WRİSTBAND | bts•bp

By 4htamaraA29

5.4K 677 1.8K

"Bileğinde ki bilekliği isterim." "Bu bileklik senden değerlidir!" {Not: Bu hikâye 'bamsı beyrek' isimli fil... More

•ONE•
•TWO•
•THREE•
•FIVE•
•SIX•
•SEVEN•
•EİGHT•
•NİNE•
•TEN•
•FİNAL•
Yeni kitap

•FOUR•

415 64 184
By 4htamaraA29

"Al çiçeğini çikolatanı,gel bu akşam kızımı istemeye."

<•>

Dörtlü ormanda dolaşırken dadı acıktığını söyleyerek denize doğru ilerlemişti.

Jungkook için çok önemsenecek bir şey değildi bu. Dadının acıkıp acıkmaması onun umurunda değildi lakin jimin için durum çok farklıydı.

"Acıktın mı? Keşke avladığımız geyiği orada bırakmasaydık. Ne yemek istersin?" Dadı kendisine ilk defa böyle ilgiyle yaklaşan bir bey gördüğü için şaşırmıştı lakin belli etmemeye çalışıyordu.

"Aslında balık güzel olabilirdi." Jungkook kafasını çevirerek jennie'ye baktı.

"Sende aç mısın jennie?" Jennie dakikalardır yerden çekmediği başını kaldırıp bakmıştı jungkook'a.

"Şey aslında geyiği de o yüzden avlayacaktım. Lakin sen avlayınca işte... Balık iyi olabilir." Jungkook az öncekine nazaran garip bir utangaçlığa girmiş olan kızın tatlılığına karşın tüm ciddiyetini yitirmişti.

Ona uzun süre iyi davranmayı düşünmüyordu lakin karşısında ki bu küçük kız yıkmıştı tabularını.

"Pekala. Jimin sen dadı için balık avla. Ben jennie ile birlikte diğer tarafta olacağım." Jimin rica gibi görünen ama aslında emir olan sözcükleri duyduğunda jungkook'un lafını ikiletmemiş ve ji-eun'u kolundan tutarak nehire doğru ilerlemeye başlamıştı.

Jennie acıktığını söylemişti lakin jungkook jennie için bir balık avlayacağını söylememişti. Sadece diğer tarafta olacaklarından bahsetmişti. Bu jennie'yi daha da üzerken bir anda kolundan tutulup ağaca sürüklenmesi ile neye uğradığını şaşırmıştı.

Jungkook ağaca yasladığı jennie'ye bakmıştı. Öyle bakıyordu ki sanki her zerresini ezberlemek istiyordu. Her şeyi özenerek yaratılmıştı kızın bunu fark etmişti oğlan.

Yıldızlardan daha parlaktı o güzel gözleri.

En çokta buna dikkat etmişti oğlan. Çok sevmişti kızın gözlerini. Bakarken içinde kaybolmak istiyordu sanki.

Kızın yüz hatlarını incelemesi yaptığı haraketle son bulmuştu. Tüm ciddiyeti kaybolmuştu jungkook'un çünkü jennie bakmaya kıyamadığı dudaklarını ona doğru büzmüş bir şekilde bakıyordu.

Tutamadı kendini ve birden gülmeye başladı jungkook.

"Öpeyim mi?" Dedi jungkook yüzünden silmediği gülümseme ile.

"Öpeceksen öp artık çenem ağrıdı." Jennie hemen öpmek istiyordu jungkook'u lakin çocuk o kadar çok gülüyordu ki,yaklaşamıyordu bile.

Jennie dayanamayıp sert bir biçimde yakalarından tuttu ve kendine çekti çocuğu. Jungkook anın yakınlığını fark ettiği an gülümsemesini yavaş yavaş silmiş ve ciddiyet takınmaya başlamıştı.

Birbirlerine yaklaştıkları sırada duydukları bir ses engellemişti onları.

"Şşt bebe! Yapamayacaksan söyle de abilerin bitirsin şu işi." Kendini bir şey sanan eşkiyalardan başkası değildi bunlar. Jungkook sinirlerine hakim olamayıp adamlara doğru ilerliyorken jennie'de peşinden gitmişti.

Jungkook elinde ki sert yüzükle birlikte attığı yumruk adamı tek hamlede bayıltmaya yetmişti. Diğer adam jungkook'u dövmek için yaklaşırken jungkook adamın karnına tekmeyi geçirmiş ve yanında bulduğu bir dalı toprağa sokup ondan destek alarak adamın diz kapağına uzunca bir baskı yapmıştı.

Sonda çıkan 'çıt' sesi adamın diz kapağının kırıldığını çağırıştırırken,etrafına baktı bir kez daha jungkook. Jennie nerede ve başka eşkiyalar var mı diye.

Jennie oradaydı lakin eşkiyalarda vardı.
Yalnız tek bir sorun vardı,o da jennie'nin üç eşkiyayı dövüp sıra sıra dizmiş ve ayağını da hepsinin üzerine koyarak jungkook'a bakmasıydı.

