next-door neighbor ° kth

By jeondiyeceksiniz

332K 22.2K 11.2K

-Tamamlandı 🍷 "Helva yapacaktım ama evde irmik bitmiş, varsa biraz?" "Hayırdır ölüyor musunuz? Eğer öyleyse... More

1|🍷
2|🍷
3|🍷
4|🍷
5|🍷
6|🍷
7|🍷
8|🍷
10|🍷
11|🍷
12|🍷
13|🍷
14|🍷
15|🍷
16|🍷
17|🍷
18|🍷
19|🍷
20|🍷
21|🍷
22🍷
23🍷
24|🍷
25|🍷
26|🍷
27|🍷
28|🍷
29|🍷
30|🍷
31|🍷
32|🍷
33|🍷FİNAL

9|🍷

10.5K 733 252
By jeondiyeceksiniz

İyi okumalar 🍷

"Sözleşme gayet uygun şartlarda." Mimi bana bakıp gülümsediğinde, başımı sallayıp omuz silktim.

"O zaman imzalayalım." diyip elimdeki dosyayı imzaladığımda, Mimi gülümsemişti.

"Kims şirketi, cidden büyük bir şirket. Orada yükseleceğine adım gibi eminim." gülümseyip başımı salladım, umarım dediği gibi olurdu.

Dünyaca ünlü olmak istemezdim ama, adımdam bahsedilse fena olmazdı.

"Sana şirkete kaçta gideceğimizi mesaj olarak atarım." başımı sallayıp gülümsedim, saygıyla konuşmaması beni rahatlatıyordu.

Kuralcı biriydi ama yumuşatarak yapıyordu bunu, emir vermiyor ve arkadaş gibi davranıyordu.

Mantıklı düşünen biriydi.

"Tamam, o zaman şimdi gideyim ben?" başını sallayıp gülümsemişti.

"Heran mesaj atabilirim, Mira. Şimdi sana iyi dinlenmeler." gülümseyip baş selamı vererek odadan çıktım.

🍷

"Oha, baya ünlü bir şirket gerçekten. Ve ürünleri bizim evi aldığımız parayla birebir aynı."

Heran'ın dedikleriyle, gözlerimi şokla açıp ağzımdaki kolayı Mina'nın ve benim üzerine püskürtmüştüm.

"Oha, gerizekalı ya!" Mina ayağı kalkıp üzerindeki tişörtü çıkartmıştı.

"Uf, şaşırdık be. Ne var?" dil çıkartıp kolamı içmeye devam ettim.

"Vay anasını satayım ya, o kadar ünlü ve pahalı bir şirket demek." diyip başımı hayretle salladım.

"Ben duymuştum ama, param yetmediği için girip ürünlerine bakmadım." Sera'nın dediğine gülüp, ayağı kalktım.

"Ya çenin payan mı yetmiyoy? Oy oy oy." Sera'nın yanına gidip, yanaklarını sıkarak konuşmuştum.

Gülüp, telefonuyla ilgilenmeye devam etmişti.

"Ben zengin olayım, size âlâsını alıcam." Sera'nın yanından ayrılarak, yukarı odama çıkmıştım.

Üzerimdeki tişörtü çıkartıp dolabıma ilerledim. Tweety'li sweet'imi aramaya başladım, ama bulamamıştım.

Sinirle merdivenler yöneldim.

"BENİM TEEETY'Lİ SWEET'İMİ KİM ALDI! YA O KADAR ÜSTÜNÜZ VAR, NİYE BENİMKİLERİ ALIYORSUNUZ?!" bağırarak salona indiğimde, kırmızı başı görmüştüm.

"Kızlar nerde?" baştan aşağı bedenimi süzüp, dudağını ısırarak ayağı kalkmıştı.

"Kızları yok, ben varım olmaz mı?" dediğinde göz devirip, mutfağa ilerlemeye başladım.

"Zevkli seçim." sütyenime ithafen dediğini anladımda, dudak büzüp güldüm.

"Ya salak mısın, bende üstündekini arıyordum." diyip Mina'nın yanına giderek üzerindeki sweet'i tutup çekmeye başladım.

"Biraz giyeyim aşkım, lütfen ya!" dediğinde, başımı sallayıp tekrar odama çıktım.

Üzerimi değiştirerek rahat bir şeyler giymiştim.

Saçlarımı yukardan dağınık ve umursamazca bir topuz yapıp, ellerime krem sürdüm.

Telefonumun sesini açıp yanıma alarak, salona inmiştim.

