LEYLA İLE MECNUN

By NisanUlusoy

2M 91.4K 3K

Dubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinde... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21. Bölüm
22.BÖLÜM
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.BÖLÜM
30.Bölüm
31.BÖLÜM
32.Bölüm
33.Bölüm
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.Bölüm
38.BÖLÜM
39.Bölüm
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.Bölüm
44. BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48. BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51.Bölüm
52.BÖLÜM
İlerideki bölümlerden bir alıntı -1-
53. BÖLÜM
54.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
Ilerideki bölümlerden bir kesit-2-
57.Bölüm
Ilerideki bölümlerden bir kesit-3-
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
66.BÖLÜM
67. BÖLÜM
68.BÖLÜM
69.BÖLÜM
70.BÖLÜM (FİNAL)
Yeni Hikaye Duyurusu

11.BÖLÜM

30.5K 1.5K 24
By NisanUlusoy

LEYLA İLE MECNUN 11.BÖLÜM

Davetiyeler; tüm sosyeteye; işadamlarına ve önemli kişilere dağıtılmıştı. Bu gece için her şey ayarlanmıştı. Reşat Bey her şeyin kusursuz olduğunu görünce bir kez daha torunlarıyla gurur duydu. Oğulları ona istediği şeyleri verememişti ama torunları kendisine yakışır şekilde davranmışlardı. Özelliklede Ali Poyraz onun torunu gibi değil oğlu hatta arkadaşı gibi olmuştu. Batu'yu da seviyordu elbette ama o daha çok İstanbul'da yaşamış ve büyümüştü ve dedesine daha mesafeliydi ama Ali Poyraz onun her şeyiydi. Onu görmediği yirmi gün içinde özlemişti. Sonunda Dubai'ye dönecekleri içinde mutluydu ama Poyraz'ın kafasını karıştıran başka şeyler vardı adı gibi emindi ki bu daha tanışamadığı mimar hanımla ilgiliydi...

Poyraz ve Batu siyah birer takım elbise giymişlerdi, bu gece tüm kadınların gözü onlardaydı. Günlerce iki kuzen konuşulacaktı sosyete dergilerinde. Poyraz Meltem'in gelmesini beklerken, Batu'nun aklı ise Gece'deydi. Dün Batu'nun sekreterini aramış ve yemeğe gelemeyeceğini bildirmişti. Özür dilemeyi de unutmamıştı. Neden gelmediğini düşünüyordu Batu. O gün adliyede onu ikna ettiğine o kadar emindi ki. Son anda ne olup vazgeçtiğini anlamaya çakışıyordu. Ona ulaşmaya çalışmıştı ama telefonu kapılıydı iş yerine gittiğinde erkek arkadaşıyla ufak bir tatile gittiğini öğrenmişti üzülmüş müydü? Evet. Yıllar sonra ilk kez bir kadın için sabırsız olmuştu, dün gece yiyecekleri yemek için şık bir restorandan yer ayırtmış her şeyi tüm ayrıntılarına kadar hesaplayarak onunla daha yakından tanışmak için can atmıştı fakat akşam doğru gelen haberle yıkılmıştı. Gece ondan kaçıyordu ama neden? Sevgilisi olması umurunda değildi.'Eğer gerçekten onu sevseydi bana öyle bakamazdı.' diyordu. Bu işin peşini bırakmayacaktı ama önce otelin açılışında kendisinden beklenileni yapacak dedesini gururlandıracaktı.

Meltem o gece için özel bir kıyafet almıştı. Nar çiçeği tonlarında, uzun, vücudunu tamamen saran bir modeldi. Göğüs dekoltesi, gizem uyandıracak kadar sınırlıydı fakat cesur bir sırt dekoltesiyle nerdeyse kalçalarına kadar gelen bir V şeklindeki açıklıkla herkesi hayran bırakacak haldeydi. Saçları sıkı bir topuzla toplanmıştı gözleriyle uyumlu bir makyaj yapmıştı kırmızı dudakları bile insanı aşka davet ediyordu. Bu gece otel sahiplerinden çok ilgi çekeceği aşikardı...

