39.Bölüm

25.9K 1.1K 35
                                    

LEYLA İLE MECNUN 39.BÖLÜM

Valizine gerekli tüm eşyaları koyduktan sonra bir şey unutup unutmadığını kontrol etmek için etrafa bakınmaya başlamıştı Meltem. Bir süre sonra aşağıdan Poyraz'ın sesi duyuldu;

''Meltem hadi uçağı kaçıracağız.''

Meltem elinde valizini sürükleyerek kapıya doğru yürüdü, odadan çıkarken son kez durup odasına baktı. Dört yıldır kaldığı odayı bugün itibariyle boşlatmıştı. Eşyalarından çoğunu Poyraz'la oturacakları yalıya göndermiş birazı da arada kafa dinlemek için kaçarım umuduyla buradaki dolabında kalmıştı. Yine de Poyraz'dan ayrı bu evde tek başına kalmayacağını hissediyordu. Annesinin ölümünden sonra dört yıl boyunca bu oda, bu duvarlar ona arkadaşlık etmişti. Derin bir iç çekerek odasının kapısını kapattı.

Poyraz merdivenlerin başında elinde valiziyle yürüyen Meltem'i görünce hemen yanına koşarak elinden valizini almıştı,

''Ne koydun sen bunun içine sevgilim. Fazla bir şey alma oradan alırız demiştim sana.''

''Öyle de, dayanmadım sevdiğim her şeyi koydum işte. Hem balayı için gidiyoruz alışverişe vaktimiz olmayabilir.''

Poyraz gülümsedi ilk kez Meltem'den böyle cesur bir cümle duymuştu çünkü;

'Hımm bak bunda haklısın kolay kolay adadan, hatta odadan çıkmayacağımız kesin.''

Meltem birden utanarak merdivenlerden inmeye başladı. Neden kızarıyordu ki sanki, az önce bu kozu kocasına kendisi vermişti. Aslında adanın şehre uzak olduğu için sık sık dışarıya çıkıp alışveriş yapamayacaklarını anlatmak istemişti ama Poyraz her zamanki gibi işine geleni anlamıştı işte...

Poyraz valizi arabaya yerleştirirken o evinin kapısını kilitlemişti. Annesinin mirası olan evi satmayı asla düşünmüyordu. Belki ileride onunda bir kızı olursa bu evi ona hediye edebilirdi.

Arabaya binerek siteden çıktıklarında hala gözleri arkasında kalan evindeydi.

''Meltem evi satmıyoruz sonuçta istediğin zaman gelir görürsün. Üzülme bu kadar.''diyerek teselli etmeye çalışmıştı Poyraz;

''Haklısın canım, ama ne bileyim annemin ölümünden sonra burayı bana bıraktığını duyunca çok şaşırmıştım, burası bana çok iyi geldi yaralarımı sardım, sanki bu evde annemin varlığını hissediyor gibiydim. Şimdi artık burada hiç yaşamayacağımı bilmek beni birazcık hüzünlendirdi.''

'Yeni evimizi sevmedin mi yoksa?''

Meltem gülümsedi.

''Ben senin olduğun her yeri severim kocacım, ayrıca oraya ev demen haksızlık oluyor senin aldığın yalının yanında benim evim kulübe gibi kaldı .''

''Orası artık bizim evimiz aşkım. Orada yaşayıp çocuklarımızı orada büyüteceğiz.''

Meltem başını yine önüne eğmişti. Bu çocuk meselesi birden nerden çıkmıştı ki sanki?

O anda eczaneye uğrayıp ilaç alması gerektiğini hatırladı. Ama Poyraz'ın yanında almaya çekindi. Şimdi durup dururken tartışmak istemiyordu ama Dubai'deki eczane sistemini bilmiyordu. Acaba orada bu tür ilaçların satılması yasal mıydı? Ya da her isteyen kadın gidip alabiliyor muydu? Pek sanmıyordu, çünkü her turiste sonsuz imkanlar tanıyan bu şehir kendi halkının kadınların hiçte adil davranmıyordu. Kadınlar ikinci sınıf vatandaş gibiydiler. Çoğu kapalı ve ev hanımıydı. Kocası zengin olanlar bile evde oturup çocuk yaparak vakitlerini geçiriyordu. Allahtan orada yaşamak zorunda kalmamışlardı. Poyraz haftanın bir ya da iki günü Dubai'ye gidip iş bağlantılarını ayarlayacaktı. Batu, Rusya'da yapılacak alışveriş merkezi için sık sık gidip gelmek zorunda kalacağından o da otelle ilgilenmeyi üstlenmiş böylece eski düzeni bozmamıştı.

LEYLA İLE MECNUNWhere stories live. Discover now