"Hayırdır, neye bu hazırlık?" heyecanla hazırlık yapan kızlara itafhen konuştuğumda, bana bakmadan telaşla konuşmuşlardı.

"Taehyung'un arkadaşları gelecekmiş, ondan ufak çaplı atıştırmalıklar hazırladık." demişti Heran.

Hazırladıkları şeylere bakıp başımı hayretle sallayıp, dudaklarımı aşağı sarkıttım.

"Anasını satayım bir su böreği açmadığınız kalmış, ufak çaplı hazırlığınız bu mu sizin?" dediğimde, hepsi beni takmayarak mutfağa ilerlemişti.

"BEN İSTESEM BÖYLE ŞEYLER HAZIRLAMAZSINIZ, ULAN BİR ZENGİN OLAYIM YÜZÜNÜZE BAKMAYACAĞIM." diyip, suratımı asarak koltuğa yayıldım, kırmızı baş ise halime gülüp oturduğu koltuktan kalkarak yanıma gelmişti.

"AYRICA NE DİYE BU GEVŞEĞİN ARKADAŞLARINA BİR ŞEYLER HAZIRLIYORSUNUZ?" diye eklediğimde, kırmızı baş bacak bacak üstüne atıp biraz yaklaşmıştı bana.

"Ben sana istediğin her şeyi hazırlarım, bebeğim." dediğinde, göz devirip başımı salladım.

Kapı zili çaldığında, kalkıp kapıyı yöneldim.

Mutfaktan çıkıp kapıya koşan kızların haline gülüp kapıyı açmıştım.

Kızlar kimin geldiğine bakarak,suratlarını asıp tekrar mutfağa girmişlerdi.

Ben ise gülüp başımı iki yana salladım ve karşımdaki kıza bakmaya başladım.

"Taehyung burada mı? Evde yokta, telefonunu da evde bırakmış." elindeki telefonu gösterip, gülümsemişti, Souya.

"Maalesef burada." omuz silkip, dudaklarımı gerdim.

Souya denen kız başını sallayıp gideceği sırada, durdurmuştum.

"Evde benim gibi yanlız kalıp baş dinleyici taraftarı değilsen, gel sende." arkasını dönüp kaşlarını havalandırdığında, gülmüştüm.

Kapıyı biraz daha açarak, salona yürümüştüm.

"Souya?" kırmızı baş karşısındaki kız baktığında, Souya başını eğmişti.

"O da benim misafirim, bir sıkıntı mı var?" dediğimde, bana bakıp sinirle dudağını ısırıp, ıslatmıştı.

Ardından tek kaşını kaldırıp başını yana eğmiş bana bakıp, başını sallamıştı.

"Gelsene Souya." diyip yanımı patpatladığımda, gülümseyip yanıma gelmişti.

Saf ve masum bir kıza benziyordu cidden, hani böyle olur ya parası ve aldığı zevk için adamın yanında duranlar.

Hah, onlardan değil gibiydi.

Telefonumun bildirim sesini duyduğumda, orta cam sehbadan telefonumu almıştım.

Sanırım Mimi mesaj atmıştı.

Mimibaşkan:
Mira, yarın öğleden sonra iki de görüşmeye gideceğiz.
Büyük ihtimal çekimlerde olabilir, iyi dinlen lütfen.

Mira:
Tamam başkan.

Mimibaşkan:
Başkan mı?

Mira:
Evet 😂

Mimibaşkan:
Peki, sana iyi dinlenmeler 🙃

Mira:
Sanada iyi akşamlar Mimi 😗

Telefonumu kenarı bırakıp, kapıya koşan kızlara bakıp gülmüştüm.

Sanırım zil çaldı.

"Kendilerini ağırdan satmayı asla bilmiyorlar." diye mırıldanıp, başımı gülerek iki yana salladım.

"Ev arkadaşlarının olması güzel bir şey olmalı?" Souya konuştuğunda, kaşlarımı havalandırarak başımı yanımda oturan Souya'ya çevirmiştim.

"Yani, ne kadar kızsam, sövsem, dövünsem, çıldırsam, delirsem de." güldüm. "Seviyorum, yani güzel bir şey, hemde çok güzel." demiştim.

Gerçekten öyleydi, böyle kedi köpek gibi olduğumuza bakmayın. Köpeğin başı sıkıştığında, dara düştüğünde kedi de gelip köpeğe yardım ederdi.

Bizde böyleydik, şakadan kavga etmemiz çok olurdu, hatta her gün. Ama ciddi manada kavga ettiğimizde, çok sürmezdi barışmamız.

