Trabzon'a Gelin ( Düzenlenece...

By nuitvid

14M 491K 245K

İzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası... More

1. Bölüm - Hayatımın Değişeceği Gün
2. Bölüm - Beklenmedik Haber
3. Bölüm - Rüya Değil
4. Bölüm - Trabzon'da İlk Gün
5. Bölüm -İlk Karşılaşma - Düğün Günü
6. Bölüm - Fotoğraf Çekimi - Düğün Günü
7. Bölüm - Düğün Salonu - Düğün Günü
8. Bölüm - Evde Devam - Düğün Günü
9. Bölüm - İmam Nikağı - Düğün Günü
10. Bölüm - Sabah
11. Bölüm - Yavaş Yavaş Isınma
12. Bölüm - Beraber İlk Gece
13. Bölüm - Alışveriş
14. Bölüm - Akşam
15. Bölüm - Uzungöl
16. Bölüm - Dağ Evi Tatili
17. Bölüm - Korku
18. Bölüm - Film
19. Bölüm - Salıncak
20. Bölüm - Part 1
21. Bölüm - Part 2
22. Bölüm - Kıskançlık
23. Bölüm - Özür Dilerim
24. Bölüm - Ağlıyordu!
25. Bölüm - Etkiliyor Beni...
26. bölüm - 1
27. Bölüm - Kıskandığını Belli Ediyorsun
28. Bölüm - Hamam
29. Bölüm - Doya Doya Öptüm
30. Bölüm - Cadı Karı
31. Bölüm - Dokunma Bana
32. Bölüm - Sana Doyamıyorum
33. Bölüm - Hasta Çok Hasta
34. Bölüm - Benim Olmaya...
35. Bölüm - Taş Mübarek Taş
36. Bölüm - 1.Kısım
37. Bölüm - 2. Kısım
38. Bölüm - Anne Olabilirdim
39. bölüm - ne yapayım Mecnun olup Leyla'yı ?
40. bölüm - botokslu Hatce
41. bölüm - hamsi köy sütlacı
42. bölüm - bayram
43. bölüm - hastane
44. bölüm - sürpriz
* karakterlerimiz *
45. bölüm - Rize
46. bölüm - karlı Ayder
47. bölüm - hadi aşkım
48. bölüm - senin yüzünden
49. bölüm - hamilelik
50. Bölüm
52. Bölüm - Hastane
53. Bölüm - Alışveriş
54. Bölüm - İki Melek
55. Bölüm - 1. Kısım
56. Bölüm - 2. Kısım
57. Bölüm - İstanbul
58. bölüm - Doğum Günü
59. Bölüm - Gerçekler
60. Bölüm - Savaş
61. Bölüm - sakin ol
62. Bölüm - Sezon FİNALİ

51. Bölüm - Kuru İftira

189K 6.7K 1.8K
By nuitvid

51. Bölüm - Kuru İftira

Camı açıp içeri temiz hava girmesini sağladığım da içimi ferah tutmaya çalıştım. Toprak her şekilde kurtarırdı beni buradan.

" Tamam geliyorlar. "

Kapattığı telefonla beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

" Endişe edicek bir durum da yok. Sadece kattan ayrılmayacağımız şekilde dağılmış alevler. Birazdan söndürürler bizde evimize gideriz. "

Kafamı aşağı yukarı sallayarak sessiz kaldım. Öyle abartılacak bir yangın değildi zaten. Ama yine de hafiften bir korku hissediyordum. Bu yüzden iyice sarıldım kocama.

" Neden oldu ki şimdi bu? "

" Bilmiyorum meleğim. Biri kasıtlı yapmış gibi. "

" Kesin o Cansu yaptı. "

Sinirle elimin altında olan Toprak'ın gömleğini sıkmıştım. Ama haklı olabilirdim. Başka kim niye yapardı ki ?