Poyraz'ın dedesi Reşat Bey açılış konuşmasını yapmış Poyraz'ı sahneye çağırmıştı. Poyraz herkese özelliklede bahçeyi yapan kişilere teşekkür etmişti ama Meltem hala ortada yoktu, o gözleriyle onu arayıp konuşmasını sürdürürken konuşmasının birden salondaki fısıltılar artmıştı. Herkes kuğu gibi, salona yavaş adımlarla giren Meltem'e bakıyordu tabi Poyraz'ında gözlerini ayırmadan ona bakması fısıltıların artmasına sebep olmuştu. Batu durumu anlayınca Poyraz'ın yanına giderek mikrofonu elinden aldı,

''Evet, sayın konuklar artık eğlence başlasın...''diyerek onu sahneden çekti, Poyraz;

''Ne oluyor ya?''diyerek Batu'ya baktı,

''Ne yapayım daha fazla saçmalamadan seni oradan almam gerekliydi.'' Poyraz'ın Meltem yüzünden mikrofonda donup kalması Batu tarafından zamanında fark edilmiş ve durum kurtarılmıştı. Poyraz, Batu'ya teşekkür anlamında gülümsedikten sonra onu geride bırakıp sakin adımlarla Meltem'e yaklaştı. Meraklı bakışlar altında ona doğru yürüyordu karşısındaki muhteşem yaratığa bakmaktan kendini alamıyordu onu ilk kez bu kadar güzel ve çekici görüyordu,

''Sonunda geldin ama geç kaldın sana teşekkür etmiştim duyamadın...''

''Merak etme duydum yeni girmiştim salona bir süre uzaktan seni izledim, sen beni görmedin.''

''İyi ki de görmemişim, o zaman daha fazla saçmalardım.'' Dedi gülerek,

Meltem gülümsedi Poyraz'a. Aslında o ne kadar yakışıklı göründüğünün farkında değildi. Siyah smokin şeklindeki takım elbisesi onu haddinden fazla çekici göstermişti kadınların gözü Poyraz'daydı ve bu çok canını sıkmıştı hayatında ilk kez birisini kıskanmıştı,

Bir süre daha birbirlerini süzdükten sonra Poyraz lafa girdi söylemeden geçemeyecekti,

''Muhteşem görünüyorsun.''

''Teşekkürler sende öyle...''

''Ben ne diyeceğimi bilemiyorum sanırım salondaki en şanslı kişi benim, bu güzel kız benim yanımda nede olsa...''Meltem hafifçe kızarmıştı bu kadar iltifata alışkın değildi çünkü,

''Of Poyraz yine utandıracaksın beni...''diyerek birazcık sitem etti.Poyraz'sa Meltem'e önce gülümsemiş sonra;

''Hadi gel, seni birisiyle tanıştırmam lazım.'' diyerek elinden tutup çekiştirmeye başlamıştı. Meltem'se çocuk gibi bir rüzgara kapılmış gidiyordu. Adı Poyraz'dı bu rüzgarın. Onu çaresizce ardından sürüklüyordu ve o sadece seyrediyordu kendini ...

''Dedecim bak tanıştırayım. Meltem hanım... Peyzaj mimarımız, otelin bu muhteşem bahçesi bu güzel bayanın ellerinden çıktı. Canım, bu yakışıklı adamda dedem Reşat Ahmet el-Zarraf.'' Reşat Bey'in elini sıkarken tedirgindi Meltem. İlk kez Poyraz'ın aile büyüklerinden birisi ile tanışıyordu.

''Demek otelimizin bahçesinin bu muhteşem görüntüsünü sana borçluyuz. Çok memnun oldum ve tebrikler kızım...''demişti Reşat bey, ona kızım demesi Meltem'i sevindirmişti resmi değildi, göründüğü gibi korkutucuda değildi halbuki onun hakkında neler duymuştu. Dubai'de dört karısı olduğu onlara acımasız davrandığı, iş hayatındaki katı kuralları huysuzluğu gizli aile yapısı her şey Reşat Beyi duvarlarla örülü bir adam yapıyordu ama o adam Meltem'e elini uzatıp babacan tavrıyla bakmış ve kızım diyerek tebrik etmişti,

''Ben, teşekkür ederim efendim sadece işimi yaptım...''dedi.

