Telekinezi

By nilsuilgin

3.8M 196K 53.4K

UYARI: Hikayeyi okurken sakın henüz okumadığınız bölümlere bakmayın. Gizem/Gerilim olduğu için spoiler yiyebi... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
Tamam mı, Devam mı?
-6-
-7-
DUYURU
-8-
-9-
-10-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31- Yılbaşı Özel
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
-55-
ÖNEMLİ NOT^^
-56-
-57-
-58-
-59-
-FİNAL-
Yazardan Müjdeler!
Yeni Bir Dönem
Siz Birer Mevsimsiniz

-11-

65.4K 3.4K 725
By nilsuilgin

" 'Dolunay bekleyebilir' de ne demek! Bence aç, bekletme kızı," diye diretiyordum. Sonrasında Eray tüm sempatikliğiyle konuşmaya başladı.

"Sanki onunla çıkmama bayılıyorsun."

"Bu da ne demek? Ben sadece arkadaşımın..." sözümü tamamlayamamıştım.

"Senin arkadaşın benim," diyerek iki eliyle dirseklerimden tutup bana yaklaştı. "Daha az önce söyledin. Annemler bizi tanıştırmadığı halde arkadaş olduk. Benimle tanışmak kaderinde vardı, unutma."

Doğruydu. Şöyle bir bakınca hayatımdaki en doğal şey onunla tanışmamdı.