" Ondan başka yapabilecek birisini tanımıyorum zaten. Gel oturup bekleyelim. "

Beni kendisiyle beraber masasının olduğu koltuğa çekerken o kendi yerine yayılmış bende önün de masaya oturmuştum.

" Şu halimize bak. Dışarıda alevler almış başını gidiyor biz burada öylece oturuyoruz. "

Çoktan durmuş olan alarm sesinin yokluğuyla bu sefer birbirimizi gayet net duyabiliyorduk.

" E ne yapalım hatun? Tek çaremiz bu. Hem sen niye masaya oturuyorsun ki? Gelsene kucağıma. "

" Hep kucağındayım zaten, iyi burası. "

"Ama ben hep kokunu solumak istiyorum. Senin ve bebeğimizin elimin altında olmasını istiyorum. "

Beklentiyle bakan gözlerine içten bir şekilde gülümsedim ve dediğini yapıp masadan indim.

" Oldu mu ? "

" Oldu. "

Belimi sararak beni kendisine yasladığın da kollarımı boynuna sardım.

" Toprak ... "

" Hı. "

İstediğim cevabı alamayınca başka türlü denedim.

" Kocacım... "

" Efendim. "

Kafasını kaldırıp yüzüme bakmıştı bu seferde ama yeterli değildi.

" Aşkım... "

" Söyle meleğim. "

" Hani biz bu evliliğe başlarken bir anlaşma yaptık ya aramızda. "

" Evet. "

Yaslandığım göğsü gerilirken , yumuşaması için elimi hafif dokunuşlarla boynunda gezdirdim.

" Neden mutlu gibi davrandık ki? Sonuçta zaten yeni evliydik. "

" Eğer sana dokunmadığımı ve asık suratımla davrandığımı annem bilseydi o zaman benim için pek iyi olmazdı. Üstelik asıl amacım ben seni sevmiş gibi davranırken aslında ailem seni sevmeyecek ve pişman olucaktı. Yani İzmir'den gelen bir kız ise böyle olur diye düşünmüştüm. "

" Şimdi ne düşüyorsun ? "

" Şimdi annem ve yengeme teşekkür ediyorum , seni bana getirdikleri için. Ayrıca Ece'yi de unutmamak gerekir. Hakkını nasıl öderim bilmem ama en çok da o istedi seni. Nasıl çaldıysan küçücük kızın kalbini. "

Sırıttım. Ben de Ece'yi çok sevmiştim ve onu bir daha görmeyi çok istemiştim.

" Bir sonra ki hedefim de kendi bebeğimizin kalbini çalmak o zaman. "

Tek gözümü kırpıp kafamı kaldırdım ve burnumu burnuna sürttüm.

" Benim kalbim neyine yetmiyor ? "

Boğuk çıkan sesiyle gözlerinde gördüğüm karartı yanlış sularda yüzdüğümün bir göstergesiydi. Bu yüzden kafamı geri göğsüne koyup ellerimi boynunda sıkıca sardım.

" Bilmem. Biraz aç gözlüyüm sanırım."

" Dua et bir kızımız olsun. Yoksa çok zorlu zamanlar bekliyor seni ? "

" Neden ? "

" Sana aşık olan bir erkeğe daha dayanamam sanırım. Hele de senin gibi güzel bir annesi varken o hayran bakışlar... Yok sen bana özelsin. "

Düşündüğü şeyi onaylamaz, kaşları çatılırken ciddi olmadığını biliyordum. Sadece benimle eğleniyordu ve ne olursa olsun çocuğumuzu seveceğinden eminim.

" Erkek doğurayım da gör sen. "

Dudaklarımı büzerek gözlerine meydan okurcasına baktım.

" Nasıl oluyormuş o ? Ayrıyeten kendin seçebiliyor musun bu cinsiyet işini hatun ? "

Omuz silktim. Ne olursa olsun fark etmeyecekdi ki !

" O değil de, ben hemen alışverişe çıkmak bebek kıyafetleri bakmak istiyorum. "

Sabırsızlıkla kurduğum cümleye Toprak'da güldü.

