Trabzon'a Gelin ( Düzenlenece...

By nuitvid

14.1M 495K 246K

İzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası... More

1. Bölüm - Hayatımın Değişeceği Gün
2. Bölüm - Beklenmedik Haber
3. Bölüm - Rüya Değil
4. Bölüm - Trabzon'da İlk Gün
5. Bölüm -İlk Karşılaşma - Düğün Günü
6. Bölüm - Fotoğraf Çekimi - Düğün Günü
7. Bölüm - Düğün Salonu - Düğün Günü
8. Bölüm - Evde Devam - Düğün Günü
9. Bölüm - İmam Nikağı - Düğün Günü
10. Bölüm - Sabah
11. Bölüm - Yavaş Yavaş Isınma
12. Bölüm - Beraber İlk Gece
13. Bölüm - Alışveriş
14. Bölüm - Akşam
15. Bölüm - Uzungöl
16. Bölüm - Dağ Evi Tatili
17. Bölüm - Korku
18. Bölüm - Film
19. Bölüm - Salıncak
21. Bölüm - Part 2
22. Bölüm - Kıskançlık
23. Bölüm - Özür Dilerim
24. Bölüm - Ağlıyordu!
25. Bölüm - Etkiliyor Beni...
26. bölüm - 1
27. Bölüm - Kıskandığını Belli Ediyorsun
28. Bölüm - Hamam
29. Bölüm - Doya Doya Öptüm
30. Bölüm - Cadı Karı
31. Bölüm - Dokunma Bana
32. Bölüm - Sana Doyamıyorum
33. Bölüm - Hasta Çok Hasta
34. Bölüm - Benim Olmaya...
35. Bölüm - Taş Mübarek Taş
36. Bölüm - 1.Kısım
37. Bölüm - 2. Kısım
38. Bölüm - Anne Olabilirdim
39. bölüm - ne yapayım Mecnun olup Leyla'yı ?
40. bölüm - botokslu Hatce
41. bölüm - hamsi köy sütlacı
42. bölüm - bayram
43. bölüm - hastane
44. bölüm - sürpriz
* karakterlerimiz *
45. bölüm - Rize
46. bölüm - karlı Ayder
47. bölüm - hadi aşkım
48. bölüm - senin yüzünden
49. bölüm - hamilelik
50. Bölüm
51. Bölüm - Kuru İftira
52. Bölüm - Hastane
53. Bölüm - Alışveriş
54. Bölüm - İki Melek
55. Bölüm - 1. Kısım
56. Bölüm - 2. Kısım
57. Bölüm - İstanbul
58. bölüm - Doğum Günü
59. Bölüm - Gerçekler
60. Bölüm - Savaş
61. Bölüm - sakin ol
62. Bölüm - Sezon FİNALİ

20. Bölüm - Part 1

226K 8.7K 3.7K
By nuitvid

20. Bölüm - Part 1

" -artık ben varım ve her yanlız kalmak istediğinde yanında biticem "

Cümleleri karışık olan aklımı dahada bulandırırken , o an hiç bir şey düşünmek istemeden bir tek o dudaklara odaklandım. Şuan neyi nasıl hissettiğimi bilmeden içimden geçen dürtüye uydum ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım...

' ben ne yapıyorum ' beynimin içinde alarm vererek tekrar eden bu söz gözlerimi sıkıca yummama ve öylece beklememe neden oldu.

Ben ne yapıyordum şuan, niye onun dudaklarına dokunmak ve hissetmek istedim ! Ah kim bilir ne tepki vericek, ne düşünecek ...

Daha nasıl öpmem gerektiğini bile bilmezken öylece vereceği tepkiyi bekledim.

Aradan geçen saniyelik süreçte onun dudakları kıpırdamazken , yaptığımın yanlış olduğunu anlayıp gözlerimi açmadan kafamı geri çektim.

Hâlâ ne olucağını beklerken bı tepki vermeyince gözlerimi yavaş yavaş araladım.

İki elimle ipten tutarken hafif yan dönüp kafamı ona çevirmiş bir şekilde duruyordum, oysa az önce belimde olan ellerini gevşetmiş gözlerimin içine bakıyordu.

