44. BÖLÜM

20.8K 1K 31
                                    

Zarraf konağında günler herkes için hızla akıp giderken tek bir kişi için geçmek bilmiyordu.

Meltem...

Meltem bir yandan dilini, geleneklerini ve hayatlarını bilmediği insanlarla beraber, kültürüne çok yabancı olduğu bir ülkede yaşamaya çalışırken bir yandan da kocasına destek olmaya çalışıyordu.İlk hafta Reşat bey'in iğleşme süreci devam ederken sürekli evde kalmış zamanla sıkılmaya başlayınca kocasının ona bulduğu sera'da geçici olarak çalışmaya başlamıştı.

Sera eve yakındı ama Poyraz nedense onu her sabah şoförle gönderiyor akşam hava kararmadan da yine aynı şekilde aldırıyordu. Akşam eve geldiğinde Afra ile sohbet ediyor ondan birkaç kelime Arapça öğrenmeye çalışıyordu. Hiç olmazsa konaktaki hizmetlilerle iletişim kurabilmesi ve ortama alışabilmesi için biraz dil öğrenmenin sakıncası olmadığını düşünüyordu. Afra ise tüm gün Reşat Bey ile ilgileniyor akşam olduğunda evine dönüyordu. Reşat bey her ne kadar evde sıkılsa da torununun işlerin başına geçmesiyle içten içe mutlu oluyor artık bu koca konakta yalnız yaşamayacağı için seviniyordu.

Poyraz işlere hızlı bir giriş yapmıştı. Dedesi kriz geçirmeden önce yeni ihalelere girdiği için iş yükü çok fazlaydı. Onun bu yaşta bu kadar işin altından nasıl kalktığına hala şaşırıyordu. Dedesine mahcup olmamak için tüm gün yoğun şekilde çalışıyordu. Tek tesellisi akşam eve geldiğinde karısının ona sevgiyle bakan yüzüydü. Meltem'e bir süre daha serada çalıştıktan sonra burada sürekli yaşayacaklarını söyleyecekti. Fakat biraz daha zaman gerektiğine inanıyordu. Bu yüzden karısı ona ne zaman gideceklerini sorduğunda işlerin çok yoğun olduğunu bir süre daha burada yaşamaları gerektiğini söyleyerek konuyu kapatıyordu. Allah'tan Meltem bu konuda hırçınlık yapmıyor Poyraz'a elinden geldiği kadar destek oluyordu. Poyraz onun gibi bir eşe sahip olduğu için çok mutluydu. Tabi bu mutluluğun Meltem'in gerçekleri öğrenmesiyle bozulacağından ölesiye korkuyordu. Bu yüzden bir an önce karısının hamile kalmasını umut ediyor bunun için tüm gün yorgunluktan her yeri ağrısa da geceleri karısını rahat bırakmıyordu.

Meltem kullandığı ilaçları hala kocasına söyleyememişti. Onun bir an önce baba olma isteğini anlayışla karşılıyordu ama kendisini buna hazır hissetmediğinden hiç olmazsa birkaç ay daha geçmesini bekliyordu.

O sabah karnında hafif bir sızıyla uyanmıştı. Kadınsal hormonları görevlerini yerine getirmiş evliliğinin ilk ayını atlatmıştı. Poyraz işe gittiği için hemen kalkıp banyoya girdi önce ılık bir duş aldı sonrada durumuna uygun bir şeyler giyerek kendisini güvende hissetti. Nedense genç kız olduğu andan beri bu haftayı hep tedirgin geçirmişti. Asla etek giymemiş ya pantolon ya da rahat şortlarla haftayı geçirmeyi tercih etmişti, böyle kendisini çok daha rahat hissediyordu.

Dubai çok sıcak olduğundan bermuda tarzındaki lacivert şortunu üzerine de sıfır kol salaş bir tişört giymeyi tercih etti. Yüzündeki beyazlığı yok etmek için hafif makyaj yaparak saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamıştı. Aşağıya kahvaltıya indiğinde aceleyle birkaç lokma yemiş ardından hemen ağrı kesicisini içmişti. İşteyken bu ağrıların onu rahatsız etmesini istemiyordu. Gerçi tüm gün saksı değiştirmek çiçekleri düzenlemek dışında bir şey yapmadığı için fazla bir iş yükü de yoktu. Bahçelerde dolaşan özgür hallerini özlemeye başlamıştı. Ama Poyraz'ın yoğun olduğunu ve bir süre daha burada kalmaları gerektiğini biliyordu. Evlilik, eşlerin sadece iyi değil zor günlerde birbirinin yanında olması demekti. Ve Meltem sonuna kadar kocasının yanında olacağını gösterecekti.

Meltem kahvaltısını bitirmiş masadan kalkmak üzereyken Reşat Bey elindeki bastonla beraber kendisine yaklaşmaktaydı. Bazen yürürken dengesini kaybettiği için destekleyici bir baston kullanıyordu. Meltem'in üzerindeki kıyafeti baştan aşağıya süzerken kaşlarını çatmıştı;

LEYLA İLE MECNUNWhere stories live. Discover now