" Daha bir cinsiyet belli mi olsa güzelim? O zaman neler neler alırız birlikte. "

" Haklısın. "

Kapının bir an da açılmasıyla elim ayağıma dolanmış ve öylece kala kalmıştım. Toprak ise direk kapıya dönmüş ve gelene bakmıştı.

" Pardon Toprak Bey , ben alevleri söndürdük diyecektim. "

Duyduğum yabancı erkek sesiyle, utancımdan kafamı Toprak'ın boynuna sakladım. Şuan hiç doğru bir pozisyon da değildik.

" Tamam sen çıkabilirsin teşekkür ederim. "

Kapının kapanma sesiyle kafamı hâlâ kaldırmayıp Toprak'ı bırakmadım. Hep böyle yakalanmak zorunda mıydık biz ?

" Tamam meleğim hadi kalk. Gelen güvenlik görevlisiydi ve tanımıyorsun bile, dert etme . "

" Yine de hiç hoş olmadı. "

" Boşver. "

Ben başımı kaldırmayınca, hatta utancımdan kaldıramayınca Toprak benimle beraber kalkıp beni indirdi. Çok rahat davranıyordu ve bu canımı sıktı. Ya da ben çok takıyordum.

Sonunda sönen alevler ve kararan duvarların arasından geçerken Toprak, itfaiyeciler ve güvenlik görevlileriyle konuşmuştu. Sabaha da kamera kaydını isteyerek beni arabaya götürmüş ve eve doğru yol almaya başlamıştı.

Yol boyunca ayrılmayan ellerimiz arabadan inerken ayrılınca geri hemen elimi tutmuş evin ziline heyecanla basmıştı. Sonunda yetiştirmesi gereken bir torun haberi vardı.

" Yangından haberleri yok meleğim, o yüzden bu konuyu açmayalım. Gerilmesinler hiç. "

" Tamam. "

Kapının açılmasıyla bizi karşılayan Ela'yla suratım asıldı. Sanki bizim gelmemizi umursamamışta abimi arıyor gibiydi.

" Abim İstanbul'a döndü Beyza, hiç bakınma ! "

Ela kızarırken Toprak var diye konuyu değiştirmişti bile.

" Beyza değil Ela ! Hem ben abine bakınmıyordum. "

" Kuzen, inan belli ediyorsun ve hiç çekinme, ailecek anladık aranızda ki bakışmalardan. Yakın da babam ' gel iste ' derse şaşırma. "

İkimizde Toprak'a şaşkın bakışlarla bakarken onun nasıl anladığına hayret ettik. Demek ki sadece ben değil herkes farkındaydı.

" Bakmayın şöyle, benim daha mühim haberlerim var hem. "

Toprak beni bile bırakıp hızla içeriye girdiğinde ta kapı ağzından sesini duydum.

" Müjdemi isterim canım ailem. Size torun geliyor. Anacım sen de artık doya doya sevinirsin. "

Ben utançla kızaran yanaklarımı gizlemek istercesine kafamı eğmiş ve girmiştim içeri ve herkesten sevinç nidaları yükselmişti.

Mahmut baba, Emine anne ve diğerleri hepsi teker teker kutlarken Zeynep ablaya baktım. Beklediğimin aksine o da çok sevinmiş ve bana sıkıca sarılmıştı.

" Canım gelinim benim. "

Emine anne beni kolunun altına çekip iyice sarıldığın da sanki anneme sarılırmış gibi bende sarıldım.

" Hayırlı olsun abicim, yengecim. Allah analı babalı büyütsün. "

Onur ve Oğuz da kendilerine eğlence çıkarırken bütün aile mutlu olmuş ve bütün gece eğlenmiştik. Mahmut baba da bana sıkı sıkı sarılmış ve kızı gibi değer verdiğini göstermişti. Belki de babamdan daha çok baba olarak görüyordum onu. Bana ' kızım ' demesinden tutup, bir baba şevkatiyle sarmasına kadar.