Salıncak yüksek olduğundan şuan oturmama rağmen onunla aynı hizzadaydım .

Ne yaptığımı git gide farkına varırken sustum ve başımı aşağı eğip açık saçlarımın önüme düşmesine izin verdim.

Yere odaklandığımda havanın bir kaç dakika öncekini hâline inat daha da karardığını yeni anladım . Sanki utancımı gizlemek için bana yardımcı oluyorlardı.

Toprak belimdeki ellerinden birini çekip salıncağın ipine tutunduktan sonra, diğer eliyle de tamamen ona dönmem için yönlendirdi. Ona uyup başımı kaldırmadan ayağımın birini onun olduğu tarafa doğru attım ve ardından diğerini de...

Tamamen ona döndüğümde ipe tutunan eli çenemi tuttu ve baş parmağıyla hafif dokunuşlarla okşayarak yüzüne bakmam için kaldırdı. Gözlerine bakmaya korkarken, kafamı kaldırsam da bakışlarımı başka yöne çevirdim, arkasındaki ağaçlara odaklandığımda bu sefer bı adım yana kayıp kendisi göz hizzama girdi.

Vericeği tepkiden korkan gözlerimle yüzündeki ifadeyi ölçmeyi denedim. Sanki çok ama çok hafif bir gülümseme sezer gibi oldum fakat o daha çok ifadesizliğini koruyarak bir şeyler demeye hazırlanıyordu.

" İpek... "

Kulağıma fısıltı gibi gelen sesinin biraz daha yüksek çıktığına emindim ama hâlâ vericeği tepki beni ürkütüyordu.

" Ne yaptın sen az önce ?! "

Soruyla , ima arası gidip gelen ses tonu yanaklarımı pembeleştirirken , daha fazla gözlerine bakamadan gözlerimi yumdum . Ne dicektim ki , ' canım seni öpmek istedi ama beceremedim ' mi ?

Of!

Belimdeki eli aşağı yukarı hafifçe hareket etmeye başladığında, bana daha da yaklaştığını anladım ama tepki veremedim.

Soğuğa rağmen elleri beni ısıtırken yüzümde hissettiğim nefesle o nefese daha da yakın olmak istedim.

Öylece beklerken dudağımda hissettiğim baskı beklemediğim bir şeydi ve ben boşta olan ellerimi bile nereye koyacağımı bilemeden , bilinç dışında omuzlarına koydum .

Az önce hissedemediğim o dokunuşun aksine yumuşak dudakları güzel hissettirmişti, ben öylece sabit dururken, tam dudaklarının kıpırdadığı o süreçte arkadan gelen sesle hemen gözlerimi açıp ayrıldım .

" Ya Toprak! Sana İpek'i git çağar dedik dimi ne diye oyalanıyorsunuz ? Sanki yılların hasretini gideriyormuş gibi bir de romantik romantik sahneler , daha dün beraberdiniz be siz! Akşam odanızda yapın ne yapıyorsanız hadi , ailecek toplandık yemek masasında sizi bekliyoruz "

Zeynep ablanın yüksek sesi beni kendime getirdiğinde, şuan bu olanları düşünmekten çok, bu şekilde ona yakalanmak utandırmıştı.

" Ya yenge ! Madem görüyon ne yaptığımızı sessizce gidip, niye bizi baş başa bırakmıyorsun ! "

Toprak'ın kükremesinden ben bile ürküp ellerimi omuzundan çekerken Zeynep abla umursamaz tonunda tekrardan söze girdi.

" Banane ya, sizi mi beklicez sofranın başında! Millet aç , biz daha sizi düşünüyoruz, siz gelmiş burda fingirdiyorsunuz ... "

Zeynep ablanın sözleri beni şaşırtırken, ona bakmayıp salıncaktan indim.

" Siz gidin başlayın biz katılmicaz ! "

" Yok canım öyle şey, bal gibi de gelip oturacaksınız babam çağırıyor. Hadi, düşün önüme "

Az önce yakalandığımız durumdan ve Zeynep ablanın sözlerinden , utanmanın son raddesini yaşarken Toprak'a bakmadan Zeynep ablanın yanına doğru ilerledim.