Jungkook jennie'nin yanına gitmiş ve iyi olup olmadığını kontrol etmişti.

"Karşı koyamadığın tek adam benim sanırım hm? Benim gözlerime bakarken korkuyorsun ama başkalarına gelince içinden canavar çıkıveriyor." Jungkook alayla konuştuğunda jennie cevabını çoktan hazırlamıştı.

"Onlar korkutucuymuş gibi yapıyorlar jungkook. Onlar arkalarında ki adamlara güveniyorlar. Onlar,kendinden korkan insanlara hükmedebilirler sadece. Sense gerçekten korkutucusun. Sen arkandakilere değil,kendine güveniyorsun. Sen sadece kendinden korkanlara hükmetmezsin. Sen senden korkmayanları bile kendinden korkar hale getirebilecek kadar hükmedebilirsin. Senden korkmamın sebebi bu. Sen her şeyden daha gerçeksin." İkiside ciddiyetle birbirlerine bakıyordu.

Jungkook jennie'nin elini tutmuş ve bu sefer kesin emin olduğu şeyi yapmak için yaslamıştı jennie'yi yaşlı bir ağaca.

İkiside birbirine yavaşça yaklaşırken gözleri kapanmıştı. Jungkook tam öptüğü sırada dudağına gelen sert ağaç kabuğu ile karşı karşıya kalmıştı.

Gözlerini açıp etrafına baktığında jennie'nin korkuyla bakan gözlerini ve hemen onun yanında bulunan hoseok ağa'yı gördü. Jennie'nin babasını...

Hoseok ağa jungkook'un alnına fiske vurduğunda jungkook durumu daha yeni yeni kavramaya başlamıştı.

"Sen benim kızımı öyle kuytu köşede ağaçların altında sıkıştırıp taciz mi ediyorsun lan!?" Hoseok bağırdığında jungkook sinirlerine hakim olmak ve bağırmamak adına elinden ne geliyorsa yapıyordu.

"Hayır baba taciz değildi! Biz birbirimizi seviyoruz. Öyle değil mi jungkook?" Hoseok duyduğu isimle kalakalmıştı öylece.

Bu,seok-jin'in oğlu jungkook muydu?

"Aman tanrım! Sen,seok-jin'in oğlu musun?" Jungkook sinirle derin bir nefes alarak başını sallamıştı.

"Ne kadar büyümüşsün böyle. Zaman gerçekten de hızlı akıyor öyle değil mi? Gözlerime inanamıyorum koskocaman delikanlı olmuşsun!" Hoseok şaşkınlık ve mutlulukla jungkook'a sarıldığında jungkook'ta ellerini beline sararak karşılık vermişti.

"Evet efendim. Zaman gerçekten de hızlı akıyor." Hoseok gülümsemişti lakin bir anda durup ciddileşmişti.

"Olsun! Kızımın beşik kertmesi olsan bile böyle kuytu köşede evlenmeden yapamazsınız bir şeyler! Her şeyin bir adabı,usülü var!" Jungkook ani gelen duygu değişikliğine şaşırmıştı.

Daha az önce gülmüyor muydu bu adam?

"Ettiğin kahramanlık tüm Asya'da konuşulur oldu evlat! Bu yönünden takdir ettim seni. Bu eşkiyaları da sen dövmüşsündür kesin. Aferin,kızımı koruyabilecek güce sahipsin." Jungkook duyduklarıyla gülümsese de bu konuşma jennie'nin hoşuna gitmemişti.

"Ben korunmaya muhtaç değilim baba! Hem ben de dövdüm bir kaç tanesini canım! Kendi kendimi koruyabilirim." Hoseok kızına göz ucuyla bakmıştı.

"Tabii tabii. Dövme konusunda ki kabiliyetini çok iyi biliyorum kızım. Hyun-bi'nin kardeşlerini dövmüşsün zaten o yüzden arıyordum seni. Ne zaman akıllanacaksın sen bakayım?"

"Ne yapayım? Ben derede banyo yapıyorken gizlice beni seyretmişler. Bir de dalga geçtiler hergeleler! Bende dövdüm. Dövmese miydim?"

Jennie bunları gurur duyarak anlatıyordu lakin hoseok yanında ki delikanlının kıskançlığını ve sinirini görmüştü.

Baş başa kalmalıydı bu çocukla.

"Oba'ya dön jennie. Annene yardım et biraz. Abin ayda yılda bir iniyor zaten dağdan. Yarın özel bir gün hadi." Jennie yarın abisinin geleceğini duyması ile hemen ellerini çırpmış ve zıplaya zıplaya obanın yolunu tutmuştu.

"Kıskandın sanki hm?" Hoseok zaten sinirli olan jungkook'un sınırlarını daha fazla zorlamak istercesine konuştuğunda jungkook sıktığı ellerini serbest bırakmıştı.

"O hergeleleri bir de ben bulayım diyorum babacığım! Sizce nasıl fikir?" Babacığım kelimesini bastırarak söyleyen jungkook kararını kesin belli etmişti.