Ece biz geldiğimizde çoktan yatıp uyumuşken onun haberi olmamıştı. Biz de ailecek çayımızı içip mutluluğumuzu paylaştıktan sonra odalarımıza geçmiştik.

" Sende baban ve annene söyleyecek misin meleğim ? "

" Sanmıyorum. Abim söylemiştir zaten. "

" Peki. "

Toprak banyoya geçerken ben de dolabımdan geceliklerimi çıkarıp üstüme geçirdim. Ardından saçlarımı da topuz yaparak yatağımıza doğru ilerledim.

Yatağa yatmadan önce perdelerin açık olmasıyla bu sefer de ben gidip çektim perdeyi. Toprak'ın bu konu da hassas olduğunu anlamış ve kendime de alışkanlık haline getirmiştim.

Perdelerden sonra ışığa da yöneldiğim de kapatıp yatağın ortasına geçtim. Bir zamanlar bu yatakta özellikle en uca giderdim. Şimdi sevdiğim adamı yatağın ortasın da bekliyordum.

" Yatakta mısın güzelim ? "

Toprak'ın sesiyle gülümsedim ve fazla sesli olmayacak şekilde seslendim.

" Evet. Seni bekliyorum. "

Yatağın soğukluğunu, üzerimde ki şort ve sıfır kollu atletle hissederken şimdi anlamıştım bir şeyi. Önceden her seferinde sığındığım odamda ki yatağa girdiğim de ısıtmak için uğraşırdım. Şimdi yatağı ısıtmak yerine, beni ısıtsın diye Toprak'ı bekliyordum.

" Geldim. "

Toprak'da yanıma eşofman altı ve tişörtüyle geldiğinde hemen yorganın altına girerek beni sarmaladı.

" Bunlarla üşümüyor musun meleğim? "

" Üşüyorum. "

" E o zaman? "

Elini kolumda gezdirerek ısıtmaya çalışırken iyice yapıştım ona.

" Sen beni ısıtsın diye dert etmiyorum ama. "

Yüzünde ki gülümsemeyle, artık alışkanlık olan iyi geceler öpücüğü mü de dudaklarım da hisseder hissetmez gözlerimi yumdum.

Belki zamanında babam akşamları üstümü örtüp öpmemişti ama, şimdi beni sararak uyumadan önce öpen, çocuğumun babası vardı.

Eli karnıma indiğinde sıcaklığını karnımda da hissettirerek beni huzurlu bir uykuya bıraktı.

...

Toprak'dan...

İpek'den önce banyodan çıkıp üstümü giyindikten sonra ona da kıyafet çıkarıp yatağa bıraktım.

İki saat dolabın başında ıslak ıslak oyalanıp üşümesini istemiyordum . Ne kadar odamız sıcak olsa da her banyodan çıktığında üstüne hemen bir şeyler geçiriyor ve üşüdüğünü bana belli ediyordu.

Ben üstümü çoktan giydiğim için yatağa oturup beklerken İpek'de yanıma gelmiş ve çıkardığım kıyafetlere gülümsemeyle bakmıştı.

" Bana kıyafet mi çıkardın? "

Gözünde ki aşkı bana en ince şekilde kalbime işlerken bende aynı o şekilde baktım ona. Ne isterse yapmak ve bir bebek gibi bakmalıydım ona...

" Hadi üşümeden giy. "

Üstünde sarılı olan havluyu indirmeden kısa bir an önce gözlerime tekrar baktı ama uyarıcı bakışlarıma bir şey diyemeden mecbur havluyu indirdi.

Gözlerim karnına kayarken ayağa kalkıp yanına ilerledim. İki hafta daha geçmiş ve bebeğimiz 2 aylık olmuştu.

