Storm In Hogwarts // Dramione

Autorstwa MadamRiddle

204K 11.5K 21.9K

✨Hermione, Draco'nun büyük sırrını öğrendiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.✨ 👑 WattpadFanficsT... Więcej

Gemiler
|1| Yemin
|2| Denizden Gelen
|3| Gökyüzüne Bakmak
|4| Mavi
|5| Gece
|6| Nefret
THEO
Cevaplar
|7| İtiraf
|8| Geçmiş
|9| Özgür
RICHARD
|10| İksir
|11| Aşk Ve Gurur
DRACO
|12| Mektup
PANSY
|14| İlk Defa
HERMIONE
|15| Fotoğraf
WILLIAM
|16| Ziyaret
|17| Hogwarts
SLYTHERIN
|18| Görev
|19| Plan
|20| Mucize
|21| Siyah
|22| Karar
|23| Korku
|24| Taç
ANKET
|25| Güven
|26| Ev
TOM
|27| Katil
|28| Temas
|29| Seçim
|30| Buluşma
|31| Kupa
|32| Düğün
|33| Cesur
|34| His
|35| Yolculuk
|36| Saray
Yeni
|37| Yüzleşme
Adios
|38| Aşk /Final
WILLHARD

|13| Sabah Kahvesi

4K 284 245
Autorstwa MadamRiddle


Draco uykusunu alamamış, gömleğinin üst üç düğmesi açık ve yeşil kravatı bağlanmamış, halde erkekler tuvaletinin aynasında kendine çekidüzen vermeye çalışıyordu.

Yüzünü soğuk suyla yıkadıktan sonra boynundan aşağıya akan su damlalarını görmezden gelerek kalın kazağını geçirdi üstüne.

Bu sırada büyük tahta kapıyı ayağıyla iterek açan Theo ile aynada göz göze geldiler. "Günaydın Günışığı!" dedi genç adam içeri girip arkasından kapıyı kapatırken.

Birkaç adım daha yaklaştı sarışına temkinlice "Ne bu halin sabahın köründe biriyle yiyişmedin umarım." dedi dağılmış halde karşısında duran Malfoy'a.

Draco bir şey söylemeden ona bakmaya devam ediyordu ama hırslı nefes alış verişinden Theo bir sorun olduğunu sezmişti. Malfoy aniden çocuğun üstüne yürüyüp uzun kollu kazağını çekip çıkardı üstünden.

Sadece gömleğiyle kalan Theo vücuduna değen soğukla irkildi. "Hey hey sarı çiçeğim! Biliyorum yakışıklılığıma dayanmak zo-

Malfoy'un bu sefer de çocuğun gömleğinin koluna saldırmasıyla sözü yarıda kesildi ve sol kolunu ondan çekip arkasına saklayarak birkaç adım uzaklaştı, sırtı duvara çarpana kadar.

"Draco ne sikim işler döndürüyorsun kafanda! Kendine gel."

"Kolunu aç!" dişlerini sıkarak çocuğun üstüne yürüdü.

Sol kolu arkasında, sırtı duvara yapışmış halde durmaya devam ediyordu Theo gözleri yaşla dolmasın diye dudaklarını kemirirken. "Siktir git ruh hastası!" diye ittirdi sarışını göğsünden.

Malfoy bu sefer sinirle çocuğun arkasında tuttuğu kolunu görmek için bileğine sertçe yapışıp kendine çekti, Theo'nun tüm karşı koyma çabasına karşın, beyaz gömleğin kolunu yırtarcasına açarken küçük düğme de kopup yere düştü.

Draco kuruyan dudaklarını diliyle ıslatıp Theo'nun gözlerine bakarak çocuğun gömleğinin kolunu yavaşça yukarı sıyırdı, Karanlık İşaret ortaya çıkana kadar.

Theodore mahçup ve titrek göz bebekleriyle sarışına bakıyordu nefes almadan, Draco'nun gördüğü leke karşısında ruhundan bir parça daha kopup havaya karışmıştı.

"Draco b- Theo konuşmak, her şeyi anlatmak istedi ama kelimeler dilinden dökülmüyordu.