''Demek hem güzel hem de alçakgönüllüyüz. Poyraz senden bahsettiğinde anlamıştım. Onu bu kadar etkilediğine göre sadece güzel olamaz diye düşünmüştüm, haklıymışım.'' Dediğinde Meltem yanaklarının pembeleştiğini hissetti. Bunu fark eden Reşat Bey'in bu durum hoşuna bile gitmişti. Bu zamanda utangaç ve alçak gönüllü bir aile kızı bulmak çok zordu ona göre...

''Poyraz bey abartmış dediğim gibi ben sadece işimi yaptım istediklerinizi gerçekleştirebildimse ne mutlu bana...''

Reşat Bey ufak bir kahkaha attı;

''Poyraz bey, bence abartmamış az bile söylemiş seninle tanıştığıma mutlu oldum, yine konuşacağız. Daha sonra yakından tanışacağız ne de olsa dedi. Poyraz Meltem'in iyice utanmaya başladığını anlayınca hafifçe kendine doğru çekti,

''Dedeciğim biz izninizle dans edelim.''

''Tabi çocuklar edin. Bende eski dostlarıma bir merhaba diyeyim...'' diyerek uzaklaştı, Meltem biraz olsun rahatlamıştı. Elinde değildi ki o her zaman bu tür durumlardan sıkılmış ve utanmıştı. Yine de Reşat Bey'in babacan ve nazik tavrı onu biraz olsun rahatlatmıştı.

''Deden çok tatlı bir insanmış ben daha farklı bekliyordum.''

''Ne mesela? Asık suratlı, adam yiyen vahşi bir Arap mı?''

''Dalga geçme Poyraz, sadece onun hakkında okuduklarım kendisine hiç uymuyor da...'' Poyraz o an Meltem'in dedesi hakkında basında yazılan garip şeylerden etkilendiğini anlamıştı.

''Öyledir dedem... Onu yakından tanıdıkça seveceksin. Sadece bazı kuralları ve inandığı şeyler var onlardan asla taviz vermez, onun dışında dünya tatlısıdır. Basında hakkında çıkan asılsız şeylere gülüp geçer. Hatta''Daha iyi kimse yanıma kolay kolay yaklaşamaz.''diyerek hoşuna bile gider.

''İlginçmiş, yinede o kadar korkutucu olmadığını bilmek güzel.''

Meltem, Poyraz'ın önünden piste doğru yürürken sırt dekoltesi, Poyraz'ın dikkatini çekmişti. Elbisesinin derinliği altlara kadar geliyordu ve en son bittiği yerde siyah bir yazının başı görünüyordu. Çince bir harfe benziyordu ''Bu yazının devamı acaba neresine kadar iniyor.'' diye düşündü, sonra ''Bu dövme gerçek mi diye?''Kıskanmıştı o yazıyı yazan kişiyi, hatta bir an onu öldürmek istedi, sevdiği kadının en mahrem yerlerini gören adamın gözlerini oyabilirdi. Yok, ona tersti bu tür şeyler. '' Evet evet.'' Diyordu. İleride ilk iş o dövme silinecekti...Ama önce ona sıkıca sarılıp kokusuna içine çekerek dans etmek istiyordu.

Pistin ortasına doğru geldiklerinde tam dans edecekken Meltem'in önüne geçen bir adam Meltem'e baktı ve konuşmaya başladı,

''Ooo... Meltem Hanım sizi de burada görmek ne güzel...''deyince Meltem kibarca gülümseyerek cevap verdi,

''Ben otelin bahçe düzenlemesini yaptım o yüzden buradayım.''