Ama konumuz bu değildi, değil mi?

~~~~

Odamın lambasını kapatarak uyumaya hazırlandım. Yatağıma doğru ilerlerken penceremin önünde bir kıpırtı hissetmiştim.

Perdemi açarak sokak lambasının aydınlattığı dışarıya baktım. Evimizin bahçe kapısı aralanmıştı, bu muhtemelen rüzgar sayesindeydi. Etrafta kimse görünmüyordu. Yine de penceremi sıkıca kapatarak tekrar yatağa yöneldim.

Ancak ikinci bir tıkırtı duymamla kanımın donduğunu hissettim, elime bir cisim alma gereği duymamıştım çünkü kendimi telekineziyle savunabiliyordum zaten.

Tam odamın kapısını aralamıştım ki, soğuk bir elin ağzımı kapatmasıyla atabildiğim en yüksek sesli çığlığı attım. Yaşamakta olduğum şey dehşet vericiydi!

Elin sahibi beni evden çıkarıp bir arabaya fırlatana kadar gözlerimi kapadım ve uyanmayı diledim. Korkudan tir tir titriyordum.

Arabanın içine atıldığımda arabada birinin daha beklediğini farkettim. Korkudan tek kelime edemiyordum. Sare, beni evden çıkaran Sare'ydi!

"Elis," diye seslendi Sare direksiyona geçerken. Ön koltukta oturan Elis ona döndü. "Tamam mı?"

Sare eliyle zafer işareti yaptı. Ellerim bağlı değildi, ağzım da öyle. Öylece bakıyordum. Konuşamıyordum, ağlıyordum.

Sare aynadan bana baktı. "Korkma Mayacığım. Konuşacağız sadece," diye tısladı. Onun bu lafına Elis gülmüştü.

Korkudan bayılmış olmalıyım.

Kendime geldiğimde Sare ve Elis bir evin kapısını açıyordu. Issız bir yerdeydik ve villa gibi bir yere gelmiştik. Ben arabadaydım. Kafam kazan gibiydi, ne olmuştu bana? Hiç düşünmeden çığlığı bastım, elimden hiçbir şey gelmiyordu. Arabanın kapısını açamıyordum ve tekmeler savuruyordum.

Sare ve Elis koşarak geldiler, beni arabadan çıkararak debelenmelerim eşliğinde eve girdirmeyi başardılar. Bedenimi koltuklardan birine bıraktığımda Sare içeriye gitmiş, Elis ise önüme geçerek oturmuştu. Hala ağlıyordum.

"Beni...niye getirdiniz?" diyebildim. Gözyaşlarım durmak bilmiyordu ve şoktaydım.

"Merak etme bir şey yapmayacağız. Sadece adaleti istiyoruz, anlarsın ya, kafana birkaç çizik atıp bırakır Sare seni. Bu arada yanındaki o ite de söyle, Dolunay'dan ayrılsın."

Konuşması bile ondan iğrenmeme yetiyordu. Hiçbir şey söylemedim.

Sare en sonunda geldi ve tehditkar bir tonla, "Maya biz de sana sürpriz yapalım demiştik." diyerek yanıma yaklaştı. Elis ve o beni kolumdan tutarak koridorda zorlukla bir odaya sürüklediler. Odanın kapısı kilitlenmişti. Bir masa, bir dolap ve eski bir yatak vardı.

Birdenbire Sare'nin beni dolaba itmesiyle arkaya savruldum. Neyse ki darbe almadan kendimi geri çekmiştim. Anın şokuyla hareket dahi edemezken onların hamle yapmasına izin vermiştim. Sare ve Elis beni hırpalamaya başladılar. Elis saçlarımdan tutarken Sare bana çelme tutarak yere düşürmüştü. Yerde onlara ufacık da olsa karşı koymaya çalışıyordum ama imkansızdı. Ama ne olursa olsun, bana dayak atmalarına izin vermeyecektim.

Tavandaki avizeye baktım. Gözümü bir saniye ayırmadan zihnimle vidasını gevşettim. Elis ve Sare her şeyden habersiz beni zapt etmeye çalışıyorlardı.

Az kaldı.

Ve en sonunda avize sanki ağır çekim gibi başımıza doğru inmeye başladı. Yerde kendimi yuvarlayarak kenara çekildim. Avize yere çakılırken avizedeki taşlar dökülmüş, ayağı kayan Sare yere düşmüştü. Elis elini kafasına siper ediyordu. "Aahhhh!"

Masada duran minyatür sandalyeyi kaptığım gibi cama fırlatarak camı kırmayı başardım ve bir saniye bile tereddüt etmeden ince bedenimi pencereden çıkararak yere atladım.

Koşuyor, koşuyor ve koşuyordum. Nefes nefese kalmış olmamı ve gecenin ürpertici karanlığını umursamadan koşmaya devam ettim. Hıçkırıklarıma engel olamıyordum. En sonunda işlek bir caddeye geldiğimde bir banka oturarak ağlamaya başladım. Nedensizce beni her zaman güvende hissettiren kişiyi, Eray'ı istiyordum.Yerimden yavaşça kalkarak oturup çekirdek yiyen yaşlı teyzelerin yanına gittim.

"Su...verebilir misiniz acaba?" Tamamen bitkin göründüğüme emindim. Teyzelerden birisi "Tabi, evladım," diyerek su şişesini bana uzattı. Elis ve Sare'nin yanında bağırmaktan boğazım kurumuştu. Suyu iyice içtikten sonra hafifçe teşekkür ettim.

Tekrar banka çökmüştüm.

"Maya!" Sesini duymamla bana doğru koşarak gelen Eray'ı gördüm. Eray, yüzü dehşet içinde yanıma ulaşarak beni kolları arasına aldı. Ona sarılarak ağlamaya başladım.

Beni nasıl bulmuştu?

"Şşt, tamam, geçti." Saçlarımı okşuyordu. Ama Dolunay'ın saçlarını okşar gibi değildi. Beni güvende hissettirecek ve dinlendirecek şekilde dokunuyordu.

Beni arabasına bindirdi ve evimize götürdü. Eve geldiğimizde annem kapının önünde bekliyordu ve perişan haldeydi. Arabadan indim. Anneme koşarak sarıldım.

"Maya hemen ne olduğunu anlat," dedi. "Bir yerine bir şey olmadı değil mi?" Beni bir kez daha göğsüne bastırırken Eray bizi izliyordu.

Annem ona döndü. "Eray canım sana sonsuz teşekkür ederim, anneni en kısa zamanda tekrar görmeyi istiyorum. Sen eve git istersen, saat gecenin ikisi oldu."

Eray da bizlere iyi geceler diyerek arabasına bindi ve uzaklaştı.