Zeynep abla dönmüş eve doğru dönerken bende başımı kaldırmadan yanında ilerliyordum, Toprak ise arkamızdan geliyordu.

" Ya elticim ben öyle demek istemedim alınma bak hemen, zamanında yeni evli olduğumda aynı şekilde biz de Toprak'a yakalanmıştık ve kendisi bizle baya bı alay etmişti bende intikam alayım diye şey ettim "

Zeynep ablanın fısıltıyla söylediği şeyler hafiften gülümsememe sebep olsada sonuçta rezil olmuştum. Hem Zeynep ablaya hemde Toprak'a... Bu yüzden kafamı kaldırmayıp eve doğru adımlarıma devam ettim .

" Ya bak utanmana gerek yok İpek, siz karı kocasınız normal karşıladım yani, sanki ben hiç yapmamışım gibi ... "

Cümleleriyle biraz daha rahatlarken ona doğru dönüp tebessüm ettim.

" Sen genede unutsan, bu anı abla "

Karşımda kahkaha atmamak için kendini sıkan Zeynep ablaya beklentiyle baktım.

" Pek sanmıyorum, çok tatlıydınız ve de romantik, ama bu konu burada kapanmadı akşam konuşucaz "

Oflayarak omuz silkip önüme döndüğümde , sonunda eve gelmiştik ve bahçeden salona girip, yemek masasında yerime geçtim. Toprak da arkamızdan gelip yemeğe geçtiğinde Ayşin yemekleri tabaklara koymaya başlamıştı .

" Kızım yarın abin gelicekmiş , sen ne düşünüyorsun ? "

Mahmut babanın sorusuyla bütün gözler üzerime dönünce az önceki olayı unutmaya çalışarak asıl konuya odaklandım.

" Bilmiyorum baba, abimin haberi yoktu zaten, o yüzden bu kadar tepki verdi. Bilseydi de bu duruma hayatta izin vermezdi "

" Aslında abine hak veriyorum "

Mustafa abinin söylediği şeyle Toprak elindeki çatalı gürültüyle tabağa bıraktı.

" Neye hak veriyorsun abi! Ne yani karımımı alıp götürsün "

Toprak'ın ani olan öfkesiyle sadece yutkunmakla yetindim.

" Öyle mi dedim la ben! "

Ortamdaki gerginlikle kimse ağzını açmazken Mahmut baba lafı devr aldı.

" Kimse bu evden benim gelinimi alıp götüremez, o yüzden düzgünce yarın oturup konuşalım şimdi sofrada ortalığı germeyin "

Kendimi suçlu hissettiğim için sofrada fazla bir şey yiyemeden sessizlik içinde bitirmiştik. Sonunda kızlarla sofrayı kaldırdığımızda , erkeklere çayı götürüp çatı katına çıktık.

Ela bı lavaboya gidiceğini söylerken, Ayşin de çayın yanına tatlı hazırlıyordu, biz Zeynep ablayla çatı da Ela'yla Ayşin'i beklerken çoktan oturmuştuk.

" İpek! "

" Efendim abla " o konunun açılacağını az çok tahmin ettiğimden kısık çıkmıştı sesim.

" Ablacım sen hâlâ Toprak'tan utanıyor ya da çekiniyor musun? "

Beklemediğim bu soru karşısında öylece susup omuz silktim.

" Bak ablacım o senin kocan ve yanımızda pek belli etmiyorsun ama baş başaykende ondan çekinmene, utanmana gerek yok "

Kafamı onaylar şekilde sallayıp daha fazla konu uzamasın diye bir şey demedim.

Zeynep ablada sırıtarak , konunun uzamasını istediğimi anlamış olucak ki uzatmadı

" Yaaa inanmıyorum baya baya aşık olmuş "

Ela'nın içeriye gülerek gelmesiyle neyden bahsettiğini anlayamamış suratına bakıyordum.

" Bakma öyle yenge baya Toprak abi sana aşık baksana, abin gelicek ve seni alıcak diye nasıl sinirlendi "

Ela'nın kahkahasına bı anlam veremiyordum, çünkü Toprak bana aşık falan değildi o da böyle saçma bir şeye boş yere gülüyordu.