Kimdi bu adam ve Meltem onunla neden konuşuyordu? Yanında Poyraz varken üstelik, adam devam etti;

''Öylemi, aferin sana büyüdüğünü göstermiş oldun hepimize. Hadi gel bakalım bir dans edelimde anlat bana şu otel işini, İzninizle Poyraz bey.'' diyerek Meltem'i elinden tutup biraz daha ileriye götürdü. Poyraz'sa şaşkındı, Meltem itiraz etmeden o adamla gitmişti, sahnede dans ediyorlardı. Birbirlerine bakarak ne konuştuklarını merak ediyordu, adamın eli Meltem'in sırtında geziyordu bir ara dövmesini üzerine bile denk gelmişti. Poyraz bu manzaraya daha fazla dayanamayacaktı adamın suratına bir yumruk geçirip sevdiği kadını çekip alacaktı ama dedesinin bakışları onu durdurdu çünkü Reşat Bey'de Meltem'e bakıyordu. Poyraz'ın bir şeyler yapacağını anlamıştı. Poyraz'sa olduğu yerde kalmıştı, bu gece ailesi için özeldi bunu mahvetmeyecekti ama daha sonra o adamın Meltem'e dokunan elini kıracağına yemin etmişti...

Sahnede ise aylardır yapılmamış bir konuşma gerçekleşiyordu,

''Neden böylesin? Neden ben mutlu olduğumda sende olmuyorsun? Tıpkı onun gibisin...''

''Biz mutluyuz Meltem sana bir şey dedik mi? Evden ayrıldın sustuk, kendi büronu açıp bizimle çalışmadın sustuk, bizden başka herkesi hayatına soktun bizi dışladın sustuk. Bu otelde bile çalıştığını yeni öğreniyorum söyler misin biz ne zaman bu kadar uzak olduk küçük kardeşim...'' Cenk annesinin ölümünden sonra evden ayrılıp ondan uzaklaşan kardeşiyle çok uzun zamandır görüşmüyordu. Birkaç kez gecelerde karşısına çıkmıştı fakat genelde ağabey'i sarhoş ya da her zamanki gibi umursamazdı. Ne olmuştu da hesap sorar hale gelmişti.

''Biz hiç yakın olmadık ki ağabey. Sen farklıydın babam gibiydin katı sert duygusuz. Ama ben ve annem öyle değildik. O evde annem yüzünden vardım ama ölünce beni o evde bağlayan bir şey olmadığını anladım.''

''O benimde annemdi Meltem sadece sen üzülmüşsün gibi davranmayı kes artık.'' Diyerek kardeşini azarladı. Hala aynı adamdı işte sadece küçük bir kız çocuğu gibi onu azarlayıp duruyordu. Karşısına alıp güzelce konuşmayı bilmezdi Cenk Soydan...

''Hadi ya! Niye o zaman annem ölür ölmez hiçbir şey olmamış gibi işlerine döndün, kendini gece hayatına atıp her gece farklı kadınlarla yatıp kalkarak mı acımızı paylaştın? Ya babam daha annem öleli iki ay olmadan kendine genç sevgili yaptı, bana şimdi numara yapma annemi hiç önemsemediniz siz. Hastalığında bile bıkmıştın ondan. Son günlerinde yanına bile uğramaz oldun. Ölür ölmezde hayatına devam ettin yasını bile tutmadın...''

Aslında haklıydı Meltem, Cenk daha çabuk toparlanmıştı. Çünkü annesinin hasta halini çok daha önceden biliyordu. Lale hanım yıllarca bu hastalıkla mücadele etmişti. Meltem üniversitede okuduğu için çoğu zaman arkadaşlarında kalıyordu. Yurt dışında yaptığı staj ve Lale hanımla Cenk'in çabaları sonucu Meltem bu durumları hiç öğrenmemişti. Okul bittiğinde, Lale hanımın hastalığı ilerleyince Meltem'e durumu anlatmak zorunda kalmışlardı. Cenk ise annesinin bu haline dayanamadığı için genellikle gece geç saatlerde geliyor ve onunla sabaha kadar konuşuyordu. Lale hanım ne olursa olsun güçlü durması ve kardeşine destek olmasını söylüyor onu rol yapmak zorunda bırakıyordu. Çoğu geceler odasında uyumadan düşündüğü sabaha kadar ağladığı bile oluyordu. Tabi Meltem bunları görmediği için ağabeyini babası gibi iş güç ya da farklı şeylerle ilgilenen ailesine bağlı olmayan birisi olarak görüyordu. Cenk bazen annesinin Meltem'i daha çok sevdiğini ve tüm sorumlulukları omzuna yıktığı için ona kızıyordu. Ama Cenk ağabeydi aralarında sekiz yaş vardı ve Meltem'i korumak zorundaydı. Cenk bir şekilde bu olayı atlatabilirdi. Ama Meltem çok duygusaldı kolay kolay bu duruma alışamazdı.