" Nasıl bir bebek olucak acaba? "

" Babası sen, annesi ben olduktan sonra en güzel şekilde büyütürüz bebeğimizi. "

Utancından gözleri beni bulmazken sesi de kısık çıkmış ve kıyafetine uzanmıştı. Bende daha fazla kızarmasını istemeyip geri çekildim ve üstünü giymesine izin verdim.

Kot pantolon ve kazağını da üzerine geçirdiğin de yatağa oturdu ve ayakkabısını eline aldı. Ben de önün de diz çöküp elinden ayakkabısını aldım.

" Ben yardım edeyim hatun. "

" Bir kez daha yapmıştın bunu. "

Gözleri parlarken ve bana bakarken düşündüm. Başka ne zaman yapmıştım?

" Düğün günümüz de, gelinlikten dolayı eğilememiştim. "

Hatırlamama yardımcı olurken o an aklıma geldi. O zaman, o gelinlik için de ne kadar da güzeldi. Ama benim aptal kafam bu güzel kızı görmeyi inkar etmişti o zaman.

" Bir şey itiraf etmem gerekirse, o gün gelinliğin için de çok güzeldin. Durmadan sana bakmak isterdim o gün ama... "

" Ama o da senin aptallığın. Engelleyen yoktu, bakaydın. Hem hatırlatırım; o boşanma kararı da senden çıkmıştı. "

Meydan okurcasına dudaklarını büzüp kollarını bağladığın da ayakkabısını giydirip ayağa kalktım.

" Evet haklısın meleğim ama o zamanlar seni tanımıyordum bile. Bir evlilik çok zor geliyordu. "

O da ayaklandığın da elini elime aldım.

" Neyse boşverelim , ben başka bir şey söyleyeceğim. "

" Söyle bakalım. "

" Şimdi ben üniversite sınavına girecektim, öyle anlaşmıştık ama ben hiç çalışmadım. Hem de hamileyim. Nasıl yapıcaz. "

Açtığı konuyla kaşlarım çatılmış ve İpek'e bakıyordum. Çalışmadığı için başarma ihtimali çok düşüktü. Bir de kazansa bile çocuğumuzdam dolayı zorlanacaktı ve bana kalsa çalışmasına gerek dahi yoktu.

" Nasıl istersen güzelim. İstediğini yapabilirsin. Hatta girmek zorunda bile değilsin. "

Yüzünde düşünceli bir ifade yer alırken gözlerini inceledim. Çok kararsız duruyordu.

" Ama ben çalışmak istiyorum. Her seferinde evde oturup gelmeni beklemek çok sıkıcı. "

Suratı asıldığın da kendime çektim ve sarıldım. Ona da hak veriyordum. Annem ve kızlarla otursa da sıkıldığını belli ediyordu. Evde yapacak bir şey bulamaması ise bir süre sonra normaldi.

" Benim yanımda çalışmak ister misin? Zaten Cansu'da ayrılınca ve iki kızı da kattan ayırmak zorunda kalınca koca bir boşluğumuz var. İstersen sen doldur o kısmı. "

Göğsümden ayrılıp geri çekildiğinde parlayan gözleriyle baktı bana.

" Gerçekten mi ? "

" Evet. Hatta ben de bu şekilde seni hep görmüş olurum. Gözümün önünde olursun. "

" Tamam o zaman. Bugün başlayayım mı ? "

Yüzünde ki hevesi görünce kıyamadım ve saçlarına bir öpücük kondururken elini tutup odadan çıkarttım.

" Erken gidelim de orada kahvaltı yaparız o zaman. "

" Yaşasın. "

Gülümserken onun neşesi benim yüzümde koca bir sırıtma oluşturdu.

...

Sonun da şirkete geldiğimiz de arabadan iner inmez karımın elini geri tuttum ama elini çekmesiyle kaşlarım çatıldı.

