abim Seda'ya başını hadi der gibi sallayıp.

"Eğer izin verirseniz sizin adınızı koymak istiyoruz baba. Turan olsun dedik Cahit ile birlikte. Bu eve gelin geldiğimden beri elinizi hiç çekmediniz üstümüzden hep destek oldunuz" dedi Seda.

"Sağlıcakla doğsun o zaman Turan Karademir" dedi babam gözleri dolarken.

Seda söylediklerinde ilk defa bu kadar doğru ve haklıydı. Abim evleneceğim dediğinde annem ve ben o kadar çok karşı çıkmış olmaz demiştik ki abim ile aramıza soğukluk girmişti. Bu onun hayatıydı elbette ama Seda'nın da ne mal olduğu ortadaydı ve annem ile birlikte onaylamadık.

Ama babam öyle değildi. Abimin kararına, sevgisine saydı duydu ve 'Cahit seviyorsa bize laf düşmez. Kendi yaşayıp görecek' demişti ve bizde bir daha bu konuyu açmamış, evlenirken de yanlarında olmuştuk.

Daha sonradan annem demişti ki babamın bu kararı almasının en büyük sebebi abimin bizden uzaklaşarak daha büyük bir hatayı yapmasını önlemek istemesiymiş. Zamanla da babama bu konuda hak vermiştim. Abimin bizden uzak olup hata yapmasındansa yanında olmamız ve onu uyarmamız daha mantıklıydı.

Yemekler yendikten sonra saat 8 olduğu için yavaştan hazırlanmaya başladık. Havaalanı trafiği yoğun olduğu için ve kontrollerde de zaman harcadığımızdan dolayı uçağa iki saat kala çıkmamız gerekiyordu.

"Gamze sabah sende benimle geleceksin Askeriyeye. Sabah içtiması bitince askerleri ben gönderirim konferans salonuna. Ben yarın Askeriye'de olmayacağım askerlerden birine söylerim seni eve geri bırakırlar" dedi abim.

"Tamam abi sen merak etme ders kitaplarımı ve notlarımı da aldım" dedim bavulumun yanında fazladan duran sırt çantama bakarak.

"Hadi biz gidelim artık" dedi abim kalkarak.

Hepimiz kalkınca kapıda sıkıca sarılmalar ve kendinize dikkat edin sözleri ile ayrıldık evden. Taksi ile havaalanına geçmemiz de trafikten dolayı uzun sürmüştü. Telefonumu elime alıp Emre'ye mesaj attım.

"İyi geceler zümrüt gözlüm" yazıp gönderdim gülümseyerek.

"Neye gülüyorsun öyle" dedi yanımda oturan Seda hemen radarlarını açıp.

Hoş geldin Seda! Bende diyordum nerede kaldın?

"Arkadaşlar bir şey atmışta ona güldüm" dedim telefonu kapatıp.

"Gösterde bende güleyim" dedi ima ederek.

"İstersen kamerayı açıp verebilirim telefonu sana. Ben seni gördükçe gülesim geliyor çünkü hiç uğraşmayalım" dedim sahte bir gülümsemeyle.

"Yaaa Cahit bana ne diyor?" dedi hemen ilkokul çocuğu gibi şikayet ederek.

"Seda" dedi abim yandan bir bakış atıp. Bu bakışı çok iyi biliyordum ve Seda'da biliyordu ki sustu.

Gülümseyip arkama yaslandım. Bugün keyfimi bozmayacaktım çünkü beni bekleyen Kurt'a gidiyordum. Havaalanına geldiğimiz de telefonuma baktım ama herhangi bir cevap yoktu. Biraz moralim bozulsa da kendimi topladım sonuçta görevliydi. Telefonları kapatıp bilet kontrolünden geçip uçağa bindik. Seda için doktordan özel izin almıştık uçağa binebilmesi için.

Uçak kalkınca içimdeki heyecan daha da arttı acaba Emre beni karşısında görünce ne yapacaktı?

Iğdır Havaalanına indiğimiz de saat gece yarısı olmuştu bile. Yorgunluktan halsizce bir taksi durdurup eve geçtik. Gözlerim uyku ile uyanıklık arasında gidip geliyordu. Sabah çok erken bir saatte uyanmış ve yorucu bir gün geçirmiştim. Lojmanlara geldiğimiz de kendimizi direkt eve atıp odalarımıza geçtik. Abim bavulumu yukarı çıkartıp 'iyi geceler' deyip gidince üstümü değiştirip kendimi yatağa attım.

"Gamze" diye seslenen abim ile gözlerimi açtım, kapıyı tıklatmıştı.

"Abi" dedim uykulu sesimle.

"Hadi abicim geç kalmayalım. Günaydın" dedi abim kapının arkasından.

"Geliyorum abi" dedim hemen yataktan kalkıp.