Ya onlar gelirdi ya ben giderdim, yada kavga edererek tekrar barışırdık.

Her üzüldüğümde yanımda olup, teselli etmişlerdir. Bir sevgilim yoktu ama, her ağladığımda omuzlarını sunmuşlardı bana.

Mutluluğuma ortak oldukları gibi, mutsuzluğuma da ortak olurlardı.

"Çok şanslısın." kaşlarımı havalandırıp, Souya'ya baktım.

"Yani yolunda giden bir hayatın var, arkadaşların var. Sevgili derdin yok, mutlusun." başımı sallayıp, Souya'yı tastiklemiştim.

Öyleydi, mutluydum.

Ben olduğum için, bu hayatı yaşadığım için mutluydum.

"Mutluyum." başımı sallayıp karşımdaki kıza baktım. "Peki ya sen?" derin bir nefes aldım. "Sen mutlu musun?" başını eğip, dudağını ısırmıştı.

"Bilmiyorum, arada çok mutlu hissediyorum. Sonra bir zaman geliyor, çok üzülüyorum." dediğinde, kaşlarım havalanmıştı.

İnsanların duygu geçişleri olması normaldi, bir insan her zaman mutlu veya her zaman üzgün olmazdı.

Her gün enerjik hissetmeyebilirdi mesela.

Yaşadığı şeylere veya hayata göre değişirdi duygular.

Ama Souya'nın dediği şey duygu geçişleri değilde, verdiği kararlardan ötürü geliyordu bana.

Öyle bir hali vardı.

"Kırmızı baş mı sıkıntı?" dediğimde, başını 'aşşağı yukarı öyle' dermiş gibi sallayıp elinide ona uygun hareket ettirmişti.

"Seviyor musun?" derin bir nefes verip, başını salladı ve telefonuna gömülmüş olan kırmızı başa çevirdi bakışlarını.

"Çok." başımı sallayıp, dudaklarımı gerdim.

"Çok yanlış bir seçim, bir kere adam aşk adamı değil. Aklı tek bir şeye çalışıyor; seks." 'üzgünüm' bakışlarımı atıp, omuz silkmiştim.

Gelen arkadaşları çoktan koltuklara yerleşmiş ve muhabbet etmeye başlamışlardı.

"Biliyorum ama vazgeçemiyorum." Souya'ya bakıp, dudağımı ısırdım.

"Başka insanlarla seks yaptığını düşün?" dediğimde, omuzlarını düşürmüştü.

"Zaten yapıyor, benden sıkılınca başka kadın çağırıyor eve." gözlerimi şokla açıp, kırmızı başa baktım o da bize bakıyordu.

Oha amına koyayım, pezevenk dedik adam oruspu çocuğunun âlâsı çıktı.

"Peki, seni sevmediğini düşün. Yani o zaman soğursun belki?" derin bir nefes verip, dudağını ısırmıştı.

"Her zaman söylüyor zaten." dudaklarını sarkıtıp bana bakmıştı. "O nun için, ailemi bırakıp o nunla geldim. Ailemi o kadar çok özledim ki, ama gidersem bir daha Taehyung'u göremem." gülümsedi.

"Hem belki ileride sever beni?" umuduna, gülümseyip başımı sallamıştım.

Birine böylesine bağlanmak..

Cidden seviyordu.

"Ben ancak, hiç şansım kalmadığında pes edip gideceğim. Gerçekten beni sevemeyeceğine inandığım o an, hiç canım acımadan bırakıp gideceğim." gülümseyip, elimi sırtına koyarak okşadım.

"Senin gibi seveni görmedim sanırım." filmlerdeki gibiydi aynı.

🍷

Bölüm sonu!

Bu sefer yanında ki kız şıllık değil, gayet masumane bir kız. 🦄

Biraz değişiklik yapayım dedim. 😂😂

Sizi seviyorum, kendinize cici bakın!

Öptüm sizi şap şup 💋👅


Continue Reading

You'll Also Like

890K 71.2K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
776K 67.4K 82
Popüler bir instagram kullanıcısı olan Animeboy, gerçek hayatta sosyal fobisi olan, en ufak şeyden kaygılanan ve insanlarla rahatça iletişim kuramaya...
25.6K 2.9K 12
rosekook. Çıkarın en eski yerlerde sakladığınız, sararmış parşömeni.. Anlatın Britanya'yı, Kral Arthur'u, yedi şövalyeyi.. Şayet bir gün bulmayı başa...