" Yaa, evlenmeden önce evde nasıl esip gürlemişti, bir de şimdi bak karısına nasıl da değer veriyor "

Zeynep ablanın söylemlerine göz devirip arkadan gelen Ayşin'in getirdiği tepsiyi koyması için oradaki minderi kenara çektim.

Bilmiyorlardı ki bu düşündüklerinin hiç biri öyle değil. Bugün de onu öpmeyi ben istemiştim ve o da isteğimi kırmamıştı. Ne saçmalıyorum ya, o beni niye öptü ki ? Bunu sırf ben istedim diye yapmamıştır herhalde... Acaba Zeynep ablayı mı görmüştü.

Bu düşünceleri kızların yanında düşünmek kötü hissettirdiği için hemen kafamdan savurdum .

...

Toprak'tan

Merdivenlerden inen yengemle yanında ister istemez İpek'i gözüm aradı.

" Yenge İpek nerde ! "

" Toprak, yukarıda uyuya kalmış sen bı bak "

Onaylar şekilde kafamı salladıktan sonra çatıya çıktım.

Merdivenlerin sonuna geldiğimde mindere uzanmış bir şekilde İpek yatıyordu, ona doğru ilerleyip yavaşça yanına diz çöktüm.

Ayaklarını kendine çekmiş bir şekilde, iki büklüm , saçları güzel yüzünü kapatmış ve elleri kafasının altında durur bir vaziyetteydi.

Saçlarını hafif dokunuşlarla kulağının arkasına sıkıştırırken bugün olanlar geldi aklıma. Doğrusu hiç çıkmamıştı ki aklımdan.

Onun yanına sofraya çağırmak için gittiğimde salıncakta sallanarak şarkıya uyum sağlıyordu, o an sadece içimden geleni yapıp ona doğru yavaş adımlarla ilerlemiştim, kokusu git gide burnuma dolarken o kaynağa daha yakın olmak isteyip , beline kollarımı sararak, saçlarının arasından boynuna koymuştum kafamı.

Onun başta irkilmesiyle genede sesini çıkartmamasından geri adım atmadığımda olayların daha da ilerleyip dudaklarını dudaklarımda hissetmemle şok olmuştum. Sonrasında beni öpmesi için beklerken o yanlış anlayıp geri çekilmişti. O dudaklara dokunan tek kişi olduğumu hissetirmişti bana.

Çocuk gibi utanıp geri çekilmesi üstelik nasıl öpüceğini bile bilememesi o kadar hayran bırakmıştı ki kendine, o an bir daha o dudaklara dokunmak isteyip, onu da cesaretlendirmek istedim.

Tabi onca güzel şey yengem yüzünden yarı kesilirken , o an pekde sakin olmam beklenemezdi dimi ?

Şuan karşımda dudaklarını büzmüş bir şekilde yatarken, gözlerim sadece dudaklarındaydı . Neden tekrar öpmek istiyordum ki bu kızı ? Belkide artık kendimi kandırmayı kesmeliydim, baya etkileniyorum işte, belkide tutuluyorum ya da alışıyorum.

Bu sefer istemsiz olamadan, kendi irademle dudaklarına dokundum, baş parmağımı alt dudağında yavaşca gezindirdim. Uyuduğu için ondan habersiz öpemezdim ama en azından karıma dokunabilirdim. Aslında ikisi arasında bir fark yokken öpsem nolurdu ki ?

Dudaklarındaki parmağım yanağına kaydığında yüzüne iyice yaklaştım . Tam öpüceğim sırada şerefsiz gibi ondan faydalanıyormuş hissine kapılıp sadece alnına küçük bir öpücük bıraktım.

Sofrada ve sonrasında benimle hiç göz göze gelmemesi daha da sinir ederken , acaba yarında mı benden çekinip o gözlerinden mahrum bırakacak diye düşündüm . İzin vermezdim ama ... Beni bu noktaya getirdikten sonra gözlerime bakmayıp kaçmasına müsade edemezdim .

Yerinde kıpırdanıp kollarını sıkıca sardığında üşüdüğünü anlayıp kucağıma aldım. Daha ağır beklerken , çok hafifti. Merdivenlerden dikkatli bir şekilde inip odaya götürürken , uyku mağmuru şekilde kollarını boynuma sarıp göğsüme yaslandığında onu daha sıkı tutup odanın kapısını dirseğimle açtım.