Heyecanla valizimi açıp içinden siyah bacaklarımı saran kumaş pantolon üstünede beyaz şifon bir gömlekle yine siyah uzun bir ceket çıkarttım. Askeriye olduğu için biraz daha ciddi bir giyim tarzı seçtim ilk gün için. Aşağı kata inip ütüyü aldım ve azda olsa bavulda kırışmış olan giyeceklerimi ütüleyip, giydim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapıp, yüzüme biraz renk versin diye hafif bir makyaj yaptım. Hazır olunca aşağı indim abim beni bekliyordu.

"Ben kahvaltıyı orada yapıyorum normalde ama ikimize tost yaptım bugünlük" dedi. Abimin tostu efsane olurdu.

"Harikasın sen abicim" dedim. Kaynayan suyla kahveleride bardaklara koyup abimle birlikte hızlı bir şekilde kahvaltı yaptık ve evden çıktık. Yanıma ders notlarımı da almıştım.

"Bugünlük sabah boşluğu olduğu birde tanışma olsun diye erken gidiyoruz. Normalde dersler akşam olacak, Haşim Albay ile saatleri boşluklara göre belirleyip bir çizelge yapacağız sana. Unutma Gamze dikkatini çeken bir şey olduğunda direkt bana gelip söylüyorsun" dedi abim bana bakıp.

"Tamam abi merak etme" dedim güven vererek.

Askeriyeye geldiğimiz de abim beni kendi odasında bırakıp içtima için çıktı. Yarım saat sonra bir Asker gelip beni konferans salonuna getirip kapıda ayrıldı. Elimde ders notlarıyla bir süre durdum kapıda. İçeriden gülüşme sesleri geliyordu, kapıyı yavaşça açıp içeri girdiğimde bütün sesler kesildi ve bakışlar bana döndü. Gözlerim ile içeriye bakıp onu bulduğumda hafifçe gülümsedim.

"Merhaba" dedim.

2801 Kelime

Bir bölümün daha sonuna geldik.

Sürekli yeni bölüm soranlar neden başınızı kaldırıp bölümün başına bakmıyorsunuz, ısrarla gözlerinizi kapatıyorsunuz? Cidden merak ediyorum. 🤔

Bölümler hakkında daha çok bilgi almak için lütfen hesabı takibe alın. Duyuruları panodan yapıyorum.

Bölüm tekrarlarından bıktık diyenler kitabı bıraksın kimseye zorla okutmuyorum. Cidden beni yazmaktan soğutuyor bu yorumlar. Uygulamadan dolayı oluşan hatayıda kendim yapmış gibi kabul edecek değilim. Final yazısını ne zaman görürseniz o zaman okuyun, çok okumak istiyorsanız benide yormayın artık.

Dağ Başında Aşk'ın ikinci kitabı Nöbet Başında Aşk Tanıtım bölümü ile Yayında. Semih'in hikayesi🌸

Gamze'nin tepkisi sizce Ceyda karşısında doğru muydu? Ne olursa olsun aile meseleniz diyerek kendini uzak tutmaya çalıştı.

Zeliş'i hatırlamayanlar 35. Bölümde ufak bir yerde geçmişti. Israrla okumadan geçenlere o bölümde birçok spoiler ve detay var dikat edin demiştim.

Sizce Gediz çocuğunu kabullenecek mi öğrendiği zaman? Yoksa şimdiye kadar nasıl devam ettiyseniz öyle edin ben yokum mu der?

Gamze ne kadar üzülse de Zeliş için bunları bilerek yaptığı ve Gediz'e ulaşmadığı için kızgın. Eğer Gediz'e söyleseydi her şey farklı olabilir derken sizce haklı mı yoksa yine aynı mı olurdu?

Ceyda ve Gamze kısa süreli aralıklarla Iğdır'a geldiler. Dostlukları son görüşmelerinin ardından sizce nasıl ilerler?

Cahit ve Seda'nın bebeğinin sağlıklı olmasına sevinenler burada mı?

Bebeğin erkek olduğunu tahmin edenler kimlerdi?

Gamze heyecan içinde Emre'ye döndü ama sizde Emre'de bir gariplik hissettiniz mi?

Ceyda, Emre ve Gediz arasında bir gece önce ne konuşulmuş olabilir?

Dersler başladı bakalım heyecan dorukta. 20 tane Askerle nasıl başa çıkacak Gamze?

Emre'nin kıskançlıkları hepiniz biliyoruz. Bakalım Kurt'umuz nasıl dayanacak bu derslere?

Emre ve Gamze arasında neler olacak hep birlikte göreceğiz.

Oy vermeyi unutmayınız lütfen. ⭐

Continue Reading

You'll Also Like

22.2M 901K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
1.3M 78K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
183K 8.3K 47
↝TAMAMLANDI 0540****: Cenk silahları aldın mi . 0540****: Cevap ver bana. Gece: Galiba yanlış numaraya mesaj yazdınız . Gece: Ne silahı ya . 0540****...
723K 27.7K 90
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...