Malfoy çocuğu ensesinden sıkıca tutup alnını çocuğunkine dayadı, bir eli hala leke'nin üzerindeyken."Neden söylemedin?" dedi fısıltıyla.

Soğuk nefesleri birbirine karışırken Theo sonunda konuşacak cesareti buldu. Sesi hala biraz titrekti. "Söyleyemedim, hayatımı yeterince siktiler. Önce Pans'i sonra da seni kaybedemezdim.

Draco alnını dayadığı çocuğun başını alıp omzuna bastırırken Theo içinde kalan her şeyi bağıra bağıra ağlayarak gözyaşlarıyla akıtmamak için büyük çaba gösteriyordu.

"Bana gelmeliydin. İlk bana söylemeliydin Theo.." dedi omzuna yaslı duran başa doğru mırıldanarak.

"Senin de hayatını karartmak için mi?" Theo hafifçe kafasını kaldırıp Draco'ya baktı. "Cissy'nin güneşim diye sevdiği oğlunu böyle bir karanlığa mı çekseydim."

Theo başını sarışının omzundan kaldırıp karşısına geçti. "En azından ailen sana böyle bir şeyi yapamayacak kadar değer veriyor." dedi burnunu çekerek.

Draco'nun hüzünlü bir bakışla kıvrıldı dudakları, sol kolunu sıyırırken "Cissy güneşim diyebilir ama Lucius Malfoy o günü çoktan geceye çevirdi bile."

***

Pansy kütüphanenin kare tahta masalarından birinde, sol kolu kıvrılıp başına yastık olmuş, sağ kolu ise ok gibi dümdüz halde uyukluyordu.

Kısa düz saçları yüzüne dağılmış, ince siyah kaşları çatık ve koyu renk dudakları hafif aralıktı.

" Parkinson?"

Hermione dersin başlamasına birkaç dakika varken, sınıfa gitmek ve kızı uyandırmak arasında kalmıştı.

Elindeki kitaptaki sayfaların köşelerini tırnaklayarak hasar verirken kararsızca bir kez daha seslendi. "Parkinson?" dedi koluna dokunarak.

Dokunuşun etkisiyle kız yerinden sıçrarken saçları darmadağın halde yüzünü kapattı. "Hı?" dedi uykulu bakışlarla.

Hermione ne demesi gerektiği hakkında biraz düşündü ama bir şey bulamadı. "Şey, iyi misin?"

Genç kız siyah saçlarını ve dağılmış gömleğini düzeltirken kızarmış gözlerini zar zor açıyordu. "İyiyim Granger, uyuyakalmışım." dedi kıza bakmadan.

Birkaç saniye sonra hala başında dikilen Gryffindor kızına dikti gözlerini soru sorar gibi.

" Şey, eğer ko- Neyse ben derse geçeyim." ani karar değişikliğiyle masadan uzaklaşacaktı ki

Pansy kırpıştırdığı gözleri ve havaya kaşlarıyla kıza döndü. "Granger?" Draco eğer kıza söylediysen seni öldürürüm sarı yılan.!

"Efendim?"

"Draco'yla hiç konuştun mu? Dünden beri?" sorgulayıcı koyu gözler Granger'ın üstünde geziyordu.

Hermione stresle alt dudağını ısırırken olumlu anlamda kafasını salladı.

"Siktir!" diye dişlerinin arasından fısıldadı genç kız masaya dönerken.

"Parkinson bak-

"Neyse sus." dedi kız etraftaki kalabalığı gösterirken.

Hermione ağzına hayali bir fermuar çektiğinde Pansy huysuzca gülümsedi.

"Kahve içelim mi?" bu fikir birden bire ayağa kalkan güzel slytherin kızından çıktı.

"Nası-Şimdi mi?"

"Evet. Sabah kahvesi hem uykudan ayılmış oluruz."

"Parkinson ders başl-

" Ooff! "diye içini çekerek böldü kızın sözünü ve koluna girip Granger'ı kapıya doğru sürüklemeye başladı. "Hermione," dedi kıza dönüp "Benim yanımdayken derslerden bahsetmeyi bırakman gerek. Alerjim olduğunu hatırlıyorsundur."

***

Birkaç saat sonra iki genç kız bahçeye atılmış eski kahverengi tahta masalardan birinde, bitmiş kahve bardakları hala ellerinde sohbet ediyorlardı.