" Öyle girmeyelim içeriye. "

" Sebep? "

" Sanki milletin gözüne ' o benim kocam ' der gibi sokmaya gerek yok. "

" Senin için gerek olmayabilir ama ben ' o benim karım ' imajı vermek istiyorum. "

Son sözü söyleyerek elinden tutarak içeriye girdim ve asansöre yöneldim. İpek ise tek laf daha etmeyip susmuştu.

" Ne oldu ? "

Yandan bir bakış atıp yüzüne baktığım da tatlı tatlı kaşlarını çatıp dudaklarını büzmesine gülümsedim. Dudakları beni öp diye bağırırken, gözleri sanki bana trip atıyor ve beni bulmuyordu.

" Hiç. "

İstifini bozmazken asansörün gelmesiyle onu içeri çekip hemen kapat tuşuna bastım. Sadece patronlara özel bir asansör olduğu için ve bizimkiler de şuan evde kahvaltı da olduğu için şimdilik asansöre binecek başka kimse olamazdı.

" Sen bana trip mi atıyorsun ? "

Kat tuşuna basmadan İpek'i duvara yaslarken kaşları kalkmış, gözleri açılmıştı ama dudaklarını düzeltmemişti.

" Ne münasebet. Niye atayım ki ? "

" Yani. Sırf elini tutmak istedim diye atman saçma bence de. "

Sadece susarak gözlerini kaçırdığın da dayanamayıp belinden çekerek dudaklarına yapıştım. O dudakları büzmekle büyük hata yapmıştı.

Üst dudağı, dudaklarımın arasında yer alırken öpmemek için direndi ama benim ısrarlı hareketlerime karşı gelemeden elleri boynumu buldu.

Sol elim duvardan destek alırken sağ elim belindeydi ve git gide kendimi kaptırırken durmak için çabaladım. Geri adım attıkça bile faydası olmuyor onu da kendime çekiyordum ama o sonunda benden ayrılmıştı bile.

" Şuan resmen asansör köşelerinde, asistanınızla kırıştırıyorsunuz Toprak Bey ! Çok ayıp. "

Soluk soluğa geri çekilirken düğmeye bastı ve kapının karşısına geçti. Bir yandan da aynaya dönmüş saçını düzeltmişti.

" Sizde bu adamı etkiniz altına alıyorsunuz ama... Yani siz ilk adımı atmasanız ben öyle bir şey yapar mıyım? "

En son yukarı toplanmış kazağını da indirdiğinde bende üzerimdeki ceketin yakasını düzeltip dikleştim.

" Aaa kuru iftira. "

Göz devirirken sol tarafında ki saçlarını kulağının arkasına yavaşça çekti ve tek gözünü arkasına dönerek çekici bir şekilde kırpmasıyla açılan asansör kapısından hemen kaçtı.

Ben de aynaya son bir kez bakıp görünüşümü gözden geçirince arkasından ilerledim.

Erken geldiğimiz için katta tek tük kişi varken İpek benim odama girer girmez gelmemiş sekreterlerden birinin telefonunun başına geçip kahvaltı için dışarıdan sipariş vermiştim ve odama ilerlemiştim.

Acaba doğru bir teklif miydi İpek'i yanım da çalıştırmak? Bir an aklımdan geçen soruyu düşünmek istemedim ve açtığım kapıyı kapatırken attığım adımla odaya göz gezdirdim ama İpek yoktu. Oysaki az önce içeriye girmişti.

İki adım daha attığım da bir anda arkadan sarılan kollarla rahatladım. Demek kapının arkasındaydı.

" Hem asansörde bırakıp kaç. Hem de gel odada geri sarıl. "

Belime sarılan ellerini gevşetip önüme çektim ve masanın önündeki tekli koltuğa doğru ilerlettim.

" Sonra da asistanla kırıştırıyor oluyorum. Sizin hiç mi etkiniz yok şimdi ? "

Sorduğum soruyla güldüğünü işitirken koltuğa oturmuş onu da karşımda orta sehpaya oturtmuştum.

