56.BÖLÜM

22.4K 994 37
                                    

Sen...

Pardon siz demeliydim...

Siz kaç yüzlüydünüz?

Ben yanlışlıkla hanginizi sevdim?

-Özdemir ASAF-

Leyla ile Mecnun 56. Bölüm

'İlk günler her zaman zordur.' Kim söylemişse gerçekten doğru söylemişti. Hele Meltem için bu sözün doğruluğu tartışılmazdı. Genç kadın geçen iki hafta içinde yatmaktan sıkılmış hatta kısıtlı hareketleri yüzünden tüm bedeni ağrımaya başlamıştı. Hiç alışkın olmadığı bu duruma gittikçe alışacağına daha da beter olmuş ağlamadan geçen tek günü olmadan acınası bir hale gelmişti. İçinde bulunduğu durum yüzünden herkesi kendinden soyutlamıştı. Gece ve Cenk hariç kimsenin telefonlarına çıkmıyordu. Cenk ile konuşarak iyi olduğunu bir süre daha burada kalması gerektiğini anlatmıştı. Gece ise her gün arıyor Meltem'e moral vermeye çalışıyordu. Ama her konuşma sırasında Meltem gözyaşlarını tutamayarak yine ağlamaya başlıyor hem kendini hem de Gece'yi üzüyordu.

Reşat Bey o geceden sonra Meltem'i rahatsız etmemişti. Gelinine alışması için biraz zaman vermesi gerektiğini düşünüyor üzerine gitmek istemiyordu. Keşke Poyraz içinde bu durum o kadar sabırlı geçseydi. Fakat genç adam Meltem yüzünden her an tetikte yaşıyordu. Mutfaktakilerden, ev ile ilgilenen hizmetçilere kadar hepsini tembihlemişti. Onun sevdiği yemekler yapılıyor istekleri anında yerine getiriliyordu. Afra'dan her gece, gün içinde yaşadıkları ile ilgili detaylı rapor alıyor onun için geçen zorlu sürecin dayanılmaz olduğunu öğrendikçe kahroluyordu.

Daha fazla uzaktan izlemeye ne kadar dayanabilirdi bilemiyordu. Karısı izin verse yanına girip ona destek olmaya çalışacak her şeyin yoluna gireceğini söyleyip onu tüm sevgisiyle sarmalayıp yanında olacaktı. Fakat Meltem'in onu yanında istemediğini biliyordu. İki hafta sonunda hem Meltem hem de Poyraz ayrı ayrı acı çeker haldeydiler... Ama ne Meltem'in Poyraz'ı affetmeye niyeti vardı ne de Poyraz'ın onu zorlayıp affettirmeye cesareti...

O gece yine Poyraz için uzun geçmişti. Meltem'in hafif aralık olan kapısı önünde dururken içeriden gelen hıçkırık sesleriyle ellerini yumruk haline getirip dayanma sınırının en ucuna kadar gelmişti. Yine de odaya girip ona sıkıca sarılamamış uzaktan kendince üzülmeyi tercih etmişti. Sonrasında elinde süt ile odaya giren Afra'nın kapıyı örtmesiyle odasına gitmiş sinirden etrafı dağıtarak her yeri alt üst etmişti. Acısını çevresindekilerden çıkartmayı bir şekilde başarıyordu. Kimseyi bulamazsa eşyalardan alıyordu sinirini...

Reşat Bey ise torununun halini gördükçe üzülüyor ona sabretmesi gerektiğini söylüyordu. Poyraz daha ne kadar dayanabileceğini bilmez halde dedesinin öğüdünü dinliyor fakat her geçen gün inancının azaldığını ve kalbinin sızladığını hissediyordu.

Afra o sabah uyandığında Meltem'i kontrol etmiş onun uyuduğunu görünce duş almak için kendi odasının banyosuna girmişti. 'O uyanmadan çıkarım' diye düşünüyordu. Fakat Meltem onun gitmesinin hemen ardından ağzına gelen acımsı tatla yüzünü buruşturarak gözlerini açmıştı. Midesinde volkanlar patlıyor gibiydi ve dışarı çıkmak için hiçte iyi bir yol bulmamıştı. Eliyle ağzını tutarak öğürmesini kontrol etmeye çalıştı fakat ne yapsa başaramıyordu. Yatalak hastalar gibi üzerine kusmak istemiyordu. Herhalde bu onun için en pis ve acınası durumlardan biri olacaktı. Zorla da olsa doğrulmayı başardı.

''Afra! Afra! Nerdesin? Çok kötüyüm... Afra! ''

Afra suyun sesinden hiç bir şey duymuyor oyalanmadan duşunu almaya çalışıyordu. Meltem telsiz telefona uzanmaya çalıştı. Aşağıdan birini çağırıp yardım isteyebilirdi. Hemen yanı başında olmasına rağmen eliyle ağzını tutmayı bırakamadığından diğer eliyle telefonu almaya çalışırken panik yapıp yere düşürdü.

LEYLA İLE MECNUNWhere stories live. Discover now