''Yapma Meltem, bu kadar acımasız olma herkes acısını farklı yaşar ben annemi kaybedince hayatım durdu başka şekillerde unutmak istedim, gündüzleri deli gibi çalışırken geceleri farklı bedenlerde unutmak istedim. Babama gelince, o annemi çok sevdi ama uzun zamandır hastaydı o ölene dek onu aldatmadı ama öldükten sonra başka kişilerde sevgiyi aramasını çok görmemek lazım...'' diyerek kendini savunmaya çalıştı,

''Sende onaylıyorsun ya bunu pes! Bir şey diyemiyorum, neyse size iğrenç hayatınızda başarılar benden uzak durun yeter ...''diyerek gitmek istedi fakat Cenk onu sıkıca tutarak tekrar kendine yapıştırdı,

''Dur lütfen, bana bunları söylüyorsun ya eğer kendimi bir pislik gibi hissetmemi istiyorsan evet ediyorum ama ben annemi en az senin kadar sevdim Meltem bunu bil, dediğim gibi herkesin acısını yaşama şekli farklı. Biz kardeşiz senin benden uzak olman hiç hoşuma gitmiyor bunda benimde suçum var gitmene izin vermemeliydim ya da seninle daha çok ilgilenmeliydim ama lütfen son bir şans ver bana, sana ağabeylik yapamadım ama arkadaşın olabilirim lütfen...'' diyerek kendini Meltem'e affettirme çabasına girmişti. Annesi ölünce evden ve herkesten uzaklaşmasını acısına bağlamış onu zorlamamıştı. Ama Meltem gün geçtikçe bu uzaklığı artırmıştı. Cenk'in artık geçte olsa bu gidişe dur demesi gerekiyordu. Fakat Meltem her zamanki gibi izin vermiyordu.

''Sen o şansı iki yıl önce kaybettin beni babama karşı savunmadın bile, evden gitmeme izin verdin, arayıp sormadın, bana inanmadın. Siz olmadan yapamayıp eve tıpış tıpış döneceğimi sandın ama yanıldın şimdi ağabey'im olduğun yenimi aklına geldi...''

''Meltem ben...''

Poyraz sahnedeki ikilinin hararetli şekilde ne konuştuklarını merak ediyordu sonra dikkatlice bakınca bu adamı bir kez daha gördüğünü hatırladı evet o gece Meltem'i eve bırakırken ayakta konuştuğu adamdı bu hızla yanlarına doğru gitti eliyle adamın omzuna dokundu sonra Meltem'in elinden tutarak kendisine çekti, Cenk'in daha fazla konuşmasına izin vermedi.

''Sanırım mimarımızla dans etme sırası bana geldi...''

Cenk Meltem'le yaptığı konuşmanın yeri ve zamanı olmadığını anlamış daha fazla uzatmak istememişti.

''Tabi buyurun Poyraz Bey...''dedikten sonra Meltem'e dönerek;

''Meltem söylediklerimi unutma... İstesek de biz kopamayız, görüşürüz tatlım...'' diyerek uzaklaştı Poyraz delirmek üzereydi. Meltem'i kendisine iyice yapıştırmıştı,

''Kimdi o adam?'' diye sinirle sordu,

''Boş ver önemsiz biri bahsetmeye bile değmez.'' Diyerek konuşmak istememişti Meltem. Bu gece otelin açılış gecesiydi. Ve Poyraz'ı aile sorunlarıyla sıkmak istemiyordu.