" Tamam, belki biraz olabilir. "

" Biraz ? "

" Biraz tabii. Sen direk dudağıma yapışırken ben sadece sarılıyorum. "

" O da doğru. "

Mutlu ortamımız da rahatça arkama yaslanırken oldukça huzurluyum ve ta ki İpek'in sesini duyana kadar neredeyse kapanmış gözlerimle uykuya dalacaktım.

" Yangın hakkın da bir şey dememiştin Toprak. O nasıl olmuştu? "

Gözlerimi aralamaya bile değmeyecek bir konu olduğu için istifimi bozmadım ve yalan da olsa sırf huzursuzluk çıkmasın diye ağzıma ilk geleni söyledim.

" Bende anlamadım ki. Ayrıca çok önem vermedik bu konuya, olmuş bitmiş bir şey. "

Aslında o gün Cansu bunu bilerek yapmış ve kameralarda da görünmüştü ama sırf o kadını bir daha görmemek adına konuyu uzatmamıştım.

...

Çaylarımız ve kahvaltılıklarımızı sonunda bitirmiş ve artık yapmamız gereken işlerin saati gelmişken bir asistanla ortalığı toplatmıştım.

" Ben ne yapayım Toprak Bey? "

Tam ayaklanmış bodrum katta ki malları kontrol edicekken İpek'in sesiyle durdum. Ona ne yapmasını isteyeceğini bilmiyordum. Üstelik hamile olduğu içinde iş vermek istemiyordum.

" Meleğim sen boş gezenin boş kalfası misali dolan dur. Ne dilersen yap. Patron gibi takıl orta da. Sana kalmış. "

İpek'in cevap bile vermesine izin vermeden odadan çıkmıştım.

...

İpek'den...

Toprak son sözü de söyleyip çıktıktan sonra ben ne yapacağımı bilemeyip odadan çıktım ve etrafta dolanmaya başladım.

Güya eksik vardı ve beni bu yüzden çalıştırıcaktı ama şimdi yapabileceğim bir iş bile yoktu.

" Bir bakar mısınız acaba ? "

Kadının birinin bana seslenmesiyle o tarafa doğru baktım.

" Benim aşağıda bir işim çıktı, gelen bir arama olursa siz bakarsınız. Yenisin galiba, bu yüzden tanışamadık da ama sonra tanışırız. Dediğim gibi sadece aramaya baksan yeterli. "

Kadın daha suratıma doğru düzgün bakmazken elinde ki dosyalarla çoktan merdivene koşmuştu. Bende mecbur kadının masasına geçip oturmuştum. Daha neyi nasıl yapacağımı bilmiyordum ama anlardım sanırım diyerek ümit ettim.

Daha ben oturur oturmaz çalan telefonla alel acele telefonu açıp kulağıma götürdüm.

" Buyrun. "

" Toprak Bey'le bugün bir toplantı vardı, öğleden sonraya. Onu iptal etmek için aramıştım. "

" Tabii. Başka söyleyecek bir şeyiniz... "

" Yok teşekkürler. "

Telefonu tam kapatıp , bunu aklıma not ederken bir anda yüksek seste duyduğum bir bağrıltıyla o tarafa döndüm.

" Nerede lan şu Toprak denen herif ?! Çekilin önümden. "

Geçen ki kızlardan biri adamı durdurmak için peşinden ilerlerken, bir yandan o bağırıyor ve ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

" Beyefendi böyle giremezsiniz buraya. GÜVENLİĞİ ÇAĞIR YELİZ ! "

" Bana bakın. Benim nişanlıma iftira da bulunup ardından da kimse bu şirketten kovamaz duydunuz mu ? O Toprak denilen herif çıkıp hesap verecek. "

Hâlâ anlayamadığım olayla masadan kalkıp adamın arkasından bende ilerleyip karşısına geçtim.

" PARDON ! Ne diyorsunuz siz ? Kim kime iftira atmış? "

" Sen kimsin bacım ya, çekil karşımdan ! "

Beni görmek istemeyi reddedip yana kaydığında bende yana kaydım ve geçmesine engel oldum. Oysa iri yarı bir adamdı ve dokunsa uçardım sanırım.