Ardımızdan ayağımla kapıyı kapattıktan sonra yatağın tam ortasına yatırdım. Gece lambasını açtığımda etrafı loş bir ışık kaplarken siyah perdeleri çektim ve üzerime gidip eşofmanlarımı giyip İpek'in yanına döndüm .

Pantolon ve kazağıyla rahat edemiceğini düşünüp , pantolonunu çıkarttım ve uzun hırkasının aynı şekilde durmasını izin verip yanına uzandım . Yorganı ikimizinde üzerine örterken , rahat olduğum şekilde yüz üstü yatıp bir kolumu da onun beline doladım. Saçlarının kokusuyla kendimi huzurlu bir uykuya bıraktım.

...

Sabah Toprak uyanmadan odadan çıkıp kahvaltıyı hazırlamak için aşağı inmiştim.

" Günaydın "

Ayşin'in güler yüzlü sesine tebessüm edip yanıtladım

" Günaydın "

Sırf dünki olanlar ve gece üzerimi çıkarması utanmama sebep olurken, erken kalkıp inmiştim.

" Günaaaaydınnn ! "

Ela'nın şakıyan sesine de karşılık verdikten sonra beraber sofrayı kurmuştuk . Yavaş yavaş herkes aşağı inerken Toprak daha uyanmamıştı, bende herkes sofraya geçene kadar 2 dakka hava alayım diye on bahçeye çıktık.

Hem heyecanla abimi beklerken, hemde Toprak'la bundan sonra nasıl olucağımızı hesaplıyordum. Güya bir şey hissetmeyip boşanacakdik, ama ben ondan etkileniyordum. Hem ateşle barut yan yanayken bu ne mümkündü ki, belliydi böyle olucağı, boş yere boşanma anlaşması falan yapmıştık. Ki bunu da o istemişti, niye istemişti ha sahi? Normalde de anlaşamadık gerçekten ayrılırdık sonuçta dimi... Ne diye şans vermedik ki birbirimize?

Doğru ya o benim küçük olduğunu düşünüyordu. Hatta evlilik gibi bir sorumluluğa giremezdi. Allah bilir oyun da oynuyordur bu şimdi benimle.

Aklımdan geçen düşüncelerle sinirlerim iyice bozulurken, bahçeye giren abimin arabasıyla koca bir endişeli gülümseme yer aldı yüzümde.

Hızla arabının park ettiği yere ilerlerken o da arabadan inmiş düz ifadesiyle bana geliyordu. Hızla boynuna sarıldığımda, o da bana sıkıca sarıldı.

Bir kaç gün önce gideremediğim hasretimi şimdi sıkıca sarılarak gidermeye çalıştım . Gözlerimden istemsiz akan yaşları , ayrıldığımız da abim gördüğünde elini hızla yüzüme getirip yanaklarımı sildi.

" Ne oldu, bir şey mi yaptılar sana ?! "

Abimin yanağımdaki eli kas katı kesilirken beni yanlış anlamıştı.

" Hayır abi , seni özledim "

Suratın da ki acı gülümsemeyle alnıma bir öpücük kondurdu.

" Bende seni! Eminsin dimi güzelim yapmadılar bir şey ? "

Kafamı hızla aşağı yukarı sallayıp onayladım.

" Eminim abi, hem burada çok mutluyum, yeni bir ailem var, çok iyi davranıyorlar"

" Nasıl, gelmicek misin ? "

Kafamı iki yana sallayıp ona iyice sarıldım .

" Sen zaten gidiceksin ben o zaman napicam? "

" Ben gitmicem abicim, buradayım artık hep... "

" Cidden mi ! "

" Cidden, o yüzden birlikte gidebiliriz "

Abimin beni ikna etme çabasına tam olur demek isticekken arkadan Toprak'ın sesi geldi.

" Hâlâ anlatamadım sanırım ama, İpek hiç bir yere gelmiyor"

...

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sizleri seviyorum, iyi ki varsınız.
❤️❤️❤

Continue Reading