''Önemsiz ha! Bir saattir adamla dans ediyorsun ve ben o adamın sana dokunması izliyorum. Ne bu şimdi? Sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun.'' Ses tonu arttıkça Meltem korkmaya başlamıştı. Bir şey söyleyemiyordu çünkü şaşkındı .Poyraz'ı ilk kez bu kadar sinirli görüyordu.

''Kim o adam dedim sana, niye seninle böyle konuşmasına izin veriyorsun. Kahretsin Meltem konuşsana...''

Meltem'i korkuttuğu yetmemiş gibi sıkıca bileğinden tutmuş ve farkında olmadan fazlaca sıkmıştı. Meltem'se hem korkmanın hem de canının yanmasının verdiği acıyla Poyraz'ın elini hızla itti.

''Bileğimi acıtıyorsun bırak beni...''diyerek uzaklaşmaya çalıştı. Hızlı adımlarla terasa doğru ilerledi. Poyraz'sa hala sakinleşmemişti. O da Meltem'in arkasından terasa hareketlendi. Tam kapıdan balkon kısmına çıktıklarında Meltem'in kolundan yakalamıştı,

''Buraya gel... Kimse bana arkasını dönemez, bunu sana daha önce söylemiştim. '' gözlerinden ateş fışkırıyordu, Meltem bu Poyraz'ı hiç sevmediğini fark etti bir an;

''Şimdide maçoluk mu yapacaksın? Israrcı Poyraz, romantik Poyraz, şimdide maço Poyraz hangisi sensin?''

''Hiç biri ya da hepsi. Ne fark eder? Hala bana o adamın kim olduğunu söylemedin?'' Meltem Poyraz'ın hala aynı tavrı ısrarla göstermesine çok üzülmüştü. Tamam, pistte dans ettiği adamı kıskanması normaldi fakat bunu Meltem'e söyleyiş tarzı ve tavırları canını fena halde sıkmıştı. Poyraz'a döndü. Ona iyice yaklaşarak konuşmaya başladı.

''Beni ne kadar tanıyorsun Poyraz? Sana bunu bir gece sormuştum ve sende benim hakkımda öğrendiklerini sıralamıştın. Tabi adamlarından öğrendiklerini, ama bazı şeyleri unutmuşsun... Bunları ancak benden öğrenebilirdin gerçekten tanımaya çalışsaydın tabi.

Mesela benim maçoluktan hiç hoşlanmadığımı ve kadınların üzerinde baskı kurmaya çalışan erkeklerden de nefret ettiğimi öğrenebilirdin.'' arkasını döndü tam içeri girecekken tekrar konuşmaya başladı;

''Ayrıca içeride dans ettiğim adamın ağabey'im olduğunu da...''diyerek içeri girdi. Poyraz'sa şaşkındı, bu kez baltayı taşa vurmuştu. Bir süre düşündü bir ağabey'i olduğunu biliyordu ama onu ikinci kez görmüş olmasına rağmen araştırıp kim olduğunu öğrenmemişti belki de Meltem haklıydı. Gerçek Meltem'i araştırarak değil zamanla öğrenecekti, onu severek ve ona güvenerek...

Continue Reading

You'll Also Like

10.7K 1.5K 37
Hikayenin başlangıcı... Onları bir araya getiren bir kader vardı.
5.2K 1.4K 200
Hergün bir tane Sevgili Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'in İsimi Şeriflerini öğreniyoruz 🌹 Sizde biz...
528K 39.7K 45
🌺 ~ " Muâşaka Serisi " ~ 🌿 -Çünkü ben senelerdir başımı yastığa koyduğumda, benden çalınan hayatımın acısını masal ederek daldım zehir zemberek rüy...
21.5K 1.2K 15
Aşk. Üç kelimelik sihir dolu sözcüğü yaşayanlar kadar yaşayamayanların masalıdır bu hikaye! Kimileri kavuşur kalbinin diğer parçasına, kimileri de bi...