" Bana bakın! Doğru düzgün ne olduğunu söylemezseniz size yardımcı olamam. "

" Madem öyle söyleyim. O çok bilmiş patronunuz benim nişanlımı, gözümün nurunu, orospu yerine koyup işten atmış. "

" NE ! "

Bir an duyduğum şeyle şok olmuş ve suratımı ekşitmiştim. Doğru kişiden mi söz ediliyordu?

" Sizin nişanlınız Cansu mu ? "

" Evet. "

Korktuğum sorunun cevabını alırken iyice sinirlenip bağırarak bu adamı kovamamak için kendimi zor tuttum.

" O zaman ortada bir yanlış anlaşılma da yok. Aynen o şekilde. Size tavsiyem de öyle bir kızla boşa zaman kaybetmemeniz. Sonra sizin için iyi olmaz. "

Sakince sözümü söylerken adamın karşısından tam çekiliyor ve arkamı dönüyordum ki kolumu sıkması ve beni duvara doğru itmesiyle yalpalamış ve yere düşmemek için kendimi zor tutmuştum. Elim ise direk karnıma gitmiş ve ilk aklıma gelen bebeğim olmuştu.

" Hop hop ! Napıyorsun birader sen ! "

Adam tam üzerime gelirken güvenlikçi bile engel olamayıp bir yumrukla yere yapışmış, bense öylece duvara sırtımı dayamış karnımı tutuyordum ama kaçmak istediğim an sert bir şekilde tekrardan sırtımdan duvara vurulmuştum.

" NE DEDİN SEN ?! "

" Bırak çabuk beni ! "

Adamı göğsünden itmeye çalışırken bir kaç kişi daha gelmiş ve adamı önümden çekmeye çalışmıştı ama adam kolumu sıkarken morartarak kimseyi tınlamamıştı.

" SEN BENİM NİŞANLIMA LAF MI ETTİN LAN AZ ÖNCE ! "

" Bıraksana kızı pislik ! "

Karnım da hissettim sancı daha da korkmama neden olurken bir yandan da adama engel olmaya çalışan bir kızın sesini duymuştum. Tek dileğim ise Toprak'ın hemen gelip beni ve bebeğimizi korumasıydı.

" Bırak beni ! "

Kolunu çekmeye çalıştığım da daha da sıkarken, koşar adım buraya gelen Toprak'ı çoktan görmüştüm.

" NOLUYOR LAN BURADA ! "

Toprak tam bir iki adıma yanıma varacakken adam sıkı sıkı tuttuğu kolumdan çoktan beni yere savurmuş ve topuklu ayakkabımın üzerinde düşerek ayağımı burkmama neden olmuştu.

Karnımda hissettim acıyla ise iki büklüm olurken gözümü yummadan önce gördüğüm Onur ve Oğuz'un da koşarak geliyor oluşuydu. Toprak ise ilk adım olarak o herife yumruğu geçirerek yere yığıp üstüne çıkmıştı.

" Yenge ! "

" İpek hanım ! "

Başıma gelen kızlardan birini ve Onur'u görürken gözlerim yaşlarla dolmuştu ve tek gördüğüm bacağımın arasında ki kan olmuştu!

...

İyi ki varsınız, sizi seviyorum❤️

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😘

Continue Reading

You'll Also Like

404K 34.2K 53
Texting ağırlıklıdır. (galiba) Dershanenin homof*bik serserisi Mete ve kalbi güzel sert oğlanımız Dorukhan arasında geçen pek de hoş olmayan mevzular.
5.7M 189K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
Eftalya By esmaa

Teen Fiction

291K 12.9K 21
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
413K 25K 16
Mafya ,arkadaşımın abisi, yaş farkı, aşk, erotizm,dram,aksiyon,romantizm...