"Hogwarts express'inden inip okula gelene kadar, birbirimizin her şeyini öğrenmiştik." dedi Pansy gülerek. "Seçmen şapka seni Gryffindor'a yerleştirmezse diye korkup ona büyü yapmak istedin."

"Şşh!" dedi Hermione kıkırdamasını kesmeden. "Ama yapmadım."

"Okuldan atılmaktan korkmasan yapacağından emindim." siyaha yakın gözler kahverengi kıvırcık saçlarda gezindi. "Çok garip." dedi birden Pansy durgunlaşıp.

"Nedir garip olan?"

"Birinci sınıfta en yakın arkadaşım sen olacaksın diye düşünüyordum. Ama Malfoy-Potter kavgaları yüzünden biz de ayrı kaldık."

"Doğru.." dedi Hermione kazağının bilek kısmıyla oynarken. "Neden uzaklaştık ben de anlamadım. Keşke böyle geçmeseydi yıllar."

"Keşke.." Pansy elindeki bardağı kenara itti. "Onlar yüzünden ayrı kaldık şimdi yine onlar sayesinde bir araya gelebildik. Ben-" Derin bir nefes aldı "Draco'nun sana anlatabileceğini hiç düşünmemiştim."

Hermione gerginliğini gizlemeye çalışırken ince parmaklarıyla masada ritim tutuyordu. "Merak etme Pansy ben kimseye-

"Hala ondan hoşlanıyor musun Hermione?" siyah kaşı havada merakla sordu genç kız.

"Pans-

"İtiraz etme. Birinci sınıftayken sana şey dediğinde.. Günlerce ağlamıştın."

"Bulanık."diye tamamladı kızın cümlesindeki eksikliği.

"Kelime değil, söyleyenin Draco olmasıydı ağlatan. Değil mi?"

"Çocuktum."

"O da çocuktu.." dedi Pansy yatıştırıcı bir sesle. "Artık farklı bunu görüyorsun değil mi Hermione?"

Genç kız hafifçe kafasını salladı. "Bana karşı daha..iyi."

Slytherin kızı başını arkaya atıp uyuşmuş boynuna masaj yaptı. Siyah kısa saçları geriye düştü. "Hermione.." dedi iç çekerek. ''Aptal olma. Sana böylesi bir sırrını açacak kadar güveniyor. Bunun anlamını biliyorsun."

"Bana güvenmesi aşık olduğunu göstermez Pansy."

Genç kız masaya dayadığı dirsekleri eşliğinde ağrıyormuş gibi alnını tuttu. "Yıllar aptallığından hiçbir şey götürmemiş Granger."

"Sen de hala hatırladığım gibisin, fazla patavatsız." dedi Hermione imalı gülüşle.

Pansy dudak büzüp boynunu büktü. "Teşekkür ederim."

Kısa bir gülüşmeden sonra "Seninle konuşmayı gerçekten özlemişim Pansy, her zaman istesem de yanına gelmeye hep çekindim."

"Ben de seni özlemişim.." elini Gryffindor kızının omzuna koydu dostça. "Ve sırlarımızı koruduğun için teşekkür ederim Hermione."

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

julela 'texting Autorstwa uno

Krótkie Opowiadania

695K 35.9K 76
"her fırsatta yüzüne vuracağım. önce sövdün kimse seni almaz dedin sonra sen koştun diyeceğim" _ 17518
73.7K 4.1K 15
-Biri dünyana girer ve aniden tüm dünyan değişir- "Onu öpmeye devam ettim,saniyelerce,dakikalarca.. Draco'yu öperken bir çok şey hissediyordum; yeni...
1.6K 106 11
Liseye daha yeni başlayan çoçuklar . Arkadaşlarından ayrı sınıf a gönderilen Tuana ilerdeki arkadaşlarıyla ayni sınıfa düşer ve her şey böyle başlar...
781 58 8
Kitap İsmi: 7th Time Loop: The Villainess Enjoys a Carefree Life Married to Her Worst Enemy!/7. Zaman Döngüsü: Kötü Kadın, En Kötü Düşmanıyla Evli Ol...