~~~~

Anneme bir saat boyunca verdiğim ifadeden sonra uyumama izin vermişti ve evimizin kilitlerini hemen yarın yenileyeceğini söylemişti. Bana tekrar tekrar sarıldı.

Berbat bir gece geçirmiştim.

Elis ve Sare beni evime kadar gelip kaçırabilecek potansiyele sahiplerse, kilitleri yenilemek bunu yeniden yapmalarına engel olmayacaktı. O kızlar...ikisi de birer psikopattı. Tam birer psikopat.

Ertesi sabah, üç saatlik bir uykunun ardından uyanabilmiştim. Daha birkaç saat önce neredeyse Elis ve Sare tarafından katlediliyordum. Aman ne güzel.

Okula elbette gidecektim, onlara kendilerinden korkmadığımı göstermek istiyordum. Büyük ihtimalle onlar okula gelmeyeceklerdi ama olsun.

Koridorda her zamanki kendimden emin tavrımla yürüyerek uykusuzluğumu ve geçen gece neredeyse katlediliyor olmamı unutmaya çalıştım. Görünüşe göre Sare ile Elis gelmemişti, Dolunay da ortalıkta yoktu. Eray'ı bulmak için göz gezdirirken bana doğru geldiğini gördüm.

"İyi misin?" diye sordu. Dün geceki trajikomik olaydan bahsediyordu elbette.

"Evet. Annem bugün kilitleri yenileyecek. Olay daha da büyürse gerekeni yapacakmış."

"Olay daha ne kadar büyüyebilir Maya?" dedi sinirle. Ben ne yapabilirdim?

"Dolunay'dan ayrıldım," dedi birden.

"Sahi mi?" Cidden ayrılmışlardı!

"Evet. Ben ayrılmak istediğimi söyleyince üzüldü biraz, hatta ağladı ama o ağlıyor diye onunla çıkamam ki.". Onu anlıyordum. Baştan beri çocuk kızı üzmemek için katlanmıştı.

Ama aklıma gelen düşünceyle irkildim.

"Eray, hani sen Dolunay'dan ayrılmışsın ya. O bize cephe alırsa ne olacak?"

"Elis ve Sare'nin tarafına geçmekten mi bahsediyorsun? Sanmam. Annesi bizi korumaya çalışıyor, ona izin vermez. Daha yeteneklerimizin bile farkında değil."

Ama yine de korkuyordum.

Hayatımda ilk kez korkuyu iliklerimde hissetmiştim. Deşifre olma korkusu.

Elis ve Sare yeteneğimi biliyorlardı. Tekrar kanıt toplayarak beni ifşa edebilirlerdi. Böylece beni okuldan, şehirden hatta ülkeden bile kovalayabilirlerdi.

Ama aklıma bir fikir gelmişti.

Dolunay'ın abisi. Pars.

O çocukla bir hesabım olacak.

Multimedia Maya'nın evi. Batı özentisi demeyin diye İstanbul'daki evlerden bir tane seçtim :D Umarım bölümü sevmişsinizdir^^

Continue Reading

You'll Also Like

2.1K 1.2K 10
Aşkı bir kelime ile tanımlamak istersek o ne olurdu? -Küllerinden doğup, aynı ateşte tekrardan kavrulmak. -Her geçen gün daha da bağlanmak. -Tutkuyla...
1.3M 12.2K 198
Francisco ve Vini 'den sıkıldıysanız ve hiç kullanılmamış erkek karakterler arıyorsanız tam yerindesiniz! Burada isteğinize göre karakterler bulacağ...
1.1K 301 14
"Her şey bir yalandı!" Sinirle tıslayan Ahu, ellerini sımsıkı bir şekilde yumruk yaparak öğrendiği çarpıcı gerçeğe bakıyordu. "Hiçbir zaman yöneti...
1.5K 310 33
Allen ve ailesi hayatlarını normal aileler gibi yaşarken bir gün babası ani bir değişime uğrayıp Allen ve annesine kötü davranıp zulüm eder, babasını...