Böyle yaparak 'kızınla oynamıyorum,niyetim ciddi.' Demeye çalışıyordu. Hoseok aldığı mesaj ile gülümsemişti.

""Al çiçeğini çikolatanı,gel bu akşam kızımı istemeye."

Ardından hoseok oradan ayrılmıştı.

Jungkook duydukları ile sırıtmış ve kendi kendine mırıldanarak hyun-bi ve kardeşlerinin çadırlarının yolunu tutmuştu.

"Memnuniyetle Babacığım..."

<•>

Herkes minderlere oturmuş kahvelerini içerken çadırda garip bir sessizlik vardı.

Chin-ho dede hala ağzını açmıyor,jennie ve jungkook birbirlerine bakıp sırıtıyor,jisoo ve joo-hyun birbirlerine kaş göz işareti yapıyor,seok-jin ile hoseok ise açacak konu arıyordu.

Hatun jisoo yavaşça eğilerek seok-jin'i dürtmüştü.

"Bey,aç bir konu artık da bitsin şu sessizlik." Seok-jin kafa sallamış ve aklına gelen ilk konuyu açıvermişti.

"Havalarda çok garip öyle değil mi? Bir sıcak oluyor bir soğuk." Deyip sırıttığında hoseok'tan çok hızlı bir cevap gelmişti.

"Küresel ısınmadan bunlar hep." Herkes duyduğu şeyin ne olduğunu düşünürken tekrar sessizlik başlamıştı.

Seok-jin jisoo'ya eğilerek dürtmüştü.

"Hanım,konu bitti." Jisoo kafasını 'salak adam' anlamında iki yana sallamıştı.

"Chin-ho dedeye söylede girsin şu asıl meseleye artık."

"Ya bu kız isteme şeyi de ne zormuş. Nereden geldi bu adet bizim asya'ya? Kırk yıllık arkadaşımla rahatça iki kelam edemedim. Umarım en kısa sürede kalkar şu saçma illet."

Seok-jin sitemle konuşmasından sonra chin-ho dedeyi dürtmüştü.

"Dede,iste artık şu kızı." Dede başını sallamış ve söze başlamıştı.

"Efendim, gençlerimiz birbirini görmüş,beğenmiş,sevmiş,güreşmiş-" Her şey çok iyi giderken 'güreşmiş' kelimesini duyan herkes şaşıp kalmıştı.

Jennie hızla araya girmişti.

"Y-yani o anlamda değil! Bilek güreşi. Gerçek bilek güreşi. Hani annecim ben hep diyordum ya size, bileğimi bükemeyen adam gönlümü vermem ben diye. İşte jungkook büktü bileğimi benim ben de gönlümü verdim ona."

Jungkook tüm hınzırlığıyla atlamıştı araya.

"Siz 'gönül' kelamında ki N ve L harflerini değiştirip T ve N yapın efendim. Daha iy anlarsınız. Yani biz,evlenmek zorundayız. Anlamışsınızdır umarım." Jungkook böyle sapık bir yalan söylerken utanmıyordu lakin jennie çoktan yerin dibine girmişti bile.

Aile bireyler durumu anlamışçasına sırıtmıştı. Dede Chin-ho ise sözlerine devam etmişti.

"Demem o ki,kızınız jennie'yi,oğlumuz jungkook'a istiyoruz."  Hoseok kızına dönerek fikrini soracaktı lakin her şey ortadaydı.

"Kızıma sormak isterdim lakin,anladım ki dünden razıymış. Verdim gitti." Çadırda kopan kahkaha öyle büyüktü ki jennie yer yarılsada içine girsem diye sayıklıyordu içinden ve jungkook'a en sinirli bakışlarını atıyordu.

Cidden,

Tüm dünya yaşamı zamanı boyunca oluşturulan en kötü kız isteme olabilirdi.....

*

Arkadaşlar sınırı nasıl hemen dolduruyorsunuz yav sjsjsjjs

Şok ettiniz beni. Misafirlerimiz vardı bölümü yazamadım üzgünüm.

Kısa oldu ama umarım isteğinizi karşılar. Ben şu an bunu gece 01:31 de yazıyorum ama siz sabah okuyacaksınız çünkü sabah yayımlayacağım sjsjsjsjs.

Her neyse çok uzattım. Sizi seviyorum iyi okumalar. Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Oy sınırı:22
Yorum sınırı:20

Continue Reading

You'll Also Like

272K 27.1K 200
Karanlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerin...
11.2K 707 17
Her biri birbirinden bağımsız AlGon hikayeleri...
31.8K 1.5K 39
Ömer Eren ve Süsen Kılıç. Çok da masum olmayan, sırlarla dolu bir aşk. Çok sevmek herşeyin üstesinden gelmeye yeter miydi? Peki Ömer, abisinin ölümün...
6.4K 434 8
Bilinmeyen Numara: Gör beni Bilinmeyen Numara: Görebilirsin Bilinmeyen Numara: Uzak değil, hiç değil